Menajer Röportajları Vol. 4: SERKAN FİDAN

Menajer Röportajları
Sektörün Mor ve Ötesi’nin menajeri olarak tanıdığı; bugünlerde Moğollar, Hüsnü Arkan, Çamur ve Ezgi Aktan ile çalışmalarına devam eden Serkan Fidan’ı Menajer Röportajları serimizin dördüncü bölümünde konuk ettik. Müzik sektörünün farklı alanlarında edindiği deneyimler ışığında sorularımızı yanıtladı.

Menajerliğe ne zaman ve nasıl başladınız?

Öğrenciyken ODTÜ Müzik Toplulukları başkanlığı yaptım, ardından da Ankara’da irili ufaklı konserler, festivaller yapar oldum. 2002 yılının sonlarıydı galiba, Mor ve Ötesi grubundan Harun Tekin beni arayarak transfer teklifinde bulundu. Zaten sevdiğim çocuklar ve beğendiğim bir müzikti. Ben de fazla düşünmeden boş mukaveleye imzamı atıp İstanbul’a taşındım. : )

Hangi sanatçılarla çalışıyorsunuz?

Şu anda Moğollar, Hüsnü Arkan, Çamur ve Ezgi Aktan ile doğrudan mesaim var. Serkan Ferat, Kül ve Demirhan Baylan gönül bağım olan isimler. Onlarla bağım menajerlik ilişkisinden öte. Varlığımın onlar için gerekli olduğuna inandığımda var olurum, gerekmediğini hissettiğimde yok olurum. Bir de Tolga Yükseloğlu var. Dostluğumuzdan ötürü onun içinde olduğu projelere de mutlaka bir şekilde dahil oluyorum. Şu aralar Normal Değil adında bir grubu var ve ilk albümlerini hazırlıyorlar. Tüm bunlardan ayrı bir yerde çok değer verdiğim bir dostumun projesi var; Kharoon / Ölülerin Kayıkçısı. Orada sıfatım menajer olsa da, dostum Murat çok yönetilebilecek biri değil. Görevim daha ziyade projedeki aktörlerin birbiriyle senkronizasyonu gibi geliyor bana.

Daha önceden hangi sanatçılarla çalıştınız?

Şu anda kimlerle çalıştığımı hatırlarken zorlandım, öncesini çıkartmak gerçekten zor. 🙂 Sektör beni Mor ve Ötesi’nin menajeri olarak tanıdı. Sonrasında çok farklı mesailerim oldu. Birilerini unutma riskini göze alamadığım için isimleri saymayacağım.

Birlikte çalışacağınız sanatçıları hangi kriterlere göre belirliyorsunuz?

Aslında menajerlik hadisesi ile ilişkim biraz karmaşık. Yaklaşık 10 yıl sektörün management dışındaki alanlarına yönelmeye çalıştım ama hiçbir zaman tam anlamıyla başaramadım. Sürekli kavga eden ama bir türlü ayrılamayan çiftler gibiydik. Sonra menajerlik müessesesiyle barıştım. Fakat hırs ve kibre uzun süre katlanamıyorum. Çalıştığım sanatçıların genellikle belli bir yaşın üstünde olmasının temel sebebi bu sanırım. Ayrıca ne kadar para kazandırırsa kazandırsın, varlığımın katma değer katmadığı işlerden de soğuyorum.

Kariyerinin çok başındaki insanlara, ihtiyaçları olan ilgiyi ve zamanı ayıramamaktan korkuyorum.

No name sanatçılarla çalışıyor musunuz? Bu isimlerle çalışmaya karar vermenizi etkileyen faktörler neler oluyor?

Çalışmamaya özen gösteriyorum. Kişisel takvimi oldukça yoğun biriyim. Menajerlik mesaisi var, Milyon Yapım ve festivaller var, KadıköySahne var… Üstüne bir de BirGün Gazetesi’nde futbol üzerine ahkam kesmek de eklenince kariyerinin çok başındaki insanlara, ihtiyaçları olan ilgiyi ve zamanı ayıramamaktan korkuyorum. Müziklerini çok beğendiğim grupları özellikle uyarıyorum, faydamdan çok zararım olabilir diye. No name artistlerle çalışmak kolay kolay alamayacağım bir sorumluluk.

Menajer olarak sanatçılarınız için hangi çalışmaları yapıyorsunuz? (booking, PR, prodüksiyon, label vs.)

İdeal bir sektörde menajerlik bu saydığınız alanların bir ortak akıl çerçevesinde senkronize çalışmasını sağlamaktır. Ama memlekette ne ideal ki, bu olsun… Yukarıda saydığınız şeyleri ve daha fazlasını yapmışlığım, daha doğrusu yapmaya çalışmışlığım var. Yapacak biri olmayınca kendin yapmak zorunda kalıyorsun. Örnek vermek gerekirse; Facebook ilk açıldığında o kadar kullanmıyordum ki 4 yıl boyunca profil resmim hiç değişmediği için arkadaşlarımın şakalarına malzeme oluyordum. Grupların Facebook sayfalarını yönetmeye başlayınca ortalamanın üstünde bir sosyal medya kullanıcısına dönüştüm. Bugün Facebook hesabım hacklense Türk Rock müziği myspace günlerine geri döner. : ) Ama idealde bunu benim değil bir sosyal medya ajansının yapması gerekiyor.

Yurt dışı çalışmalarınız var mı?

Moğollar ve Hüsnü Arkan ile belli aralıklarla yurt dışı konserlerimiz oluyor. Ancak bunlar genellikle Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde gerçekleşen konserler. Belki geç kaldım ama yakın zamanda dünyadaki müzik fuarlarını gezmeye başladım. Henüz işlerin nasıl yürüdüğünü anlama aşamasındayım. Müzisyen dostum Bayar Şahin’in kızlarının kurduğu “Samida” diye bir grup var. Onların müziğinin dünyanın her yerinde ilgi çekebileceğine inanıyorum. Onlarla beraber yurt dışı için biraz daha fazla mesai harcamayı planlıyorum.

Ben Serkan Fidan olarak çok sinirli, öfkeli, çabuk parlayan ve düşündüğünü pat diye söyleyen biri olabilirim. Ama temsil ettiğim biri adına konuştuğum insanlara böyle davranma hakkım yok.

Sizce bir sanatçıyı temsil etmenin ne tür zorlukları var?

Ben Serkan Fidan olarak çok sinirli, öfkeli, çabuk parlayan ve düşündüğünü pat diye söyleyen biri olabilirim. Ama temsil ettiğim biri adına konuştuğum insanlara böyle davranma hakkım yok. Tersi de mümkün, fazla mülayim bir adamsındır ve öyle bir durumun içindesindir ki temsil ettiğin kişi için agresif olman gerekiyordur. Olmadığım biri gibi davranmak benim açımdan en zor şey. İkincisi de beklentiler ve gerçekler arasındaki dengeyi kurabilmek. Çalıştığım insanlara bakınca son zamanlarda bu konuda oldukça şanslı olduğumu söyleyebilirim.

Menajer olarak mekan ve organizasyonlarla ne tür sorunlar yaşıyorsunuz? Bu sorunların aşılması için tavsiyeleriniz neler?

Ben çalışması çok kolay biriyimdir. Her şeyin açık, net ve yazılı konuşulmasını tercih ederim. Ancak verilen sözler yerine getirilmediğinde hayal kırıklığına uğruyorum. Örnek vereyim… Ben kimseyi Moğollar konseri yapmak için zorlamam. Teklifler hep karşı taraftan gelir. Moğollar gibi 50. yaşını kutlayan bir grubun konserini yapmak istiyorsanız, bu sadece ekonomik bir risk olmuyor artık. O işin her aşamasında 50 yılın hakkını vererek yapman gerekiyor. Ekonomik denklem artık en önemsizi kalıyor. Mekancı olan ben KadıköySahne’de Moğollar’ı, Pentagram’ı, Bülent Ortaçgil’i çıkarttığım zaman para pul, kar zarar en son düşündüğüm şey oluyor. Onların sahnedeki varlığının benim mekanıma kattığı değerin parasal karşılığı olabilir mi? Benim için önemli olan onları evlerine memnun göndermek.

Sizinle tanışmak, çalışmak isteyen müzisyenler size nasıl ulaşabilirler?

Sanırım Google’a sormaları yeterli olacaktır. : )

Son olarak, temsil ettiğiniz sanatçılar dışında yerli sahneden son zamanlarda ilginizi çeken isimleri öğrenebilir miyiz?

Bu aralar en çok dinlediğim yerli gruplar Palmiyeler ve In Hoodies. Ama dönemsel şeyler bunlar. Onları yeni keşfediyor olmamla ilgili sanırım.

Serinin diğer röportajlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Tags: , , ,

İlginizi Çekebilir

Müzikten ziyade bir multimedya projesi: Cava Grande
Genç Caz konserlerinde sahne alacak müzisyenler belirlendi!

Yazar

Bize Katıl!