Menajer Röportajları Vol. 2: MERVE GÜNEŞ

Menajer Röportajları
Bize sık sık yöneltilen “Menajer arıyorum, önerebileceğiniz birisi var mı?” sorusuna yanıtlarımız “Menajer Röportajları” serisinin ikinci bölümüyle devam ediyor. Serimizin ikinci konuğu bugünlerde Ahmet Ali Arslan ve Barlas Tan Özemek’in menajerliğini üstlenmenin yanı sıra çok sayıda ilgi çekici, alternatif isme de booking hizmeti veren, MONA Booking Agency’nin kurucusu Merve Güneş oldu.

Menajerliğe ne zaman ve nasıl başladınız?

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Art and Culture Management okuduktan sonra sanat dallarından birinde uzmanlaşmaya karar verdim. Müziğin hayatımızdaki inkar edilemezliği, kararımı çarçabuk belirledi. MIAM’da Music Business and Management yüksek lisans programını bitirdim. Bu kadar “management” lafından sonra menajerlik de kaçınılmaz oldu diyelim. 😉

Babylon, Pozitif Live, IKSV, Borusan Sanat gibi ülkenin öncü sanat kurumlarında deneyim kazandıktan sonra kendi girişimimi hayata geçirmeye karar verdim. Festival ve organizasyon tecrübem daha fazla geçmişte. Müzisyenlerle birebir çalışmam sonraki karar; bu kez işin içine çok fazla insani yön giriyor, daha yakın temaslar…

Hangi sanatçılarla çalışıyorsunuz?

Menajerliğini yaptığım iki isim var; Ahmet Ali Arslan ve Barlas Tan Özemek.

Booking hizmeti verdiğim diğer isimler web sitemden görülebilir.

Hepimizin elindeki uğraşını hazmetmesi gerek.

Merve GüneşDaha önceden hangi sanatçılarla çalıştınız?

Hezarfen Modern Music Ensemble ile çalıştım. Proje bazlı konserlerde/festivallerde daha çok yabancı isimlerle çalışma deneyimim var. Müzisyenle birebir çalışma disiplinini, keyfini ve çok daha fazlasını mihmandarlıktan öğrendim. Unutulmazlardan Chick Corea, Stanley Clarke, Gregoire Maret, Luz Casal, Igudesman&Joo, Maxim Vengerov sayabilirim.

Birlikte çalışacağınız sanatçıları hangi kriterlere göre belirliyorsunuz?

Hayatta nerede durdukları, neye tepki verdikleriyle. Müziği bırakacak olsa başka hiçbir şey yapamayacak müzisyenlerle tanıştım. Onlarla çalışmayı seçmiyorum. O türlü kimselerin dünyaya müzik yapmak için geldiğini düşünmüyorum. Hepimizin elindeki uğraşını hazmetmesi gerek. İşte yukarıda adı geçen “büyükler” müzikten ötesini görebilmemi sağladı.

Nezaket konusunda aşırı hassasiyetim var. Bir nevi Nezaket Teyzeyim denilebilir. Hiçbir yetenek, hiçbir zenginlik, görgüsüzlüğü ya da kabalığı örtbas edemez. Teşekkür etmeyen, gerekiyorsa özür dilemeye dili dönmeyen, ricada bulunmasını bilmeyenlerle çalışmıyorum, sol gözüm seğiriyor.

Büyüyünce Ahmet Ertegün olmayı kim istemez?

No name sanatçılarla çalışıyor musunuz? Bu isimlerle çalışmaya karar vermenizi etkileyen faktörler neler oluyor?

Şimdiye kadar hiç çalışmadım. Şayet biri ya da bir grup bu yolculuğa sıfırdan birlikte başlamayı teklif ederse o zaman bunu çok detaylı değerlendirmek gerekir. Bu daha çok onlar neden benimle çalışmak ister sorusunun cevaplarıyla ilgili aslında. Seçimlerinin uygulanmasını isteyenden farklı olarak o seçimleri birlikte yapmak ve kimlik/marka yaratmak istediğinizde başka vasıflarım devreye giriyor. Her iki taraf için de uzun vadeli bir yatırım. Buna değer varlıklardan söz edilebiliyorsa neden olmasın? Büyüyünce Ahmet Ertegün olmayı kim istemez? 😉

Menajer olarak sanatçılarınız için hangi çalışmaları yapıyorsunuz?

MONA Booking Agency adlı butik bir şirketim var, ortağımla beraber Bodrum’da kurduk. PR hizmetine de yeni yeni el atıyorum. Dijital Pazarlama eğitimine de soyundum şimdilerde. Piyasadan dilim yandı biraz, ben de oldukça eksiğim. Sanıyorum yakında kapanır bu açık. Menajerlik de seçiciliği elden bırakmadan devam ediyor.

İşimi yapabilmem için müzisyenin bana materyal sağlaması, üretmesi, işini takip etmesi gerekiyor. Müzisyen işini yapmazsa siz de yapamıyorsunuz.

Sizce bir sanatçıyı temsil etmenin ne tür zorlukları var?

Eskiden menajerliğin bir meslek olduğunu anlatırken yıpranırdık. Sonrasında bitmeyen yüksek beklentilere rastladım. Tembelliğine “Müziğimi yaparım gerisine karışmam, menajer var o yapsın” kılıfı uyduranlar peyda oldu. İşimi yapabilmem için müzisyenin bana materyal sağlaması, üretmesi, işini takip etmesi gerekiyor. Müziğin tek başına bütün kapıları açtığı çağ geride kaldı. Müzisyen işini yapmazsa siz de yapamıyorsunuz; böylesi bir aidiyeti dayatıyor bir kere…

Menajerseniz “iyi müzisyen” kriteriniz müziğin kendi kalitesinden çok daha fazlasını içermeye başlıyor. Yaratım sürecini bilmediğiniz, ardındaki motivasyondan pay almadığınız bir başkasının emeğini sahipleniyorsunuz. O emeği kurda kuşa yem etmeyeceksiniz. Bu çabanın farkında olabilen, sorumluluk sahibi müzisyenlerle bir arada olmaya gayret ediyorum. Kendi işine bağlılığı olmayan bir sanatçının “bebek bakıcılığı” bana göre değil.

Müşteri gelsin diye yağmur duasına çıkıp, boş mekanın faturasını müzisyene çıkarmak uygunsuzdur.

Merve GüneşMenajer olarak mekan ve organizasyonlarla ne tür sorunlar yaşıyorsunuz? Bu sorunların aşılması için tavsiyeleriniz neler?

A-ha! Kanayan yaraların en büyüğü! Etkinlik organize etmenin standartlara ihtiyacı var. Belli bir dinleyici sayısına ulaşmış, albüm ya da kısaçalar çıkarmış, kendini günümüz imkanlarıyla piyasaya tanıtabilmiş isimlerin “kapıya çalma” geleneğine sıkıştırılması bitsin artık.

Mekanlar, dinleyicisi olmayan, “başarısız” isimleri zaten sahnelerine çıkarmıyor. Performansından kazanç sağlayacağını düşünen bir müzisyeni gece sonu sürprizlerine gebe bırakmak yakışık almıyor. Kaldı ki hiçbir şeffaflığı olmayan bu tek taraflı akit, müziğin önüne geçerek ilişkiler/yakınlıklar bazında çeviriyor işleyişi. Hem amatörce hem de adil değil. Üstelik bir mekanın bilet satmak için yapması gereken türlü çalışma var; medya satın alma, poster basım-dağıtım, sosyal medya duyurusu vb. Müşteri gelsin diye yağmur duasına çıkıp, boş mekanın faturasını müzisyene çıkarmak uygunsuzdur. Sahneler müzisyen için kucaklayıcı olduğu müddetçe daha cüretkar, daha verimli işler yapılacağına inanıyorum.

Anlaşma ne olursa olsun müzisyenlere belirli bir ödeme sunulmalı ki müzik grubu da kendine ortalama bir hizmet bedeli biçebilsin. Orta yol öyle bulunur. Emeğine karşılık bulamayacağını, bir de üstüne üç kuruş kovalamak zorunda kalacağını bilerek üretmesini beklediğimiz bir müzisyen camiası var. Bu baskıyı yok etmeli.

Sizinle tanışmak, çalışmak isteyen müzisyenler size nasıl ulaşabilirler?

E-mail adresim: merve.gunes@monabooking.agency. Facebook ve Instagram’dan kişisel hesabıma ve MONA sayfalarına ulaşmak mümkün.

Son olarak, temsil ettiğiniz sanatçılar dışında yerli sahneden son zamanlarda ilginizi çeken isimleri öğrenebilir miyiz?

Hemen herkes kendi ifadesi çapında çarpıcı aslında. Alternatif sahne ana akımdan farklı parametrelerde işlediğinden, ilgi çekmeyenlerin tutunması zor. Çıktığı günden beri Gevende, Kalben, Can Güngör, yerli demeli mi emin olamamakla birlikte Yank. Bir de Tuğçe Şenoğul geliyor aklıma.

MONA Booking Agency

Serinin diğer röportajlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

BBI Yerli #70 | “Trubadoor”
Ozoyo’nun Yeni EP’si 333’de Gurbetçi Uzaylılar Var!

Yazar

Bize Katıl!