“Kalp Hanım” yeni bir Kalben müjdeliyor

Albüm İncelemeleri

Konuk Yazar: İlker Hepkaner

Hani bazen yolda yürürken veya dışarıda ufak bir iş hallederken bir anda, sokağın köşesinde kendisinden yıllardır haber almadığınız bir arkadaşınız beliriverir. Birbirinize yaklaşırken eski arkadaşınızın yenilenmiş benliğiyle, sizin şimdiki halinizin nasıl anlaşacağını bilemez, ufak bir ürkeklik yaşarsınız. Kalben’in yeni albümünü o ürkeklikle açtım.

Karşınızdaki hep o çok sevdiğiniz, ama hayat işte, irtibatta kalamadığınız, eski ama yeni arkadaşınıza sarıldığınızda, ilk merhabada buzlar eridiğinde içinize su serpilir ya, işte Kalp Hanım’ın öyle bir etkisi oldu bende. Kalp Hanım yeni bir Kalben müjdeliyor, ama bildiğimiz, eski zamanlardan hatırladığımız Kalben’den çok uzak olmayan bir Kalben bu.

2015 senesinde Sofar ve Soundcloud’dan tanıdığımız Kalben, 2016’da herkesin çokça dinleyip çabucak tükettiği bir albümle müzik piyasasını temelinden sarsmıştı. Şarkıları, sözlerinin alışılagelmedik temaları sadık dinleyicilerine tanıdıktı, ama kalbini açtığı yorumu albümde biraz geriye çekilmiş, sanki azıcık törpülenmişti. 2017’deki Sonsuza Kadar albümü Kalben’in şarkılarındaki enstrüman çeşitliliğini artırmış, şarkı sözleri de o güzel sıra dışılıklarından ödün vermeden ayaklarını iyice yere basmıştı. Ama Sonsuza Kadar genel olarak kulağa, özellikle yorum açısından, hala 2016’daki albümün devamı gibi geliyordu.

Kalben 2019’da bunu yavaş yavaş değiştirmeye başladı ve hem müzikal altyapı anlamında hem de yorumculuğunda yeni şeyler denedi. BKE ve Hayrettin Taşkaya ile yaptığı “Günaydın” müzikal olarak Kalben’in sesine yeni bir zemin denemesi yaparken, Nükhet Duru ile söylediği “Bir Nefes Gibi” de kendini tutmazsa yorumunun alacağı duygusal derinliği dünya aleme gösterdi. “Kalp Hanım” şarkısını ilk dinlediğimiz Aşk Çeşmesi EP’sinde ise farklı ritim ve müzikal yaklaşımları aynı eser altında bütünlükle birleştirmenin denemelerini yaptı. Sanıyorum ki bu iki senelik müzikal yolculuk sayesinde Kalben, Kalp Hanım albümünün, üzerine kafa yorulmuş sound’unu ve cerrah titizliğiyle yazılmış sözlerini deneysel bir çatı altında birleştirdi. Albümün beni düşündüren tek yeri çeşitliliğin biraz fazla kaçmış olma ihtimali. Bunu örneklerle açmakta fayda var.

“Yankılar” albümün uvertürü; bizi albümde ne bekliyor, bunun müjdesini veriyor adeta. Mesela başlangıçta sakin sakin tınlayan gitarın üzerine büyük bir sürprizle gelen klasik kemençe, Genco Ari’nin albümdeki tüm düzenlemelerinde dikkati çeken bir kontrastın habercisi. Aynı kontrast “Avrupa Var, Amerika Var”’daki elektronik altyapının üzerine serpilen saksafon müdahalelerinde de hissediliyor. Ama esas şaşkınlık “Leyla’nın İzleri” ve “Kasımpatılar” ikilisinde yaşanıyor. Başta eski arkadaşın yeni benliği derken tam olarak bu ikiliden bahsediyordum aslında. Albümün ağırlık merkezini oluşturan bu iki şarkı işte o Sofar’dan ve Soundcloud’dan tanıdığımız Kalben’in şarkıları. Ama iki şarkı da Kalben için deneysel olan müzikal müdahaleler ve Kalben’in duygusal yoğunluğa sahip yorumu sayesinde yepyeni, dinleyince yerinde duramadığınız şarkılar olmuş. Her albüm çokça dinlensin diye yapılır; kimi albümler yolda giderken tekrar tekrar dinlenir, kimileri hayat akıp giderken, sindire sindire. Kalp Hanım, “Leyla’nın İzleri” ve “Kasımpatılar” sayesinde yeni bir eve taşınırken, yeni bir işe başlarken dinlenecek bir albüm haline gelmiş. Serpilen, kabuk değiştiren bir hayatın şarkıları bunlar.

Bu ağırlık merkezinden sonra albümün sürprizleri devam ediyor ve Kalben’in saçlardan, kaçık çoraplardan veya bağır çağır ağlayan üst komşunun kızlarından bahsetmeyi ana akıma kabul ettiren şarkı sözü yazarlığı “Seni Özlerim”’le yeni bir boyut alıyor. Şarkının sonundaki kısım ise en azından bir konuda düşünce dünyamızda devrim yaratabilecek güçte. “Ada = Vapur ve Sait Faik” önermesini “Seni Özlerim”’den sonra sonsuza dek geçmişte bırakabileceğiz, bu nedenle tüm ülke olarak Kalben’e bir teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum.

Albümün tek aksayan yanı, “Seni Özlerim”’le yükselmişken devamında gelen üç şarkının bizi neredeyse bambaşka bir düzleme savurması. Sadece piyano eşliğinde söylediği “Gezegen”’den sonra başka bir albüme ait gibi duran “Son Adalar” geliyor. “Çiçekçi”’de Kalben’e Umut Çetin eşlik etmiş, ama albümün ilk yarısındaki enerjiyi sona taşımakta bu şarkı da ne yazık ki yetersiz kalmış.

Kalp Hanım albüm olarak yeni bir Kalben önerirken, Kalben bize “Kalp Hanım” şarkısının yeni, akustik bir halini önermiş. Geçen yaz dinleyiciyle buluşan EP’de en çok öne çıkan şarkı olan “Kalp Hanım”’ın akustik versiyonuna Kalben yeni sözler de eklemiş. Albümü bitirdiği noktada dinleyicilerine, konserlerinde yaptığı gibi, ‘Kalp Hanımlara, Kalp Beylere, kendini hanım ya da bey olarak tanımlamak istemeyenlere, hepimize, kalbimle’ diye sesleniyor. Toplumsal cinsiyeti kadın-erkek ikileminde deneyimlemeyen non-binary bireylerin görünürlüğüne Kalben’in ana akım müzik semalarında açtığı bu alan kayda değer.

Kalben bu albümü ilk iki albümüne kıyasla daha özgürce söylemiş, hislerini sesine daha görünür, duyulur şekilde katmış. Müziğinin yeni alt yapılarıyla bize çeşnili, üzerine düşünülecek bir hediye vermiş. Kalp Hanım, günahlarıyla sevaplarıyla uzun vadede Kalben’in kariyerinin dönüm noktası olarak anılacak. Ben yeniliklerde dinlenilmesi gerektiğine inansam da şu ara dünyanın durumu malum. O nedenle bir süre evlerde, yolda karşılaştığımız arkadaşımızın hediye ettiği kasımpatları masada duruyormuş gibi dinleyeceğiz artık.

Kalben’in albümü tüm dijital platformlarda.

Tags: , , , ,

İlginizi Çekebilir

Childish Gambino yeni albümünü yeniden yayına aldı
BBI Yerli #148 | Mojave

Yazar

Bize Katıl!