BBI Yerli #93 | The Lynch

BBI Yerli

Projenizin adı nedir?

The Lynch

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

01.01.2004

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

İstanbul

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Erhan Atasoy – Davul
Emre Şen – Bas Gitar
Ferhat Dünden – Gitar, Vokal

Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?

Ferhat Dünden ve Erhan Atasoy olarak bu projeye 2004 yılında 2b11 ismiyle başlamıştık.

Grubunuzun tarzı nedir?

Post-Punk, Shoegaze, Psychedelic Rock

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Şimdiye kadar seyirciden gelen yorumlardan Swans, My Bloody Valentine, Joy Division ve The Sisters of Mercy vb. benzetmeler duyduk. Müziği yapan kişinin bu tip benzerlikleri farketmesi genelde çok zordur. Sanatın hangi dallarıyla büyürseniz üretiminizde de bunun izlerinin farkedilmesi çok doğal.

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

The Lynch olarak daha sahne almadık. 2b11 olarak sahne aldığımız mekanlar şimdi kapanmış, sahipleri çoktan emlak işine girmişlerdir.

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Yurt dışında olduğu gibi gruplar ile bir kardeşlik ağı kuramıyor olmaları, en büyük eksikliklerden biri.

Sahne aldığınız mekanlarda “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Her zaman daha kötüsü ve daha iyisi vardır; birinin eksiği diğerinin fazlası. Bazı mekanlarda düğün salonlarından 2. eli 200 liraya kapatılmış 8 kanallı mixer bulunurken diğer mekanda 100 watt’lık iki ampül altında sahne alırsınız. Gitarınızın sesi kartondan içi boş amfilerden değil monitörlerden gelir. Bu soruya “şudur” ya da “şu değildir” demek çok zor.

Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?

Eskiden internet pek hayatımızda olmadığından (olan interneti de zurna gibi mecralarda harcadığımızdan); konser tanıtımları geceleri tutkal ve su batırılıp duvarlara fırçalanarak asılan afişlerle anca yapılabiliyordu. Polislerin sizi iş üstü yakalaması gibi sorunlar da cabası tabii. Şimdi sosyal medya icat oldu, bu sıkıntılar sona erdi. Bir tık ile tüm dünya sizin küçük dünyanızı öğrenip o küçük sahnede vereceğiniz konserin saatinden tutun kimler katılacak (ya da katılmayacak) görebiliyor, öğrenebiliyor. Teknoloji çok garip.

Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?

Albüm hazırlığı sürecinde ismini vermek istemediğimiz festivallerce çağrıldık fakat gitme şansımız olmadı.

Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?

Bir kitlemiz olduğunu sanmıyoruz.

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Bu işi para için yapsaydık arabesk veya pop çalar, cover müzik yapardık. Amacımız hiç bir zaman “para” olmadı. Bu işe harcadığımız paralar az değil, bunun da pek tabii farkındayız. Grup ekipmanlarımızı satsak Edirne taraflarında ufak bir tarla alabiliyor olmamız bazen iyi hissettiriyor.

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

The Sound Of Your Sigh isimli 2016’da yayımlanmış bir adet kısa çalarımız var. Tamamen tek mikrofon ile hücum kayıt yapmıştık.

Everything Ends isimli albümümüzü de 12 Kasım 2018 tarihinde Robonima Records etiketiyle yayımladık. Bu albümü tamamen üç saat kadar bir sürede canlı çalıp kaydettik. Bu sefer hücum-kanal yöntemi kullanıp eski usül tekniklerle mastering yaparak kendimizi sınadık.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

“Tekdüze bas melodilerinin üstünde çığlık gibi yankılanan feedback’li gitarlar, dertli, kirli vokaller, zangırdayan davullar ve analog tınılarla dolu bir albüm” olarak tanımlamıştık “Everything Ends”in soundunu. Tasarım olarak öncelikle en önemli olanlar enstrumanlar ve bu performansın insanda uyandıracağı hislerdi. Konu olarak albüm baştan sona birini veya bir şeyleri kaybetmenin insan üzerindeki etkilerini anlatıyor.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Geçenlerde bir röportajda da bahsettiğimiz gibi, uzun bir süre bas gitarist bulamama sebeplerimizden biri bu uyarlama sevdalılarıdır. Grup arayanların ilanları, “Bir senedir gitar çalıyorum, bar programı yapan, para kazanan, albüm hazırlığı yapan grup arıyorum” gibi garip ifadeler barındırıyordu. İlan panolarından çekip çıkardığımız bazı isimler ilk provadan sonra kaçıyordu, kimse kendi müziğini yapmak istemiyor, cover parçalarla piyasada tutunmak, para kazanmak istiyordu

Bu genelde önceliği para olan müzisyenlerin yapacağı şeylerin başında gelir. Stüdyoda eğlence olsun diye Judas Priest – Painkiller çaldığımız olmuştur. Başka türlüsü çok zor.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

“Everything Ends”i Mors Müzik’te kaydettik. Cidden çok iyi bir stüdyo, kaydın her adımında lambaların konuştuğu garip bir deneyim yaşadık orada.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Kayıt tuşuna basıp stüdyoya giriyor ve sadece çalıyoruz. Bizim albüm kaydetme anlayışımız bu kadar. Diğer türlü çok para harcardık ki bizde pek yok ondan.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Ferhat Dünden ile çalışıyoruz. Pek olumsuz bir geri dönüş olmadı henüz.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Çalışma ortamımız yok. Yılda belki 3-4 kez prova yaptığımız oluyor. Acelemiz de yok.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok sevdiğimiz stüdyolar vardı, hiç sevmediğimiz, yetersiz topraklama tesisatı yüzünden çarpılıp ölme tehlikesi atlattığımız stüdyolar da vardı. 14-15 senelik grup hayatımızda İstanbul’un çeşitli yerlerinde stüdyolara girip çıkma şansımız oldu. Bazıları yaptıkları işin ciddiyetine varamamış insanların yönetimiyle battıkça batıyordu. Prova için gün ve saat ayırmışsınız mesela, gittiğinizde başka bir grup çalıyor ya da kayıt için yer ayırmışsınız, gittiğinizde eleman daha dükkanı açmamış vb. Bir de kendi yaşamındaki iniş ve çıkışları piyasaya aldırmadan prova saat ücretlerine yansıtan bazı stüdyo sahipleri var. Çocuğu okul kazanıp şehir dışına çıktıysa yandınız, tez zamanda prova ve kayıt ücretleri iki hatta üç katına çıkacak demektir.

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Kayıtlarımız Bandcamp, Soundcloud ve Spotify öncelik olmakla beraber çoğu bilinen dijital ortamda var. Ülkedeki internet hızları bu haldeyken Bandcamp’e flac dosyası yüklemek bazen bütün gününüzü alıyor. Bu yüzden diğer sitelere genelde müziğinizi mp3 formatında yüklemek zorunda kalıyorsunuz. Bu da tüm kaliteyi ve teknik uğraşınızı çöpe atmak demek.

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

Olumlu bulduğumuz şey, hayranı olduğumuz gruplar ve müzisyenler gibi canlı kayıt yapmamız. En olumsuz bulduğumuz şey de bu aynı zamanda.

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Konser vermek ve ikinci albümü kaydetmek olabilir.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

Zamanında (internetin evlere yeni yeni girdiği o karanlık dönem) bir yarışmaya katılmıştık. Bu işlere “nereden başlasak kardır” diye düşünüyorduk. Amaç sadece tanıtımdı. Yarışma sonucu açıklandı, Rock kategorisinde tamamen Rap türünde bir şarkının kazandığını görünce bu yarışma işlerinden elimizi eteğimizi çektik.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Albüm çıktığı zaman güzel bir dil ile yazılmış (görseller, linkler gibi eklerle desteklenmiş) kapsamlı bültenler hazırlayıp bazı “yerli” müziği desteklediğini iddia eden sayfalara gönderdik. Haber göndermediğimiz halde İngiltere’de yerel bir radyoda çalındık, Brezilya’dan bir sayfaya röportaj verdik. Türkiye’de de radyolarda şarkılarımız çalındı, bir gazetede ufak bir haber olduk ama bazı severek takip ettiğimiz internet sayfalarına maalesef sesimizi duyuramadık. Eminiz yoğunlar ya da kendince sebepleri vardı.

Ülkede bize destek olan ve bizle röportaj yapan sayfalar da oldu, hepsine çok teşekkür ederiz. Bizim için bunlar büyük başarılar.

Bazı basın insanları haber bulamadıkları zaman maillerini kontrol etmeleri yeterli. Arkadaşlarının yeni çıkacak albümü hakkında söylentiyi bile haber yapmadan önce müzik adına neler neler yaşanıyor ülkede biraz bakmaları gerek. Sırf kendimiz için söylemiyoruz, biz yine de şanslıyız bu konuda. Bu ülkede birilerinin adamı olmadığından sesini duyuramayan binlercesi var. Hem müzik, hem de başka konularda.

Sırasıyla, dinleyici – mekanlar – organizatörler – müzisyenler ve diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyici – Dinleyip geçmeyin. En ufak bir geri bildirim size farklı soundlar olarak geri döner. Sizden para istemiyoruz, sadece dinlediğinizi belirtin yeterli. Çekingenliğe gerek yok.
Mekanlar ve Organizatörler – İlk adımı karşıdan beklemeyin. Naz yapacak bir durum yok. Çağıracağınız grubu önce biraz dinleyin.
Müzisyenler – Yılmayın. Önceliğiniz müzik oldukça illa birileri sizi dinleyecektir.

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Hepimiz özel sektörün maaşlı köleleriyiz. Dağıttığınız mağazaları topluyor, yemeklerinizi pişiriyor, geride bıraktıklarınızı temizliyoruz. Haftada 1 gün izin yapıyor, yılda 52 gün yaşıyoruz. Müzik her anımızda var, kaçacak başka yerimiz yok.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

https://www.facebook.com/thelynchistanbul

https://www.instagram.com/thelynchband

https://robonimarecords.bandcamp.com/album/everything-ends

https://open.spotify.com/album/0UMdQ8TCfjDKBZn87uSAJW

https://www.youtube.com/channel/UCZhR5zGfWrBlNk1khB8auww

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

thelynchist@gmail.com mail adresimizden ulaşabilirler.

Kendinize sormak istediğiniz bir soru var mı? Cevabıyla birlikte paylaşabilir misiniz?

Soru: Neden İngilizce müzik yapıyorsunuz?

Cevap: Bu türde Türkçe müzik yapmak büyük ustalık gerektiriyor.

Müzik grubunuzla Bir Baba Indie – Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okuyup detaylı bilgi alabilirsiniz.

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Gerçek Grunge Arayışında 5 Albüm!
BİR BABA INDIE MIX | “Aralık 2018”

Yazar

Bize Katıl!