Projenizin adı nedir?
Şenceylik
Projenizin başlangıç tarihi nedir?
23.05.2014
Hangi şehirde yaşıyorsunuz?
İstanbul
Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?
Prodüktör – Arel Koray Nalbant
Davul – Ahmet Berk Özbek
Gitar – Ömer Okan Arslan (Eski gitaristler: Levent Şansever, Kaan Arslan)
Bas Gitar – Fırat Bayram
Ayrıca “Şenceylik”in ilk kayıtlarından beri yanımda olan sevgili İgal Asa, önceden yayınlanan “Bu Dünyayla Şaka Olmaz” kaydında gitar çalan Burak Uyar, yeni EP’nin stüdyo kayıtlarında büyük emek veren ve projeye değer katan Egemen Kanmaz, Ahmet Ali Arslan ve tabii ki yine Arel Koray Nalbant, ve son olarak, gerek eski kayıtlarda gerek Haziran sonu gelecek EP kayıtlarında müzisyen olarak yer almış Vera grubundan Canberk Karademir ve Dünyacan Yılmaz da projeye hep destek/moral veren, değerli katkılar yapan isimler.
Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?
Arel Koray Nalbant, Vera grubunun solist/gitarist/şarkı yazarı olarak kariyerine devam etmekte.
Grubunuzun tarzı nedir?
Alternative Rock, Folk, Singer & Songwriter, Indie
Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?
Can Kazaz, Nilipek.. duruşlarını çok beğendiğim isimler.. Çok bilemedim. 🙂
Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?
If Beşiktaş, Bronx Pi, Jolly Joker (Boğaziçi Grupları Sahnede etkinliği kapsamında), Boğaziçi Taşoda Festivalleri
Hangart, Kamayor (Akustik konserler)
Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?
Eksikler: Mekan sahiplerinin;
– Bilet yüzdesinin çoğunu almalarına rağmen davetli listesine çok büyük tavır koymaları.
– Müzisyenin etkinliklerdeki en değerli taraflardan biri olduğunu çoğu zaman unutmaları. Müzisyeni her şeyi yapmaya/halletmeye/kabullenmeye mecbur taraf olarak varsaymaları.
– Ses sistemi eksikleri.
Artılar: İyi mekanların müzisyeni rahat ettirme, müzisyene ve özgün müziğe destek verme gibi yanlarını deneyimledim.
Sahne aldığınız mekanlarda “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?
– Sahne içi monitörlerin yetersizliği, hatta bozukluğu.
– Işıklandırma eksiği.
– Soundcheck sürecinde sesten sorumlu yetkili bulundurulmaması.
Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?
Bilet fiyatını anlaştığım fiyatın üzerine çıkarıp kapıda benden habersiz arkadaşlarımı rahatça kazıklayan bir mekanda konser verdim geçen ay: Kadıköy Hangart. Yaşadığım üzüntüyü unutamam.
Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?
Taşoda Festivallerinde senelerdir her dönem çaldık, okulumuz yuvamız olduğundan mıdır nedir, harika geçiyor.
Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?
Genelde singer/songwriter kafasından hoşlanan, şarkı sözlerini ve vokal dinlemeyi seven insanlar geliyor gibi gözlemledim.
Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?
Yan hak gerçekten de 3 bira fişi (bazen 2) maalesef. 🙂 Ve gözümüz içkide olmasa bile insan hiç değilse bir ihtiyacı olduğunda hemen isteyebileceği görevliler olmasını bekliyor, mekanlarda bu eksik çok yüksek seviyede. Ben müzikten hiçbir zaman hatrı sayılır bir para kazanamadım, her konserde bindiğimiz taksileri ve otoparklara verdiğimiz parayı çıkardıysak şükrettik. 🙂 Belki yolun başında oluşumuzdandır bu, zaten müzikten bir geçim elde etmek en büyük önceliğim değil, müzik uğruna başka işlerde çalışmayı göze alıyorum. Fakat yine de bu emeğin karşılığında insan bir değer görmek istemiyor değil.
Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?
Beste, Uyarlama (cover)
Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?
Youtube ve Soundcloud üzerinden 4 tane tekli çıkardık. İki hafta içinde, bu Haziran’da umarım tüm dijital kanallarda yayınlanacak olan ilk “ciddili” Şenceylik EP geliyor. 🙂
Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?
Sözlerde genelde etrafta gözlemlediğim “bozunmuş”,”yoz” şeyler öne çıkıyor, bu yüzden daha toplumsal gerçekliğe yakın ifadeler ön planda gibi. Sound olarak gitar ağırlıklı sade bir müzik yapmak şimdilerde hoşuma gidiyor.
Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben gerçekten “Keşke bunu ben yazmış olabilseydim” deyip gıpta ettiğim, hastası olduğum şarkılar varsa bunları kendi zevkim için cover’lamak gibi bir yol izliyorum. Dinleyiciler de genelde bestelerle uyumlu olan bu şarkıları konserlerde pozitif karşılıyor.
Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?
Boğaziçi Üniversitesi Taşoda Stüdyosu ve İTÜ MİAM’ın kayıt stüdyosunda.
Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Kayıt öncesinde prodüktörüm Arel Koray Nalbant’la bir düzenleme sürecinden geçiyoruz. Ufak demolar kaydediyoruz kayda girmeden. Sonrasında kayda giriyoruz, genelde zor zamanlar oluyor 🙂 çünkü mesela Boğaziçi Üni. Taşoda stüdyosu gün içinde öğrencilerin prova kullanımına açık, kayıt için orayı kapatabilmemiz ancak gece 12’den sonra oluyor. Kurulumdu kayıttı derken sabahı sabahlıyoruz. MİAM’da da aynı şekilde sıkışık bir zamanda kayıtları çıkarmaya çalışmıştık. Ama benim en sevdiğim süreç konserlerden ziyade kayıt süreci. 🙂 Çok öğretici ve zevkli buluyorum.
Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?
Mikslerimi Arel Koray Nalbant yapıyor. Mastering için ABD’ye (Sage Audio) gönderiyoruz.
Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?
Akustik provalar için grup üyelerinin evlerinde ya da Boğaziçi Üni. Müzik Kulübü’nün odalarında çalışıyoruz. Full band düzenli prova aldığımız bir dönemde Taşoda Stüdyosu’ndan slot almıştık fakat genelde sık çalışan bir grup olmadık, performanstan ziyade üretim tarafına ağırlık verdiğim bir dönem geçti, bundan sonrası için farklı olacağını düşünüyorum. 🙂
Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Prova yapacağımız zaman güleryüzlü abimiz Cenk abi orada olduğu ve ses sistemi çok iyi olduğu için Master Studio’ya gidiyoruz. Fakat saatine 40 lira verilen provalar, günümüz öğrenci bütçesiyle düzenli yapılamayabiliyor. Dışarıdaki kayıt stüdyoları hakkında ise çok fikrim yok.
Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?
Benim kendi şarkılarımı yayınlama serüvenim Soundccloud’ta başlamıştı, yatak odasında kaydedilen içten demolar bile orada belirli bir kitleyle samimi bir bağ kurabiliyor. Yani SC’da içten bir kitle var fakat platformun arayüzü mobile çok uygun değil, o yüzen mobilleşme başladıkça SC yavaştan popülerliğini kaybetmeye başladı bence. Youtube hala büyük bir mecra fakat klipsiz düz görselle konan şarkılar youtube’da fazla ilerleme kat edemiyor (bence). Sanırım şimdilerde en uygun platform Spotify, bir sürü kişiden “Neden spotify’da yoksunuz, sizi bu yüzden daha az dinliyorum.” gibi mesajlar aldım, dolayısıyla ben de şarkıları orada yayınlamak için sabırsızlanıyorum.Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?
Olumlu: Şarkı yapma sürecinin her parçası beni çok mutlu ediyor, bunu ömür boyu yapmak istiyorum, bu da bana projemin sürdürülebilir (tam bir işletme öğrencisi lafı :)) ve içten olduğunu hissettiriyor.
Olumsuz: Sound olarak çok büyük bir devrim yapabilecek kapasite ve yetkinliğe sahip olmadığımdan yaptığım müzik genelde sırtını sözlere dayandıran, “sözlü ifade yoğunluklu” bir müzik oluyor. Mesela Türkiye’den dinlediğim, konserlerine gittiğim isimler caz sahnesinden virtüözlerin solo albümleri ya da yenilikçi projeleriyken, yaptığım müzik üniversiteli bir gencin hayat içindeki sıkıntılarını ifade edişi olarak kalakalıyormuş gibi geliyor, bu da beni eksik hissettiriyor. 🙂 Bu konuya da ömrüm olursa el atacağım, işimiz ne. :)Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?
Kısa vadede ilk EP ile Spotify, iTunes vs. gibi mecralarda iyi bir görsel ve işitsel bütünlükle şarkıları dinleyicilere ulaştırmak istiyorum. Uzun vadede, daha geniş bir vizyonla üretim yapan, “Türkçe” müziğe ve ülkedeki toplumsal sorunların çözümüne ve genel ruh haline önemli katkılarda bulunan iyi bir sanatçı haline gelmek istiyorum.
Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?
Roxy Müzik Yarışması’na katıldık, bir derece alamadık. 🙂 Güzel bir deneyimdi.
Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bence ülkede müzik adına ne kadar yalnızlıktan bahsedilse de, müzisyenleri ve ortaya çıkan eserleri desteklemek için çaba gösteren çok iyi niyetli, çok güzel insanlar var.
Sırasıyla, Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler ve Diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?
Dinleyiciler: Müzik dinlemenin internetten ziyade gerçek hayatta daha zevkli ve anlamlı olduğu idrakına varabilme şansına erişsinler.
Mekanlar: Müzisyene değer ve mekan versinler.
Organizatörler: Nicelikten ziyade niteliğe eğilsinler.
Aklıma çok fazla başka parti gelmiyor şu anda.
Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?
Boğaziçi’nde İşletme lisans bitirdim, şimdi yüksek lisans yapıyorum ve öğrenci asistanlığı görevimi sürdürüyorum. Bunun dışında freelance olarak reklam müzikleri yapıyorum.
Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?
youtube.com/channel/UCmJxfLDNfCEmWNK7YzfpnwA
soundcloud.com/eda-sena-enceylan
Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?
Ben şu an yalnız ve bağımsız bir şekilde müzik yapmaya devam ediyorum. 🙂 Her şeyle kendim ilgileniyorum, bu yüzden bana “Eda Sena Şenceylan” ismiyle ve senceylik@gmail.com mail adresimden ulaşabilirler.
Kendinize sormak istediğiniz bir soru var mı? Cevabıyla birlikte paylaşabilir misiniz?
Teşekkürler 🙂
– – –
Müzik projenizle Bir Baba Indie Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli.
