Kaos yaratan Grian Chatten

Albüm İncelemeleri
Grian Chatten, Leonard Cohen gibi ustaların izinden gitmek isteyen bir post punk ikonu… Odağımızda ise son albümü “Chaos for the Fly” var. 

Grian Chatten solo müzik kariyerinde alışık olduğumuz tarzdan farklı bir noktada ilerliyor. Bir grubun vokali için en riskli iş solo albüm yayınlamaktır. En büyük handikap ise, geçmişte fazlasıyla görmüş olduğumuz, grubun sound’unu ve yapısını kendi solo kariyerinde devam ettirenler oldu. Grian Chatten için de aynı şeyi beklerken, beni tam anlamıyla ters köşe yaptı diyebilirim.

Post-punk sahnesi için Fontaines D.C. çok değerli bir gruptur. 2020 senesinde grubun çıkarmış olduğu ikinci albümleri A Hero’s Death Grammy ödülü ile taçlandırılmıştı. Keza 2021 senesinde yayınladıkları Skinty Fia ile zirveye yerleştiler. İrlandalı grup bu iki albümü ile birçok gruba ilham ve cesaret kaynağı oldu. Konu bu denli büyük bir grup olunca, bu grubun en dikkat çeken üyesinin bir solo albümü olması müziğin kapitalist şirketlerinin iştahını hayliyle kabartıyor. Grian Chatten grubun vokali olma artısını cebine koyup başarılı sesi ve etkileyici sahne şovları ile kendisine yan yol çizmek isteyerek ilk solo albümünü yayınladı.

Chatten gruptaki post-punk imajından ziyade daha sakin, durulmuş ve duygularını ön plana çıkartan naif bir yapıda bizlere seslendiği pop/folk ağırlıklı bir sound ile sarmalamış ilk albümünü. Özetle solo kariyerinde farklılık yapıp post-punk ya da alternatif rock kulvarından sıyrılıp Leonard Cohen vari bir solo kariyerine başlangıç vermiş. Bu beni açıkçası şaşırttı. Çünkü ben albümü dinlemeye başlarken birçok şarkının sound’unu Skinty Fia albümünde yer alan I Love You şarkısına yakın bekliyordum. Çünkü riskli olmayan, başarılı sound’a sahip bu şarkı ayrıca Grian Chatten’ın ses karakterini de en iyi yansıttığı ve tam piyasanın istediği tarzda popüler bir şarkıdır. Ancak Chatten beni de ters köşe yapmış oldu. Bambaşka bir altyapı ile bu albümü oluşturmuş.

Chatten’ın nişanlısı Georgie Jesson da gitarı ve vokali ile albüme çeşitli dokunuşlar yapmış. Albüm 9 şarkıdan oluşuyor ve Partisan Records tarafından yayınlandı. Albümde benim en dikkatimi çeken çalışma ise Fairlies oldu. Hatta bunu biraz daha sert bir yapıda Fontaines D.C. albümüne koysa bence daha iyi yapardı. Bunun nedeni albüm bütününe biraz uzak ve Chatten’ın aklının grubunda olduğu bir çalışma olmuş bence.

Diğer başarılı çalışma All Of The People dost görünümlü tüm sahtekarlar için yazılmış bir parça. Bir rock star’ın yaşayabileceği problemler ve sahte dostlarına göndermeler içeren güzel bir balad. Bakalım çevresindeki hangi arkadaşları bu çalışmayı üstlerine alınacaklar!

Albümün açılışını yapan The Score güzel sözlere sahip düşük tempo ancak akılda kalıcı yapıda bir parça. Benim de albümde dikkatimi çeken çalışmalardan birisi oldu. Açıkçası bana biraz Elliott Smith havası verdi.  Arından gelen Last Time Every Time Forever ise Cohen vari bir hava yarattı bende. Nişanlısının vokali ise etkileyici hale getirmiş şarkıyı. Chatten post-punk imajında sıyrılıp daha kült sanatçıların izinden gitme kararı alışı konusunda dinleyeni ikna etmiş bence bu albümle.

Sonuç olarak; Grian Chatten cool görünme çabaları ile biraz Liam Gallagher‘a benzetilip bazı kitleler tarafından antipatik bulunsa da, seveninin daha fazla olduğunu düşünüp bu albümü sahipleneceklerini düşünüyorum. Bir grup elemanının solo kariyere yöneldiğinde kesinlikle bu yapıda, bambaşka tarzda albüm yapabilmesi benim için her daim önemli bir başarı olmuştur. Chatten da bunu başaranlardan.

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Foals: Indie ve math rock arası temaşa
Melis Karaduman ve Brayden Tabakian ortaklığından yeni tekli: “Anymore”

Yazar

Bize Katıl!