2022’nin En İyi 50 Albümü

İnceleme

Bir senenin daha sonuna yaklaşıyoruz. 2022 dünya olarak virüs korkusundan uzaklaştığımız, Türkiye açısından ise yediğimiz yiyeceğin kalitesinin düştüğü fakat ne mutlu ki dinlediğimiz müziğin düşmediği bir yıl oldu. Birbirinden güzel albümler arasında adil bir sıralama yapma gerekliliğinin bazen anksiyete ve bazen de burukluğa sebep olduğu bu yazıya bir de Spotify listesi eşlik etmekte.

Keyifli dinlemeler ve okumalar!

1.DANGER MOUSE, BLACK THOUGHT //  CHEAT CODES

Gorillaz, Parquet Courts, Beck, Adele ve daha sayısız ismin albümünün prodüktörlüğünü üstlenmiş, müzisyen Danger Mouse ile The Roots’dan Black Thought bir araya gelerek hem modern hiphop dinleyicilerinin aklını çelecek hem de old school sevdalılarını tavlayacak karanlık ve saykedelik atmosferin içinde balyoz gibi inen beat’lerin ve beyindeki sinirleri bıçak gibi kesen flow’ların buluştuğu bir işe imza atıyorlar. Üstelik albüme Run the Jewels, ASAP Rocky, 2020’de gözlerini hayata kapamış efsane rapper MF DOOM ve daha nicesini dahil ederek.

2.BIG THIEF //  DRAGON NEW WARM MOUNTAIN I BELIEVE IN YOU

New York’tan indie folkçular pastoral renkleri huzur ve hüzünle bütünleştiriyor. Adrianne Lenker’in duygu dolu sesi mi daha etkileyici yoksa albümdeki hem minimal bir çerçevede kalıp hem de şarkı yazımında tepelere oynayan kompozisyonlar mı sorusu cevaplanmamış olarak uzun süre kalacak gibi görünüyor.

3.JID //  THE FOREVER STORY

Atlanta’dan JID southern hiphop’ta Outkast’i koltuğundan edecek güzellikte ara ara trap’i de bünyesine kattığı ve tüyleri diken diken eden sampling ve caz altyapılarla süslü üçüncü albümünde aşırı akılda kalıcı uyak düzenleri, vokal nakaratları ve en üst katmanda pürüzsüzce akan ses rengiyle yüksek düzey bir rap performansı sergiliyor. Mükemmel bir prodüksiyona sahip, zaman içinde kült olması kaçınılmaz bir hiphop çalışması ortaya koyuyor.

4.BLACK MIDI //  HELLFIRE

2019’da hayatlarımıza görkemli bir sürprizle giren ve o zamandan beri her seferinde şaşırtmayı başaran dörtlü, albümün adına yakışır şekilde yazın tam ortası 15 Temmuz’da çıkardığı üçüncü uzun soluklu çalışmasında noise rock’tan avangard işlere, cazdan punk’a, folk’a koşuşturduğu hengame içinde eşsiz ve kompleks şarkılar yaratıyor. Grubun albümdeki ilerleyişi, final çizgisini geçerek şampiyon olan bir olimpiyat koşucusunun hız kesmeden koşmaya devam etmesi gibi. 

5.ROSALÍA //  MOTOMAMI

İspanya’dan Katalan şarkıcı Rosalia, 2022’nin mart ayında çıkardığı üçüncü albümünde kışa hazırlanan güney yarımküre ülkelerindeki hane halkına ısınmaları için alternatif çözümler sunuyor. Yüksek libidolu, enerjik ve fütürist bu Latin atağı, çizginin kuzeyindekileri ise dans ettirmekten vücutlarında kalori bırakmayacak güce sahip. Endülüs tınıların da hakim olduğu bu art pop ve ana akım club müziğinin ilginç birlikteliği orijinal bir sonuç açığa çıkarmış görünüyor.

6.FLESHWATER //  WE’RE NOT HERE TO BE LOVED

ABD’den alternative metal grubu fleshwater türün güzel örneklerine nasıl hasret kaldığımı fark etmemi sağlıyor ve artık geçmişe dönmek zorunda olmadığıma beni kolaylıkla ikna ediyor. Post-hardcore soslu bu melankolik, dinamik ve melodisi bol çalışma albüm kapağıyla bile muhtemelen bilinçaltıma en az 20 yıl öncesindeki albümler kalitesinde bir müzikle karşılaştığımın mesajını yerleştiriyor ve içimdeki nostalji duygusunu körüklüyor.

7.FONTAINES D.C. //  SKINTY FIA

 

Fontaines D.C.’nin üçüncü albümünün güzelliğini anlamam için sonbaharın gelmesi gerekti maalesef. Post punk, garaj rock sularında devasa kulaçlar atarken gothic rock, indie rock’a doğru göç ederek bulanık ve bataklık bölgelerin de yaşam alanı olabileceğini kanıtlıyor. Elinde fenerle sizi dibe doğru sürüklüyor.

8.STEVE LACY //  GEMINI RIGHTS

The Internet’in gitaristi Steve Lacy hepsi hit parça gücünde şarkılarla romantizmin bazen eğlenceli bazense melankolik hallerini ustalıkla sergiliyor. Soul, pop, funk ve saykedelik unsurların birbiriyle dans ettiği albüm ilk dinleyişten itibaren loop’a alma ihtiyacı doğuruyor.

9.BEACH HOUSE //  ONCE TWICE MELODY

Dream pop evreninde goat ünvanını verebileceğimiz ikili, bir önceki albümünde komşu bölge shoegaze’de takdir edilesi işlere imza atmıştı. Bu albümünde doğduğu ve yaşadığı topraklara geri dönerek bildiği işi kusursuzca yapmaya devam ediyor ve bir buçuk saate yakın destansı bir çalışma ortaya koyuyor.

10.BINKER & MOSES //  FEEDING THE MACHINE

Saksofonda Binker Golding ve davulda Moses Boyd enstrümanları arasında kısa paslar ve çeşitli elektronik denemeler, sampling fikirleri ve synth kullanımlarıyla free jazz’ın belirsiz sınırlarını Grammy ödüllü Max Luthert’in prodüktörlüğü ile cilalayarak, karanlıkta gözümüzü alacak bir parlaklıkla taçlandırıyor.

11. LUPE FIASCO //  DRILL MUSIC IN ZION

Bu sene hiphop adına öyle rekabetçi bir yıl oldu ki hangi albüm çıksa bu senenin en iyi hiphop albümü olacağını düşündüm. Bu albüm de onlardan biri ve listede bir türlü Kendrick Lamar’a ulaşamamızın sorumlularından. Çünkü sanatçı şık caz altyapıları üzerine işlediği acı tatlı flow’larını gaddarca bir tutumla yüzümüze çarpmaktan çekinmiyor.

12.DANIEL ROSSEN //  YOU BELONG THERE

 

Grizzly Bear’dan Daniel Rossen ilk solo albümüyle progresif bir tutumla yarattığı kompozisyonları chamber folk içerisinde yorumluyor. Sanatın olduğu kadar zanaatin de yoğun olduğu bir albüm. Bu albümü dinlemek sanki 70’lerde yapılmış obscure kült bir eserle karşılaşmak gibi.

13.BEYONCE //  RENAISSANCE

Beyonce son çalışmasında, house’dan pop’a, R&B’den dans müziğe gösterişli, groovy, neşelendirici ve tutku dolu patlayan şarkıları peşi sıra diziyor. Kapak fotoğrafı, albüm başarısı ile yorumlandığında da büyük zafer kazanmış bir şövalyenin yurduna dönüp kendini resmetmesini anımsatıyor.

14.SAM PREKOP & JOHN MCENTIRE //  SONS OF

The Sea and Cake’ten Sam Prekop ve aynı gruptan ve bir de Tortoise’dan John McEntire neden birlikte minimal yaklaşımlarla ambient müziğe doyduğumuz techno bir albüm yapmıyoruz ki demiş ve böylece hem tekrara dayalı, katmanlı ve oynak hoş bir iş ortaya çıkmış hem de senenin en akılda kalıcı albüm kapaklarından birine vesile olmuş.

15.LITTLE SIMZ //  NO THANK YOU

Günümüzün öne çıkan yeni nesil rapper’larından ve kanımca adadaki hiphop düklüğünün koltuğunda oturan, bir yıl önceki muazzam albümden sonra arayı çok açmadan bu sefer daha direkt, aralık ayının soğuk rüzgarına ve sisine uygun keskinlikte bir çalışmayla ortaya çıkan Little Simz, önceki albümlerinden Sault’tan işbirlikçileri Cleo Sol ve prodüktör koltuğunda Inflo’yu yanına almayı ihmal etmiyor. Albüm için çekilen kısa filmi de youtube’dan izleme şansı mevcuttur.

16.THE SMILE //  A LIGHT FOR ATTRACTING ATTENTION 

Radiohead’den Thom Yorke, Jonny Greenwood ve davulda Sons of Kemet’ten Tom Skinner’dan oluşan bu iştah açıcı kadro, debut albümü ile Thom Yorke’un kurduğu hiçbir yan projenin standart bir iş olmayacağını bir kez daha kanıtlıyor. Hiçbir duygunun diğerine üstün gelmediği homojenlikte, soyut ve fiziksel açıdan eklektik olan çalışma, üçlünün yürüdüğü yolda daha öncekilere hiç benzemeyen bir ayak izi bırakıyor.

17.THE COMET IS COMING //  TECHNICOLOUR

Adadaki caz sahnesinin öne çıkan isimlerinden Shabaka Hutchings’in bir diğer başarılı projesi The Comet is Coming üçüncü albümünde caz ve elektronik arasında kurduğu bağı genişleterek EDM gibi dans temelli ve çeşitli progresif elementleri müziğine dahil ederek saykedelia’dan şaşmadan çok daha fütürist yeni füzyonlar deniyor.

18.NAS //  KING’S DISEASE III

New York’tan rapçi Nas, 21 yaşında çıkardığı efsane debut’su Illmatic’ten bu yana lafını esirgemeyen, yüze tokat gibi çarpan müziğinin yanakta bıraktığı kızarıklık süresini geçen yılın Grammy ödüllerinde en iyi prodüktör dalında aday olmuş Hit-Boy ile artırmayı hedefleyerek King’s Disease serisinin kanımca en öne çıkan çalışmasına imza atıyor.

19.BLACK COUNTRY, NEW ROAD //  ANTS FROM UP THERE

Enstrümantal çeşitlilik ve renklilik barındıran kalabalık kadrosuyla bana görüntüde yeni nesil Arcade Fire’ı anımsatan İngiliz topluluk, lakin müzikal olarak bambaşka yörüngedeki gergin, agresif, deneysel ve gereğinden fazla leziz ilk albümleri sonrasında biraz daha durularak huzura, dinginliğe, içine kapanıyor ve iki saati aşkın bir destan ateşliyor.

20.SOUL GLO //  DIASPORA PROBLEMS

Albüm kapağından içeriğinin anlaşılması ödülü olsa bu sene sahibi olacak hardcore punk dörtlüsünün dördüncü albümünde dışa vurduğu gürültü ve karmaşanın boyutları manik bir ruh halinden çıkma üst düzey bir sanat formu üretmekle açıklanabilir. Screamo, rap, thrash gibi yan türlerin yardımıyla aşılanan yüksek şiddete sahip yıkım hissi, hızın ve gücün kontrolsüz kullanımı olarak yorumlanabilir.

21.IMMANUEL WILKINS //  THE 7TH HAND

Alto saksofoncu Wilkins ikinci albümünde doğaçlama cazı spiritüel atmosfer içinde sunarak haz ziyafeti veriyor. Albüm bittikten sonra herhangi bir şey dinlemeden 10-15 dakikalık bir açık hava yürüyüşü yapmak insanın standart haline dönmesi açısından faydalı.

22.ALVVAYS //  BLUE REV

Kanada’dan indie pop/rock ustaları üçüncü stüdyo albümlerinde güzel şarkı yazma yeteneklerinden gram kaybetmeden kir ve gürültünün seviyesini biraz artırarak shoegaze topraklarına vizesiz giriş yapmışa benziyor.

23.KENDRICK LAMAR //  MORALE & THE BIG STEPPERS

Gözümde artistik anlamda müzik dünyasının şu an en tepesindeki ismi Kendrick Lamar, altıncı stüdyo albümüyle belki kendi diskografisindeki efsane işleri pek yerinden edemiyor fakat sırf ona ait yaratımın tadını çıkarmanın bile ne kadar değerli olduğunu yine tasarladığı müzikal uygarlıktan bir örnekle veriyor.

24.B12 //  VALLAHİ SEVDADAN

İstanbul’dan üçlü post-hardcore, emo, screamo, math rock ve toprağı kazdıkça ortaya çıkan solucanlar gibi düşündükçe sayısı daha da artacak nice farklı türü bir araya getirerek yaratıcılıkla yoğuruyor ve LP gücünde bir EP üretiyor. Bu nedenledir ki listenin tek EP’si. Vallahi de bir LP kaydetmeleri temennisiyle.

25.SAULT //  AIR

Dinleyici olarak hızlarına yetişemediğim ve her albümünde yeni bir sürprizle sizi karşılayan adadan müzik kolektifi Sault’nun bu yıl içerisinde çıkardığı altı uzun çalardan (evet yıl içerisinde ve bir yıl içinde taze üretim altı farklı LP kaydedip hepsini yayınlayabilmek nasıl bir çılgınlıktır?) ilki olan AIR’de, koro ve klasik müzik ağırlıklı ilginç bir deneyim sunuyor. Sevenlerine albümleri dinleyip hazmetmesi için süre vermeleri dileğiyle.

26.DAPHNI //  CHERRY

Caribou ismiyle bildiğimiz Dan Snaith’in yan solo projesi Daphni, Cherry albümüyle minimal, eğlenceli ve tekrarlarıyla hipnotize edici tarafı daha da sivrileşmiş club’larda kalori düşmanı olarak yer alması muhtemel bir deep house çalışması ortaya koyuyor.

27.TORO Y MOI //  MAHAL

Toro y Moi adıyla bildiğimiz Chaz Bundick, soul, saykedelia, funk ve caz gibi farklı elementleri harmanlayarak keyfinizin yerinde olduğu serin bir yaz günü, öğleden sonra içeceğinizden güzel birkaç yudum alırken dinlenmesi farz bir albüm hediye ediyor. 

28.WEYES BLOOD //  AND IN THE DARKNESS, HEARTS AGLOW

Bir önceki albümünde olduğu gibi titizlikle üzerine eğilinmiş intibası bırakan, fazlasıyla başarılı enstrümantal düzenlemeleri ve prodüksiyonu ile öne çıkan çalışma, Titanic Rising’in başyapıt olduğunu düşünenlerin seveceği bir albüm.

29.BILLY WOODS //  AETHIOPES

Kapağında Rembrandt’ın İki Afrikalı Adam eserinin yer aldığı; kolonizasyon tarihi, Afrika diasporası ve kölelik gibi konuların şiirsel ve sert üslü bir üslupla işlendiği albüm, hem beste hem de prodüksiyon anlamında deneysel fikirlerle dolup taşan bir hiphop işi olmasının yanında, karabasan vari bir tutumla da çöktüğü bünyeyi kolay kolay terk etmeyecek ağırlıkta.

30.UNDEATH //  IT’S TIME … TO RISE FROM THE GRAVE

Old school death metal’in en acımasız olduğu günlere taş çıkartacak New York’tan çıkma bu albüm beklentileri fazlasıyla karşılıyor: Vahşi, şiddete meyilli, gaddar, iğrenç ve tavizsiz. Bazı türlere yenilik getirilmemesinin veya güncellik elementi koymamanın faydalı olacağını hatırlatıyor. 

31.VIEUX FARKA TOURÉ & KHRUANGBIN //  ALI

Malili efsane müzisyen Ali Farka Touré’nin oğlu, babasının anısına tıpkı onun 30 yıl önce Ry Cooder ile yaptığı kült Talking Timbuktu albümünde olduğu gibi Batılı bir isimle bir araya geliyor ve babasının şarkılarını, çok doğru bir seçim olan Khruangbin ile birlikte yorumlayarak Afrika tınıları, funk ve saykedelia’dan oluşan mükemmel bir füzyon yaratıyor.

32.HATCHIE //  GIVING THE WORLD AWAY

Avustralya’dan Hatchie, dans ve pop müziği shoegaze estetiğine buluyor. Erken dönem 90’ların  dream pop’u ile ayın dönem palazlanan adadaki alternatif dans müziği baggy’i buluşturup hem o dönem hem günümüz için özgün bir iş ortaya koyuyor.

33.MELTED //  LACK OF BELONGING

Ankara’dan post-hardcore, noise rock, indie rock, punk rock ve garaj gibi farklı etkilenim alanlarını aynı potada eritmeye çalışan üçlü, debut albümlerinde 80’ler sonu – 90’lar başı en bereketli günlerini yaşayan Amerikan alternatif sahnesinin mahsüllerinin kalitesini tutturma amacında o dönemin ruhunu günümüze taşıyor.

34.SUDAN ARCHIVES //  NATURAL PROM QUEEN

Brittney Denise Parks, sahne ismiyle Sudan Archives, R&B, pop, hiphop gibi türleri kapsayan laboratuvarında güdülerinin sesini dinleyerek sayısız enstrümandan faydalanarak özgün şarkılar üretiyor.

35.DENZEL CURRY //  MELT MY EYEZ SEE YOUR FUTURE

Denzel Curry bu albümle 34. Sırada yer alıyorsa sorumlusu ben değilim diğer harikulade hiphop albümleri. Bu albüm, sanatçının jazz rap’e göz kırptığı, belki de TA13OO’dan sonraki en leziz işi.

37.BILL ORCUTT //  MUSIC FOR GUITARS

Dört gitarla yarattığı fazlasıyla sıkı, tekrar eden çeşitli katmanları ahenksizce harmanlayarak olağanüstü bir atmosfere sebebiyet veren sanatçı, oldukça minimal ve ruhu ağır bir enstrümantal çalışma ortaya koyuyor. Özellikle math rock, noise rock sularını sevenlerin benzer yaklaşımları barındırması sebebiyle es geçmemesi gerekiyor.

37.NAKED FLAMES //  MIRACLE IN TRANSIT

House, techno, ambient, acid, dub sularında dolanan Bristol’dan 23 yaşındaki müzisyen, keyifli ve şık parçalarla öne çıkmaya devam ederek senenin en başarılı elektronik çalışmalarından birine imza atıyor.

38.CATE LE BON //  POMPEII

Galli sanatçı altıncı stüdyo albümüyle art pop ve new wave eksenindeki yaratıcı katmanları, özgün enstrüman kullanımları ve ilginç vokal denemeleriyle yoğurarak huzur ve müzikalite ile dolu 45 dakika vadediyor.

39.KENNY BEATS //  LOUIE

Sayısız pop ve hiphop müzisyenin yanında en son IDLES’ın Crawler albümünün de prodüktörlüğünü yapan Kenny Beats, ilk solo albümüyle bazen eğlenceli bazen rahatlatıcı sample’lar ile oynak ritimleri bir araya getirerek antidepresanlara alternatif olabilecek yumuşak dokulu enstrümantal hiphop bir iş ortaya koyuyor.

40.KALI MALONE //  LIVING TORCH

Geleneksel enstrümanlar ile modern klasik çerçevede yorumladığı elektronik elementleri bir araya getirerek elektroakustik bir füzyon yaratan Malone, İsveç’te yaşamasından da nasibin almış görünen karanlık ve depresif bir iş sunuyor. Modern klasik müzikte deneysel ve minimal elektronik yaklaşımları ve genel olarak uğursuz ruh hallerini sevenler için sadece bu albüm değil sanatçının tüm çalışmaları es geçilmemesi gereken haz verici bir keşif alanı.

41.OSEES //  A FOUL FORM

Sık isim değişikliği sebebiyle artık nasıl telaffuz etmem gerektiğini konusunda takip edemediğim Osees, yıllarca garaj ve saykedelik alanda tozu dumana kattıktan sonra bu sefer işin içine dikkate değer derecede hardcore punk da enjekte ederek dinleyiciyi mezara yolluyor.

42.MAKAYA MCCRAVEN //  IN THESE TIMES

Yeni nesil cazcılar arasında üretimleriyle beni en çok heyecanlandıran isimlerden biri olan davulcu McCraven, son albümüyle hiçbir zaman standart bir iş ortaya koymayacağını bir kez daha kanıtlıyor. Güzel olan her albümü hiçbir şey yapmadan sadece dinlemek gerekir ama bu albümde bu bir zorunluluk olmalı. Kompleks yapıları şık ve sade bir şekilde sunabilme ustalığının sergilendiği inanılmaz bir albüm.

43.NATALIA LAFOURCADE //  DE TODAS LAS FLORES

Meksikalı şarkıcı söz yazarı, latin tınıları ve müzikal yaklaşımları caz müzik ile birleştirerek sizi bambaşka sokaklara ışınlıyor. Lakin bu albümü benzerlerinden ayıran, ona özgünlük katan en büyük etmenlerden biri albümdeki sade ve samimi atmosferin mimarı olan etkileyici prodüksiyonu ve dakikalarca sürecek ayakta alkışı hak ediyor.

44.AUTOPSY //  MORBIDITY TRIUMPHANT

Old school death metal’in efsanelerinden, türün en kült işlerine imza atmış grup, 8 yıllık aranın ardından biçmeyi, deşmeyi özlediğini anlatan merhametsiz, tehditkar, şanına yakışır bir albümle yoluna devam ediyor.

45.CHARLOTTE ADIGÉRY & BOLIS PUPUL //  TOPICAL DANCER

Gent’ten duo, pop müziği çeşitli beat’ler ve synth’ler ile süsleyerek dans ettirici, şirin ve deneysel tarafı kuvvetli bir debut ile çıkageliyor. Çeşitli sosyo-politik çarpıklıkları sarkastik bir dille sunarak müziğin içinde estetik duran bir tezatlık yaratıyor.

46.PURCUPINE TREE //  CLOSURE / CONTINUATION

Çoktan dağıldıklarını düşündüğüm günümüzün progresif rock kralları insanları ofsayta düşererek 13 yıl aradan sonra tatminkar bir işle geri dönüyor. Steven Wilson’ın artık tat vermeyen son dönem solo albümlerinden sonra sanatçıyı ve grubu sevenlere taze ve lezzetli bir servis.

47.KOKOROKO //  COULD WE BE MORE

 

Afro-beat, caz ve funk’ı zaman zaman dozunda highlife ile de neşelendiren Londralı topluluk, biriktirdiğiniz parayı Afrika’ya tatile kullanmanıza sebep olacak güçte bir debut armağan ediyor.

48.THE MARS VOLTA //  THE MARS VOLTA

21.yüzyılın en orijinal gruplarından The Mars Volta, 10 yıl aradan sona eskisi kadar hızlı, kompleks ve sert olmayan fakat karakterini yansıtan ve hayranların özlemini giderecek, akılda kalıcı bir pop, rock ve elektronik füzyonu ile övgüyü hak ediyor. Birçok elementi değiştirip benzer hissiyatı verebilmenin her yiğidin harcı olmadığını gösteriyor.

49. KING GIZZARD & THE LIZARD WIZARD //  CHANGES

An itibariyle 10 yıl içinde hem de acid techno’dan thrash metal’e, cazdan Anadolu rock’a uzanan türler arası yolculuk ile 23 adet uzun çalar yayımlayarak albüm kaydetmeye bir türlü doymayan ve bu nedenle artık bu konuda psikolojik yardım almaları gerektiğini düşündüğüm Avustralyalı birtakım yetenek abideleri, son albümleri Changes ile Sketches of Brunswick East’te bıraktıkları caz, saykedelik pop, funk sularına geri dönerek, benim kendilerine en çok yakıştırdığım bulanık alanda keyifle top çeviriyorlar.

50.CHAT PILE //  GOD’S COUNTRY

 

2019’da kurulan Oklahoma’dan post-hardcore, sludge, noise rock sevdalıları kağıt kesiği çeşitli EP’leri ile fazlasıyla dikkat çektikten sonra debut’larıyla siniri, gerginliği, umutsuzluğu ve soğuğu başarılı bir müzikalite ile aktarıyorlar. 

Tags: , ,

İlginizi Çekebilir

Bir Baba Indie Mix 2022
“Yaşlandıkça sahnede olmaktan daha çok keyif alıyorum”