BBI Yerli #219 | Damla Durakçay

BBI Yerli
2017 yılından beri şarkılar paylaşmaya devam eden Damla Durakçay, geçtiğimiz aylarda yayınladığı Sahneden (Canlı) EP’si sonrasında BBI Yerli’nin 219. konuğu oluyor.

Kendinizden ve müzik kariyerinizden kısaca bahseder misiniz?

İlköğretim ve lise yıllarımda müzik teori ve şan dersleri aldım. Yan flüt ve okulun caz bandosunda alto saksafon çaldım. Koroda ve çeşitli müzik gruplarında vokal olarak okulumu birçok platformda temsil ettim. Daha sonra üniversitede görsel iletişim tasarım eğitimi aldım ve sinema dalında çalıştım. Fakat müzikle bağım küçüklüğümden beri kopmadı. Günlük tutarak başladığım yazma serüvenim senaryolara, ordan hikayelere ve şarkı sözlerine dönüşmüş oldu. İlhamım kendi yaşadıklarımın bende bıraktığı hislerle, bir filmden, bir kitaptan, başka bir şarkıdan, bir fotoğraftan bana geçen hislerin birleşimi diyebiliriz. 2017 senesinde Biber isimli single’ımla müzik dünyasına profesyonel olarak adım atmış oldum. GTR Müzik etiketiyle birçok single yayınladım, listelere girdim, dizilerde şarkılarımla yer aldım, reklam jingle’ı seslendirdim ve çeşitli mekanlarda sahne aldım. En son 3 Şubat’ta, kendi şarkılarımın canlı kayıtları ve bir de cover’dan oluşan ilk EP’m Stüdyodan Canlı‘yı yayınladım.

Siz müziğinizi hangi tarz ya da tarzlar içinde tanımlıyorsunuz?

2017 yılında yayımladığım ilk şarkı ‘Biber’ ile aslında tatlı, soft köşelere sahip bir sound’u dinleyici ile buluşturmuş oldum. Üretim odaklı ve gelişerek ilerlemeyi seviyorum; o soft köşelere sahip soundları hoşuma gidiyor fakat son zamanlarda kendimi anlatırken daha elektronik altyapılı, synth pop tarzlarında bir yola da girdim. İkisini de içimde ve şarkılarımda yaşatıyorum. Önümüzdeki üretimlerim için de bunu hedefliyorum.

Üretiminize hangi şehirde devam ediyorsunuz? Yaşadığınız şehrin müziğinize sizce etkisi var mı?

2008 yılından beri İstanbul’da yaşıyorum ama birlikte ürettiğim arkadaşlarım aslında İzmir’de yaşıyor. Uzun zamandır kayıtları İzmir’de alıyoruz. İstanbul’da yaşasam da içimdeki İzmirliyi bence her yerde yaşatıyorum:) Mesela 2019 senesinde yayınladığım “Rakı İçmek İyi Geliyor” şarkımı aslında 10 küsür sene önce İzmir’de yazmıştım. Kayıtlarını İzmir’de aldık ve klibini de yine İzmir’de çektik. İstanbul’da da uzun yıllar geçirdiğim için tabi bu şehirde deneyimlediğim ve yaşadığım her hikaye şarkılarımı mutlaka etkiliyor. Kurgu gibi yazsam da, hepsi aslında benim hayattan aldığım yansımam olarak gelişiyor.

Müziğinize değer katan kişiler kimlerdir?

Müzik serüvenime Cenk Şen-Ceren Atasoy besteleri ve ortak yazdığımız şarkılarla başladım. Bu süreçte aranjör Orhun Sevindik ile birlikte çalıştık. 2018’de GTR Müzik ile yollarımız kesişti. Birkaç şarkımda aranjör Aytaç Özgümüş ile devam ettim. Geçen sene Efe Yemez’le de ortak 3 şarkı yaptık. Kafalarımız ve hislerimiz uzaktan da olsa doğru yerde, zamanda buluşmuş oldu. Devam etmeyi arzu ettiğim elektronik altyapılı sound’da harika bir adım atmış olduk beraber. O şarkıların fotoğraf ve videoları için Tayfun Çetinkaya ve Soner Tunca ile çalıştık. Çok içime sinen, şarkıların hikayelerine yakışan görüntüler çıktı ortaya. Ayrıca 2 senedir menajerim Ayşegül Kumova ile çalışıyoruz. Menajerden öte bir dost oldu benim için. Böyle hepsini özetleyince çok şanslı olduğumu hissettim birden. 🙂

Müziğini etkileyen gruplar ya da sanatçılar var mıdır?

Müzik dinlemeyi, keşfetmeyi çok seviyorum. Çok karışık playlist’lerim var. 🙂 Gerçekten çok karışıklar ve bazı günler televizyonu, telefonu kapatıp, sadece müzik dinlemeyi ve hayaller kurmayı çok seviyorum. Ağırlıklı olarak pop, soul, synth pop, elektronik altyapılı müzikler dinliyorum, diyebilirim. Arada tabi Rock Classics, 90’lar Rock ya da 2000’ler Rock, 90’lar ve 2000’ler Pop gibi listelere de düşüyorum:)

Daha önce sahne aldınız mı? Varsa en yakın etkinliğiniz ne zaman?

Sahnede hem akustik bir set-up’la hem de ful orkestra olarak çıkmayı ayrı ayrı seviyorum. İkisini de deneyimledim. Bir festival sahnesi için de elektronik altyapılı bir sahne yapmıştık. Ben üçünden de büyük keyif alıyorum, türler ve zamanlar arası blended-pop adını verdim ben müziğime. Müzik yolcuğulumda fark ettim ki hepsine uyum sağlayabiliyorum. Bu çok özgürleştirici bir deneyim! En son dinleyiciyle buluştuğum yer Moda Sahnesi’ndeki bir dayanışma konseriydi. Yakın zamanlardaki buluşmalar için Instagram’dan beni takip edebilirsiniz! 🙂

Sence ülkemizde sahne almanın zorlukları nelerdir?

Bence Türkiye’de müzik sektöründe kırılması gereken tek şey ‘ön yargılar’. “Bu sistemi değiştireceğim” diye işlere girişen yapımcılar, organizatörler bile sınırlı bir pencereden bakıyor bu sektöre maalesef ve ‘yeni’ye çok kapalılar. Tutulan belirli köşeleri, ağır taşları hareket ettirmek çok zor. Bu yola yeni başlayan herkesin yanında yalnızca kendisi var. Kendi yolunda ilerlemeye adanmış ve üretmeyi bırakmayan herkes bir gün başarıya ulaşır ve sesini büyük kitlelere duyurur umarım.

Yayınlanmış albüm, kısa çalar veya teklileriniz var mı?

Az önce de bahsettiğim gibi 2017’de Biber adlı single’ımı çıkardım. 2018’de ise GTR Müzik ile yollarımız kesişti. Aynı sene, Meyan ve söz-müziği tamamen bana ait ilk şarkım Çık Dışarıya Oynayalım yayınlandı. 2019’da Rakı İçmek İyi Geliyor ve bir düet olan Uçurumlar çıktı. “Rakı İçmek İyi Geliyor” viral oldu ve bir hayli ilgi gördü, halen ilgi görmeye devam ediyor. 🙂 2020’de “Veda” ile aslında ilerlemek istediğim yola giriş yapmış oldum diyebilirim. 2021’de yayınladığım Elim Kaydı ve Ne Güzel Geldin pandemiden çıkışımıza denk geldi. Daha salınımlı ve pozitif hisssettiren şarkılar oldu ikisi de. 2022’ye geldiğimizde de Tam Zamanında, Ben Anlarım ve Keyfin Bilir adlı 3 şarkımı ard arda yayınladık. Daha elektronik, synth, disko pop yapılarıyla öne çıkıyorlar. Sözü ve müziği bana ait, kendimi en yakın hissettiğim şarkılar ortaya çıkmış oldu. 2020, 2021 ve 2022’de yayınlanan GTR Müzik’in toplama albümleri Karışık 2,3,4 ve 5’te de şarkılarımla yer aldım. Son olarak Şubat başında ilk EP’m Stüdyodan Canlı‘yı yayınladım. Benim için dönüm noktası olan bir olay aslında EP’nin üretim süreci. 3 Şubat’ta yayımladığımız ilk EP’m “Stüdyodan Canlı”, 4 canlı performanstan oluşuyor, biri de bir cover. Hepsinin kaydını tek günde aldık. Hem de hem ses hem görüntü kaydı. Çok zorlayıcı ama unutamayacağım bir gün oldu. İlk kez bir cover yayınlıyorum. “Seni Kimler Aldı” benim için çocukluğumdan, ilk gençliğimden gelen bir ağıt gibi ve Sezen Aksu’nun söylemeyi en sevdiğim şarkılarından biri. O yüzden bunu herkese haykırma ihtiyacı hissettim.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

‘Biber’, ‘Ne Güzel Geldin’ ve ‘Elim Kaydı’ ile aslında 90’lar pop ve soul’undan etkilenen bir sound duyuyorsunuz. O genre’yı sevmemek mümkün değil ama son dönemde – dediğim gibi – altyapısında elektronik dokunuşlar olan işlere daha çok kaydım. Bunlarla kendimi daha iyi ifade ediyor, kendimi daha çok burada buluyorum. İki tarzı da içimde ve şarkılarımda yaşatmaya devam edeceğim. Sahnede dinleyici ile buluşurken de seçtiğim şarkılar adını Blended Pop koyduğumuz bu türler ve seneler arası yolculuğa eşliğe uygun şarkılar oluyor. Bir kadın olarak, çoğu zaman hikayelerin kadın tarafını anlatıyorum aslında. ‘Elim Kaydı’ gibi muzip bir hikayeyle de, ‘Veda’ gibi hüzünlü bir hikayeyle de müzikte ve hayatta kadının bazen cesur, bazen hüzünlü, bazen aşık, bazen de kararlı varlığını yansıtan şarkılar yazmayı seviyorum. Kadın olarak hayattaki ortak derdimiz dilediğimiz gibi sesimizi duyurmak. Ben de bunu başarabilmek niyetindeyim. Geçen sene yayımladığım “Tam Zamanında”, “Ben Anlarım” ve “Keyfin Bilir” üçlüsüyle de oluşturmaya çalıştığım ana tema buydu aslında. Her şeyin bir zamanının olduğunu, herkesin yaralanabileceğini ve nihayetinde kendi gücünü bulabileceğini anlatmak istedim.

Kayıtlarınızı nerelerde alıyorsunuz ve ses prodüksiyonunda kimlerle çalışıyorsunuz?

Kayıtlarımı çoğunlukla İzmir’de aranjörüm Orhun Sevindik’in home studiosunda alıyoruz. İstanbul’da ise GTR Deneyevi ve Blue Kite stüdyolarında kayıtlar aldım. Kendime ait bir stüdyom maalesef henüz yok.

Kendinize ait bir üretim alanınız var mı?

Bunun yanıtını yukarıda vermiş oldum. 🙂

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Geçen seneye kadar sinema sektöründe çalışıyordum. Son bir senedir tek işim müzik. Bu da maddi olarak maalesef biraz zorlu bir yol. Umarım yan mesleklere ihtiyaç duymadan keyfimizce müziğimizi yapabileceğimiz günler görürüz.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

Instagram hesabım @damladurakcay, buradan, Damla Durakçay olarak YouTube kanalımdan ve Spotify gibi dijital müzik platformlarından beni takip edebilirler.

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

Menajerim i.create ajansının sahibi Ayşegül Kumova’dan ulaşabilirler. aysegul@icreate.com.tr

Eklemek istediğini bir şeyler var mı?

Son olarak şunu belirtmek istiyorum… Önümüz yaz, bu dönemi biraz sahnelerde, biraz çeşitli festivallerde, şarkılarımı farklı dinleyicilerle buluşturarak, birlikte şarkılar söyleyeyeceğimiz ortamlarda geçirmek istiyorum. Yaz sonunda bir tekli projemiz var. Bu da bir cover olacak, ters köşe bir iş yapıyoruz. Şimdilik sürpriz olsun! Çok güzel bir şarkıya, çok iyi synth’lerle dolu bir yeniden yorumlama gelecek, dinleyiciyle buluşması için şimdiden heyecanlıyım!


Müzik grubunuzla/projenizle BBI Yerli projesine katılmak için detaylı bilgi:

https://www.birbabaindie.com/bbi-yerli

Tags: , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

MTV News kapanıyor
The Weeknd, ismini değiştiriyor!

Yazar

Bize Katıl!