2010’lardan Albümler #20

Albüm İncelemeleri

Modern Müzik Tarihinden 250 Albüm kitabıyla 19. yüzyıl sonundan günümüze kadar gelen süreçte modern müziğin öyküsünü, albümlerden örneklerle okuyucuya sunan müzisyen ve müzik yazarı Mustafa Şardan, 2010-2019 yılları arasında yayınlanmış hip-hop’tan punk’a, elektronikten indie’ye farklı türleri içinde barındıran, unutulmayan albümleri birbabaindie.com okuyucuları için derliyor.

Her çarşamba, 2010’lardan Albümler ismiyle yayınlanan seride ilk albüm incelemesi 2010-2015, ikinci inceleme ise 2015-2019 yılları arasında yayınlanmış albümler arasından seçiliyor.


               SAVAGES  – SILENCE YOURSELF (6 MAYIS 2013)

Albüm kapak tasarımı: Fotoğraf Richard Dumas tarafından çekilmiş, kapak tasarımı ise Antoine Carlier tarafından yapılmıştır1.

Silence Yourself ilk çıktığında, 10 yıllık bir dönemi görece domine etmiş post-punk revival diye adlandırılan fakat post-punk olmayan grupların müziklerinin ardından sonunda – ana akım olmasa da – yeraltından çıkabilmiş taze ve gerçek bir post-punk grubu dinleyebilmek ilaç gibi gelmişti. O zaman bu albümü dinlerken, yıllar sonra geriye baktığımda hatırlayacağım ve 2010’lar denildiğinde ilk akla gelecek karakteristik post-punk albümlerden biri olacağını fark etmeden sadece barındırdığı kaotik, kasvetli atmosfere ve agresif tutuma odaklanıyordum. Ama geçen zamanlar Silence Yourself’in hafızalardan silinmesi zor bir çalışma olduğunu gösterdi.

John Cassavetes’in Opening Night filminden yaş kavramı üzerine bir diyalog ile açılan albüm, bas gitarist Ayse Hassan’ın deyimiyle2 temelde baskıya karşı direnişi ele alıyor. Grubun erkeksi tutumunu male perspective3 olarak yorumlayan  – ve twitter’dan yayınladığı love letter ile sıkı bir IDLES hayranı olduğunu pekiştiren – vokalist Jehnny Beth’in olmadığı saniyelerde bir nevi vokallik yapan basları, sürükleyici davul partisyonları ve buz kesen çivili gitarlarıyla post-punk’a gereğinden fazla başarılı, modern bir saygı duruşu. Grubun kullandığı duruşunu derinleştiren etkili görsel çalışmalar ise oldukça ilham verici.

Bana göre ne Savages ne de Beth henüz bu albümden daha güçlü ve etkileyici bir iş üretebildi. Beth’in müziği dışında farklı grupları bir araya getiren, onlar ile röportajlar yapan sosyal ve kreatif yönünü de ne kadar sevsem de bir gün sokakta karşılaşsam onla tanışmaya çalışmak yerine – kulaklık takmadığını umarak – sadece uzaktan duyabileceği şiddette Silence Yourself! diye bağırırdım.

Referanslar:

1. https://www.discogs.com/Savages-Silence-Yourself/release/4528956

2. https://www.coupdemainmagazine.com/interviews/interview-savages-ayse-hassan-their-debut-album-silence-yourself

3. http://www.peek-a-boo-magazine.be/en/interviews/savages/


SHYE BEN TZUR, JONNY GREENWOOD AND THE RAJASTHAN EXPRESS  – JUNUN (20 KASIM 2015)

Albüm kapak çalışması: Albümde çalanların yer aldığı fotoğraf Sharona Katan tarafından çekilmiştir1.

Genelde bir albümde doğu-batı füzyonu varsa daha dinlemeden benim gözümde olumlu bir imaja sahip oluyor. Bir de içinde Jonny Greenwood varsa ve albüm 15. yüzyıldan kalma bir Hint kalesi olan Mehrangarh’ta Nigel Godrich tarafından kaydedildiyse2 dinlemeden seveceğimi adım gibi bildiğim bir hal alıyor. Junun’un Paul Thomas Anderson tarafından çekilen belgesel film ayağı da var3. There Will Be Blood The Master, Inherent Vice, Phantom Thread gibi filmlerde birlikte çalışan ve artık marka ikili haline gelen Anderson-Greenwood’un bir kez daha bir araya gelmesi albümü bu iştah açıcı projenin ayaklarından biri haline getiriyor. Popülerliğin kurbanı olarak adlarından henüz bahsedilmeyen Shye Ben Tzur ve 19 kişilik The Rajasthan Express topluluğu ise aslında müziğin çoğunluğunu oluşturan gerçek kahramanlardan. Topluluk albümde üç farklı müzikal geleneği birleştiriyor: Kavvali (Quawwali) denen Hint coğrafyasından sufi müziği, yüzyıllar boyunca Hint kralları için şarkı söylemiş Müslüman romanların müziği ve İngiliz sömürgeciliği döneminde başlayan düğünlerde ve geçit törenlerindeki bando müziği. İsrailli sanatçı Tzur’un vokallerinde ve gitarlarında ise lise zamanlarında beri ilgili olduğu Hint müziği ve İbrani kültürününün birleşimi mevcut4.

Junun Urduca’da delilik demekmiş. Hindistan’dan Ortadoğu’ya uzanan bir coğrafyada tarih boyunca icra edilmiş çeşitli müziklerin batı müziği temelli Greenwood deneyleriyle harmanlandığı albüm; havayı hüzne, neşeye ve mistisizme bulayan kalabalık kadrosuyla dinleyicilere görkemli bir delilik tecrübesi vadediyor.

Hindistan’a gitme fikrinden hijyen konusundaki endişelerim sebebiyle hep uzak durmuşumdur. Bir gün mümkün olursa artık Hindistan’a gitmek sırf bu albümü dinleyerek ülkeyi dolaşmak için geçerli bir sebep.

Referanslar:

1. http://ianpatrickwork.com/project/work-site

2. https://thequietus.com/articles/19308-shye-ben-tzur-jonny-greenwood-interview

3. https://www.youtube.com/watch?v=5IQdsIUfnAA

4. https://www.indiewire.com/2018/07/paul-thomas-anderson-jonny-greenwood-junun-interview-radiohead-documentary-1201982622/2/

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Oscar Ödülleri’nden tarih değiştiren kararlar!
Yasak Helva’nın albüm sonrası yayınladığı yeni teklisi “Eki Attar” dijital platformlarda!