2010’lardan Albümler #34

Albüm İncelemeleri

Modern Müzik Tarihinden 250 Albüm kitabıyla 19. yüzyıl sonundan günümüze kadar gelen süreçte modern müziğin öyküsünü, albümlerden örneklerle okuyucuya sunan müzisyen ve müzik yazarı Mustafa Şardan, 2010-2019 yılları arasında yayınlanmış hip-hop’tan punk’a, elektronikten indie’ye farklı türleri içinde barındıran, unutulmayan albümleri birbabaindie.com okuyucuları için derliyor.

Her çarşamba, 2010’lardan Albümler ismiyle yayınlanan seride ilk albüm incelemesi 2010-2015, ikinci inceleme ise 2015-2019 yılları arasında yayınlanmış albümler arasından seçiliyor.


HIATUS KAIYOTE TAWK TOMAHAWK (1 NİSAN 2012)

Albüm kapak çalışması: James Lenous Lane’e aittir1.

Debut’su Tawk Tomahawk’ı bağımsız yayınlayan ve başta DJ Gilles Peterson olmak üzere Questlove, Erkyah Badu, Flying Lotus, D’Angelo, Prince, Animal Collective gibi isimlerin dikkatini çeken Melbourne’den dörtlü, albüm kapakları kadar renkli ve saldırgan. R&B, soul, elektronik ve caz elementleri birleştiren grubun harika vokal performansı ve eklektik müzikal altyapısıyla dikkat çekme konusunda pek sıkıntı yaşaması olası değil. Bundan ayrı, albümde konuk edilen ve hem prodüktörlük tarafı hem de – solo albümleri ve A Tribe Called Quest çatısı altında yaptıklarıyla – müzisyenlik tarafı ile saygı ve sevgimi kazanmış Q-Tip, kendi adıma albüme farklı bir karakter kazandırıyor.

Grubun kendini future-soul olarak tanımlaması ile ilgili konuşan vokal/gitar Nai Palm, soul’un bir throwback element olmasını sevdiğini fakat geleceğin tanımlanamaz ve gelecekteki herhangi bir şey olduğunu belirtmiş2. Grubun en planlı ilerleyen şarkısında bile hissedilen deneylerin varlığını açıklayan bir cümle olmuş.

Bu albüm ile farklı ülkelerde konser verme şansı yakalayan ve R&B kategorisinde Grammy’e aday olan ilk Avustralyalı grup olma özelliğini elinde bulunduran dörtlü R&B oldukları kanısında değil. Hatta Palm bu türden etkilenmediğini, onu vuran şeyin Sahra çölünün göçebe müziğindeki insan ruhunun direkt ve ham ifadesi olduğunu söylemekte3.

Referanslar:

1. https://www.discogs.com/Hiatus-Kaiyote-Tawk-Tomahawk/release/4959077

2. https://acclaimmag.com/music/interview-hiatus-kaiyote/

3. https://www.vice.com/en/article/rnw7v8/hiatus-kaiyote-interview-choose-your-weapon-2015


KENDRICK LAMAR    DAMN (14 NİSAN 2017)

Albüm kapak çalışması: To Pimp a Butterfly ve Untitled Unmastered albümlerinin de tasarımlarına imza atan Vlad Sepetov’a aittir1.

2018 yılında The Guardian’da yayınlanmış2 adadaki caz müziğin yükselişi ile ilgili bir yazının ilk paragrafında ismi geçen ilk kişinin bir caz sanatçısı değil, Amerikalı hiphop sanatçısı Kendrick Lamar’ın olması bir tesadüf değil; kendisinin etki alanını gözler önüne seren küçük ama değerli bir kanıt. Bu dünyada yapmanın çok zor olduğu şeylerden biri hem yer altında hem ana akımda heyecan dalgası yaratabilmek. Bunu yapanlar zaten efsane oluyorlar; Pink Floyd, Nirvana veya Radiohead gibi. To Pimp a Butterfly ile yer altı kralı olan Lamar ana akım krallığını DAMN. ile taçlandırıyor. Papadan kutsamayı ise Pulitzer Ödülü ile alıyor. Papalık on yıllarca rock, elektronik, pop gibi türleri pas geçerek klasik ya da caz müzik türü dışındaki ilk kutsamasını hiphop’a yapıyor. Bunda asıl etken hiphop’tan ziyade Lamar’ın kendisi. Hiphop yaparak türün sınırlarını aşan ilk sanatçı da olabilir.

To Pimp a Butterfly sonrası Lamar’ın patlaması için bardağı taşıracak son damla yeterliyken, DAMN. ile bardaktan taşan suyun masadan yerlere aktığını gördük. Albümün hiphop olmayan hatta bilindik şarkı kalıplarına uymayan açılış parçasından bize doğru yaklaşmakta olan şeyin hiphop’ın aracı olduğu bir müzikal başyapıt olduğu anlaşılıyor. Hali hazırda hiçbir albümünde filler parça olmayan Lamar, albüm boyunca entelektüel derinliği ve anlık eğlenceyi aynı potada eritmeyi nasıl başardı hiçbir fikrim yok.

Albüm sizi oturup müziğe odaklanmak ve düşünmek ile kendini sadece şarkıların güzelliğine bırakarak ruhunun dans etmesi arasında seçim yapmaya zorluyor.

Kendrick Lamar olmasa ülkemizde Müptezhel gibi bir albüm çıkar mıydı emin değilim. Ezhel’in Lamar’dan etkilendiğini ve onun vizyonundan faydalandığını görmemek imkansız. Dolayısıyla, Lamar’sız bir dünyada Türkiye’de – hiphop’ın ana akımlaşma sürecini başlatan Müptezhel’in yokluğu sonucu – yer altı ile üstü arasında devam eden bir hiphop sahnesi olurdu ve genellikle şu anki ortamın sorumlusu kabul edilen trap’in de adını pek duymuyor olurduk.

2050 yılına ışınlansam ve bana şu ana kadar üç müzisyen3 Nobel kazandı dense, üçüncü ismin Kendrick Lamar olduğunu söylerdim.

Referanslar:

1. https://www.stereogum.com/1934834/damn-graphic-designer-explains-kendrick-lamars- new-album-cover/news/

2. https://www.theguardian.com/music/2018/apr/08/british-jazz-invasion-moses-boyd-matthew-halsall-nubya-garcia

3. https://www.theguardian.com/books/2016/oct/21/dylan-is-not-the-first-songwriter-to-win-the-nobel-prize-for-literature

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Amazon, podcast şirketi Wondery’yi satın aldı
Kevin Bacon’dan yavru keçili, akustik Radiohead yorumu!