“Plastik albümü için ‘Dream Team’ ile çalıştık”

Röportaj
Son dönemin en başarılı yerli post punk gruplarından biri olan, “Plastik” adlı ilk albümleriyle beraber büyük beğeni toplayan Yangın ile söyleştik.

1) Üstünden az da olsa bir süre geçti ama tekrar tebrik ederim ilk albümünüz için. Albümün öncesi ve sonrasındaki süreçlerden bahseder misiniz biraz? Benim şahsen 2023 yılındaki favori albümlerinden biri oldu, gerçekten çok beğendiğim bir iş.

Öncelikle selamlar. Plastik 2023 yılının son çeyreğinde çıkmış olsa da albüm çalışmaları 2022’nin en başlarında şekil almaya başlamıştı. Arada geçen bir buçuk senede bazı şarkılar daha da şekillenip albüme girecek hale gelirken, bazılarını da eleme kararı aldık. Ancak albümün neredeyse tamamını, daha ”Plastik” çıkmadan birkaç ay önceki konserlerimizde zaten çalıyorduk. Şarkılar bittikten sonra ise kayıtlar alınmadan prodüksiyon ekibini kurmaya geldi sıra. Uzun süredir Taner Yücel ile çalışmak istiyorduk. O da projeyi sevip aramıza katılınca üzerimizden büyük bir yük kalkmış oldu, çünkü işin teknik kısmında neyin nasıl yapılması gerektiğini gerçekten çok iyi bilen biri. Görkem Karabudak ve Emre Malikler‘de Taner Abinin (Yücel) tavsiyeleriydi, iyi ki uymuşuz çünkü gerçekten harika bir iş çıkardılar. “Plastik için Dream Team ile çalıştık” diye nitelendiriyoruz açıkçası.

2) Plastik adının ve kapak çalışmasının ardındaki hikaye veya durumu paylaşabilir misiniz?

“Plastik” adını daha yüzeyselleşmiş ve sahteleşmiş bir dünyadan alıyor. Cover-Art fikri ise Sarp ve Bora’dan çıktı. İlk başlarda hepimiz fikirler attık ortaya, Taner Abiyle “oyuncak mı eritsek” fikrine de kafa yormuştuk nasıl yaparız diye. Bora ve Sarp oyuncak fikri ile gelince çok düşünmedik açıkçası, çok da güzel iş çıkardılar.

3) Üretim kısmında size en çok keyif veren ve zorluk çıkaran kısımlar hangileriydi?

Üretim kısmı, kayıt ile beraber en keyifli kısımlar bana (Theo) kalırsa. Zorluk demeyelim ama gerçekten düşünmemizi gerektiren, ve “böyle mi olsa şöyle mi olsa” diye yapıp bozduğumuz çok şarkı bölümü oldu. Şarkının kendisini, sözler ve enstrümantasyonu ile en net nasıl anlatacağını denemek ve bulmak en keyifli etaplardan biri. Zor kelimesini kullanmak şart ise en zor tarafı bir noktada durmak. Çünkü bir şarkıya her daim bir şey eklenebilir, veya bir şarkıdan bir şey çıkartılabilir, dolayısıyla “Tamam, bu kadar.” demek en zoru, çünkü doğru noktada durduğundan emin olmak gerek.

4) Her parçanın ayrı bir anlamı vardır tabii, ama şu şarkımız bizim için ayrıdır dediğiniz bir şarkı var mı?

Yıkım herhalde hepimiz için öne çıkan şarkı albümde. Plastik’te yer alan şarkılardan ilk yapıp bitirdiğimiz de oydu. Yıkım’ın yeri ayrı çünkü tam olarak yaptığımız müziğin daha sert ve daha canlı hissettirmesini istediğimizi aramızda konuştuğumuz dönemde yaptık. Sahnede de çaldıktan sonra, Yıkım albümün geri kalanı için de itici güç oldu.

5) Peki sizce Yangın’ın müziği nasıl ve ne şartlarda dinlenmeli

Yangın’ı illa şu şartlarda dinleyin gibi bir yaklaşımımız yok, ama tam uykuya dalmadan hafif hafif uyuklarken kulaklıktan müzik dinliyorsanız, o esnada dinlemeseniz de olur mesela. Şaka bir yana, yaptığımız müzik canlı hissettirdiği için ben (Theo) şehrin karmaşasında dinlemeyi çok seviyorum örneğin. Ama muhtemelen hepimiz hemfikir oluruz ki Yangın’ı dinlemenin en güzel yolu canlı ve konserde dinlemek.

6) Yangın’ı üç kelimeyle özetlemenizi istesem?

Yangın üç kelime olsa, ilk kelime şüphesiz “dostluk” olurdu, çünkü kariyer meslek vs bir kenara, biz birbiriyle vakit geçirmekten, sohbet etmekten ve müzik yapmaktan acayip keyif alan beş herifiz. İkinci kelime “deneyim” olurdu herhalde, çünkü müzik maceramıza başladığımızdan beri bir çok şeyi ilk defa birlikte deneyimledik. İlk büyük konser, ilk gazete kupüründe çıkma heyecanı, ilk lansman gibi. Daha nice ilklere. Üçüncü kelime ise “çaba” olurdu bana kalırsa. Moda’da bir evde, salona şilte çekmiş bir şekilde boş buzdolabı ile müzik yapmaya çalışırken, ve “acaba ilerler mi bu proje” derken, 3 yıl sonrasında verdiğimiz onca konser, tanıştığımız onca kişi, ve çıkmış albümden sonra o günlere tebessümle bakabilmek çok güzel. Hepsi çok çaba gerektirdi, ve olmak istediğimiz yere varmamız için hala epeyce bir çaba gerekiyor, ama bir yandan da, bu çaba gelişimi en çok hissettiren şey açıkçası.

7) Sizi en çok etkileyen sanatçı / gruplar kimler?

Theo: The Doors her daim ayrıdır benim için, Jim Morrison’ın farklı bir yeri var bende. Grupla yaptığı şarkılar, yada kendi şiir kitapları gibi. Yoksa gündelik hayatımda British Rock, ve Post Punk çok dinlerim.

Efe: Bauhaus

Sarp: Kurt Cobain

Ege: Mutemath

Bora: Queens of the Stone Age

8) Şu ara en çok kimleri dinliyorsunuz?

Theo: Uzun bir süredir en çok dinlediğim grup IDLES. Grupça konserlerine de gittik. Çok acayip tipler.

Efe: Abvarts

Sarp: Lil Zey

Ege: IDLES

Bora: Stuck

9) Peki ömrünüz boyunca tek bir albüm dinleyecek olsanız bu hangisi olurdu?

Theo: Radiohead – Amnesiac

Efe: David Bowie – Ziggy Stardust

Sarp: Radiohead – OK Computer

Ege: Mockroot – Tigran Amasyan

Bora: Brian Eno – Here Comes the Warm Jets

10) Şarkılarınızdan biri bir filmde çalacak olsa hangi filmde çalmasını isterdiniz?

Theo: Sert parçalardan biri Taxi Driver’da, daha yavaş şarkılardan biri Into The Wild’da çalsın isterdim. Bir de uçmak isterdim…

Efe: Bir Zamanlar Anadolu’da

Sarp: Transformers 2

Ege: Titane

Bora: Trainspotting

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

“Kargo☆Yarına Kalan Şarkılar” saygı albümünün tamamı yayında
Nick Cave & The Bad Seeds’ten yeni albüm müjdecisi tekli: “Wild God”

Yazar

Bize Katıl!