BBI Yerli #114 | Panøpsis

BBI Yerli

Projenizin adı nedir?

Panøpsis

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

01.04.2018

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

İstanbul

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Sezgin Çelik – Gitar, Klavye
Hüseyin İflazoğlu – Gitar
Umut Şah – Bas Gitar
Ethem Saran – Davul
Doğa Eroğlu – Görsel Tasarım

Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?

Sezgin Çelik, Hüseyin İflazoğlu ve Umut Şah 2011-2018 yılları arasında Anarres grubunda yer aldılar. Ethem Saran ise halen Bajar ve Flux Duo gruplarında yer alıyor.

Grubunuzun tarzı nedir?

Post-Rock, Enstrümantal

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Kafabindünya, God is an Astronaut, Mogwai, Explosions in the Sky, Tristeza, This Will Destroy You, The Evpatoria Report, Mono, Sleep Dealer…

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Panøpsis olarak henüz sahne almadık. Ama daha önceki grubumuzla Shaft, Mask, B1 Live, Buddha gibi mekanlarda sahne aldık.

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler: Bazı mekanlarda grupların kapıya çalmak zorunda bırakılması ve mekana dinleyici getirme sorumluluğunun neredeyse tümüyle gruplara bırakılması.
Artılar: Özellikle bazı mekanların no-name gruplara sahne verme konusunda olumlu yaklaşımı.

Sahne aldığınız mekanlarda “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler: Ses sisteminin genellikle eski veya yetersiz oluşu, yenilenmeyişi; tonmaister eksikliği.

Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?

Daha önceki deneyimlerimizden hareketle söylersek, çok tanınmayan gruplara genellikle hafta içi geç saatlerde sahne verilmesi, bu grupların yeni dinleyicilerle karşılaşma imkanını çok azaltıyor.

Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?

Panøpsis olarak henüz bir festivalde yer almadık. Ama daha önceki grubumuzla İstanbul’daki çeşitli küçük festivallerde ve bahar şenliklerinde yer aldığımız oldu. Bu tür küçük ölçekli veya gönüllülüğe dayalı festivallerin genellikle teknik eksiklikleri olduğu için sahnede istediğiniz sound’u tam olarak yakalamanız zor oluyor haliyle. Bu da çok keyifli bir durum değil.

Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?

Daha önceki konserlerimize gelen kitle genel olarak çevremizdeki insanlar ile müziğimizi sıkı takip edenlerin bir karışımı şeklindeydi diyebiliriz. Konser sonrasındaki tepkiler genellikle daha fazla konser yapmamızı teşvik edecek şekilde oluyordu. 🙂

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Daha önceki grubumuzla bilet gelirinin yarısını alacak şekilde veya hiçbir ücret almadan sahne aldığımız oldu. 3 bira fişi dışında ek olarak sağlanan herhangi bir hakla karşılaşmadık diyebiliriz. Panøpsis projesinde ise (gönüllülüğe dayalı bir etkinlik olmadığı sürece) ücret almadan sahne almayı düşünmüyoruz. Aksi takdirde, mekanların keyfi ücret politikasına onay vermiş oluyoruz ve bu da tüm müzisyenler için haksız bir durum.

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste.

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

4 şarkılık ilk kısa çalarımızı “More-Than-Human-World” adıyla 16 Mart 2019’da yayımladık. “Dünyanın insandan ibaret olmadığı” fikrinden ilham alan albümün ve şarkıların isimleri, dünyaya bakış açımızı da yansıtıyor. Albümün görsellerini de yine bu bakış açısıyla Doğa Eroğlu hazırladı.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Bu projede; elektronik öğelerle zenginleştirilen gitar ve klavye melodilerinin önde olduğu, söz içermeyen, atmosferik bir müzik yaratmayı amaçladık. Bu açıdan, enstrümantal niteliği Panøpsis projesinin olmazsa olmazı diyebiliriz. Buna ek olarak, “dünyanın insandan ibaret olmadığı” yönündeki felsefi bakış açısı da müziğimize yön veren şeylerden biri.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bazır gruplar/müzisyenler çok başarılı uyarlamalar yapıyorlar, bunları dinlemesi de çok keyifli olabiliyor gerçekten. Yine de bu projede amaçladığımız şey tümüyle kendi müziğimizi yaratmak ve icra etmek. O yüzden, herhangi bir şekilde uyarlama yapmayı düşünmüyoruz.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Kayıtlarımızı kendi ev stüdyomuzda yaptık ve yeni kayıtlarımızı da aynı şekilde yapmaya devam ediyoruz.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Beste ve kayıt süreçlerini grup olarak bir arada yapıyoruz. Herhangi birimizin ortaya attığı bir fikir veya melodi üzerinden çalışmaya başlıyor ve şarkı son haline gelinceye kadar da birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Şarkıları kaydederken de yine grup olarak bir arada oluyoruz.

 

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Panøpsis projesi kapsamında miks ve mastering için başka biriyle çalışmadık. Albümün miksini ve masteringini grup arkadaşımız Sezgin Çelik yaptı. Bu tercihimizin iki nedeni var; birincisi müziğimizin her aşamasında işin içerisinde olmak hoşumuza gidiyor ve istediğimiz sound’u yaratmak bu şekilde daha kolay oluyor. İkincisi ise parasal koşullar; malumunuz miks ve mastering ücretleri oldukça yüksek olabiliyor.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Prova için çeşitli stüdyolara gidiyoruz. Albümün yayımlanmasının ardından çalışmalarımızı sıklaştırmaya başladık.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle şunu söylememiz lazım; Türkiye’nin ekonomik koşulları altında stüdyoculuk yapmak çok zor gerçekten. Biz de bir ara denedik, ordan biliyoruz. 🙂 Bu nedenle nitelikli bir şekilde stüdyo işletmeye devam eden arkadaşlara saygı duyuyoruz. Bununla birlikte, özellikle son dönemde kayıt ve prova ücretleri iyice yükselmiş durumda ve bu da birçok müzisyen gibi bizi de zorlayan bir durum. İyi bir stüdyoda albüm kaydetmek için bir servet ödemeniz gerekebiliyor neredeyse.

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Hemen hemen tüm dijital platformları kullanıyoruz. Bandcamp ve YouTube gibi ücretsiz dinleme imkanı olan platformları çok önemsiyoruz. Diğer yandan, giderek daha fazla insan Spotify ve iTunes üzerinden müzik dinlediği için bu platformlarda da yer alıyoruz.

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

Türkiye’de post-rock odaklı müzik yapan grup çok az, dolayısıyla yerli post-rock dinleyicisi de canlı canlı post-rock dinlemeye hasret kalıyor. (Kendimizden biliyoruz 🙂 Bu açıdan bizim için Panøpsis projesinin en önemli yanı, eksikliğini hissettiğimiz müziği üretiyor olmamız. Ve umuyoruz ki yerli post-rock dinleyicisini de hitap edebilecek bir müzik çıkarabiliriz ortaya. Bu da projemizin en olumlu yanı olur elbette. Diğer yandan, sözsüz müzik yapıyor olmak, “piyasa” koşulları açısından “olumsuz” bir durum gibi düşünülebilir belki, çünkü dinleyiciler çoğunlukla sözlü müzik beklentisine sahip; yine de biz sözlerden azade olmanın müzikal açıdan gayet olumlu olduğunu düşünüyoruz.

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Kısa vadede; öncelikli hedefimiz yerli ve yabancı post-rock dinleyicisine ulaşabilmek. Yani yaptığımız müziğin duyulması ve sevilmesi. İlk albüm çıktı ama gecikmeden yeni şarkılarımızı da kaydedip yayınlamak ve müziğimize uygun mekanlarda sahne almak istiyoruz.
Uzun vadede ise hedefimiz müziğimizi sürekli geliştirmek ve post-rock denildiğinde akla gelen gruplardan biri olmak.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

Müziği yarıştırma fikri pek hoşumuza gitmiyor açıkçası. Ama yetenekli müzisyenlerin keşfedilmesi açısından işlevsel yanları var elbette. Biz herhangi bir müzik yarışmasına katılmadık hiç.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Basılı gazete veya dergi gibi alanlarda yeni grupların yer bulması pek kolay değil. Dijital alanda ise küçük veya büyük ölçekli birçok blog, internet sitesi, vs. var ve bazıları bağımsız/yeni müzisyenlere alan açma konusunda oldukça olumlular. Daha önceki projelerimizde bu yönde deneyimlerimiz oldu. Panøpsis projesi ise henüz çok yeni olduğu için daha yeni yeni ilişkilenebilmeye başladık müzik basınıyla. Örneğin, Bir Baba Indie olarak yerli gruplara sağladığınız bu alan çok önemli ve değerli bizim açımızdan. Umuyoruz ki müzik basınında ve radyo alanında bu tür alanlar artar. Bunu hem kendimiz için hem de genel olarak yerli müziğimizin gelişmesine katkı sunacak bir şey olarak dile getiriyoruz.

Sırasıyla, dinleyici – mekanlar – organizatörler – müzisyenler ve diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyiciler: Popüler olanı dinlemekle kalmayıp yeni müzikleri keşfetmeye açık olmaları, bağımsız müzisyenleri desteklemeleri, mekanlardan ve organizatörlerden de bu yönde talepte bulunmaları.
Mekanlar ve Organizatörler: Müziği sadece ticari bir girişim olarak görmemeleri, ticari kazancın yanında bir sanat alanı olarak müziğin gelişmesine katkı sağlamayı da bir o kadar önemsemeleri.
Müzisyenler: Müzikal olarak ortaya konulan her emeğe saygıyla yaklaşma konusunda daha hassas olmaları ve müzik alanının gittikçe daha fazla ticarileştirilmesine karşı birlik içerisinde olmaları.

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Ethem haricinde üçümüzün de müzik dışında aktif olarak yaptığımız işler var. Umut akademisyen olarak bir üniversitede çalışıyor, Hüseyin matematik öğretmeni olarak lisede çalışıyor, Sezgin de uluslararası bir şirkette Yunanca çevirmeni olarak çalışıyor. Mesai usulü çalışma biçimi hayatımızın büyükçe bir kısmını kaplıyor olsa da müzik tutkumuz sayesinde uzun yıllardır düzenli olarak müzikal çalışmalar yapıyoruz birlikte. İstanbul gibi yorucu bir şehirde iş ve müzik arasındaki dengeyi sağlamak bazen zor olabiliyor elbette, ama yine de niyetimiz bu dengeyi sürdürmek ve hatta belirli bir vadede müziğin kapladığı yeri daha da arttırmak. Özellikle bu proje kapsamında uzun vadeli hedefimiz bu yönde diyebiliriz.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

Instagram: instagram.com/panopsismusic
Facebook: facebook.com/panopsismusic
Bandcamp: panopsis.bandcamp.com
Spotify: open.spotify.com/artist/panopsis
iTunes: itunes.apple.com/tr/album/more-than-human-world-ep
YouTube: youtube.com/channel/panopsis

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

panopsismusic@gmail.com


Müzik grubunuzla Bir Baba Indie Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okuyup detaylı bilgi alabilirsiniz.

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Bir Baba Indie ile Başköşe #12 – Derin Sarıyer
How Did We Get There? The History Of Story Told Through Tweets

Yazar

Bize Katıl!