BBI YERLİ #5 | “Neigh Pupil”

BBI Yerli

Grubunuzun Adı?
Neigh Pupil

Grubunuz doğum tarihi ve doğum yeri?
Ocak 2015 – Bayrampaşa/İstanbul

Grubunuzun tarzı?
Soft indie rock olabilir sanırım. Biraz Arctic Monkeys, hafiften The Strokes, belki azcık The Last Shadow Puppets desek çok yanlış olmaz.

Grup üyeleri kimlerden oluşuyor ve görevleri nelerdir?
Burak Karakan – Vokal / Gitar
Cem Ozan Altunbey – Solo Gitar
Batıkan Karakan – Davul
Güney Çobanoğlu – Bas Gitar

Grup üyelerinin bireysel veya başka projeleri var mı?
Hayır.

Grubunuzla aktif olarak sahne alıyor musunuz?
Hayır.

Grubunuzun en yakın bulduğunuz sahne hangisi? Neden?
Üniversite festivallerinin alternatif sahneleri. Hitap etmeye çalıştığımız genç kitleyle, en rahat iletişim kurulabilen platformlar üniversite sahneleri diye düşünüyoruz.

Grubunuzu sahneye taşımak için uğraşlarınızdan ve hangi aşamada olduğundan bahseder misiniz?
Tek bir konser verdik bugüne kadar; o da Sofar İstanbul‘da idi. Onun dışında şu an için aktif bir sahne arayışımız yok; zira kendimizi temsil etmek için yeteri kadar şarkımız yok şu an için. En azından yayınladığımız kadarıyla, dolayısıyla bir süre sahne aramaya ara verdik demek daha doğru olur.

Grubunuzun hedef kitlesi var mıdır?
18-30 yaş aralığındaki kitleye kendimizi sevdirmek istiyoruz. Yalnızca sağda denk gelince dinlenmelik değil de; bizi sevsinler, bizimle mutlu olsunlar, bizi takip etsinler, bizde kendilerinden bir şeyler bulsunlar istiyoruz. Onun dışında herkes dinlesin, mutlu oluruz insanların dinlemesinden.

Grubunuza yönelik kehanette bulunabilir misiniz? Sahne almaya başladıktan sonra nerelere geleceğini tahmin ediyorsunuz?
Valla adam gibi bir sahne performansı sergileyebilecek hale geldiğimizde ve sahnelerimizle yeni kitlelere ulaşabiliyor olduğumuzda alternatif müzik dünyasında ciddi bir yer edinmeyi umuyoruz. Üzerinde çalıştığımız, aslen yapmak istediğimiz müziği yansıtmaya çabaladığımız bir albüm var. Onu yayınladıktan sonra hayaller büyük; gelsin Glastonbury‘ler, gitsin Coachella‘lar.

Grubunuz bir beste grubuysa ve mekanlar ya da organizatörler sizden cover çalmanızı isterse ne tepki verirsiniz?
Cover yapmak bir grup için güzel bir fırsattır. Kendimizden bir şeyler katabildiğimiz coverlar yapacaksak ve bu coverlar kendi parçalarımızı gölgelemeyecekse yaparız. Önemli olan çalarken keyif alıyor olmamız. Yoksa hiç bulaşmamak en mantıklısı gibi.

Grubunuzun sahne programı hazır ise sonraki aşamada mekanlara ulaşmak için hangi yolları izlediniz? Bu uğraşlarınız başarıya ulaştı mı?
Sahne programımız hazır olmadığından ciddi uğraşlar içerisine girmedik. Bir kaç üniversite festivaline başvurduk, fakat bazı şanssızlıklar dolayısıyla sahne alamadık. Onun dışında Pozitif Live‘a mail atıp bu sahne alma işlerinin nasıl işlediğini sorduk, fakat bir cevap alamadık.

Grubun kaç adet bestesi var? Bu bestelerin kaç tanesi yarın konser olsa çalınabilir düzeyde?
Şu an 15 beste var. Yarın çal derseniz 5 tanesini çalarız; full band olarak.

Grubun müziği ve sözleri tasarımsal olarak neyi ifade ediyor?
Müziğimizle insanlara doğru şeyler hissettirebilmek istiyoruz. Yani keyifli bir şarkıda dolu dolu bir mutluluk, ya da hafif buruk bir şarkıda içten gelen o kırgınlığı paylaşabilmeyi hedefliyoruz. Enstrüman kullanımlarında da dikkat ettiğimiz husus bu. Yayında olan tek bir EP’miz var. Bu EP’de de elimizde var olan soft parçaları bir araya getirdik. Bunlarda da gitarların karmaşık işler yapmasından ziyade melodikliğini ön plana çıkarmaya çalıştık. Sözlerde de genelde basit ve anlaşılabilir olmayı ön planda tutuyoruz şu an için.

Grubun Cover çalmaya bakış açısı nedir? Cover hakkında çalıyorsa olsun ya da olmasın bakış açısı nedir?
Cover çalmak için şarkıya bizden bir şeyler katabilmeli. Yaptığımız coverda imzamızı bırakabilmeliyiz. Dolayısıyla dinlediğimiz ve çalarken keyif aldığımız şarkıları coverlıyoruz olası performanslar için; fakat şu ana kadar herhangi bir cover yayınlamadık, bir süre de yayınlamayı düşünmüyoruz.

Grubun kaydettiği single, ep veya albüm var mı? Varsa bu kayıt aşamalarında yaşadıklarından kısaca bahsedebilir misiniz?
Sunrise Kingdom adında bir EP’miz var. Baktık ki cepte güzel yerlerde kayıt alacak para yok, varımızı yoğumuzu toplayıp bir ses kartı, bir kondenser mikrofon ve bir de Shure SM57 alıp kafa göz giriştik kayıt işine. Vokalimizin odasını sünger ve taş yünleriyle kaplayıp nispeten düzgün bir akustik yakaladık ve ardından başladık kayıtlara. Kayıtlar için kullandığımız bilgisayar 7 yaşında. Dolayısıyla çok zorlandık; hâlen de zorlanıyoruz. Bir de sesli çalamama sıkıntısı var. Malum semt hayatı, komşular falan. Dolayısıyla tamamen kendi çabalarımızla yaptığımız kayıt ve miks süreci çok zorlu geçti. Yine de sonuçta çıkan ürün insanı mutlu ediyor. Çabalarımızın karşılığını iyi kötü aldık diye düşünüyoruz.

Grubun prova ve kayıt stüdyolarında genel olarak karşılaştığı olumsuz şeyler nelerdir? Prova ve kayıt stüdyolarından beklentileri nelerdir?
Bir stüdyoda kayıt almadık hiç. Fakat görüştüğümüz hemen hemen tüm stüdyolarda genel olarak çok yüksek fiyatlar ve bir umursamazlık sezdik. Prova stüdyolarında ise yaşadığımız yegane sıkıntı ekipman kaliteleriydi. Kendi ekipmanımızı taşıyamıyoruz her zaman. Bu yüzden ortalamanın üstünde ücret ödediğimiz bir prova stüdyosunda jak kablolarının dahi çalışmaması, genel disiplinsizlikleri işaret ediyor. Prova stüdyosundan ziyade bir kayıt stüdyosundan beklentilerimiz, yapmak istediğimiz işin saatlik ücretlendirmelerle kısıtlanmaması ve ortaya çıkarmak istediğimiz ürün için bize destek olacak, alçakgönüllü yaklaşacak stüdyo sahipleri ve çalışanları diyebiliriz.

Grubun (sırasıyla Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler – Diğer) kişi/kişilerden beklentileri nelerdir?

  • Dinleyicilerden beklentimiz müziğe objektif yaklaşması. Şayet hoşuna gittiyse başka insanlara da ulaşmamıza destek olması.
  • Mekanlardan beklentimiz müzisyeni destekleyecek bir yaklaşım sergilenmesi ve grubun doğru lanse edilmesini sağlaması.
  • Organizatörlerden beklentimiz ise bizi, müziğimize en uygun kitlelerle buluşturabilecek güvenilir organizasyonlarla buluşturması.
  • Müzisyenlerden beklentimiz samimiyet, aynı dönemde aynı yerde müzik yapıyorsak ortak bir paydada buluşabilmeli, hiç değilse sohbet edebilmeliyiz. Tabii gönül ister ki farklı müzisyenlerle farklı projeler yapalım, beraber büyüyelim, güzel güzel işler çıkaralım; ve hepsinin kökeni yine samimiyet.
  • Diğer derken, insanlar müzisyenlere güzel yaklaşsın diye ütopik bir dilek dileyelim. Herkes mutlu olsun, güzel ve kibar davransın. Beklentimiz bu.

Grubun müzik blogları ve yazarları üzerindeki izlenimleri nelerdir? Müzik blogları ve yazarlarına olumlu/olumsuz eleştirileri nelerdir?
EP’mizi çıkardığımız dönemde Bir Baba Indie dahil bir kaç müzik bloguna mail attık, yalnızca sizden bir dönüş alamadık. Zirâ  yoğunluklarınızdan ötürü olduğunu yazınızda belirtmişsiniz. Onun dışında diğer tüm müzik yazarları çok olumlu ve samimi yaklaştılar. Bizi yayınlamasalar dahi tavsiyelerde bulundular. Genel olarak müzikle ilgilenen insanlar güzel insanlar sanıyoruz. Müzik blogları da bu fikrimizi doğruluyor genelde. Tek beklentimiz yerli müzisyenleri biraz daha fazla göz önüne çıkarmaları. Kim bilir ne müzisyenler vardır buralarda. Bu insanların incelemeleri yahut haberleri, diğer yabancı haberlerin arasında kaybolmamalı. Belki bloglarda yerli müzisyenler için sabit köşeler ayırılmalı. Yerli müzisyenlerin paylaşımları “prime time” denilen vakitlerde yapılmalı belki; tabi uygulanabilirlikleri tartışılır.

Grubunuzla daha önce müzik yarışmalarına katıldınız mı? Genel hatlarıyla müzik yarışmalarına bakış açınız nedir?
Roxy Müzik Günleri‘ne başvurup olumsuz bir sonuç aldık. Müzik yarışmalarının müzisyenleri ciddi bir şekilde motive ettiğine inanıyoruz. Lakin Türkiye’de bilhassa İngilizce sözlü müzik yapan ekiplerin yeterince yer alamadığını, alsa da yarışmaların ardından sürekliliklerini sağlayamadıklarını görüyoruz. Belki yarışmayı düzenleyenlerin daha ciddi ilgileriyle, daha iyi yerlere gelmeleri sağlanabilir.

Grubunuzun olumsuz bulduğunuz yanları nelerdir? Bu olumsuzlukları içeriden/dışarıdan ise çözüm önerileriniz nelerdir?
Şu an için yegane zayıf yönümüz canlı performanslar; bunun da sebepleri belli. Okul tempoları bizi çok geriletti yıl boyunca. Yaz sürecinde bunları bir nebze olsun aşmayı düşünüyoruz. Bunun dışında ilk EP’mizle asıl yapmak istediğimiz soundu pek yansıtamadık. Dolayısıyla yaz sonunda bitirmeyi planladığımız albümümüzde daha memnun kaldığımız bir sound yakalayabilmeliyiz. He bi de çok çalışmalıyız hepsi için.

Grubunuzun olumlu bulduğunu yanları nelerdir? Grubunuzun müzik dünyasındaki yeri ilerleyen yıllarda ne olmalı?
Genel olarak Türk alternatif müzik piyasasında eksikliğini hissettiğimiz Indie Rock boşluğunu doldurmayı amaçlıyor ve bu yönde çalışıyoruz. Şu an varolan İngilizce sözlü müzik yapan gruplar ya çok yumuşak, ya da çok sert müzik yapıyorlar diye düşünüyoruz. Şu an varolan şarkılarımızda pek hissedilmese de, üzerinde çalıştığımız şarkılarla bu boşluğu kapatıp farklı dinleyici kitlelerini ortak bir noktada buluşturabileceğimizi düşünüyoruz.

Ek olarak, bas gitar nefis enstrüman. Biz de sabit baslardan ziyade melodik yapısıyla öne çıkan baslar kullanmaya özen gösteriyoruz.

Grubunuzla konser, albüm veya herhangi bir şey ile ilgili kiminle, nasıl bağlantıya geçilmeli?
Burak Karakan – neighpupil@gmail.com

Grubunuzun sosyal medya hesapları ve e-posta hesabı nedir?

Son olarak hangi sorunun size sorulmasını isterdiniz?
Glastonbury’de ne zaman sahne almak istersiniz, piramit sahnede yerinizi ayarladık da?

– – –

Müzik grubunuzla Bir Baba Indie – Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli. 

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

BBI YERLİ #6 | “Dogu Blok”
Son Feci Bisiklet’ten Yeni Albüm: “Vesaire”

Yazar

Bize Katıl!