2010’lardan Albümler #40

Albüm İncelemeleri

Modern Müzik Tarihinden 250 Albüm kitabıyla 19. yüzyıl sonundan günümüze kadar gelen süreçte modern müziğin öyküsünü, albümlerden örneklerle okuyucuya sunan müzisyen ve müzik yazarı Mustafa Şardan, 2010-2019 yılları arasında yayınlanmış hip-hop’tan punk’a, elektronikten indie’ye farklı türleri içinde barındıran, unutulmayan albümleri birbabaindie.com okuyucuları için derliyor.

Her çarşamba, 2010’lardan Albümler ismiyle yayınlanan seride ilk albüm incelemesi 2010-2015, ikinci inceleme ise 2015-2019 yılları arasında yayınlanmış albümler arasından seçiliyor.


GODSPEED YOU! BLACK EMPEROR – ‘ALLELUJAH! DON’T BEND! ASCEND!
(1 Ekim 2012)

Albüm kapak çalışması: Kapak fotoğrafı yönetmen Charles-André Coderre’e aittir. Karl Lemieux tarafından yakma gibi birtakım teknik işlemlere tabi tutulmuş ve Yannick Grandmont yeniden fotoğraflamıştır1.

Montreal’den Godspeed You! Black Emperor (GY!BE) kariyeri boyunca hep yolculukta bol bol manzara seyrettiren, uzun soluklu, sizi bir senaryonun ögesi yapan, durağan, kısaca film gibi enstrümantal albümler yaptı. Buhranlı, kasvetli, iç karartan, tanımsız, umutsuz pasajlar ördü fakat ilk defa kıyamet gününe bu kadar yakın hatta ilk defa o günün geldiğini haber veriyor. Giriş şarkısı kıyamet gününü tüm dünyaya haber veren bir marş adeta ve devamında, albümün bitişine kadar bu sonu kutlar gibi. Hüzünlü bir şölene çeviriyor ve herkesi bunun bir parçası olmaya devam ediyor. En son 2002’de yayınladığı stüdyo albümünden bu yana geçen 10 yıllık araya son veriyor ve tekrardan dinleyicileri yarattığı trajedinin tanıkları haline getiriyor. 1997-2002 arası yayınladığı kültleşmiş üç albümüne eşit görkemde bir çalışma bu.

Post-rock, drone, noise gibi türleri katmanlar haline getirerek bir tür kolaj sunan grubun müziğinin arkasındaki mantığı anlamak için bazı açıklamalarına bakmakta fayda var. Müzik endüstrisine karşı muhalif tavır sergileyen, gazetecilerin konserlerine bedava girmesini engelleyen, bağımsız şirket ve mekanlarla ortaklık yapan ve neredeyse tüm röportaj taleplerini reddeden grup sayılı röportajlarından birinde; herşey yolundaymış gibi davranmanın her geçen gün daha da zor hale geldiğini ve zenginin daha fazla, fakirin daha az almaya devam ettiğini söylüyor. Ülkelerinde yaratılan yığından kaçıp kıyılarına gelen insanların ülkede hırsız muamelesi gördüğüne değinen grup, radyoyu açtıklarında duyduklarının korku şovu olduğu kanısında. Heyecanlı ve dehşet içine olduklarını belirtiyorlar. Yaptıklarını – özetlemek gerekirse –  şu şekilde ifade ediyorlar: “We sit down and try to make a joyous noise in the direction of resistance and freedom2.

Bu albüm; 90’ların başında doğup, ikinci yarısında filizlenen ve 2000’lerin ikinci yarısında artık solmaya başlayan post-rock hadisesinin kendi adıma son güzel örneklerinden. Bir başka deyişle, 2012 yılı belki de post-rock kelimesini duyduğumda meraklanmam gerektiğini söyleyen son yıldı.

Referanslar:

1. https://cstrecords.com/products/godspeed-you-black-emperor-allelujah-dont-bend-ascend/

2. https://www.theguardian.com/music/2012/oct/11/godspeed-you-black-emperor-interview


MAKAYA MCCRAVEN – IN THE MOMENT
(20 Ocak 2015)

Albüm kapak çalışması: Makaya McCraven’ın olduğu kapak fotoğrafını Nathan Michael çekmiştir. Tasarım ise Craig Hansen ve Leah Ball tarafından yapılmıştır1.

Son dönemde caz sahnesinden çıkmış en yaratıcı ve sahneye farklılık katan isimlerden Chicago’dan davulcu ve prodüktör Makaya McCraven’ın In The Moment albümü için konser kaydı deyip geçmek çok büyük bir hata olacaktır çünkü mekan, süre, kayıt, vb. unsurlar düşünüldüğünde bir tür stüdyo kaydı olarak bile düşünülebilir. Tıpkı bir stüdyoya kapanıp aylarca müziğe yoğunlaşıp çeşitli denemelerde bulunmak, kayıtlar almak ve bunlardan parçalar oluşturmak gibi bu albüm de aynı mekanda (The Bedford adında Chicago’da bir kulüp) 12 ay boyunca gerçekleştirilen 28 performansın ayıklanması, kesilip parçalanması ve remikslenmesi ile elde edilmiş 2 saate yakın süre işgal eden 19 parçanın üretilmesi ile ortaya çıkmış. Eğer performansların gerçekleştirildiği mekanı stüdyo olarak düşünürsek, bu live albüme insanlara açık şekilde gerçekleştirilen doğaçlamaya dayalı bir stüdyo kaydı bile denebilir. Hatta farklı insanların kayıt sürecine şahit oldukları bir yöntem izlendiği söylenebilir. Üstelik, bu albümde çoğu konser albümünün kaydında hissedilen sizi konser atmosferinden uzaklaştıran yapay cilalardan eser yok. Yüksek kaliteyi organikliğini kaybetmeden sağlayabilmiş, McCraven’ın ghost note’larından ziller üzerindeki tuşe değişimlerine her ayrıntıyı dibinden dinliyormuş gibi yansıtan olağanüstü bir doğallıkta. Bu doğallığı yaratan önemli bir diğer etken de arka planda mekandaki dinleyicilerin seslerinin, aralarındaki konuşmalarının performansın içinde bir tür katman olarak kullanılması. Sanatçı amaçladığının teknik değil sosyal açıdan bir meydan okuma içerdiğini belirtiyor çünkü ona göre hiçbir yanlış nota o hissi değiştiremez2.

Caz sahnesinde sayısız müzisyenle birlikte çalmış, projelerde yer almış McCraven’a albümde Marquis Hill, Jeff Parker, Junius Paul başta olmak üzere birçok isim eşlik etmekte. Bu isimlerin birlikte çalarken anlık ortaya çıkardıkları müzikleri içermesi sebebiyle albümün ismini de In The Moment koymak hayli uyumlu bir seçim. Hiphop beat’lerinin de varlığını gösterdiği, groove hissiyatı yüksek albüme cazdan ziyade basitçe enstrümantal ritim müziği de denebilir.

McCraven caz müzikte canlı performansın tümünün türlü doğaçlamalardan meydana geldiğini anlatabilmek için hayatımda duyduğum en güzel benzetmelerden birini yapıyor: Her günümüzün her anını doğaçlayarak geçiririz fakat bu belli bir programımız veya planımız olmadığı anlamına gelmez3.

Referanslar:

1. https://intlanthem.bandcamp.com/album/in-the-moment

2. https://www.rollingstone.com/music/music-features/makaya-mccraven-universal-beings-interview-746144/

3. https://www.youtube.com/watch?v=ZW0Ox4esU2s

 

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

The Antlers yeni albümünden bir tekli daha yayınladı
BBI Yerli #192 | Murat Göksel