Noga Erez… 1989, Tel-Aviv doğumlu, uzaktan baktığınızda tatlı mı tatlı görünen bir sanatçı. Gelgelelim müziğini dinlediğinizde o tatlılıktan eser kalmıyor, yerine pençelerini çıkarmış, her an saldırmaya hazır bir kedi geliyor. Üstelik bu çıkarılmış pençeler, günlük hayatın basit karmaşasının değil, herkesin bir şekilde huzursuz olduğu, daha dindar, daha milliyetçi, daha ayrılıkçı olan kavramların karşısında duruyor.
Tel-Aviv’de geçirdiği yıllarını “ortalama” olarak tanımlayan Noga Erez, Körfez Savaşı başlamadan hemen önce liberal, müzikle iç içe bir evde dünyaya geldi. Ailesi tarafından, Kudüs Müzik ve Dans Akademisi’ndeki kompozisyon eğitiminden önce piyano ve gitar dersleri almaya teşvik edildi. Savaşın baş gösterdiği bir ortamda böyle bir ailede büyüdüğü için ne kadar şanslı olsa da “Çoğu zaman, normal bir yerde yaşamak gibi hissetmek gerçekten kolaydır.” diyor Erez. “Sahip olduğun hayat, normal bir hayattır. Ancak o dönemde gerçekten neler olduğunu anlamanız için büyümeniz gerekiyor. ” diye de ekliyor.
“Erez, siyasi gerginlikleri, baskıcı rejimleri, haksızlıkları, cinsel saldırıları ve sizi rahatsız edebilecek diğer konuları şarkı sözlerine serpiştirip trap ve elektronik müzikle öyle bir dans ettiriyor ki…”
Noga Erez’in yaşıtlarından daha olgun olduğunu, 2017’nin haziran ayında yayınladığı Off The Radar adlı albümünden anlayabiliyoruz. Erez, siyasi gerginlikleri, baskıcı rejimleri, haksızlıkları, cinsel saldırıları ve sizi rahatsız edebilecek diğer konuları şarkı sözlerine serpiştirip trap ve elektronik müzikle öyle bir dans ettiriyor ki dinlediklerinizin ne denli can yakıcı sözler olduklarını tek seferde anlayamıyorsunuz. Kendinizi müziğe kaptırmışken bir anda bir cümle duyuyorsunuz; “I won’t miss you, won’t diss you for killing my people” (Dance While You Shoot) ve tam o esnada müziğin keyifli yanını bırakıp içten içe rahatsız olduğunuz konular hakkında kafa yormaya başlıyorsunuz. Şarkı değişiyor, “Global fear, take us to another land / Unload us one by one, one by one.” (Global Fear) ve aslında çevrenizde olan her şeyden kaçmak için müziğin dünyasına sığındığınızı anlıyorsunuz. “Keşke tek derdimiz sadece yeni çıkan albümler olsa.” dediğiniz günleri hatırlıyor ve Noga Erez’le aynı coğrafyada yaşadığınız için onu biraz daha iyi anlayabildiğinizi hissediyorsunuz. Şarkı bir kere daha değişiyor. Karşınızdakini ne kadar iyi anlarsanız anlayın, üçüncü kişilerin her zaman daha fazlasını isteyeceğini biliyorsunuz. “Your body is sucked in this bottomless hole / The beast is sated but not for very long.” (Balkada)
Şarkılar değişiyor, koca bir albüm sosyal mesajlarla ve kaliteli müzikle akıp gidiyor. Ortalık sessizleştiğindeyse “Ben böyle bir albümü nasıl ıskalamışım?” diye üzülüyorsunuz. Biz de “Geç olsun, güç olmasın.” diyor ve Noga Erez’in City Slang etiketiyle yayınlamış 15 şarkılık albümü Off The Radar’ı buraya bırakıyoruz.
