2010’lardan Albümler #18

Albüm İncelemeleri

Modern Müzik Tarihinden 250 Albüm kitabıyla 19. yüzyıl sonundan günümüze kadar gelen süreçte modern müziğin öyküsünü, albümlerden örneklerle okuyucuya sunan müzisyen ve müzik yazarı Mustafa Şardan, 2010-2019 yılları arasında yayınlanmış hip-hop’tan punk’a, elektronikten indie’ye farklı türleri içinde barındıran, unutulmayan albümleri birbabaindie.com okuyucuları için derliyor.

Her çarşamba, 2010’lardan Albümler ismiyle yayınlanan seride ilk albüm incelemesi 2010-2015, ikinci inceleme ise 2015-2019 yılları arasında yayınlanmış albümler arasından seçiliyor.


PARQUET COURTS – LIGHT UP GOLD (15 AĞUSTOS 2012)

Albüm kapak tasarımı: Grup üyelerinden Andrew Savage’a aittir1. Kendisi aynı zamanda ressamdır ve grubun birçok albümünün kapağını tasarlamıştır2.

Parquet Courts, kendi grubunuza isim arıyor olsanız ismi çok kötü gelecek, fakat grubun müziğini duyduktan sonra ismi çok güzel gelen gruplardan. Gitarist Austin Brown neden böyle bir isim seçtikleri sorusuna Radiohead was already taken diyerek gülümsetmiştir3. Grubun ilham aldığı noktalar genel alışkanlıklarından biraz daha farklı. 60’lar garage, 70’ler punk, 90’lar Amerikan alternatif rock ve 2000’ler indie kavramlarını aynı cümlede duyunca benim gibi fazlasıyla heyecanlanmaya başlayan bünyeler için Light Up Gold bulunmaz bir nimet. İçindeki her şarkının füzyonu farklı olsa da albüm üzerine daha genişletilmiş bir formülizasyon yapılırsa gitar melodilerini 60’lar garaj, davulun yüksek tempo sade yürüyüşlerini ve bas riflerini 70’ler punk, vokal kullanımlarını erken 90’lar Amerikan alternatif rock sahnesi ve prodüksiyon rengini 2000’ler indie’den kök aldığı söylenebilir.

Sözler konusunda ise Andrew Savage albümün yirmili yaşların sonu ruh halinden ileri geldiğini ve bazı parçaları ergenlikteki gençlerin anlamayacağından bahsetmiştir4. Albüm kapağındaki boğanın sahip olduğu enerjiye paralel, maruz kaldığı acıya ise zıt bir şekilde ritim pompalayan albüm aynı zamanda barındırdığı birkaç şarkısıyla cover yapmadan bazı güzel grupları anımsatma özelliğine sahip: N Dakota ile Pavement’ı, No Ideas ile The Vaselines’i evine konuk etmekte. Hatta Pavement’tan Stephen Malkmus grubu ilk kez duyduğunda Pavement sandığından bahsetmiş5 ve N Dakota parçasını yazmış olmayı isterdim demiştir6. Malkmus kanımca ilk cümlesiyle abartmış olsa da ikincisinde dürüst davranmıştır.

Gruptan favorim Light Up Gold olmasa Parquet Courts’un sonraki yıllarda çıkardığı başarılı albümlerin tadını alamazdım. Light Up Gold ana yemeği güzelleştiren, insanı masaya ve mekana ısındıran harika bir başlangıç tabağı.

Referanslar:

1. https://thepanoptic.co.uk/2017/09/13/light-up-gold-retrospective

2. https://www.itsnicethat.com/features/andrew-savage-parquet-courts-art-150518

3. https://www.rollingstone.com/music/music-news/game-time-for-parquet-courts-234013/

4. https://consequenceofsound.net/2013/01/interview-parquet-courts/

5. https://www.nme.com/news/music/nme-678-1232503

6. https://www.rollingstone.com/music/music-news/game-time-for-parquet-courts-234013/


KENDRICK LAMAR  – TO PIMP A BUTTERFLY (15 MART 2015)

Albüm kapak çalışması: Kapaktaki fotoğraf Kendrick Lamar, The Little Homies ve Vlad Sepetov’un yönetimi altında Denis Rouvre tarafından çekilmiştir1. Beyaz Saray’ın önünde toplanmış bir grup siyahi erkek ve çocuk tasvir edilmiştir. Ortada bebek taşıyan kişi Kendrick Lamar’dır2. Fotoğraftaki diğer kişiler için Lamar çocukluğumdan beri birlikte büyüdüğüm kişiler demiştir3.

Hiphop ile caz her zaman birbirini tamamladı fakat aralarında her zaman müziğe ve sözlere dayalı bir iletişim bariyeri oldu. Kendrick ise türü keşfetmek için yeni yollar buluyor. Ünlü albümlerden sample kullanmak yerine müzisyenleri stüdyoya getiriyor4. Bu sözler Kendrick Lamar’ın müziğe bakış tarzındaki farklılıklardan birini çok iyi özetleyerek sanatçı hakkında muhteşem bir tespite imza atan Thundercat’e ait. Aslında Kendrick Lamar hakkında yazılacak daha çok fazla şey var. Kendisinden yola çıkarak sadece müzisyenlik veya müzik özelinde meselelere değil kültürel, ekonomik, sosyal, ticari, vb. tonla yan konuya geçiş yapılabilir. Fakat 100 albüm içerisinde belirteceğim başka Lamar albümleri de olduğu ve albümleri özet niteliğinde yazdığım için söylemek istediklerimi daraltarak albümleri konumlandırdığım özelliklerine göre aralarında dağıtmak durumundayım.

To Pimp A Butterfly, Lamar’ı hiphop aleminin yeni GOAT’ı yaptığını düşündüğüm, Boris Gardiner’ın Every n* is a star” sözleriyle başlayan bir buçuk saate yakın bir klasik. Dr. Dre, Flying Lotus, Pharell Williams, Thundercat, Kamasi Washington, Snoop Dogg olmak üzere 50’den fazla ismin içinde bulunduğu albüm hiphop severlere caz; caz severlere hiphop’ı sevdirecek, 30 yıl öncesinin golden age of hiphop ekolünden etkilenerek ana akımı ateşe vermiş görkemli bir çalışma. Enstrümantal çeşitliliğin, avangard atmosferin, güçlü sözlerin ve harika flow’ların bir araya geldiği albümde, Lamar sadece başarılı bir hiphop sanatçısı değil, dahi bir 21. yüzyıl bestecisi olduğunu kanıtlıyor. Albümde seçtiği müzisyenler, kafasında kurguladığı ve harmanladığı müzikal formlar ve iyi anlamda sakat çalışan beyniyle benim için aslında sadece hiphop’ın değil günümüzde müziğin sanatçı çerçevesinde en tepedeki ismi haline geliyor.

Uzun süre Radiohead için This is our Pink Floyd dendi ve bence artık Lamar için de This is our Radiohead denebilir.

Referanslar:

1. https://www.rouvre.com

2. https://www.vice.com/en_us/article/vvz45j/how-kendrick-lamars-to-pimp-a-butterfly-artwork-is-the-lasting-document-of-americas-hip-hop-president

3. https://www.youtube.com/watch?v=VN2IteZRHvc

4. https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/music/features/thundercat-interview-kendrick-lamar-new-album-release-date-drunk-album-jazz-pharrell-wiz-khalifa-a7672296.html

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Bir Baba Indie Lokal #68 | Yerli Mix Özel Programı
Bright Eyes’tan Thin Lizzy cover’ı geldi