BBI YERLİ #7 | “Emre Akbay”

BBI Yerli

Grubunuzun Adı?
Emre Akbay

Grubunuz doğum tarihi ve doğum yeri?
2014-2015 yılları içinde kendi müziğimi yapmaya ve duyurmaya karar verdim.

Grubunuzun tarzı?
Sözün ön planda olduğu tarzın en melodik hâli, anlam kaygılı ve duygu uyandıran müzik.

Grubunuzla aktif olarak sahne alıyor musunuz?
Aslında İstanbul’daki ilk sahnelerimi Mitanni Cafe‘de bi’ şarkım var performanslarımla gerçekleştirdim, sonra 2015 Ocak ayında Sofar İstanbul oldu. Bu iki tecrübe de çok özeldi. Daha sonra güzel insanların daveti üzerine İstanbul’da ve Eskişehir’de birçok dinleti ve konser verme imkanım oldu.

Grup bugüne kadar nelerde konserler verdi? Bu mekanlara 5 üzerinden kaç puan verir?
Az önceki cevabımda da bahsettiğim gibi Mitanni Cafe’de başlayan yolculuğum, peşinden sahne olarak bazı festivallerde devam etti, Beyoğlu Bronx’ta iki şarkı çalma fırsatı buldum, ki sesin salonda iyi tınlaması için benim de memnun kalmam için özenle uğraşan bir ekip vardı, daha sonra Eskişehir Peyote ki aynı şekilde orada da çok güzel ağırlandım, sesi dinleyiciye ve bana iyi yansıtmak için iyi uğraşan bir ekip vardı karşımda, Kadıköy’deki ilk konserim Atölye Kafe Hangart isimli çok mütevazı ve çok tatlı bir sahneydi, tek başıma gitar vokal olarak çıkmayı tercih etmiştim, samimi bir sahnede verim aldığımı düşünüyorum, biraz daha ev salonunu andıran bir mekan, birkaç defa yine Eskişehir’de Kıraathane’de dinleti yapma imkanım oldu, tamamen akustik olarak çaldım, doğrudan konser için değil de dinleti ve sohbet etmek için çokça uygun bir yer kanaatimce, geçtiğimiz Şubat ayında da Sofar İstanbul ekibinin düzenlediği bir organizasyonda Salon İKSV’de çalma fırsatı buldum, dinleyiciyle samimi bir bağ kurmaya izin veren bir sahnesi var, sahnesinin büyüklüğüne ramen bunu yakalaması bence çok iyi bir dizayn işi. Puanlamaya gelince, yazdığım cümlelerle yetinmeyı yeğliyorum.

Grubun sahne aldığı mekanlarda teknik olarak eksik bulduğu şeyler nelerdi?
Son zamanlarda birçok ekiple farklı sahnelere çıktım, şükür ki buluştuğumuz mekanların misafirperverliği ve iyi bir ses için gösterdikleri emeği gördükçe eksiklik olarak belirtecek bir şey bulmakta zorlanıyorum. Yani bundan yıllar önce bar müzisyenliği yaptığım zamanlarda mekanların bana “para veriyorum yapmak durumundasın”, “al bu mikser bununla ses çıkar”, “işte bir kafa monitör var”, “referans monitörü nedir”, gibi cümlelerine maruz kaldığım için, şu dönemde böyle güzel insanlarla karşılaşmayı çok büyük şans olarak görüyorum.

Grubun sahne aldığı mekanlarda mental olarak eksik bulduğu şeyler nelerdi?
Mental olarak samimiyetten başka bir şey aramıyorum, bu birazcık içten gelmediğinde sahnede de kötü hissediyor insan, bunu adını yazdığım mekanlardan bağımsız olarak söylüyorum. Çıktığında kuliste teknik ekipten birini gördüğünde, daha emin oluyor kendinden müzisyen de, bak burası bana değer veriyor ve en iyisini yapmak için her türlü imkanı koyuyorlar önüme, öyle bir akşam tadından yenmiyor işte.

Bugüne kadar büyük bir festivalde sahne aldınız mı? Aldıysanız festivallere ilişkin olumlu/olumsuz eleştirileriniz?
Daha önce Adalar Sokak Festivali’nde iyi bir sahne almıştım Sofarİstanbul’da çaldığım ekiple birlikte. Gün batımı, Büyükada, deniz, vapurlar, insanlar, nefisti. Eğer kamplı bir festivalse bu süreci çok iyi yönetmek gerekiyor, organizasyon meselesi biraz zor bu yüzden. Daha önce üniversite kulübünde de olsa festival organizasyonunda yer aldığım için işlerin nasıl yürüdüğüne dair fikirlerim var. Bu konuda çok anlayışlı olabilirim.

Konserinize gelen dinleyiciler genellikle kimlerden oluşuyor? Kitlenizin müziğinize kattığı bir şey var mı?
Konsere gelen insanlar genellikle sosyal medyayı ve yazdıklarımı da takip eden güzel insanlar oluyor, ve bunu yaşamak güzel şey, insanlar dinlemeye ve sarılmaya geliyor, bu hissin ötesi yok.

Grubunuzu en yakın bulduğunuz sahne hangisi? Neden?
Bir grupla ya da kendi başıma çıktığım sahnelerde genellikle seyirci ile samimi olma imkanı bulacağım/hemzemin olması çok önemli. Çünkü şarkının hissiyatını, konserin hissiyatını ne kadar ‘doğrudan’ dinleyene iletebilirsek, geri dönüşler ne kadar ‘doğrudan’ olursa o kadar mutlu olurum. Bir mekan adından ziyade hali hazırda kendi kültürünü ve kitlesini geliştirmiş, tarzımı rahatça ortaya koyabileceğim sahnelerde yer aldım ve yine almayı, bu şekilde farklı mekanlarda da yer almayı çok isterim.

Grubunuzu sahneye taşımak için uğraşlarınızdan ve hangi aşamada olduğundan bahseder misiniz?
Sahneye çıkmak için önce bestelerimi insanlara dinletmem gerekiyordu. 2014’ün Ekim ayında singer/song writer’ları bir araya getiren bir proje olan “bi’ şarkım var” ekibine ulaştım (selam olsun), sayelerinde Mitanni gibi nefis bir cafe’de müzik yapma imkanı ve sesimi duyurma imkanı buldum. Ardından session projelerine ulaştım. İlk iletişime geçtiğim ekip Sofarİstanbul ekibi oldu (koca bir selam da onlara). Ardından sosyal medya üzerinden Sofarİstanbul ve diğer session projelerindeki (Groovypedia, B!P, BalconyTv) beste performanslarımla sesimi duyurmaya devam ediyorum. Bunların, müziğimi sahneye taşımak adına önemli adımlar olduğunu düşünüyorum. Ki bu performansları izleyip benimle iletişime geçen insanlar sayesinde çok güzel sahnelerde yer alma imkanı buluyorum.

Grubunuzun hedef kitlesi var mıdır?
Duygulanabilen insanlar. Elimden geldiğince iyi müzikle, duygulanmak isteyen insanlarla bölüşmek isterim müziğimi, ne yaş önemli ne başka bir şey.

Grubunuza yönelik kehanette bulunabilir misiniz? Sahne almaya başladıktan sonra nerelere geleceğini tahmin ediyorsunuz?
Daha çok şehir, daha çok insan. Sahne tecrübedir, adaptasyondur ve gelişmedir. Her sahne müzikalitemi artırıyor. Biricikleşme gibi bir arzum ya da hissim olmadı. Kolektif işlerden yanayım. Tek başına yürüyüp giden bir isim, bir gruptan ziyade, beraberce yürüyüp giden alternatif bir müzik camiasını tercih ederim. Müzik yaptıkça daha çok müzisyenle tanışma fırsatı bulacağımı düşünüyorum, ne güzel düşüncelere kapıldım…

Grubunuz bir beste grubuysa ve mekanlar ya da organizatörler sizden cover çalmanızı isterse ne tepki verirsiniz?
Etkilendiğim ve beslendiğim insanlar var. Gitarımda hafif hafif silinmeye başlayan bir Ortaçgil imzası var. Onu çalmazsam olmaz ki 🙂 Ama daha ana akım, piyasa diye adlandırılan, tarzımızdan uzak ve playlistimin dışındaki cover’lardan bahsediliyorsa orada benlik bir durum yok efendim. Sahneye çıkmadan önce bu tarz şeyleri konuşmuyoruz genellikle, sadece süreden bahsettik bugüne kadar. Ama mekan ya da bir organizatör playlistime karışırısa orada çalmayabilirim. Hatta beni bilerek gelen güzel insanları da toplar bir sahil kenarında daha keyifli vakit geçiririz.

Grubunuzun sahne programı hazır ise sonraki aşamada mekanlara ulaşmak için hangi yolları izlediniz? Bu uğraşlarınız başarıya ulaştı mı?
Mekanlara ulaşmak için henüz bir yol denemedim. Bir menajerim ya da çalıştığım bir şirket de yok bu konuda. Mekan sahipleri, müzik koorinatörleri bana bir biçimde ulaşıyor ve güzel bir konser akşamı için konuşmaya başlıyoruz. Daha önce birkaç şenlik ve festival için anlaştığım organizasyonlar oldu, ama farklı sebeplerle konserler gerçekleşmedi yine de bir bağ oluştu aramızda, bu işlerde samimiyete inanan biriyim. ‘Samimiyet’ hatırlanması gereken bir his.

Grubun kaç adet bestesi var? Bu bestelerin kaç tanesi yarın konser olsa çalınabilir düzeyde?
Üretmeye devam ediyorum hala, şükür ki. Elimde hazırda tek başıma çalabileceğim yirmi – otuz kadar bestem var, ama bir ekiple bunları performe etmemi isterseniz on – on beşini iki hafta içinde çıkarabiliriz, öyle yetenekli insanlarla tanış halindeyim J

Grubun müziği ve sözleri tasarımsal olarak neyi ifade ediyor?
Kompozisyona çok önem veriyorum. Sembolizmle aramda ileri düzeyde bir ilişki var. Her bir vuruşun anlamı olmalı. Şarkılar üzerinde grupça çalışma fırsatı buldukça bu anlamlandırma durumu artıyor. Ne hissediyorsam onu yansıtma düşüncesinde oluyorum. İlkel aranjeler kullanıyorum. Aslında sözler, üzerinde düşündürürken, müzik, daha sade ve net kalıyor.

Grubun Cover çalmaya bakış açısı nedir? Cover hakkında çalıyorsa olsun ya da olmasın bakış açısı nedir?
Az önce dediğim gibi playlistime aldığım birkaç cover var. Ama sadece coverla bir konser yürümemeli bir beste grubu için. Cover ağırlıklı da olmamalı, birkaç tane, bahçe çiti maiyetinde, bahçeye bakan biri çite değil de içindeki çiçeklere odaklanmalı, öyle değil mi?

Grubun kaydettiği single, ep veya albüm var mı? Varsa bu kayıt aşamalarında yaşadıklarından kısaca bahsedebilir misiniz?
Umarım oldukça yakında efendim 🙂 Çok heyecan verici şeyler bunlar.

Grubun prova ve kayıt stüdyolarında genel olarak karşılaştığı olumsuz şeyler nelerdir? Prova ve kayıt stüdyolarından beklentileri nelerdir?
Öncelikle soundcheck aşaması vakit kaybı yaşatabiliyor, rahat ve dolu dolu çalmak, çalışmak istiyoruz. Daha büyük bir sorun, monitörleme olayıdır. Vardır öyle stüdyolar ama genelde herkesin önünde birer referans monitörü olmuyor, kendini ve grubu duymak istiyor insan. Davul setup’ının tam olması vs. Açıkçası rahat olmak isterim çalışmak istediğim stüdyoda.

Grubunuzla daha önce müzik yarışmalarına katıldınız mı? Genel hatlarıyla müzik yarışmalarına bakış açınız nedir?
Birkaç şarkımı göndermişliğim var. Tabi cazibesi kesinlikle albüm-single ya da müzik için kullanabileceğim, yeni enstrüman alabileceğim para ödülü oluyor. Ayrıca yarışmaların jürisi olan önemli isimlerin kulaklarında bestelerimin yankılanmasından mutluluk duyarım.

Şu dönemde edindiğim izlenim, yarışmalar üçe ayrılmış durumda, birincisi şu televizyonlarda dönen biraz daha piyasaya hitap eden işler, ikincisi hâli hazırda bildiğimiz alternatif isimleri sahneye çıkaran işler, diğer üçüncüsü de kendini afişe edemeyen, reklamı olmadığından da daha yerel kalan işler, şahsen ikinci ve üçüncü işlere daha yakınım. Sponsorlu işlerde sponsorların desteklemek için neyi uygun görüp görmediği kocaman bir soru işareti bu arada. O konulardan da pek anlamam.

Grubun (sırasıyla Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler – Diğer) kişi/kişilerden beklentileri nelerdir?

Dinleyicilerin tepkileri bugüne kadar oldukça olumlu oldu. Yaptığım işe sahip çıkan insanlar olduğu için çok mutluyum. Daha fazla sayıda insana ulaşmak için sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar şu dönemde çok çok önemli bir yerde. Her türden iletişime açığım. İletişim kursun  insanlar. Ayrıca yapıcı eleştiriler her zaman iyidir.

Mekanlardan beklentim, iyi bir sound yakalamış olmaları önemli, sistem olarak. Diğer türlü hem müşterilerine yazık hem müzisyenlere. Bir de kreatif düşünebilmeliler.

Organizatörlerden beklentim, artık gördüğüm kadarıyla organizasyonların alternatif sahneleri hali hazırda tanınmış isimlerden oluşmaya başladı. Alternatif sahnelerin daha yeni ve daha çok isme fırsat vermelerini daha güzel olacak.

Müzisyenlere selam olsun. Müzik yapan/kendi müziğini yapmaya çalışan/sanat için üretimde bulunan insanlar önemli. Bu dönemde sektör denen büyük şeyin pek ışık vaadettiğini savunamayız herhalde. Fakat alternatif camia büyüyor. Naçizane kendimi de burada görüyorum. Daha çok dayanışma bekliyorum. Bu dayanışma sadece konserine gelmek, albümünü almak olarak değil de dışarıda selamlaşmak bile olabilir. Bir arada olmak çok önemli. Hem de ne güzel olmaz mı?.

Grubun müzik blogları ve yazarları üzerindeki izlenimleri nelerdir? Müzik blogları ve yazarlarına olumlu/olumsuz eleştirileri nelerdir?
Müzik bloglarını çok önemli girişimler olarak görüyorum. İki tane kilit sözcük var bu bloglarla ilgili; iletişim – samimiyet. Bazı bloglar çok yukarıdan bir yerlerden sesleniyorlar izlenimine kapılıyorum, sanki bilgi paylaşımının önüne bir duvar örüyorlarmış gibi. Ama son dönemde dili içten ve çok samimi bloglar kendini göstermeye başladı, çok mutluyum bu durumdan. İyi organize edilmiş bir sayfaları da varsa daha ne olsun.

Grubunuzla konser, albüm veya herhangi bir şey ile ilgili kiminle, nasıl bağlantıya geçilmeli?
Emre Akbay – emreakbayofficial@gmail.com

Grubunuzun sosyal medya hesapları ve e-posta hesabı nedir?

Son olarak hangi sorunun size sorulmasını isterdiniz?
Aklıma gelen, bu geçmiş sorularla karşılaşacak kişiye/gruba sorulacak bir soru var;
“Türkiye’de müzik yaparken ne hissediyorsunuz?”

Huzur bulmak için müzik yapmak, müzik yaptıkça huzur bulmak döngüsüyle lanetlenmek üzere. Mutlu olsun, umut vaat etsin günler.

(Bu yazı 29.03.2016 tarihinde güncellenmiştir.)

– – –

Müzik grubunuzla Bir Baba Indie – Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli. 

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Bir Baba Indie Mix | “Temmuz & Ağustos 2015”
Radyo Hacettepe Kapanmasın!

Yazar

Bize Katıl!