BBI Yerli #95 | Cetacea

BBI Yerli

Projenizin adı nedir?

Cetacea

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

19.12.2018

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

İstanbul

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Özgür Özgen Fişek (Ben) – Cetacea

Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?

Pasifik – Synthesizer, Gitar

Grubunuzun tarzı nedir?

Electronic, indie, pop, darkwave, lo-fi

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Cetacea ismiyle sahne almadım fakat geçmişte çeşitli grupların parçası olarak sahneye çıktım.

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler: Müzisyenlerin “akşamı doldurma” objesi olarak görülmesinden ve her zaman daha ucuza sahne alacak birilerini bulabileceklerinden emin olmaları beni çok üzüyor. Doğru kitleyi yakalayıp uygun yerde uygun müziği dinletmeyi amaçlayan mekan sahibi çok az.

Artılar: Profesyonel yaklaşmakta zorluk çektikleri için bağ kurmak daha kolay.

Sahne aldığınız mekanlarda “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler: Mekanlarda genelde ayrı sesçi ve ışıkçı olmaması ve ışıkçının yapması gereken işin ses teknisyenine yüklenmesi, buna rağmen teknisyenlere verilen ücretin düşük olması.

Artılar: Ambiyans olarak çoğu mekanı başarılı buluyorum. Nadiren “Çok kötü iç dizayn ya” diyorum.

Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?

Eksiler: Bilet fiyatları ve yeni projelere soğuk bakmaları.

Artılar: Yok

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Bence her müzisyen sahne aldığı yerden ücret talep etmeli. Oraya gidip çalan kişi bizsek bize muhtaçlar. Lütfen birbirimizle değil de kapitalizmle yarışalım arkadaşlar.

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

Dimensional Comprehension. Bu albümde üzgün bir insanın mutlu bir robota dönüşmesi anlatılıyor. Albümü sırayla baştan sona dinlerseniz bu hissi yakalayabilirsiniz. 2018 Aralık ayında yayınladığım ilk albümüm olan Dimensional Comprehension’ın benim artık kendimi gerçekleştirip gerçekten istediğim müziği yapmaya başlamam konusunda çok büyük bir önemi var benim için. İçinde kişisel mevzularımı anlattığım ama kimsenin tam olarak detayları bilemeyeceği parçalar içeren gizemli bir albüm.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Benim için synthesizer çok önemli. Bütün müziğimi synth’ler ve sample’lar üzerine kuruyorum. Eski bir havaya sahip modern bir müzik üretmeyi planladım hep. Darkwave ve lo-fi demek istiyorum ama disco/synthwave parçalar da var, bi türe oturtamıyorum açıkçası, ilerleyen zamanlarda kendi tarz adımı bulurum belki. Müziğimin nereye gideceğini de zaman gösterir.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Olay paraysa, popülerlikse sonuna kadar destekliyorum. Sadece bir dinleyici olarak cover’ların şarkının birebir kopyası olmamasını tercih ederim.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Evimde.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Yatağa yatıp bir hafta boyunca uyanmıyorum. Kalkabildiğim zaman da o bir haftada birikmişleri yazmaya ve kaydetmeye başlıyorum.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Mikslerimi kendim yapıyorum. Mastering’imi Lard Graves yaptı. Albüm artwork’ümü yapan canım sevgilim Sarah da bana görseller konusunda ve manevi olarak yardımcı oluyor.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Evimde çalışıyorum. Bütün gün ile günde sıfır saat arasında değişiyor. Düzensiz biraz.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şu sıralar özellikle küçük ve orta çaplı stüdyolar tutunmakta çok zorlanıyor. Fiyatları arttırmak zorunda kaldıkları için müzisyenler de zorlanıyor ve alternatif seçenekleri tercih ediyor, olay paradoksa sarıyor.

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Spotify, iTunes/Apple Music, Deezer, Tidal, Soundcloud ve Bandcamp’te varım. Spotify ve iTunes zaten tartışmasız sektörün en iyileri. Spotify şimdi sanatçıların bir label yanda distribütör olmadan parçalarını yayınlayabilmesini sağlamaya çalışıyormuş. iTunes müziğinizi satmak için iyi bence. Deezer’ı pek kullanma gereği duymadım. Tidal’da parçaları mümkün olan en yüksek kalitede dinleyebiliyorsunuz. Soundcloud sıfırdan başlıyorsanız reklam yapmak için çok iyi çünkü mutlaka birileri sizi takip ediyor. Ayrıca Spotify’da olduğu gibi web sitelerinde ve sosyal medyada gömülü olarak şarkılarınız paylaşılabiliyor. Bandcamp’in ise yeni ve bağımsız sanatçılara ufak kıyakları var, rastgele insanlara sizi dinlenmeniz olmasa da gösterebiliyor. Üstelik sayfanızın rengini falan ayarlayabiliyorsunuz, daha ne olsun.

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

Cetacea’nın olumlu bulduğum yanları tamamen kaygısız bir şekilde kendi istediğim müziği yapabilmem olabilir. Olumsuza değinmek gerekirse prodüksiyon ve miks işlerimi kendim hallettiğim için hiçbir zaman tam anlamıyla istediğim sound’a ulaşamıyorum. Hep “Şunu şöyle yapabilsem keşke”ler çıkıyor.


Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Kısa vadede müziğimi olabildiğince yaptığım işleri beğenebilecek insanlara ulaştırmak ve daha fazla müzik üretmek istiyorum. Uzun vadede ise Utah’a taşınıp nükleer saldırılara dayanıklı bir sığınak inşa etmek isterim.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

Müzik yarışmalarına inanmıyorum.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Maalesef görmüyoruz. Ama ben bu gerçeği kabullendim. Medya en çok ne ilgi çekecekse onu sunuyor tabii ki. Eskiden olduğu gibi yetenek avcıları da yok artık. PR ve reklam şirketleri var. Menajerler ve sponsorlar var. Herkes kendi işine bakıyor. Ünlü olmak isteyen insandan bol bir şey yok sonuçta. Çağın bize sunduğu imkanlar sayesinde eskiden ortaya çıkamayan gizli yetenekler de doğal olarak artık gizli değil. Fazla fazla çok yetenekli insan var dünyada.

Sırasıyla, dinleyici – mekanlar – organizatörler – müzisyenler ve diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyiciler sadece onlara sunulanı dinlemekten fazlasını yapmalı. Araştırmalı, müzik zevkini geliştirmeli. Neyi sevdiğini keşfetmeye çalışmalı bence.

Mekanlar: Daha fazla alt kültür türleriyle ilgili benzer sanatçıları toplayıp konserler düzenleyebilirler.

Organizatörlerin de biraz risk alması lazım. Alıştıkları düzenden çıkmaya korkuyorlar gibi geliyor biraz. Ve tabii lütfen işinizi hakkıyla yapmaya özen gösterin ki insanlar sizinle tekrar çalışmak istesin.

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Öğrenciyim ben.

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

Bana cetaceamusic@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Kendinize sormak istediğiniz bir soru var mı? Cevabıyla birlikte paylaşabilir misiniz?

“Neden bu ismi ve albüm kapağını tercih ettiniz?”

Albüm kapağımda denize/okyanusa aitmiş gibi gözüken bir şeye benzeyen ama oraya ait olmayan bir şey kullanmak istedim. Plastik poşet dedik. Denizanasına benzettik. Cetacea da latince balinalar demek zaten. Belki ufak bir düşündürür insanları. Radikal biri değilim ama insanların kendileri düşünerek bulabilecekleri cevapları bulmalarını sağlamak istiyorum.


Müzik grubunuzla Bir Baba Indie – Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okuyup detaylı bilgi alabilirsiniz.

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , ,

İlginizi Çekebilir

The Chemical Brothers’tan albüm öncesi yeni şarkı
The Kites’ın ilk parçası “Tequila Sunset” yayında

Yazar

Bize Katıl!