BBI YERLİ #55 | “PADME”

BBI Yerli

Projenizin adı nedir?

Padme

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

24.04.2015

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

İstanbul

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Toprak – Gitar & Vokal

Zafer – Bas Gitar & Vokal

Orhan – Davul & Vokal

Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?

Toprak Skastika’da trompet, Herbafrique’te klavye çalıyo. Geçici eleman olarak Bosphoroots’ta klavye çaldı. Moment’te bas gitar çalıp vokal yapmıştı. Zafer aynı zamanda Asperger’de gitar çalıyor ve vokal yapıyo. Orhan Bosphoroots’la davul çalıyo.

Grubunuzun tarzı nedir?

Punk Rock, Ska Punk, Skate Punk

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Kilink, Asperger, Green Day, Cemiyette Pişiyorum, NOFX, Lagwagon, Millencolin, Descendents, Mad Caddies, No Use For a Name

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Peyote, Karga, Dorock, IF Performance Hall Beşiktaş, Eski Yeni, Noxus, Eski Beyrut, Woodstock, Redrock, Retro Rock Bar, Ege Rock Festivali, İzmir Uluslararası Motosiklet Festivali, Gökçeada Motosiklet Festivali, Boğaziçi Üniversitesi Bahar Şenliği, Byzantion Fest (Burgazada Cennet Bahçesi) gibi bir sürü yer var daha aslında, aklıma gelenleri yazdım.

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikleri: Müzisyene (sanırım adı duyulmayan müzisyene) insan muamelesi yapılmıyor. Bi de bizim yaptığımız müzik “oturan insan müziği” olmadığından sahnenin önündeki masaları kaldırtmak konusunda bazen zorlanabiliyoruz. 😀 Para olayını hiç söylemiyorum bile. Onun ne olduğu gayet belli.

Artılar: Organizatör veya mekan sahipleri arasında daha önce underground müzikle (punk, death metal vs) uğraşmış olan varsa direkt bizi seviyolar. 😀

Sahne aldığınız mekanlarda “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikleri: Sahne içinde genelde her şey çok ayırt edici olmuyor ne yazık ki, ışıklandırma ne demek onu bilmiyoruz bile, genelde gözümüzü alıp hiçbir şeyi göremememizi sağlayan ışık kümeleriyle karşılaşıyoruz

Artıları: Pesimist olmak istemiyoruz ama, sanırım hiçbir şey. :/

Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?

Açıkçası içinde yer aldığımız tüm organizasyonlarda bi bokluk çıkıyor. Özellikle diğer pank çalan arkadaşlarımız Asperger ve Hedonistic Noise’la da birlikteysek. Çaldığımız birçok mekan iflas etti veya dolmuşçulara devretti. Mutlaka soundcheckle alakalı sıkıntı çıkıyor bir şey duyamıyoruz veya işletmeciler uyanıklık yapmaya çalışıyorlar. Bi konseri ücretsiz yapacaktık mesela, biz aşağıda soundcheckteyken işletmeci içeri giren insanlardan para almış falan. Uğraş dur böyle şeylerle. Veya konserlerde kavgalar çıkıyo. Neden bilmiyoz. Bizim kontrolümüz hatta görüş açımızın dışında oluyo bunlar. Ama bilmiyoruz ya artık alıştık (kanıksamadık çünkü her seferinde yeni bir şey oluyo :D) ve her seferinde “acaba bu konser ne olcak/kim ölcek” diye düşünüyoruz. Biz bence organizasyonda neyi eksik gördüğümüzü yazmak yerine, doğru bulduğumuz küççücük şeyleri yazalım: Bizim kapıdan içeri girmemize izin veriyolar, gürültümüzle milletin başını ağrıtmamıza izin veriyolar, bence hatta biz mekanlara para vermeliyiz lan adamlar haklılarmış.

Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?

Aldık ya. Byzantion Fest, Neucomers, Ege Rock Fest, Gökçeada Motosiklet Festivali, İzmir Uluslararası Motosiklet Festivali ve tabi ki Fecal Roar Fest var. İlk çıktığımız festival bi tane motosiklet festivaliydi Gökçeada’da. Ya o sıralar yazıyoduk herkese, darlıyoduk herkesi, birileri hata edip tamam dedi. Gittik çaldık. Kalcağımız yer hazır değil, yol paramızı sinyal yaparak falan bulduk. Bok parçası gibi davrandılar bize. Garip bi deneyimdi. İlk o zaman anladık mevzunun aslında böyle yürüdüğünü. 😀 Tanıdığın yoksa yapacak bir şeyin yok. Ama sanırım en güzeli İzmir’deki Ege Rock Fest’ti. Baya güzel insanlarla tanıştık. Çok eğlendik, inanılmaz büyük ve BELEŞ bi yemek yedik konserden önce. O günü hatırlamak çok güzel. :’)

En komik ve en garip olanı da İzmir Motosiklet Fest’ti. Baya iyi ağırlandık, Seferihisarda bi otelde kaldık 3751879 yıldızlı. Öğlen geldik enstrümanlarımızı falan taşıdık sahneye, kurulduk. Sahnemiz akşam 9’daydı yanlış hatırlamıyosam. 1-1.30 gibi işimiz bitti, napsak bilemedik sonrasında. Sonra öğrendik ki her şey bedavaymış. Yemek falan yedik bütün gün yüzdük, otel odamıza yerleştik. İçki falan da varmış. Hiçbir şeye para vermemiz gerekmiyormuş. Kendimizi çok zor tuttuk sarhoş olmamak falan için, sahneye öyle çıkmıyoz biz çünkü. Neyse bir sürü insanla tanıştık orada, konuştuk muhabbet ediyoz bi şekilde zaman geçti ve en sonunda sahneye çıktık. O metalci görünen tipler sahneye falan atlayıp “70’ler 80’lerden bi şeyler yok mu?” falan dedi (hem de tam Ramones coverlıyoduk, şarkı bitti o adam geldi. :D) birileri gelip “METALİKA ÇALIN” falan diye bağırdı. Birileri geldi “Osman Aga” falan istedi. Lan nolduğumuzu şaşırdık. Tüm dünyadaki motosikletçilerle burdakilerin inanılmaz farklı olduğunu keşfettik. Artık o tayfaya bulaşmıyoruz. 9/8’lik müzik yapmaktan korktuğumuzdan değil, garip tipler sadece. Neyse, o konserden sonra hayvan gibi içtik. Hatırlamıyoruz bi şey o günden pek.

Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?

Arkadaşlarımız veya henüz tanışmadığımız arkadaşlarımız. Seviyolar. Kim ne duyuyo bilmiyo ki. Genelde çoğu mal ve zevksiz insanlar. Ondan bizi dinlemeye geliyolar bence.

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Bar konserleri çok dengesiz, ama son birkaç konserden hiç para almadık. Festivallerden aldık hep sanırım ama… Ya bilmiyorum, mekan sahipleriyle tartışmaktan sıkıldık biraz. Hep para hep para adamların kafasındaki şey. Bazen içkileri alırken bile sıkıntı çıkarıyolar. (yan haklar da 2 veya 3 bira bu arada) garip herifler ya. İrrite ediyolar baya. Dolmuşçu bunlar dolmuşçu, aynı kafa yapısı…

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste, Uyarlama (cover)

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

Var!! İlk EP’miz “Re-Vizyon” ve ilk albümümüz “Bugün” var

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Sözler hep bizle alakalı. Günlük hayat, parasızlık, aptallık; bizi rahatsız eden şeyler, salak şirketler ve politikacılar. Hızlı çalmayı seviyoz. Davulcumuz Orhan’ı her sabah düzenli olarak özel diyetiyle besliyoruz daha da hızlı çalsın diye.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bence süper bi olay. Hepimiz Kilink seviyoruz, neden Kilink çalmak kötü bi şey olsun ki? Bazı memur gruplara “bilindik çal, oyun havası çal” dedikleri için bestelerini çalmak onlara “ayıp” geliyo belki ama bence istediğin şeyi çal kardeşim, nolcak ki?

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Stüdyo DODO’da Bugün’ü kaydettik. Diğerini söylemiycez 😀

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Normal ya. Evde yazıyoz bi şeyler. Birbirimize gösteriyoruz. Sonra Truva Çorum izliyoruz. Biraz daha bakıyoruz şarkılara. Stüdyoda çalıyoruz sonra. Genelde rötuş falan yapıyoruz küçük kısımlar ve sözlerle alakalı olan. Aslında şarkıları ne kadar çok çalarsak o kadar çok olgunlaşıyor şarkılar. Kayda girdiğimiz zaman da gerçekten şarkıları çok daha iyi tanıyoruz, bazen bazı yerlere eklemeler ve çıkarmalar yapıyoruz.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Ali Akdaş, Stüdyo DODO. Gayet seviyoz Ali abiyi. <3

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Ev provası da oluyor aslında, stüdyoya da gidiyoruz. Çalışmalar yazın sıkıntılı da, okul zamanı haftada 2 falan oluyor genelde.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Güzel şeyler. Keşke daha ucuz olsalar. 🙁

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Spotify, YouTube ve adını sanını bilmediğimiz diğer platformlar. Ya onların da adını sanını duymadık çünkü böyle distrokid veya cdbaby gibi yerlerden yayınlayınca şarkıları, her yere atıyorlar neden bilmiyoruz.

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

Kendimiz yapıyoruz müziği zaten. İnsan bazen salak bazen daha da salak oluyor. O yüzden grubumuzu bazen salak bazen daha da salak buluyorum ben açıkçası. (Ben Toprak bu arada)

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Ölmemek, hayatta kalmak için yeteri kadar yemek yemek.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

Bence baya saçma olaylar. Bir keresinde radyo boğaziçi’nin Battle of The Bands’inde finale kalıp 9 kişilik bi jüri karşımızda otururken çalmıştık. Baya garipti. Tabi ki kazanamadık. Ama hareketli müzik çalıyorsun ve adamlar oturup değerlendiriyor. Garip.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ya sağ olsunlar “bunlara bari biz destek olalım bu salaklar hevesini alsın” diyen abi/abla/trans/veya bilimum cinsiyete sahip tanıdıklarımız var. Onlar arada röportaj falan yapıyorlar. Yani bilmiyorum başka bi destek vs göremedik. Politik olduğumuz ve kötü şarkılarımız olduğu için sanırım ama. Indie’nin inanılmaz rağbet gördüğü bu dönemden başka bi şey beklemiyoruz zaten.

Sırasıyla, Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler ve Diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyici: Bizi dinleme! Dinlemek zorunda kalırsan da arkadaşlarına da tavsiye et!
Mekanlar: Hakkımıza girme, allah var! Hepsi çıkacak karşı tarafta hepsi!
Organizatörler: Ya bırakın arkadaşlarınız bir sonraki festivalde çalsın! Yeni gruplardan falan azcık çağırın, çalsınlar!
Müzisyenler: Indie yapmayın! (Asperger gibi)

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Öğrenci, anketör, garson, barmen, barista, özel ders öğretmeni, müzik öğretmenliği, çeviri işi, ekstraya gidilebilecek her iş.

Aslında inanılmaz dengeli olmak zorunda değil mi zaten? sonuçta yazıklarımız çizdiklerimiz günlük hayatımızın yansıması. zaman ayırabiliyoruz jah’a çok şükür. Çok zevki, lüksü olan tipler de değiliz. görseniz anlarsınız zaten.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

facebook.com/padmeband0233
twitter.com/padmeband
instagram.com/padmeband
padme0233.bandcamp.com

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

Façe’den yaz façe’den. Veya mail de atabilirsiniz şuraya: padmeband@gmail.com düzenli bakıyoruz.

Kendinize sormak istediğiniz bir soru var mı? Cevabıyla birlikte paylaşabilir misiniz?

Truva Çorum, Küfürbaz Haydo gibi videolar günlük hayatınızda ve grup işleyişinde önemli bir role ve yere sahip mi?

– Evet.

– – –

Müzik projenizle Bir Baba Indie Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli. 

www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , ,

İlginizi Çekebilir

Palmiyeler: “Seninle” Bizimle
Sırlı Aynalarda da Yazıyor: Sena Şener – “Sevmemeliyiz!”

Yazar

Bize Katıl!