BBI Yerli #168 | Buğra Pakbeşe

BBI Yerli

Projenizin adı nedir?

Buğra Pakbeşe

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

09.12.2017

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

Ankara

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Büşra Uyar – Menajer

Grubunuzun tarzı nedir?

Alternative Rock, Singer & Songwriter, Indie, Pop, Rock

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Türkiye’den Redd hem ilham aldığım hem de yaptığımız müziğin benzediği bir grup. Yabancı olarak Joy Division, Last Shadow Puppets, Radiohead ve tabii ki Leonard Cohen yine esinlendiğim grup/müzisyenlerden. Hayatımın çok uzun bir dönemi boyunca Johnny Cash, Led Zeppelin, Dire Straits gibi klasik rock gruplarını da dinledim. Esinlendiğim için müziğim de belli noktalarda hepsinden bazı izler taşıyor aslında.

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Ankara’da butik barlardan Milyon Performance Hall’e kadar birçok mekanda sahne aldım. Yaz tatillerinde birkaç kere Datça’da konser verdim.

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” veya “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksiler: Her şeyden önce mekanların istekleri müzisyenin/grubun ne çalmak istediği değil de dinleyici profilinin ne dinlemek istediğine göre şekillenmiş vaziyette. Dolayısıyla kendi şarkınızı çalmak istediğinizde buna izin verilmiyor, verilse bile birkaç parçadan fazlası olmuyor. Kendinize ait ciddi bir kitleniz yoksa cover yapmak zorunda kalıyorsunuz. Mekanlar müzik aramıyor, gelen dinleyicinin yemeğinin ya da içkisinin yanına meze arıyor. Bir diğer eksi mekanı müzisyenin doldurması bekleniyor, dolayısıyla sizin dinleyici sayınıza bakıp düşükse hiç şans dahi vermeden reddedebiliyorlar. Dolayısıyla sektöre yeni girmiş müzisyenlerin/grupların pek şansı kalmıyor. Ya cover yapmayı kabul etmek zorunda kalıyorlar ya da konser vermekten vazgeçiyorlar. Teknik anlamda sahne içi monitoring çok zayıf. Çoğu zaman grup içinde birbirimizi duymadan çalmak zorunda kalıyoruz. In ear sisteme geçmek istediğimizde de birçok mekanda bunun altyapısı, ekipmanı bulunmuyor.

Artıları: Aslında tonmeister’ı, teknik altyapısı yeterli olan mekanlarda büyük ölçüde sıkıntısız bir şekilde konser vermek mümkün oluyor. Böyle durumlarda en büyük artı zaten dinleyiciyle sizi buluşturacak yeterli zemini sağlaması. Kendi şarkılarınıza eşlik edildiğini gördüğünüzde eksi falan kalmıyor zaten ortada.

Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?

Organizatörler her sanatçıyla ayrı ayrı daha ilgili olabilir, alt grupların isteklerine ve sahne sanatlarında daha tutukulu yaklaşabilirler.

Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?

Aksaklıklara rağmen yüksek ilgiyi görmek ve ayakta alkışlanmak harikaydı.

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

Müzikle olan ilişkim çok daha öncesine, çocukluğuma dayansa da 2017’nin sonlarında evimin bir odasını stüdyoya çevirdim ve bu tarihten sonra kendi adımla şarkılarımı yayınlamaya başladım. Akustik beş şarkıdan oluşan “Kedili Ev Şarkıları” isimli bir EP’yi 2017 sonunda YouTube üzerinden yayınladım. Kendi stüdyomun ilk ürünü oldu bu EP. Daha sonra 2019’un yaz aylarında Spotify, Apple Music ve diğer dijital platformlara “Yolculuk”, “Manik Kadın” ve “Nehirler”den oluşan üç ayrı tekli yükledim. Ondan sonra üçer şarkıdan oluşan üç ayrı EP daha yayınladım. Bunlardan birincisi “Yorgan Yok”, “Direniyor Gece” ve “Boşluk” isminde üç şarkıdan oluşan daha karanlık bir sound üzerine kurulu bir EP oldu. Diğeri de “Sahte Kahramanlar” isminde, daha orkestral enstrümanları kullandığım bir EP. Yakın zamanda da “Renkler Karışır Evrenimde” isimli, akustik ve canlı kaydedilmiş üç şarkıdan oluşan bir EP daha yayınladım.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Müziğim de benimle birlikte sürekli değişiyor. Şarkılar genellikle bir duygudan, bir görüntüden ortaya çıkıyor aslında. Onu en iyi nasıl ifade edebileceksem o şekilde ifade ediyorum. Bunu yaparken de sözlerine büyük önem veriyorum. Müzik de benim için o görüntüyü ya da o duyguyu ifade edebilme, muhabbet edebilme, dertleşme, ne dersek diyelim, bunun bir aracı. Dolayısıyla aracın amaç haline gelmesini istemiyorum. Bununla birlikte arkada dinlenip geçilebilecek bir müzik yapmıyorum. Yaptığım her şey bir anlama, bir duyguya, bir amaca hizmet ediyor çünkü. Dolayısıyla sakin sakin oturup dinlemek gerekiyor. Ya da bazen bağıra çağıra eşlik edip dans etmek.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Kayıtlarımı kendi evimde tek başıma gerçekleştiriyorum.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Şarkılarımı önce sadece gitar ya da piyanoyla yapıyorum ve demlenmeye bırakıyorum. Bazen ertesi gün oturmuş oluyor kafamda, bazen bir-iki sene sonra. Kafamda bütün enstrümanlarıyla, bütün partisyonlarıyla çok kez çaldıktan sonra odamda pilot kaydını alıp enstrümanları kendim ekliyorum tek tek. Her şeyiyle başından sonuna kendim uğraşmaya çalışıyorum. Amerika’yı keşfedecek çok bir şey yapmıyorum yani.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Şarkılarımın mix ve mastering’ini olabildiğince kendim yapmaya çalışıyorum. Bununla birlikte mix’te mastering’de Orçun Ayata’nın imzasını taşıyan şarkılarım da var.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Yakın tarihte bir konser yoksa çok fazla prova almıyorum aslında. Konserlerde de düzenli olarak birlikte çaldığım sabit bir ekibim olmuyor. Uygunluk durumuna göre kişiler değişebiliyor. Konser varsa ekipman çok olduğu için bir eve kurulup orada uzun süreye yayarak dinlene dinlene çalışmayı tercih ediyoruz.

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Önümüzdeki yıl içerisinde 2 albüm yayınlamak gibi bir planım var. Biri kış aylarında yayınlanacak, biri de yaz aylarında. Uzun vadede ise müziği bir iş haline getirmeden, keyif almayı sürdürerek devam ettirmek istiyorum.

Sırasıyla, dinleyici – mekanlar – organizatörler – müzisyenler, müzik basını ve diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Müzik artık bir tüketim malzemesi haline geldi. Bunda günümüz dijital platformlarının işleme şeklinin de etkisi var. Dolayısıyla dinleyiciden beklentim müziğin peşinden gitmesi. Sadece kendisine sunulanı dinlemeyip daha fazlasına ulaşabilmek için çaba göstermesi. Mekanlardan beklentim yeniliklere açık olmaları, müziği rakamlarla eş olarak görmemeleri. Müzisyenlerin de sadece müzikte değil, farklı alanlarda da kendilerini beslemeleri gerektiğini düşünüyorum. Sadece iyi enstrüman çalabilmek ya da iyi söz yazabilmek yetmiyor.

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Hukuk mezunuyum ben. Şu anda da yüksek lisans yapıyorum. Uzunca bir süre daha okumaya niyetliyim. Birbirlerini besleyen şeyler olduğunu düşünüyorum aslında, kendimi okumakla doldurup müzikle boşaltıyorum.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

Instagram: https://www.instagram.com/bugrapakbese

Facebook: https://www.facebook.com/bugrapakbeseofficial

Spotify: https://open.spotify.com/artist/3k86ZKtGHT82j6dbTAOnuU?si=duW9DmQQQZGgepUxbTzIJw

YouTube: https://www.youtube.com/channel/UCxER98hQ1f9TwgAZtwZi0gg

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

bugrapakbeseofficial@gmail.com üzerinden iletişime geçebilirler. Yine menajerim Büşra Uyar aracılığıyla da bana ulaşabilirler. Kendisinin iletişim bilgileri: busranuruyar@gmail.com.


Müzik grubunuzla/projenizle BBI Yerli projesine katılmak için detaylı bilgi:

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

 

 

Tags: , , , ,

İlginizi Çekebilir

Chris Cornell filmi Black Days’in çekimleri başlıyor
Deftones dört yıl sonra “Ohms” ile geri döndü!

Yazar

Bize Katıl!