ALBÜM | Coldplay – “A Head Full of Dreams”

İnceleme

Chris Martin ve  Jonny Buckland öncülüğünde 1996 yılında kurulan çok iyi bildiğimiz İngiliz grup Coldplay, 7 stüdyo albümleri olan A Head Full Of Dreams‘i 4 Aralık 2015 tarihinde yayınladı.

A Head Full of Dreams, 11 (+1 bonus) şarkıdan oluşup 49:40 dakika süren çok uzun olmayan bir albüm. 1998 yılında çıkardıkları Safety EP‘sine kadar uzanan süreçte tanık olduğumuz Coldplay melankolisi bu albüme uğramamış bile. Gayet eğlenceli bir iş çıkarmışlar. Genellikle gitarın öne çıktığı şarkılara sahip olan, duygusal yoğunluğu Chris Martin gibi özel bir ses ile dinleyenlerine aktarabilen böylesi bir grubun, son 2-3 senedir dünya müzik sektöründe hit olan şarkıların hemen hemen hepsinde bulunan elektronik ritimler ruhsuz ritimler, duygusallığı geri plana atan şarkı sözleri gibi açıkçası çok hoşlanmadığım unsurlara sahip bir albüm çıkarması bende biraz hayal kırıklığı yarattı.

Çocukluğumu Viva la Vida, Such a Rush, Speed Of Sound gibi şarkılarla geçirmiş birisi olarak bu albüm beni tatmin etmedi. Belki çok duygusal yazıyorum fakat bu böyle. Karanlıktan aydınlığa çıkan bir grup var karşımızda. Bunu olumlu olarak göremiyorum şu an. Bu albümün soundunun böyle olmasında müzik endüstrisininde payı olduğunu düşünüyorum. Eminim ki ben bu albümün Coldplay gibi bir Brit devine yakışmayacağını düşünsemde, birçok ülkenin müzik listelerinde birazdan yakından inceleceğim Adventure of a Lifetime zirveyi zorlayacak. Spotify’da YouTube’da yüz milyonlarca kez dinlenilecek. Fakat bu başarı, bana kendilerindeki müzikal değişimin olumlu olduğunu düşündüremeyecek malesef. Ve ben telefonuma attığım “X&Y”, “A Rush of Blood to the Head” gibi albümleriyle onları yad edeceğim.

Coldplay, farklı bir yola girdi. Bu aslında X&Y’den itibaren başlayan bir süreçti ve yavaş yavaş ilerledi. Ve kendilerininde kabul ettiği bu dönemi “A Head Full of Dreams” ile sona erdiriyorlar.

Chris Martin’in dedikleri aslında durumu özetliyor: Bu albüme şöyle bakıyoruz. Harry Potter serisinin son kitabı gibi ya da ona benzer bir şey. İleride bir gün başka şeyler yapmayacağımız anlamına gelmiyor ama bir devrin kapanışı olacak. Bu albümü yaptığımız son iş gibi düşünmek zorundayız. Yoksa elimizden geleni yapmayız. Albümü bitirip turneye çıkacağız.

Bu sözlerle bir devri kapatıyordu Chris Martin, en azından şimdilik. Kim bilir, belki de Coldplay bir ara verip sonra muhteşem bir geri dönüş yapar, hepimizi sevinçlere boğar. Neden olmasın?

A Head Full of Dreams Tracklist:

1.  “A Head Full of Dreams”

2. “Birds”

3. “Hymn for the Weekend”

4. “Everglow”

5. “Adventure of a Lifetime”

6. “Fun”

7. “Kaleidoscope”

8. “Army of One” / “X Marks the Spot”

9. “Amazing Day”

10. “Colour Spectrum”

11. “Up&Up”

12. “Miracles” (Japonya versiyon)

A Head Full of Dreams: Albüme hareketli bir giriş yapılmış. Elektronik efektler günümüz elektro-pop tarzında kullanılmış, Chris Martin’in sesine diyecek yok, gayet başarılı bir vokal performansı sunmuş.

Hymn For The Weekend: Pianonun ağır bastığı bu şarkıda Beyoncé, Chris Martin’e düet olarak yer almış ve çok başarılı bir ikili oluşturmuşlar. Albüm geneli gibi dans ritimleriyle bezeli bir çalışmaya imza atılmış. Albümün ses getirecek birkaç şarkısından olacağı kesin.

Adventure of A Lifetime: Albümün ağır abisi olacağı kesin olan şarkıya geldi sıra. Funky ritimleriyle “Jonny Buckland” bu çalışmaya derinlik katmış. Electro-pop’a geçiş yapan Coldplay, bu işi bu şarkıyla kıvırabildiklerini göstermiş.

Ayrıca albümde birtakım sürprizlerde bizleri bekliyor. Bu konuyu da hemen şöyle açıklayayım.

Chris Martin, Rolling Stones’a verdiği röportajda Mevlana‘dan ve özellikle Misafirhane şiirinden çok etkilendiğini ve bu albümü hazırlarken oradan esinlendiğini belirtmişti. Kaleidoscope adlı şarkıda ise bizi “Misafirhane” şiiri bekliyor olacak.

Chris Martin: “Misafirhane, yaşadığın ne olursa olsun olgunlukla kabullenmeyi öğütlüyor. Hiçbir şeyden kaçmamayı, kötülüklerin zamanla nihayet bulacağını, yerini rengârenk bir ortama bırakacağını telkin ediyor”

Ayrıca Amazing Day adlı şarkılarında ise Barack Obama‘nın sesine yer verilmiş.

Albüm ile ilgili söylemek istediğim birkaç şey daha var. Eğer bu albümü Coldplay yerine yine tanından fakat sıradan bir grup yapsaydı, ayakta alkışlardım. Çünkü albümü 2-3 kez baştan sona dinledim ve hiç sıkılmadım. Bana göre bu gerçekten başarılı bir iş olduğunun göstergesidir. Ama bu albümü Coldplay yapınca beklentileri çok fazla karşılamıyor ne yazık ki. Yine de bu çalışmaları için Chris Martin ve arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum. Eski müzikal tarzlarından ne kadar uzaklaşsalarda, elektro-pop konusunda başarılı olmadıklarını kimse söyleyemez.

Tags: , ,

İlginizi Çekebilir

Midlake, Franz Ferdinand, Travis ve Band of Horses üyelerinden yeni bir süper grup: “Banquet”
Demonation Festivali bu sene 8-9-10 Ocak’ta!

Yazar

Bize Katıl!