2010’lardan Albümler #7

Albüm İncelemeleri

Modern Müzik Tarihinden 250 Albüm kitabıyla 19. yüzyıl sonundan günümüze kadar gelen süreçte modern müziğin öyküsünü, albümlerden örneklerle okuyucuya sunan müzisyen ve müzik yazarı Mustafa Şardan, 2010-2019 yılları arasında yayınlanmış hip-hop’tan punk’a, elektronikten indie’ye farklı türleri içinde barındıran, unutulmayan albümleri birbabaindie.com okuyucuları için derliyor.

Her çarşamba, 2010’lardan Albümler ismiyle yayınlanan seride ilk albüm incelemesi 2010-2015, ikinci inceleme ise 2015-2019 yılları arasında yayınlanmış albümler arasından seçiliyor.


DISCLOSURE – SETTLE (3 HAZİRAN 2013)

Albüm kapak çalışması: Kime ait olduğu ile ilgili net bilgiye ulaşılamamakta fakat grup ile yapılan 2013 tarihli röportajda ilk teklilerindeki yüz çiziminin menajerlerinin arkadaşına ait olduğunu ve ondan sonrakilerde de kapak tasarımı için paraları olmadığından yüz konseptine devam ettiklerini belirtiyorlar1. Buradan hareketle yan yana oturan kardeş ikiliyi yansıtan bu kapağın da seçtikleri bir fotoğraf üzerine yaptıkları beyaz çizimlerle gruba ait olduğu çıkarımını yapmak mümkün.

Guy ve Howard Lawrence kardeşlerden oluşan elektronik müzik ikilisi Disclosure’un ilk albümü Settle seçkin bir house çalışması. Bu albümü dinlerken sanki 90’larda yaşıyormuşum da dönemin en hit parçalarını duyuyormuşum gibi hissediyorum. 80’ler ve 90’ların house müziğine ve club kültürüne yakışır kalitedeki ve o dönemdeki gruplardan çıkma kült işlerle rekabet edecek düzeyde klas parçalara ev sahipliği yapan bir albüm. Bu lüks dans müziğine eşlik eden vokal düzenlemeleri ise akılda kalıcılığın karesini aldırtan cinsten. Vokallerde çoğu şarkıda farklı bir müzisyenin katkısı mevcut ve önemli ölçüde de sampling’e yer verilmiş.

Hem retro tarafı yoğun olan hem de orijinal tınlayan bir müzik ortaya koymak zordur. Genelde esinlendiğin dönemin ortalama bir kopyası olmaktan ileri gidemezsin fakat Disclosure, Settle ile aslında retro etiketini bile hak etmiyor çünkü kusursuz bir kopyadan çok daha fazlası. Bu albümü 18 ve 22 yaşlarındayken yapan kardeş ikili, Chicago house’un ve Detroit techno’nun altın dönemlerinde bu müziğin içinde olmayı arzulayacak kadar yaptıkları işin farkındalar1. Hiphop prodüktörlerinden ilham alan2, davul ve bas gitar gibi enstrüman geçmişleri olan ve müzikal sınırlarını soul, funk, caz gibi geniş çerçevede tutan ikili yer yer Burial’ı anımsatan UK Garage çıplak beat’ler ile 2010’ların şahit olduğu en güzel synth yürüyüşlerine yer veriyor.

Bu albüm ulaştığı müzikalite sonucu elde ettiği dans müzik üzerindeki değiştirme ve müzik sektörü içinde türü konumlandırma gücü ile 2010’ların Homework’ü gibi. 3000 yılına gidilip elektronik müzikten bahsedilecek olunursa, Settle’ın adının anılmamasının haksızlık olacağı aşikar.

Referanslar:

1. https://www.youtube.com/watch?v=VfGqkX2aXLU

2. https://www.spin.com/2013/05/disclosure-grab-her-settle


KES – KAMLAMA (6 MART 2015)

Albüm kapak çalışması: Zeynep Kış ve Şakir Kış’a aittir1. 

Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki, bu albüm 2010’lardan albümler listesinde yerli işler de olsun mantığıyla dahil ettiğim bir albüm değil. Uluslararası düzlemde 2010’ların 100 albümü içinde yer aldığını düşündüğüm için yer veriyorum. Mümkün olduğunca yerli bakış açısından sıyrılmaya çalışarak seçmeye çalıştığım yerli albümlerden biri. Bu doğu tınısı duyduğu için bedavadan sempati kazanılan bir batılı gözü olma çabası da değil tabii ki fakat kendi ülkesinden çıktığı için yapılan bir torpil de değil.

Kamlama, KES’in post-metal ve avangard rock arasında gezinen, umarım son albümü olmayacak, 2010’ların ortasına düşmüş ilk enstrümantal güllesi. Bir açıdan sanki aksak çalımın yasak olduğu distopik bir toplumda yıllar sonra ilk kez sadece 3 kişinin aksak müzik yapmasına izin vermişler ve yılların açlığı taşmış gibi. Bundan kastım aksak yoğunluğu değil kullanımının etkinliği, üretimindeki yaratıcılık. Sadece ritmin aksak olması değil, bazen de 4/4’lük düzen içinde de aksak tınlayan vurgulara başvurmak ve bunu diğer düz şarkı trafikleriyle harika dengelemek. Diğer bir açıdan ise – bu muhtemelen albüm kapağının yaptığı çağrışımın da etkisiyle – ormanda yaşayan insanlar nasıl modern hayata uyum sağlayamıyorsa Kes de düz ritimlere uyum sağlayamıyor gibi. Aksak hislerle o kadar bütünleşmiş ki, kulağıma gelen ses kesinlikle virtüöz vari bir çaba değil, müziği zenginleştiren doğal bir dürtü.

Bu albüm siniri bir türlü dinmeyen davulları, hikaye anlatan gitar melodisi çeşitlemeleri ve vahşi baslarıyla albüm kapağına da yansımış kırsallığı, ilkelliği ve çetin iklimi dinleyicinin içine işliyor. Fakat bu bir Anadolu kırsallığı, Utah kırsallığı değil. Emre Kula’nın kasvetli gitar melodileri ve nağmeli soloları Anadolu’nun kaotik geçmişini aktarıyor sanki. Bu hissiyatının bir başka sebebi de şaman ayini anlamına gelen Kamlama isminde2 ve kapaktaki logo tasarımlarında saklı olabilir.

Kamlama, kendi kültüründen yararlanarak folklorik bir üretimde bulunmama becerisinin güzel bir örneği. Bu açıdan Sepultura’nın erken 90’lar işlerini anımsatıyor. Coğrafyanın kader olduğu ülkelerde, bana göre dünyada birinci ligde olabilmek için sahip olunması gereken özelliklerden biri.

Referanslar:

1. https://babylon.com.tr/tr/etkinlik-detay/5-mayis-2015/kes

2. http://www.sanatatak.com/view/kes-icin-kamlama-zamani

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Bir Baba Indie Lokal #56 | Yerli Mix Özel Programı
BBI Yerli #159 | Gabari Kontrol