2010’lardan Albümler #45

Albüm İncelemeleri

Modern Müzik Tarihinden 250 Albüm kitabıyla 19. yüzyıl sonundan günümüze kadar gelen süreçte modern müziğin öyküsünü, albümlerden örneklerle okuyucuya sunan müzisyen ve müzik yazarı Mustafa Şardan, 2010-2019 yılları arasında yayınlanmış hip-hop’tan punk’a, elektronikten indie’ye farklı türleri içinde barındıran, unutulmayan albümleri birbabaindie.com okuyucuları için derliyor.

Her çarşamba, 2010’lardan Albümler ismiyle yayınlanan seride ilk albüm incelemesi 2010-2015, ikinci inceleme ise 2015-2019 yılları arasında yayınlanmış albümler arasından seçiliyor.


AUTECHRE    EXAI (7 Şubat 2013)

Albüm kapak çalışması: Aphex Twin, The Orb, Warp Records, MTV, Rockstar Games, Nickelodean, Adidas, Coca-Cola, Sony gibi isimlere/şirketlere iş yapmış ve Autechre’in daha önceki birçok albümünün kapağına da imza atan, Sheffield merkezli grafik tasarım stüdyosu The Designers Republic’e aittir1. Ayrıca çeşitli forumlarda kapağın kodlanmış mesaj içerdiği ve matematikçi John Conway tarafından icat edilen Game of Life simülasyonuna dayandığı spekülasyonları yer almaktadır.

Manchester’dan IDM (Intelligent Dance Music) ikilisi Autechre, 90’larda yaptığı Amber, Tri repetae, LP5 gibi elektronik albümlerle önce Radiohead’in rock müzikten çıkıp elektronik müzik diyarına kafasını sokmak istemesine sebep olan ilhamın kaynaklarından oldu, yaklaşık 15 yıl sonrasında da bana kendimi dünyaya dair her şeyden soyutlayabileceğim bir müziğin varlığını tanıttı. Bu tanışmadan birkaç yıl sonra ise Exai albümü çıktı ve gözümde kısa sürede grubun 90’lardan sonra yaptığı en heyecan verici çalışması ve 2010’ların en başarılı IDM işlerinden biri olarak ayrıştı. Öte yandan, IDM’in öncülerinden grup, her ne kadar IDM kavramıyla bir sorunları olmadığını belirtse de, bu kavramın bir tür Amerikan buluşu olduğu ve adadakilerin asla bu şekilde kendilerini tanıtmayacakları kanısında. Gruba göre Amerikan doğası türleri denemek ve rasyonelize ederek kurgulamak üzerine ve Amerikalıların 90’larda Warp Records’dan çıkan sanatçıları, yapay zeka (artificial intelligence) konseptinden yola çıkarak Intelligent Dance Music etiketiyle grupladığı görüşünde2.

Exai iki saatlik süresiyle devasa bir külliyat. Albümü düşününce aklıma gelen ilk özellikleri genel olarak Autechre dediğimde düşündüklerimden çok da farklı değil: katmanlı, soyut, kompleks, fütürist, zihin açıcı. Yürüdüğünüz zeminin veya içinde bulunduğunuz boyutların anlık olarak farklı yüzeyler ile yer değiştirdiği ve geometrik açıdan saptığı yanılsamasını yaşamak gibi. Albümü kulaklıktan dinlemek bu etkiyi yaratıyorsa, bir Autechre konserinde dinlemenin hissi hayal gücümün ötesinde. Konserden laf açılmışken grup 2013’te verdiği bir röportajda konserlerin evrimi konusunda güldürmeyi ihmal etmemiş: Eskiden sahnede laptop kullanmak saf anarşiydi. Şimdi günümüz folk müziğinin esası olarak görülüyor3.

Grup aynı röportajda yaptıkları müzik konusunda iç güdülerine güvendiklerinden söz etmekte ve onlar hoşlandıysa illa ki başka insanların da seveceği fikrinde. Eğer siz de benim gibi o başka insanlardansanız, bu albümü sadece sevmeyecekseniz, her fırsatta övmek isteyeceksiniz.

Referanslar:

1. https://www.thedesignersrepublic.com/exai

2. https://www.vice.com/en/article/bman95/autechre-is-still-more-post-human-than-you-are

3. https://www.factmag.com/2013/10/25/autechre-interview-rob-brown/


BLUR – THE MAGIC WHIP (27 Nisan 2015)

Albüm kapak çalışması: Tony Hung’a aittir. Albüm kapağında Çince blur ve magic whip yazmaktadır. Damon Albarn, Hung’a Hong Kong seyahatinden fotoğraflar göstermiş ve albümün çok yönlülüğünü gösterebilmek adına kapakta Birleşik Krallık’a karşılık dondurma, Çin’e karşılık havai fişek ve politik anlam amacıyla kırbaca yer verilmiştir.

Grubun Hong Kong’ta küçük bir stüdyoda kaydettiği ve bir önceki albümü Think Tank’ten tam 12 yıl sonra çıkararak uzun süren sessizliğine son verdiği  The Magic Whip, 2013 yılı mayıs ayındaki Tokyo Rocks festivali iptal edilmeseydi var olmayacaktı çünkü grup, iptal olan konserleri neticesinde ortaya çıkan beş günlük boş vakti öldürmek için Hong Kong’a gitmeyecek ve ani bir dürtüyle orada stüdyoya girmeyecekti. Tokyo’daki festival iyi ki iptal olmuş ki yeni bir albüm çıkarma fikri bile akıllarından geçmeyen dörtlü, 90’larda yaptıkları albümlere meydan okur kalitede bir iş çıkartmış. Prodüktör koltuğuna da o dönemki albümlerde yer alan Stephen Street’i oturtarak doğru bir karar vermişler.

Albüm çok kısa bir süre içerisinde kaydedilmiş ve gruptan Alex James bu durumu, albüm yapım sürecinin anlatıldığı 30 dakikalık kısa filmde eğer müziği dinlerseniz, aciliyet duygusunu anlarsınız diye ifade etmekte3. Herhangi bir program baskısı altında olmadan Hong Kong’ta kafalarına göre topluca stüdyo girip, tamamen doğaçlamaya dayalı şarkılar yapan grubun muhteşem bir albüme imza atması, doğaçlama sırasında beliren bereketli anları kaydetmenin veya unutmamanın önemini de bir kez daha gözler önüne sermekte.

Özetle amatör bir ruhla, bambaşka bir ülkenin atmosferinin etkisinde ortaya çıkan, çoğunluğu renkli ve azınlığı hüzünlü alternative rock kıvamında şarkılar; Blur’ü Hong Kong’a koyarsak nasıl bir müzik doğar veya Hong Kong’un Blur müziği üzerindeki etkisi ne olurdu gibi bir deneyin sonucu olduğu kadar, uzun süredir üretimde bulunmayan grubun farkında olmadan yıllardır biriktirdiklerinin de hayli yaratıcı bir dışavurumu.

Bir şey planlamadan gerçekleştiğinde sonuçlarının ne kadar şaşırtıcı ve tatmin edici olabileceğinin kanıtlarından olan albümü, özellikle benim gibi Oasis ve Blur’ün Britpop çekişmesinde yıllarca Londra’nın entelektüellerinin safında yer alanların beğenmemesi çok düşük bir ihtimal.

Referanslar:

1. https://www.creativereview.co.uk/the-magic-whip-the-making-of-blurs-new-album-cover/

2. https://www.nme.com/features/new-blur-album-the-magic-whip-graham-coxons-track-by-track-guide-756613

3. https://www.youtube.com/watch?v=gypc_n5knq0

Tags: , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Metronomy’nin The Look parçasını bir de MGMT’den dinleyelim
St. Vincent’ın yeni albümünden teaser geldi