UZAYA GİTTİM, DÖNÜCEM: “Childish Gambino – Awaken, My Love!”

Albüm İncelemeleriİnceleme

Me And Your Mama başladığında yıldızlar dönüşümlü olarak parlamak için sıralarını bekliyorlar. Bazıları daha yakında, bazılarının ışığıysa uzaktan görülüyor. Yavaşça süzülüyorum. Koronun söylediği melodi, karanlık boşlukta yalnız hissetmememi sağlıyor. Gitarın ateşlemesiyle ivmeli bir şekilde hızlanıyorum ve gittikçe daha çok yükseliyorum. Vakumlara çekilip tekrar dışarı püskürtülmekten sersemlemiş, ama bundan bir o kadar da keyif almış bir şekilde inişe geçtiğimde üzerime tatlı bir uyku çöküyor.

Have Some Time’da müzik tanıdık, ama farklı topraklara adım attığıma eminim. Bizim oraların klişe öğütleri, burada renkli bir gaz olarak şarkının ortasına doğru ciğerlerime işliyor. Sonra bir bakıyorum ki, Boogieman beni partisine çağıran ev sahibimmiş meğerse. Parlak, mor kostümü kahverengi cildinde yansıyıp farklı renkler ortaya çıkarıyor. Yeni edindiğim ahbaplarım gibi ben de onun bize yardım edebileceğine inanıyorum.


Gönlümüzü eyleyip, kandırmak gibi bir niyeti de yok, aksi takdirde Zombies’de bizi şuursuzluktan uyarmazdı. Partinin zirve noktası Riot‘ta ise artık kendimle çevremdekiler arasında ayrım yapamıyorum. Kabile liderimiz de aramıza daldı ve şekilden şekle girmeye başladı. Bir an James Brown’u gördüğüme yemin edebilirim.

Ancak zirve noktası uzun süre muhafaza edilemez. Redbone’un tembel melodisinde coşku kendini bitkinliğe bırakmaya başlıyor. California’da işlerini yoluna sokmaya çalışan bir kadının hikâyesini dinlerken içim daralsa da, sonunda tekrar neşelenmeyi başarıyoruz. Ama korku bir defa suyu yüzüne çıktı ve üzerinde bulunduğumuz gezegen telkin ediciliğini yitirdi. Terrified ruh halimizi yansıtırken, partinin sona yaklaştığını hissediyorum. Ev sahibimizin de kafası Dünya’daki meselelere gitmiş olsa ki anaç bir tonda Baby Boy’u söylüyor. Yine kaçmak ve Prince’in kadın olarak Vanity’le bir erkek için kavga ettiği bir boyuta geçmek istiyorum.


Ama dileğim gerçekleşmiyor. Childish Gambino sırtımı sıvazlayıp, dik durmamı tembih ederek beni Dünya’ya geri yolcu ediyor. Bu arada Standing Tall’da müziğin hala çok iyi olduğunu hatırlatmayı da ihmal etmiyor. Hak veriyorum.

Donald Glover’ın, namı diğer Childish Gambino’nun, Awaken, My Love!’ı az bulunan yeni funk albümlerinden olduğu gibi, Gnarls Barkley’nin 2008 tarihli “The Odd Couple” albümden beri çıkmış en iddialı saykodelik-soul albümü. (Tabii bunu söylerken Frank Ocean’ın albümlerini kategori dışı bırakıyorum; onlar sadece “Frank Ocean albümü” olarak nitelendirilebilir.) ”Awaken, My Love!”’dan önce hip-hop ağırlıklı albümler yayınlamış olan Glover, funk ve saykodelik-soul topraklarını keşfederken James Brown’dan, Parliment-Funkadelic’e, Sly & the Family Stone’dan Prince’e geçiyor, Tame Impala’da dahi soluklanıyor. Ama bu albümü funk klasiklerine yaklaştıran en önemli faktör, Glover’ın yarattığı saykodelik dans müziğinde daha iyi bir dünya hayal ediyor olması.

Albümün baskın temasını oluşturmasa da, siyahî insanların günlük hayatlarında yaşadıkları ağır ayrımcılık şarkıların çoğunda kendine yer buluyor. Ancak bu eleştiri, albümün oyuncu ruhu ve modern saykodelik elementlerle buluştuğunda, Parliment ve Funkadelic’ten alınan başka bir miras olan afrofuturistik estetiği duymaya başlıyoruz. Özellikle “Boogieman”’de, “boogie” kelimesi blues müziğe özgü bir ritmi belirttiği gibi, şarkının isminin İngilizce’de “öcü” anlamına gelen “bogeyman”’e de benzediği dikkat çekiyor. “Boogieman” korkuya sebep veren yabancı bir varlık(bir nevi uzaylı) olarak algılansa da, o aslında “boogie”yi (ve başka birçok şeyi) yaratan kişi. Bu veya başka bir dünyada değişim sağlayabilir.

Childish Gambino’nun afrofuturistik geleneği görsel anlamda da devam ettirmek istediği sadece albüm kapağından değil, Me And Your Mama’ya 360 derecelik açıyla çekilen ve izleyiciyi konser ortamına yerleştiren klipten de anlaşılıyor.


Albümün uzaydan gelmiş gibi duran başka bir öğesi Glover’ın şekilden şekle giren, ifadesi güçlü sesi. Şarkıların birbirinden farklı hislerine göre ses de her seferinde farklı bir tını alıyor.  Community ve Atlanta dizilerindeki oyunculuğuyla da tanınan Glover, sesi üzerinde büyük bir ifade gücüne sahip.

Childish Gambino’nun Jimmy Fallon’daki Redbone performasını izlemek için:


Albümün eleştirilecek tarafı şarkı sözlerinin müziğin gölgesinde kalıyor olması. Özellikle Glover ‘ın geçmişte rap yapmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Zombies’de olduğu gibi, bazı şarkılardaki fazla basit anlatım yadırganabiliyor. Ancak bu durum müziği ön planda tutmak ve funk müziğin direkt ifadesini yaratmak için alınmış bilinçli bir karar olabilir.

Glover’ın kelimelerle zayıf olduğu noktada, ortağı prodüktör Ludwig Göransson devreye giriyor. Göransson sadece albümdeki geniş renk yelpazesinden sorumlu değil, Glover’ın hayranı olduğu 70’ler sounduna modern bir yorum da kazandırıyor.

2016’nın umutla dolu geçen bir yıl olduğu söylenemese de,  yaşananlara tepkisini en hızlı gösteren sanat olan müzik sıklıkla yüzümüzü güldürdü.  “Awaken, My Love!” gibi albümler sağladıkları güzel müzikle ve toplumsal duyarlılıkla bana daha iyisini düşleyebildiğim anları yaşattılar.

Unutmadan: Uzaydayken bisiklet süren Prince’e de rastladım. Selamı var.

Tags: , ,

İlginizi Çekebilir

Gevende yeni albümünden ilk single geldi: “Vertigo”
Seyrek Rifat’ın İlk EP’si “Ayrık” Yayınlandı

Yazar

Bize Katıl!