Mor ve Ötesi Şarkılarıyla Geçen 20 Yıl

Sanatçı İncelemeleri

Birkaç gün önce arkadaşımla sohbet ediyoruz, konu döndü dolaştı rock müziğe geldi. Türkiye’de son dönemde iyi işler yapan kaç grup var diye düşündük. Redd ve Mor ve Ötesi dışında uzun soluklu ayakta kalan grup bulamadık. (Eski tüfekleri katmadım. Mavi Sakal, Kesmeşeker ve diğer kült gruplardaki abilerimiz lütfen alınmasın onlar her daim varlar) Grup olarak müzik kariyeri sürdürülebilmek zor zanaat! Yüksek egolar, çatışmalar, benim şarkı sözlerim daha iyi, senin bestelerin vasat, şuraya keman ekleyelim, burada elektro geçişler olsun vs. Bunları aşan adamlar zaten birlikte devam ediyor, yıllarca albüm çıkarıyor konser veriyor. Ya çok iyi dost olmak lazım ya da başka bir formülü var bizim bilmediğimiz. Mazhar abilere sormak lazım bunu.

Mor ve Ötesi 20.yılını kutlarken, onlar hakkında bir iki satır karalamamak olmazdı. Güzel ama yalnız ülkemizde rock müzik icra eden bir avuç insan içerisinde işini hakkıyla ve istikrarlı bir şekilde yapan nadir gruplardan MVÖ. Mehmet Tez üstad onlar için en iyi “Brit-Türk” grubu diyor ya kesinlikle doğru. Bu işi çok iyi yapıyorlar. Kendilerini bir şeyler yapmaya zorlamıyorlar, içlerinde ne varsa o ortaya çıkıyor. Paylaşımcı ve kollektif bir üretim grubu MVÖ. Her şeyi birlikte planlıyorlar, birlikte düşünüyorlar, birlikte yazıyorlar, birlikte çalıyorlar. Öyle ki her şarkının söz yazarı olarak MVÖ adı geçiyor. Şarkı sözleri olsun müzikal altyapıları olsun yıllar geçtikçe daha da evrildi. Grup devam ettikçe müziği büyüdü ve olgunlaştı.

Geçmişten bugüne MVÖ’nün yolculuğu nasılmış tekrar hatırlayalım.

1990 yılında, henüz orta sondayken (hani o hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiğimiz lise yılları) temelleri atılmış bir grup MVÖ. Alman Lisesi’nde okuyan Harun Tekin ve Kerem Kabadayı’nın “Decision” ismiyle başlattıkları müzikal yolculuk… Ocak 1995’te ise Derin Esmer ve Alper Tekin’i de aralarına alarak Mor ve Ötesi’ni kurdular.

1996 yılı ilk albüm “Şehir” kapımıza geldiğinde MVÖ patlamadı, biraz parladı. Patlayan rock müzikti o yıl. Bir Coldplay etkisi elbette yaratmadılar. “Yalnız Şarkı” zihinlerimize kazındı. MVÖ’nün gelecekte yapacaklarının habercisiydi bu şarkı. Naif ve saf bi rock ballad ve siyah beyaz kaydedilmiş video… İlk albümde Derin Esmer vokallerde daha ön plandaydı. “Yalnız Şarkı” ve “Rüya”da Harun Tekin’in vokalini duyma şansına eriştik. Harun’un vokale yönelmesinde Derin’in teşvikinin olduğu da söylenir. İlk albümü ailelerinden aldıkları parayla kaydettiler ve bu durum “zengin çocuklar” imajının üzerlerine yapışmasına neden oldu. Konuyla ilgili Harun’un Roll dergisindeki röportajında şu cümleleri kurduğunu hatılıyorum: “Biz maalesef orta ve üst sınıfa dahiliz, siz bize zengin diyorsunuz ama biz o parayla albüm yapıyoruz. Pasha’ya gitmek yerine stüdyoya giriyoruz.”

Aynı yıl içerisinde Alper Tekin gruptan ayrıldı ve yerine Burak Güven dahil oldu. Sonrasında Harun ve Derin’in üç aylık Boston Berklee macerası var. Dünyanın sayılı müzik okullarından Berklee’de yaz okulunda dersler alan ikili için bu önemli bir deneyim olmuştur ve MVÖ müziğine olumlu yansımalarını ikinci albümde gördük.

1998 yazında Derin Esmer gruptan ayrıldı ve ABD’ye yerleşti. Yerine Kerem Özyeğen katıldı ve grubun bugünkü kadrosu tamamlanmış oldu. İkinci albüm “Bırak Zaman Aksın” müzikalite olarak daha zengin ama hit şarkı eksikliği hissedilen bir geçiş albümüydü. Yine de yavaş yavaş büyüyorlar ve kendilerine has bir dinleyici kitlesine sahip olma yolunda ilerliyorlardı. Öyle ki albümün gizli kahramanı “Beyaz” konserlerde en çok istek alan şarkıların başında geliyordu. “Pis”, “Şarkıcı Çocuk” ve “Son Giden” Mor ve Ötesi soundunu yansıtan önemli şarkılardı. Ben nefeslilerle bezenmiş ve Burak Güven’in yorumladığı “Tv’deki Kız”ı çok severim bu arada.

2001 yılı üçüncü albüm “Gül Kendine” grup diskografisi içinde önemli bir yerde bence. Grubun hem sound olarak hem de albüm bütünlüğü açısından kariyerinin o güne kadarki en önemli çalışmasıydı. “Daha Mutlu Olamam” ile önemli bir rüzgar yakaladılar ama hala underrated bir gruptu MVÖ. James’ten Radiohead’a kadar etkilenmeler hissediliyordu albümde. “Orda Durma” o dönem için MVÖ şarkılarının zirvesiydi kanımca. “Doğru Yanlış” açlığın olmadığı ütopik bir dünya, “Hayat” ile de deprem karşısındaki çaresizlik dile geliyordu. Albüm MVÖ’ye belki de kendisine duyması gereken güveni getirdi. Grup albümle birlikte daha çok konser vermeye ve tanınmaya başladı. Zaman ilerlerken bir yandan da MVÖ’nin politik duruşu ön plana çıkmaya başlıyordu. Öyle ki bunun uzantısı 2003 yılında memleketin rocker kankalarıyla Irak Savaşı’na dikkat çektikleri “Savaşa Hiç Gerek Yok” adlı singleda gözümüze çarpmaya başladı. Grup bunun dışında ülke çapında nükleer enerji karşıtı kampanyalara destek verdi.

2003 yazında gelen “Yaz Yaz Yaz” coverı gruptan beklenmedik bir çıkıştı. Grubun tanınırlığını arttırmasını sağlaması dışında bir etkisi olduğunu söylememiz zor. Popülerleşmek amaçları mıydı elbette hayır. Tanınırlıksa mesele evet daha çok tanınmalarına vesile oldu.

Nisan 2004’te yayımlanan “Dünya Yalan Söylüyor” albümü grubun kariyerinde yeni bir döneme adım attığı, performans anlamında ise vites arttırdığı albüm sayılabilir. Ada Müzik’ten ayrılıp Pasaj Müzik’e geçen grup promosyon çalışmalarını da farklı boyuta taşıdı. Tüm zamanların en iyi rock albümleri listelerinde kendine yer bulmuş albümün prodüktörü Tarkan Gözübüyük’tü. İlk single “Cambaz”ın yarattığı etkiyi ise tartışmak yersiz. Ülkede pop müzik çalan radyolarda bile Cambaz çaldı o yaz. Albüm MVÖ kimliğini her yönden yansıtan bir çalışma ve grubun orta düzey bir rock grubundan mega grup olmasına yol açan düzeyde önem taşımaktaydı. Sistem eleştirisi, kapitalizm eleştirisi ne ararsan bolca vardı. “Bir Derdim Var” gibi hit, “Sevda Çiçeği” coverının yanısıra pek çok iyi şarkı barındırıyordu. “Dünya Yalan Söylüyor” diğer yandan da kendi istediği müziği küresel ölçekteki sorunlara dokunarak, duyarlılığını göstererek yapmanın bu topraklarda mümkün olabileceğinin kanıtıydı adeta. Albüm satış bazında da grubun en çok satan ürünü oldu.  Evet o zamanlar hala kaset ve cd satışı vardı gençler.

“Ah devrimim benim nedir senden çektiğim. Sen gelmedin ama ben değiştim” (Serseri)

Grup daha sonra kendi plak şirketi Rakun’u kurdu ve yeni albümleri “Büyük Düşler”i 2006’da yayımladı. Büyük Düşler’in dezavantajı “Dünya Yalan Söylüyor” gibi çok iyi bir ürünün hemen arkasından gelmesiydi ve haliyle beklentiler artmıştı. “Şirket” ile çıkış yapan grup daha sonra “Küçük Sevgilim”, “Ayıp Olmaz Mı” gibi radiofriendly şarkıları kliplendirdi. Dahası grup teenager kitlenin daha çok sevdiği bir hale dönüşüyor mu sorularını sordurdu. Halbuki albümde “Kış Geliyor”, “Büyük Düşler”, “Kördüğüm”, “Darbe” gibi bariz MVÖ kokan eserler ve orta yaş MVÖ fanlarını etkileyecek şarkılar barındırıyordu. Albüm öncülüne göre daha içe dönük birçalışmaydı, içerik olarak da iki eksenliydi. Bir yanda ilişkiler ve insanın kendisi diğer yanda daha dışa dönük sert, politik ve isyanlar bir tavır. “Büyük Düşler” de önemli bir başarı yakaladı ve grup diskografisindeki yerini aldı. Rakun Müzik’ten ise Sakin, Ayça Şen ve Gren’in albümleri de yayınlamıştır.

“Erdal’ı gördüm darağacında. On altı yaşında. Ölürken netekim.” (Darbe)

Sonrasında grubun yine anlam veremediğim ikinci hareketi Eurovision‘a katılması oldu. “Deli” isimli şarkı ile ülkemizi temsil edip 7. Oldular. Gruba muhtemelen uluslararası tanınırlık sağlaması için atılmış bir adımdı. Eurovision sonrası dönemi “Başıbozuk” isimli EP ile geçiren grup 2010 yılında “Masumiyetin Ziyan Olmaz” ile geri döndü. İlk single tatsız tuzsuz “Yorma Kendini” olsa da albümün geri kalanında grup “Festus”, “Araf”, “Nakba, “Sor”, “Bisiklet” ile yine gönülleri fethetti. Aynı yıl grup “Dependence Day” ve “My Loveliest Mistake” adlı iki İngilizce şarkı da yayınladı.

“Lacivert ordu beni de yendi, farklı olanlar onların derdi.” (Festus)
“Kutlayanım var ağlayanım da. Bak sana bayram bana bomba.” (Nakba)

Aralık 2012’de piyasaya çıkan “Güneşi Beklerken” grubun olgunluk dönemi çalışmasıydı. Serdar Ataşer’in prodüktör koltuğuna oturmasının grup sounduna etkisi de net bir şekilde göze çarpıyordu. Albümde klasik enstrümanların yanı sıra MVÖ müziğinde pek yer almayan ama bu albümde güzel bir şekilde şarkılara yedirilmiş ud, ney ve asma davul gibi Türk müziği enstrümanlarına rastlamak mümkündü. İlk single “Oyunbozan”ın yanı sıra “Eski Şarkısı”, “Güneşi Beklerken”, “Son Sabah”, “Tamiri Mümkün Kalbinin” gibi çok güçlü MVÖ şarkıları albümde yer aldı. Grubun belki de en indie albümü sayılabilecek çalışması için çok uğraşılmış, ince detaylar üzerinde saatlerce kafa yorulmuştu. Kerem Özyeğin’in gitar riffleri her zamankinden daha cayır cayır, Harun Tekin’in vokalleri her zamankinden daha oturaklı, Burak Güven hala o sevdiğimiz hareketli ve güleryüzlü basçı ve Kerem Kabadayı hala o ifadesiz ama iyi baget sallayan baterist.

“Uçan kuştaki güzelliği kaybettik, hastayız.” (Uyan)

MVÖ 20. yılını nakaratında Orhan Veli’nin sözleri olan “Anlatamıyorum” isimli single ve 3 ayrı box set ile kutluyor. 20. yıl için çıkan özel boxsetlerden ilki “Kayıtlar 1996-2004” müzik marketlerde yerini aldı. 5 CD`lik bu kutuda son single “Anlatamıyorum” ve ilk 4 albüm var. Albümlerden ilk üçü bu kutuya özel remastered edildi. 4 CD’lik ikinci kutu kasım ayında dağıtıma çıkacak. 2005-2016 arasındaki dönemi kapsıyor ve bir yeni parça olacak. Son boxset ise tüm külliyatı içeriyor. 8 CD`lik devasa boxset çok özel bir tasarımla gelecek. Aralık ayında piyasaya sürülmesi planlanan üründen sınırlı sayıda basılacak.

20 yılda pek çok şey değişiyor. İnsanlar doğuyor, ölüyor, savaşlar çıkıyor, hükümetler değişiyor. Yaşadığınız semt bile değişiyor. Müzik de öyle. 20 yıl bir grup için önemli bir zaman dilimi. Geçmişte yaptıklarıyla önemli izler bıraktılar. Yaşadığımız her ayrı şehirde yaşadığımız her ayrı yolculukta bize eşlik ettiler. Misal “Büyük Düşler” bana Ankara’daki son yıllarımı hatırlatır. “Şehir” albümü çıktığında ben de onlar gibi ergenlik dönemindeydim. Yani beraber büyüyoruz beraber yaşlanıyorum. Umalım ki devam etsinler.

Nice yıllara MVÖ!

Tags: , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Mistik Diyarlardan Gelen Albüm: “Selim Saraçoğlu – Başka Bir Vaha”
Bininci Tekil: “Fazla tekrara düşmeyen, ev yapımı kısa şarkılar”

Yazar

Bize Katıl!