KADINLAR VE ŞARKILAR | “Erkekler ve Zamane Kızları” (2.Bölüm)

Gönül İşi

Ajda Pekkan’ın 1975 tarihli plağındaki şarkılar, İlham Gencer’in 1965 tarihli “Zamane Kızları” isimli şarkısında korkarak ve şaşkınlıkla anlattığı kadının dile gelişidir aslında. 

Ben de şaştım allahım bu dünyanın işine/Kızlar renk renk peruk alıp takıyorlar başlarına/Sürme, kalem çekiyorlar gözlerine kaşlarına/Girmeden daha henüz 13-14 yaşına/Şu zamanenin kızları, Kimseden yok korkuları/Hürriyeti tüm seçmişler, dünya ne umurları/Beyoğlu’nda kızlar gezer, gezişi bağrımı ezer/Şu zamanenin kızları çita maymununa benzer/Günlük moda olmazsa çarşıda gezmezler/Her gün sinema, dedikodu, berberden bezmezler/Fingir fingir fingirdeyip, otolardan inmezler/Mutfak işinden ne haber, vallahi bilmezler/Fiftilerden sıra kalmaz, başka müzik dinlemezler/Yeni danslardan hiç şaşmaz, eskilerini bilmezler/İlham Gencer diyor ki yalan mıdır sözlerim/Yalanım yok hakikat var, her gün görür gözlerim/Sakın kızmayın kızlar, şakadır hep sözlerim/Şu zamanenin kızları kimseden yok korkuları/Hürriyeti tüm seçmişler kimseden yok korkuları/Beyoğlu’nda kızlar gezer, gezişi bağrımı ezer/Şu İstanbul’un kızları elma şekerine benzer

Hürriyeti seçen, kimseden korkusu olmayan kadını süsünden püsünden dolayı çita maymununa benzetip mutfak işlerini bilmediği için yermek daha sonrasında Gencer’i ürkütmüş olacak ki eserini şaka yaptığını söyleyerek bitirmektedir.

1980’lere doğru gittiğimizde Cem Karaca‘nın oldukça “romantik” şarkısı dikkat çekmektedir: 

Kız öyle gezme, ince basma, adından söz edilir /Sendeki işve anamda olsa babam geri dirilir /Domur domur emceklerin mindanını gerdirir /Sendeki işve anamda olsa babam geri dirilir /Seni bana Mevlam değil kendim kendime yazdım /Tabancamın kabzasına adın bıçakla kazdım /Ben eskiden uslu idim seni gördüm de azdım /Tabancamın kabzasına adın bıçakla kazdım /Ak undan ekmek gibi yumuşak ellerin oy ellerin /Badem mi ezdin bal mı süzdün dillerin oy dillerin /Sensiz iflah olabilmez hallerim oy hallerim /Badem mi ezdin bal mi süzdün dillerin oy dillerin

Adı “Delikanlı Sevdası” olan bu şarkı “Almış kaçırmışlar seni/Çökertmişler ıssıza” sözleriyle hikayesini anlattığı kadını için “At bizim avrat bizim/Silah bizim şan bizim/Namus belasına gardaş/Yatarız zindan bizim” diyen Cem Karaca’nın tacizkar haliyle adeta erkek dünyasının fon müziği gibidir.

Lakin bu tavır tabii ki sadece Cem Karaca’ya özgü değildir. Bu şarkının ortaya çıkış tarihi olan 1980’den bir süre önce yükselişe geçen İbrahim Tatlıses de “İndim derelerine/Bilmem nerelerine/Kaytan bıyıklarımı/Sürsem nerelerine” diyerek taciz eden şarkılara muazzam bir örnek vermiştir.

Erkeklerin kadınlar için yazdıkları şarkılardan enteresan bir örnek Ali Rıza Binboğa’nın seslendirdiği “En Büyük Feminist Benim” şarkısı olacaktır. “Kendisini feminist sanan” kadın arkadaşıyla buluşmaya giden sevgilisine seslenen Binboğa “En büyük feminist benim, başka büyük yok!/Kim ki yanlış anlar feminizmi ona da geçit yok yok yok!/O kendini feminist sanan zavallı kadın/20 kocadan ayrı, 50 sevgiliden terk/Ben ki seninim diye kıskanıyor anla artık” diyerek feminizmden de en iyi erkeklerin anlayacağını söylemiştir.

Feminizm hakkında sağlam temeli olan fikirlere sahip tek erkek elbette ki Ali Rıza Binboğa olmayacaktır. “Elbette ki feminist bir kız/Metafiziğe de inanmakta/Bir kusuru var yalnız kızın/Biraz entel takılmakta” diyen MFÖ ve “Radikal Feminist” şarkısında akımı “derinlemesine” inceleyen İsmail YK da ilginç örneklerdendir:

Uzaktan geliyor/İçimi titretiyor /Elinde kamçısı var /Tek sözü söyler korkmaz gözü /Onun gercek özü bu nasil feminist /Özelde yatıyor /Nutuklar atıyor /Lider benim diyor radikal feminist /Komut mu vermiyor /Hüküm mü sürmüyor/Bana mısın demiyor bu nasıl feminist /Bak desen bakmıyor /Hop desen takmıyor /Karizma saçıyor radikal feminist /İktidar sahibi /Bazen cabbar gibi /Olmuş derebeyi bu nasıl feminist /Matriyarka jinokokrasi tüm dünyaya belki bunlar yayılacak /2019’da bu ünvan tam yazılacak radikal feminist

1970 sonları ve 1980’li yıllarda dönemin politik yapısından da kaynaklı “emekçi kadın” hikayesi anlatan bir şarkı da Alpay’ın “Fabrika Kızı” isimli şarkısıdır. Cem Karaca’dan “Safinaz” ise kapıcı Kasım’ın hikayesini anlatsa da, karısı Asiye ve kızı Safinaz dertli hikayelerdir. Kızını okutmak için çalışan Kasım’ın çabaları yetmeyince Safinaz, 14 yaşında okulu bırakıp “aile bütçesine katkıda bulunmak” adına bir fabrikada sendikasız, sigortasız çalışmak zorunda kalır. 18 dakikalık şarkıdaki Safinaz’ın hikayesi şöyle sonlanır:

Bazen şansın yaver gider biri çıkar evlenirsin/Bazen açarsın gözünü bir genelev işletirsin/Söylesenize Safinazlar bütün bunlar kurtuluş mu?/Kurtuluş nerede/Nerede Safinaz /Onbinlerce Safinaz/Kurtuluş nerede?

“Şarkının sonrası ayrı bir hikaye.” der Murat Meriç. Özdemir Erdoğan’ın Vitrin’de, Nükhet Duru’nun Kaldırımlar’da anlattığı bir ‘yoldan çıkma’ hikayesi. Timur Selçuk’un Size Kötü Kadın Derler’de anlattığı kadınların hikayesi…” (Meriç, 2006: s. 412)

(Devam edecek…)

Yazan: Cansu DEMİRER

– – –

Resim: “Pianist and Checker Players” / Henri Matisse (1924)

1.Bölüm: “Hür Doğdum, Hür Yaşarım”

Haftaya: 90’LI YILLARDA ORTAYA ÇIKAN ROCK “PRENSESLERİ”

Tags: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Sigur Ros Haziran’da Zorlu PSM’de!
BİR BABA INDIE MIX | “Şubat 2016”

Yazar

Bize Katıl!