Beklentilerini Yeniden Ayarlayanlar Derneği üyesi In Hoodies

Oradaydık

Klasik “hıphızlı çal ve in” rock grubu değil In Hoodies. Sol şeritten bastırıp giden spor arabaya binmediğinin farkında sevenleri. In Hoodies’i en çok bir karavana benzettiklerinden neredeyse eminim. İstediği yerde dura kalka sindire sindire acelesi olmadan geze geze yol alan bir dünya sunuyor çünkü In Hoodies. Hal böyle olunca da sekiz dokuz şarkılık 40-45 dakikalık bir yolculuk “daha yeni başlamıştık” dedirtiyor.

Yazı ve video: Onursal Yazman
Fotoğraflar: Fakih Kademoğlu / Audioban
Afiş: Ekmel Ayar

Aslında o gece yerel seçimler geride kalalı 10 gün olacaktı. Bahar gelmiş gibiydi ama henüz hüküm süremiyordu, üzerimize yapışıp kalan kalınca kıyafetler ve yüzümüze yansıyan kararınca endişeler öyle diyordu. Sonu gelmeyen sayımlar ve bir türlü mühürlenip kaldırılamayan kışlıklar arasında bir de film festivali koşturmacası sunulmuştu şehirliye üstelik. Kentin belli noktalarında özlediğimiz kalabalıklar oluşmaya başlamıştı. Konserler art arda duyuruluyor, bonus olarak da birkaç plakçıda Record Store Day etkinlikleri açıklanıyordu. 

Kadıköy Sahne ve Audioban’ın ortaklaşa sunduğu “New Sounds of Istanbul 3”, işte tam da böyle kışın uzatma dakikaları ile baharın kapı aralığından ancak burnunu sokabildiği serin bir hafta içi iş çıkışı test edilecekti. 10 Nisan Çarşamba gecesi Kadıköy Sahne’de sırasıyla In Hoodies, Palmiyeler ve The Away Days çalacaktı. İstanbul’un yepyeni ve kucaklayıcı bir sese nasıl da ihtiyacı olduğunu günlerdir deneyimlemekteydik. Şimdi sıra “İstanbul’un yeni sesleri”ne kulak vermeye gelmişti. Ne var ki, uzun süredir kovalamakta olduğum In Hoodies’i filme alabilme motivasyonumun kaçınılmaz sonucu olarak bu geceki hareket alanım iyice daralmış, şovun önünde veya arkasında söyleşebilme olasılığımıza odaklanmıştım.

İzmir’den İstanbul’a kesin dönüş yaptığım 2017 başından beri In Hoodies performanslarını kaçırıyor, bir türlü denk getiremiyordum. Aslında geçtiğimiz yazın hemen başında, Burgazada’daki Cennet Bahçesi’nde yakalamıştım kendilerini. Ancak bu kez de kameram yanımda değildi. İyi de oldu, en son ne zaman çıplak gözlerle bir konser izlediğimi anımsayamayacak duruma gelmiştim zira. Adada tanıştık, adada oturduk, adada sohbet ettik. Birkaç gün sonraki “Coo Coo” teklisinin lansman davetinde yeniden bir araya gelmek üzere ayrıldık. In Hoodies ile ilgili bir şeyler mutlaka yazmalıyım diye ilk kez o tanışmanın ve hemen ardından gelen lansmanın çıkışında söz verdim kendime. Kişisel notlarıma şöyle kaydetmiştim 7 Haziran 2018’deki Coo Coo deneyimimi:

In Hoodies single’ı “Coo Coo”nun lansmanı için mekâna vardığımda hayal ettiğimden çok farklı bir ortamda buldum kendimi. Coo Coo için hazırlanan videoları izleyebilmemiz için bir perde ve bir çift hoparlörü tahmin etmek güç değildi elbette. Ancak Bina’nın en üst katı, standart bir ağırlama ve izleme düzeninden çok, işlerini sergilemeye hevesli kolektif çalışma anlayışı ruhuna sadık bir grup sanatçının ve davetlilerin bir araya geldiği alternatif bir toplaşmaya ev sahipliği yapıyordu. 

İrili ufaklı onlarca değerli emeği burada tek tek anlatmayacağım. Çünkü onlar tek tek değil de bir bütün olarak ele alındığında birlikte yaşamak ve gelecek adına farkındalık yaratmak üzere tasarlanmış işler.

Gözlemim şu ki, Coo Coo’nun tekli olarak yayımlanıyor olması ikinci plandaydı o gece. In Hoodies, yepyeni single’ının heyecanından çok, işlediği konuları disiplinlerarası etkileşim ve kolektif bir anlayışla paylaşabiliyor olmanın kıvancını yaşıyordu bu dünyada bir günlüğüne.

Murat’a da şöyle dedim ayrılmadan önce: Bence In Hoodies, tek bir şarkı için mini bir bienal sinerjisi ve ortamı yaratabilecek potansiyele sahip. Bugün onu gördük.”

Murat Kılıkçıer’e hem stüdyoda hem de sahnede bir süredir eşlik etmekte olan kemikleşmiş bir avuç müzisyen dost gizleniyor In Hoodies kapüşonunun altında: Çello ve tuşlu çalgılarda Yasemin Özler, gitarda Todd Gibson, basta Feryin Kaya, davulda Murat Yakupoğlu. Stüdyoda “session musician” kimliğiyle destek veren başka değerli müzisyenler de var ancak “canlı In Hoodies bileşkesi” deyince, beste ve sözlerini tek başına yazan Murat’ın sesi ve gitarıyla önderlik ettiği kadro işte bu.

Kadıköy Sahne’nin sahnesi üzerinde adım atılabilecek pek yer bırakmayan In Hoodies’in New Sounds of Istanbul 3 konseri, seyircinin, “çok iyisiniz”, “harikasınız”, “böyle devam edin” sözleri arasında başladığı tempoyu da aşarak sona erdi. “The Anachrony”nin banttan çalınmasıyla birlikte sahnede yerini alan beşli “Crawling on All Fours” ile hızlı bir giriş yaptı önce. Kronolojik gidersek, 2016 tarihli “A Lunar Manoeuvre” ve 2018 tarihli “Circling the Cage”ten ikişer, bu yılın 1 Mart’ında yayımlanan “Recalibrated Expectations”dan da dört şarkıya yer verdiler setlerinde. Yer yer akustik gitarın, yer yer çellonun öne çıktığı şovun kapanışını ise hızlı ve göz alıcı dört dakikalık Coo Coo’nun ekstra üç dakika daha süren “uzatılmış salınım” adını yakıştırdığım versiyonuyla taçlandırdılar. Kırk beş dakika kadar sahnede kalan In Hoodies’e doymadı izleyici. Bis çağrısında bulunulduysa da program hafifçe sarkmış, Palmiyeler ve The Away Days sıranın kendilerine gelmesini beklemekteydi. Birkaç arkadaşımla görüştüm sıcağı sıcağına, “çok az geldi, yetmedi” dediler ağız birliği etmişçesine. 

Bazı gruplar vardır, ilk yarım saatten sonra başlar her şey, onlar için de seyirci için de. Sanki In Hoodies de buna doğru evriliyor… 2016’dan günümüze 10’ar parçalık iki uzunçalar, dört parçalık bir kısaçalar, albümlerde yer almayan üç tekli ve sadece video olarak paylaşılan birkaç işle birlikte kısa süre içinde diskografisine 30’a yakın şarkı işleyen bir oluşumdan söz ediyoruz. 

Klasik “hıphızlı çal ve in” rock grubu değil In Hoodies. Sol şeritten bastırıp giden spor arabaya binmediğinin farkında sevenleri. In Hoodies’i en çok bir karavana benzettiklerinden neredeyse eminim. İstediği yerde dura kalka sindire sindire acelesi olmadan geze geze yol alan bir dünya sunuyor çünkü In Hoodies. Hal böyle olunca da sekiz dokuz şarkılık 40-45 dakikalık bir yolculuk “daha yeni başlamıştık” dedirtiyor.

Konserden hemen sonra öğrenmek istediğim bir şeyi sorma fırsatı kolluyorum. Aslında sonra da konuşabiliriz bunları diyorum önden. Alçakgönüllülük gösteriyor Murat ve oturtuyor beni. 

“Yeni albümünün şu harika ve güçlü adı, Recalibrated Expectations… ” diye başlıyorum söze. “Murat Güzelgün‘ün ana kapak görseli ve her bir şarkı için yeniden tasarlanmış versiyonları ile birlikte şarkı sözleri incelendiğinde o bütünlüğü görebiliyorum ama yine de senden dinlemek çok isterim varsa eğer bir öyküsü.”

“Daha önce hiçbir yerde bahsetmedim bundan” diye heyecanlandırıyor beni ağzını açar açmaz Murat Kılıkçıer. “Bu sözü ilk kez The Sopranos’un bir bölümünde duymuştum… Tony hastanede yatmakta. Durumu çok ciddi. Karısı Carmela sürekli yanında. Hemşireler gidip geliyorlar ama Carmela bilinci kapalı durumdaki kocasının bakımının her anını kontrol etmekte ısrarcı. O sırada doktorları da geliyor. Carmela hemen soruyor, ‘Tony’nin gözlerini oynattığını gördüğümü iletti mi size hemşireler, söylemedilerse eğer çok kızacağım’ diyor. Doktor önce bir duruyor… ‘Bayan Soprano, bu evrede beklentilerinizi gerçekten gözden geçirmek zorundasınız’ (Mrs. Soprano, you’re really gonna have to recalibrate your expectations at this point) sözleri dökülüveriyor ağzından gerçekliğin tüm yalınlığıyla.”

“Peki” diyorum, “günümüzde yaşadığımız ne varsa artık komada mı? Sana beklentilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini söyleten nedir?”

“Bu her şey olabilir” diye genelliyor Murat. “Örneğin bir babanın çocuğundan beklentileri, düşlediği gibi gelişmeler olmayabiliyor çoğu zaman. Ve tabii ki, yitirdiklerimizin ardından yüzleşmekten kaçındığımız gerçekler, içinde bulunduğumuz koşulları kabul etmemekle başlayan duruma adapte olmakta sonuna kadar direnç gösterdiğimiz o yıpratıcı süreç. Bu birinin ölmesi ya da sevgilinin terk etmesi şeklinde de olabilir. Ya da, kaybedilen bir daha hiç geri dönülemeyen bir ev.”

Sabah akşam dinlemekte olduğum ikinci In Hoodies albümü, ilki ve aradaki EP’ye kıyasla daha bir durulmuş sularda geziniyor ve sakin gücünü tam da beklentileri yeniden kalibre edebilmişliğinden alıyor.

Alt tarafı yerel seçimler yapıldı değil mi bu ülkede, belediye başkanlarını ve muhtarları seçmek üzere… Her zaman test sonuçlarını çabucak alırdık. Ancak bu kez yurdun kariyer, makam ve her türlü unvan sahibi profesör doktorları komada… “Beklentilerinizi gözden geçirmelisiniz” dedikleri hasta yakınlarının yerine kendilerini koymamakta ısrar ediyorlar, günlerdir.

Peki ya karşı konsültasyon?

Elbette. Hemen şimdi.

Coo Coo!

Design is a fool/ Always with the wrong shoes/ And the truth is/ Hey, cool kid, they never wanted you

Tags: , , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

The Cranberries’in veda albümünden bir şarkı daha geldi: “In The End”
40gece deneysel elektronik müzik severlere merhaba diyor!

Yazar

Bize Katıl!