BBI Yerli #145 | Serdar Emre

BBI Yerli

Projenizin adı nedir?

Serdar Emre

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

17.01.2020

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

Ankara

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Sahne İçin:
Serdar Emre Ünsal – Gitar, Vokal
Berker Saraç – Gitar, Back Vokal
Selim Eralp – Bas Gitar, Back Vokal

Stüdyo Çalışmalarında:
Efe Demiryoğuran – Bas Gitar, Aranjör, Prodüksyon, Miksler
Evren Arkman – Mastering
Deniz Bayrak – Elektrik Gitarlar
Okay Aynur – Davul
Mert Yüksel – Kayıt Asistanı

Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?

Selim Eralp: 10 seneyi aşkın süredir zaten birlikte pek çok yerel projede; pop, pop rock, blues, rock’n roll tarzlar başta olmak üzere çalışıyoruz. Kendisi 80’li yıllardan günümüze kadar pek çok projede gerek bas gitarist, gerek solist vokal, gerekse de gitarist olarak bulunmuştur. Onun dışında şu sıralar kendisi; “The Five Horsemen” Metallica Tribute grubu’nun bas gitaristi, Darkphase speed/trash metal grubunun bas gitarist, vokalisti olarak çalışmakla beraber, başka yerel gruplarda da bulunmaya devam etmektedir. İyi basçıdır, iyi insandır, iyi vokaldir ve zehir gibi bir kafası vardır.

Berker Saraç: Kendisi uzun zamandır çeşitli tarzlarda beste ve cover gruplarıyla, gitar ve vokal olarak müzik çalışmalarında bulunuyor. Gerçekten gitaristliği gibi iyi de bir vokaldir. Soğukkanlı bir yapısı olduğu için de her zaman ışık olur. 🙂

Efe Demiryoğuran, Evren Arkman, Okay Aynur, Deniz Bayrak ile ilgili benim söyleyecek çok bir şeyim yok. Kendileri fazla söze yer bırakmayacak şekilde tecrübeli, çok projede yer almış, işin mutfağının ehil isimleri. Buradan okuyanlar, Google Amca’dan arayıp kendileriyle ilgili buraya sığmayacak kadar fazla bilgiye, birlikte çalıştıkları müzisyen ve gruplara, içinde bulundukları çok güzel şarkılara ulaşabilirler.

Grubunuzun tarzı nedir?

Alternative Rock, Folk, Singer & Songwriter, Indie

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Leonard Cohen, Tom Waits, Oscar Benton, Chris Rea, yerli olarak Mazhar Alanson, Teoman

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Solo projem yeni olduğu için henüz kendi adımla bir yerde sahne almadım ama yerel gruplarla; IF Performance Hall (Ankara), Siyah & Beyaz Bar (Ankara), Hayal Kahvesi (Ankara), Bis by Newcastle (Ankara), Route (Ankara), Amarillo Bar (Ankara), Beyoğlu Hayal Kahvesi (İstanbul) ve aklıma şu an gelmeyen pek çok mekanda şehir içi ve şehir dışı performanslarda sahne aldım.

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Gün geçtikçe canlı müzik ve konser salonlarının azalması aslında bu işin yanlış bir mentalle yapıldığını zaten gösteriyor. Müzisyen ve grup enflasyonu sayesinde içerik kalitesizleşiyor ve müzisyenler değersizleştiriliyor. Aslında bu durum yapım şirketleri için de geçerli aynı zamanda ama konu sahne alınan mekanlar olduğu için ve bu bağlamda;
Eksikler:
– Müzisyenin gecenin sonunda hasılat yetersizliği bahanesiyle, önceden konuştuğu ücret üzerinden mağdur edilmesi
– Sahne esnasında, daha önce konuşulup anlaşılmasına rağmen, mekan tarafından alakasız isteklerin yapılması
– Sahnedeki ekipman yetersizlikleri ve bu sebeple ses kalitesinin düşüyor olması
– Müzisyenin hakkı ve beklentisi dahilinde olan; kulis, içki sayıları vs. durumlarda, yine daha önce konuşuluyor olmasına rağmen yaşanan aksaklıkları sayabilirim kabaca
Artılar:
– Daha önce defalarca tecrübe ettiğim gibi; bir işletmenin başında müzisyenlikten gelmiş birisi varsa, kendisi de daha önce aynı çemberden geçtiği için, halden anlıyor. Eksiklik olarak yukarıda bahsettiklerimin hepsini artıya çeviriyor. Ama tabii ki bu; sadece müzisyenlik geçmişi olan mekan sahipleri iyidir gerisi kötüdür demek değil. İşine saygı duyan, layıkıyla yapmaya çalışan, müzisyen mutluysa mekanın ve müşterilerin de otomatikman mutlu olacaklarını/edileceklerini bilen kıymetli mekan sahipleri bu genellemenin her zaman dışındadır.

Sahne aldığınız mekanlarda “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Gerek ülkenin ekonomik durumu, gerekse de mekanların daha fazla para kazanma ve masraf etmeme istekleri dolayısıyla; alet, edevat ve teçhizat konusunda eksikler, çoğu mekanda az ya da çok göze çarpıyor. Biz müzisyenler de her zaman eksiksiz ve kusursuz mekanlarda çalamayacağımız bilincine eriştik haliyle. Bu durumda da, eksik olandan hoşa gidecek bir müzik üretmek ayrı bir sanat haline gelmiş durumda. Kimseyi mekanına az yatırım yapıyor diye eleştirmek haddime düşmez, her şey arz talep meselesi ve maalesef mekanların bu hallerde iş yapabiliyor olmaları hem biz müzisyenlerin kabullenişleri hem de müzik dinleyicilerinin bu konudaki talep eksikliğinden kaynaklanıyor. Aslında sahne eksikliklerine etki eden eksiklikler olarak cevaplamak daha doğru bu soruyu. 🙂

Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?

Ankara dinleyicisi genelde meraklı, keşfetmeyi seven, kültürel seviyesi yüksek bir kitledir. Her ne şekilde ve tarzda ya da solo olarak konser veriyor olursanız olun, yapmaya çalıştığınız şeyi anlamaya kafa yoran bir kitle bu şehirde hep vardır. Diğer şehirlere haksızlık ediyor olabilirim ama Ankara seyircisi çok özeldir. Geneli öğrencilerden oluşan, yer yer beyaz yakalı kesimin de ilgi duyduğu bir kitlem var diyebilirim.

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Tabii ki bir ücret alıyorum. (eğer yardım konseri veya buna benzer bir ön kabulümüz yoksa). Sahne alacağım mekana göre de hem ücret hem de sağlanan yan haklar değişiklik gösteriyor. Şehir dışı bir sahne olduğu zaman; ulaşım, konaklama, yemek gibi giderleri mekanların sağlamasını bekliyoruz.

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste, Uyarlama (cover)

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

Henüz yeni yayınlamış olduğum ilk tekli çalışmam “Yarım” 17.01.2020 tarihinde tüm dijital platformlarda ve bağımsız olarak yayınlandı.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Retro bir müziğim var, enstrümanların canlı çalınmasına ya da daha doğrusu dijital olan çok sesin kullanılmamasına, şu ana kadar kaydettiğim ve prodükte edilen çalışmalarımda dikkat ettim. Müziğin de nefes alan, canlı bir varlık olduğunu düşünmüşümdür hep. Dolayısıyla sentetik olan bir müzikten ya da sıfırdan üretilmiş, prodüksiyon harikası şarkılar üretmekten uzak durmaya çalıştım. Benim için tek enstrüman ile ayakta durabilen şarkılar yaşayan şarkılardır ve bu şarkılar aranje edilirlerken de nefes almaya devam edecekleri şekillerde yapılmalıdırlar. Ben de müziğimde bu gerçekçiliğe çok önem verdim.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Önümüzdeki süreçte, sevgili ağabeyim Cem Kısmet (Pilli Bebek)’ten bir cover parça yayınlayacağım. Uyarlama parçalar, eğer ki içlerinde yeni bir müzikal fikir barındırıyorlarsa, farklı bir lezzetle çok güzel sonuçlar verebilmekteler. Ben de tamamen yaptığım diğer parçaların anlatım durumuna uygun olduğu için ve yeniden başarılı bir fikirle aranje edildiği için cover kullandım ve çok mutluyum :). Sahne verilmeme ya da dinlenilmeme endişesinin bir tek cover parçayla giderilebileceğini de düşünmüyorum.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Şu an yayınlanmış olan kaydımın rough (kaba) kayıtlarını evimde kendim gerçekleştirdim ve İstanbul’da Efe Demiryoğuran (Harem Stüdyo) ile kayıtları finalize ettikten sonra yine miksleri onun tarafından, mastering işlemi de Evren Arkman tarafından, aynı stüdyoda gerçekleştirildi.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Ben şarkılarımı bestelerken aslında kafamda aranjeleri de birlikte oluşuyor. Yani kimse bilmezken ben şarkının son halini kafamda duyabiliyor ve buna ulaşmak için çalışıyorum. Halihazırdaki kayıtlarda sevgili Selim Eralp, kendi evimdeki küçük stüdyomda bana aranje anlamında çok fazla destek oldu. Kafamdakine ulaşma aşamamda onunla parçalar üzerinde fikir alışverişi yaparak belirli bir seviyeye getirdik. Akabinde de İstanbul’da Efe Demiryoğuran son hallerini verdi parçaların. O da gerçekten parçalara çağ atlattı diyebilirim. Her ikisine de teşekkür ederim. Ev ortamında ve ev rahatlığında parçalarımı belirli seviyelere getirmek de oldukça rahat ve psikolojik olarak hasarsız bir süreçte işlerimi yürütmemi sağladı.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Yukarıda belirttiğim gibi kaydettiğim 10 parçam için mikslerde Efe Demiryoğuran, mastering’lerde Evren Arkman ile çalışma şansı yakaladım. Her ikisi de son derece titiz, güzel ve başarılı şekilde, hatta beklentilerimin de ötesinde, bana yardım eden ses mühendisleri olarak teşekkürü hak ediyorlar her zaman.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Eğer bir şarkının canlı çalımı üzerinde çalışmamız gerekiyorsa öncelikle evet evde taslak ve trafik olarak o şarkıyı bir seviyeye getirip daha sonra bunun sound unu kurgulamak için bir stüdyoda denemeler yaparak sonuca ulaşıyoruz. İşin içerisinde davul, tuşeler, gitar tonları, bas gitar tonları vs girince bunları evde sonuca vardırmak pek mümkün olmuyor. Yine de ne yapılacağını anlamak açısından ev provalarının önemi bence her zaman çok büyük. Çalışmaları da üzerinde çalışacağımız şeyler oldukça, ikili, üçlü, dörtlü gruplar halinde evde prova edip yine aynı sıklık nispetince stüdyolarda devam ettiriyoruz.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

“How much pound, so much sound!” diyorum. 🙂

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Spotify, iTunes, Apple Store, Google Play/Youtube, Napster, Deezer ve pek çok dijital platformda ilk teklim yayında. Devamını da yine aynı platformlardan yayınlayacağım. İçlerinde en beğendiğim platform “Spotify”, gerek kullanıcı yoğunluğu, gerekse de arayüz rahatlığıyla benim de müzik dinleyicisi olarak en sık kullandığım platform Spotify. Ancak store’lardan müzik satın alabilme ya da Apple kullanıcılarına özgü olma durumundan dolayı iTunes ve Apple Store’da takip etmeye değer derecede başarılı platformlar bence.

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

Projemle ilgili olumsuz bulduğum her durumu gidermeye gayret ettim ve yine aynı bakış açısıyla bence her şey olumlu. 🙂

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Şu an kayıtları tamamlanmış olan 10 adet (9 beste + 1 cover) parça var, bunları zamana yayacak ve doğru sindirilmesini sağlayacak şekilde yayınlamayı düşünüyorum. Bu yayınlar sürerken de olabildiğince fazla yerde ve fazlaca sahne almak, kitlelerle iletişim kurmak, müziğimi duyurmaya gayret etmek, hedeflerim arasında gösterebileceğim şeyler.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

2010 yılında o zamanki grubum (Mesafe) ile Fanta Stage yarışmasına katılıp, halk oylaması birinciliği kazanmıştık. Ama o günden bu güne fikirlerim, müziğin yarıştırılmaması gereken bir şey olduğu yönünde evrildi.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Tüketim çağındayız.. Dolayısıyla yazılı olan hiçbir şeyin tüketilmesi konusunda maalesef toplumumuz çok istekli değil. Basılı yayınlara olan talebin azaldığını zaten hepimiz biliyoruz ancak son zamanlarda sizler gibi güzel platformların da, talep yoksunluğu sebebiyle, teker teker kapandıklarını üzüntüyle görüyorum. Kendi açımdan, yeterli desteği görebilmek için hemen her blogla, dijital mecra dergileriyle iletişim kurmaya çalıştım ve dönüşler geldikçe de desteklerini almaya gayret ediyorum. Bu arada bana burada olma imkanı verdiğiniz için de yeri gelmişken sizlere teşekkür ederim :). Bu alanda olması gerekenlere gelince de; olması gereken şey aslında bu alanların kendisi direkt olarak. Çünkü okuyan ya da ilgilenen kitlede oldukça büyük bir azalma var. Sizlerin varlığı müzisyenlerin oksijen tüpü…

Sırasıyla, dinleyici – mekanlar – organizatörler – müzisyenler ve diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyici: Ey dinleyici! Beni bi dinle 🙂 . Şaka bir yana, sadece kendim için değil, dinleyicilerin olabildiğince fazla şey dinlemeleri, yeni kişi ve gruplara objektif olarak kapılarının açık olması en büyük beklentim olur. Çünkü çeşitliliği besleyecek olan şey, dinleyicilerin farklı yelpazelerde, farklı tavırları takip etmeleri ve bunları desteklemeleri.

Mekanlar: Haklısınız. Siz de kendinizi garantiye almak ve işinizi sürdürebilmek peşindesiniz. Ancak “keşif günleri” yapabilir. Yeni sanatçılara, gruplara en azından ana programınızdan önce yer verebilir, tepki ölçerek kendiniz için de yeni kaynaklar üretebilirsiniz. Unutmayın, hepimiz aynı gemideyiz.

Organizatörler: Bir şeyi organize etmenin, sadece ondan daha fazla para kazanmaya çalışmak olmadığını bilen, gerçek organizatörlerden beklentim. Mümkün mertebe fazla organizasyonda, şans bulmaya çalışan bağımsız sanatçıları da destekleyecek şekilde hareket etmeleri.

Müzisyenler: Birbirimizi baltalamayalım. Sırf müzisyen olduğumuz için zor beğeniyor gibi davranmayalım. Karşılıklı destek hepimiz için yeni platformlar doğuracak ve hepimiz için yeni imkanlar sağlayacaktır. (Gerçekten kötü olana da kötü diyelim ama 🙂

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Danışmanlık yapıyorum. Müzik, zamanımın çoğunu elimden alıyor gerçekten. Başka iş yaparken de aklımın içerisinde hep müzik ve müziğe dair şeyler dolu oluyor. Erol Günaydın’ın tiyatro için söylediği şeyin aynısını ben de müzik için söyleyebilirim; müzik gerçekten pahalı bir metres gibi. Her şeyini alır…

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

Youtube Kanalı: https://www.youtube.com/c/SerdarEmreOffical
Facebook: https://www.facebook.com/serdaremremuzik
Instagram: https://www.instagram.com/srdreu

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

Facebook ve instagram üzerinden yazabilirler. Gerekli arkadaşlar cevap verecektir.

Kendinize sormak istediğiniz bir soru var mı? Cevabıyla birlikte paylaşabilir misiniz?

Dolu dolu röportaj için ve güzel sorular için teşekkür ederim. Sorulması gereken her şeyi sormuşsunuz ya da en azından şu an aklıma sizin sorduklarınızdan başka bir soru gelmedi kendime soracak.


Müzik grubunuzla Bir Baba Indie Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okuyup detaylı bilgi alabilirsiniz.

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , ,

İlginizi Çekebilir

Bir Baba Indie Lokal #38: Gökhan Kırdar
Gün yüzüne çıkan yeni David Bowie kayıtlarının ikincisi geldi: “I Can’t Read ’97”

Yazar

Bize Katıl!