ALBÜM | Redd – “Mükemmel Boşluk”

2005 yılının Mayıs ayı… Üniversite arkadaşlarımla bir cafede okey oynarken tv’de daha önce duymadığım bir şarkı çalmaya başlıyor… Oyunu bırakıp tv’ye doğru ilerliyorum ve “Mutlu Olmak İçin” isimli Redd videosunu izlemeye başlıyorum. Solistin sesi çok karakterli… Akşam arkadaşlardan ayrılıp bir müzik marketten Redd’in 50-50 albümünü satın alıyorum. Redd ile tanışmam bu şekilde…

Redd’in yaptığı müzik için pek çok şey söylenebilir. Batı standartlarında rock, kentli bir müzik belki de metropol rock (böyle bir tür yok şu an ürettim)… Türk Rock’ı dendiğinde illa içinde “biz”den de bişeyler olmalı klişesi-kaygısından yüzlerce kilometre uzakta adamlar… Piyasa koşullarını sallamıyorlar, içlerinden geldiği gibi çalıyorlar. Konserlerini önemsiyorlar; bar konseri, Açıkhava veya belediye konseri farketmiyor, aynı ciddiyetle çalıyorlar, dinleyiciye saygıları müthiş! Sadece şarkılarıyla değil, müzik dışında da dünyaya-hayata dair söyleyecekleri olan entelektüel-dolu insanlardan oluşan bir grup Redd. Sadece duruşu ve tavrı sebebiyle bile pek çok çevreden kabul gören bir grup Redd. Bir şarkıyla bir gecede patlayan bir grup olmadı Redd. Yavaş yavaş, üzerine koya koya, daha fazla üreterek, kaliteyi sürekli arttırarak bugünlere geldiler. Üretken ve aktif oldular hep! Bir rock grubu için gerekli özellikler bunlar…Dünyadaki çağdaş soundları takip ettiler. Yeniliğe ve değişime açık oldular. Sosyal sorumluluk projelerine öncülük ettiler. Çok iyi videolar çektiler. (Masal ve Bir Yol Bulursun hala akıllarda). Dolayısıyla yıllar ilerledikçe hitap ettikleri kitle genişledi. Bugün itibariyle ülkenin en dikkate alınmaya değer rock gruplarından biri haline geldiler.

Şarkılarında ilişkilerden, seksten, yalnızlıktan, politikadan ve uzaydan bahsediyorlar. Daha spesifik konuşmak gerekirse Redd şarkılarında metropol hayatı içinde kaybolan, bocalayan, yalnız, depresyona girmeye meyilli, yazan, çizen, okuyan, gezen, soran, sorgulayan, aşık olan insan profili çıkıyor karşımıza. Solist Doğan Duru belki kendini anlatıyor belki Güneş’i belki komşusunu veya izlediği filmdeki adamı… Bazen de seni, beni… Yalnızca aşktan meşkten çiçeklerden bahsetmiyorlar, sosyal-siyasal içerikli şarkılara da imza atıyorlar. Son üç albümde sistemi her anlamda sorgulayan, yaratılmaya çalışılan tek tip insan modeline yüksek sesle “hayır” diyen bir grup Redd. Ülkemizde yaygın bir düşünce vardır; Rock müzikle ilgileniyorsan illa ki muhalif olmalısın falan… Neyse ki Redd’de söz konusu durum eğreti durmuyor, adamlar hem samimi hem de doğalarında var muhalif bir duruş… Açıkçası müziğini dinlediğim insanların birlikte oturup bişeyler içebileceğim, muhabbet edebileceğim ve dünya görüşü olarak da bana yakın insanlar olmasını isterim. Redd bu özelliklerin hepsini taşıyor.

Yeni albüme dönersek “Mükemmel Boşluk” Redd’in esas kadrosundan İlke-Berke Hatipoğlu kardeşler olmadan yaptığı ilk albüm olma özelliği taşıyor. 2014 yılı itibariyle gruptan ayrılan ikilinin Redd soundu çeşitliliği ve müzikalitesi açısından bir kayıp olduğu düşüncesindeyim. Ama buna rağmen Doğan-Güneş-Berke üçlüsü post ayrılık döneminde derslerine iyi çalışmışlar ve ortaya sıkı bir albüm çıkarmışlar. Öncelikle söylemek gerek ki bu klasik bir Redd albümü değil. Grup için yeni dönemin başlangıcı… Albümde güçlü melodiler var. Elektronik tınılar ise Redd fanlarının yadırgayabileceği türden… Gruptan ayrılan İlke’nin hammond geçişleri ve Berke’nin gitar sololarının eksikliği bu albüm için konuşulurken bazı kesimlerce illa ki hatırlatılacak…

Grup bu albümde öze dönük arayışlara girmiş. Günümüz dünya düzeninin ve tüketim toplumunun içerisinde hayatın anlamını bulmaya çalışıyor. Bir şarkıda geçen “Yaşıyorum sadece ölmek için” belki de albümün söylemek istediklerini en kısa yoldan anlatan cümle. Albümün oluşum sürecinde Türkiye’nin oldukça zor zamanlardan geçtiğini söylemeye lüzum yok sanırım. “Kafakafka” isimli şarkıda mevcut siyasal konjonktürün etkilerini ve sisteme meydan okumayı hissediyoruz. Ama bu şarkı dışında albümde politik içerikli başka bir şarkı da yok. Albüm içe dönük, duygu yüklü bir albüm… Sanki Doğan Duru çok ağır ve yıpratıcı bir ilişkiden çıkmış, aslında kafası ilişkide kalmış ama albümü sonlandırarak bir nebze rahatlamış gibi… “Sen kalbimi durdurdun, dünya dönmesin dursun”, “Bu şehrin sensizliği bir cenaze”,“Adına bin defa sövdüm” gibi sözler Doğan’ın duygularının dışa vurumu… Bu açıdan bakıldığında oldukça “şeffaf” bir albüm. Müzisyen veya gruplarda albüm tamamlandığında rahatlama ve tatmin olma duygusu ortaya çıkar. “Mükemmel Boşluk” sona erdiğinde eminim ki Redd de rahatladı, üzerindeki yüklerden kurtuldu.

“Aşk Virüs” yeni albümün tarzı hakkında önemli ipuçları veren “doğru” bir çıkış parçası… Albüm bildiğimiz Redd çizgisinden örnekler taşısa da yenilikler de barındırıyor. “Boşlukta Dans” beni oldukça şaşırttı, grubun tarzının dışında, hafif ritmle başlayıp yer yer dans müziğine evrilen sonlara doğru ise Redd şarkısı oluğunu hissettiren bir çalışma… “Bugün Herkes Ölsün İstedim” altyapısıyla ve gitar riff’leriyle Radiohead eseri gibi tınlıyor. “Kalpsiz Romantik” favorilerim arasında, akılda kalan nakaratıyla konserlerde en çok istek alan şarkılardan olacak… “Kanıyorduk” albümün en etkili şarkılarından biri, Kirli Suyunda Parıltılar albümünden fırlamış gibi. “Senden Vazgeçeli Çok Oldu” ise Doğan’ın vokallerini konuşturduğu yaylılarla destekli bir soundtrack şarkısı gibi… “Sextronot” uzay-seks temalı ve esprili bir çalışma…Albümün en iyilerinden… “Tam Bir Delilik” introsuyla Redd’in “Masal” şarkısının introsunu andırdı bana. “Hala Seni Çok Özlüyorum” albümün en vasat şarkısı… Zorlama sözlere sahip, Redd’in çokça eleştirdiği, arabesk rock/ağlak rock (Harun Tekin’in kulakları çınlasın) türünden bir şarkı bana göre…“İtiraf”ta da Doğan’ın Teoman gibi söylediğini hissettim.

Özetlersek Redd güzel işler yapmaya devam ediyor. Bu topraklarda onlara ihtiyaç var. Albümü mutlaka sevenler ve sevmeyenler olacaktır. Belki içinde ilk kez bu kadar aşkla ilgili şarkı olduğundan klasik Redd dinleyicisi tarafından ilk etapta sorgulanacaktır. Ancak müzikalite açısından beni tatmin etti. Diskografi içerisinde ise 21 ve Kirli Suyunda Parıltılar’dan sonra gelecek benim için…

Tags: , ,

İlginizi Çekebilir

BBI YERLİ #24 | “Atari Kasedi”
Sadece Müzik Kitapları Basacak Olan Bir Yayınevi: “KARA PLAK YAYINLARI”

Yazar

Bize Katıl!