EP | Seretan – “Live In Dreams”

İncelemeYerli Sahne

EP formatını seviyorum, ancak iyisine denk gelmek zor. EP, yani kısaçalar, albüme göre kısa ve özdür, dağılmaya müsait etmez.  Bütünlük kaybolduğu anda belirsizliğe yuvarlanır ve (çoğu sanatçı için akabinde gelen) albümlerin ihtişamının yanında unutulur gider. Bir kısaçaların etkili olması için gerekli olan yoğunluğa sahip sanatçılar arasında en başarılı bulduğum FKA Twigs. Üç kısa, bir uzunçalar sahibi Twigs’in tüm kısaçalarları baştan sona tek parça halinde dinlenilmesi gereken eserlerdir bana göre. Albümü LP1’ı ise başta sona aynı keyifle hiç dinleyemedim. Nasıl edebiyatta roman yazarılığı veya hikaye yazarılığı daha güçlü yazarlara rastlıyorsak, belki bu durum müzisyenler ve kayıt formatları için de geçerlidir. Ben hala FKA Twigs’in “M3LL155X”‘ü üzerine düşüne durayım, bereket, bir başarılı kısaçalar daha var son zamanlarda dinlediğim: Özcan Ertek‘in Seretan projesiyle yayınladığı ilk kısaçaları “Live In Dreams”.

“Live In Dreams” üzerine çok şey söylenebilecek, yoğun bir kısaçalar. Kolay lokma değil, her dinlemede farklı özelliklerini belli edecek şarkılara sahip. Müziğini yarattığı kadar keşfetmiş de Ertek. “Live In Dreams” ayak değmemiş ses alemlerine yapılmış bir kefiş gezisi gibi. Elektronik müziği, tüm potansiyeline  rağmen, gitgide daha alışıldık ve tekdüzeleşmiş duyduğumuz özellikle şu günlerde, “Live In Dreams” benzersiz tını ve dokularıyla müzikte artık herşeyin denenmiş olduğu görüşünü sorgulatıyor. Ve tüm deneyselliğine rağmen ulaşılabilir, pekâlâ da dans edilebilir bir iş olmayı başarıyor.

İçinde dört parça bulunduran “Live In Dreams” sert tonlarla başlayıp sona doğru yumuşuyor. Parçaların ortak yanı, bireysel öğelerin harmoni, melodi ve ritim ayrımı tanımadan birlikte tınlaması. Açılış parçası “The Open Door” her sesin gürültü, her gürültünün de müzik olduğu bir duruma sahip. Sanki diğer öğeler arasına tesadüf eseri karışmış gibi duyulan birçok ses, tek seferde etkisini tamamlıyor ve yerini başka bir sese veriyor. Kısaçalara ismini veren “Live In Dreams”‘in ise fiziksel yanı ön planda. Ancak bu fiziksellik, vücutta hissedilme durumunun yanı sıra farklı şekillere sahip cisimlerin hareketlerinin, maddesel olayların göz önüne gelmesiyle de ilişkili. Yine bu fizikselliği içinde barındıran, favorim “Ghost In My Head”‘de eksen çevresinde dönen bir cismin havayı itmesiyle oluşan sese benzer bir ses ana motif. “It’s Still You” albümün en sakin ve sade parçası. Usulca bitiriyor kısaçaları. “It’s Still You”‘yu doku bakımından harika bulmama rağmen, keşke kendinden önce gelen ve birbirine oldukça yakın olan diğer parçalara  bağlantı noktası daha duyulabilir olsaydı, diye düşünmeden edemedim.

Seretan’ın bu ilk işinden sonra gelecekleri iki anlamda merak ediyorum.

1: Karşıma daha ne keşifler çıkacak? Ertek enstrüman da icat ediyormuş; kendisi müzikal ifadenin sınırlarını genişletmeye kararlı gibi.

2: Yayın formatı. Gerçekten merak ediyorum, sevgili okur. Single ve albüm yapımı arasındaki fark çok aşikar, ama bence kısaçalar da hak ettiği itibarı vermek lazım.

 

Tags: , , ,

İlginizi Çekebilir

Burcu Tatlıses – “Sevgi, ağacın gölgesinde kalsa da…”
BBI YERLİ #25 | “EKİN”

Yazar

Bize Katıl!