Godfather of Harlem: Mafyalar içinde buldum seni müzik!

Sinema/TV

Normalde mafya film veya dizileri beni çok sarmaz ama ne zaman işin içine müzik girer işte o zaman durum değişir. Bu tip bir durumu Epix’in yapımı Godfather of Harlem ile yaşadım. Gerçek olaylardan esinlenilmiş olmasının yanı sıra işin içinde kurgusal da olsa müzik olunca ilgimi çekti ve pişman etmedi.

Dizi 2007’de Ridley Scott’ın yönettiği American Ganster filminin öncesini konu alıyor (Ridley Scott Godfather of Harlem’in de yapımcı kadrosunda). Harlem’in babalarından Ellsworth Raymond Johnson (Forest Whitaker) nam-ı değer Bumpy Johnson’ın 1963 yılında Alcatraz Hapishanesinden çıkışı ile başlıyor. Bumpy Johnson diğer mafya liderlerini ispiyonlamadığı için eroin satmaktan dolayı 11 yıl içeride yatmış. Tabi klasik hapishaneden çıkıp mahallesine döndüğünde bazı şeyler eskisi gibi kalmamış. Bu süre içerisinde İtalyan mafyasından vekaleten iş başında olan Vincent “Chin” Gigante (Vincent D’Onofrio) Harlem’i sahiplenmiş. Tabi ki bu Bumpy Johnson’ın hoşuna gitmiyor ve diğer İtalyan mafya liderlerininde suyuna giderek mahallesini geri almaya çalışıyor ve olaylar gelişiyor.

Dizi de Malcom X’ten, Martin Luther King’in meşhur “I have a dream” konuşmasına, hatta bir bölümünde o zamanların Cassius Clay’ine kadar bir çok hikaye var.

Dizinin içindeki hikayelerden biri de Vincent “Chin” Gigante’nin kızı Stella Gigante’nin (Lucy Fry) Afroamerikalı bir şarkıcıyla yasak aşk yaşaması. Malum o yıllarda böyle şeyler yasaktan da öte doğrudan ölüm sebebiydi. Bir de mafya lideri kızıysan sevgilini/kocanı seçme şansın daha düşüktü. Hal böyle olunca dizinin içinde paralel güzel bir hikayeyi de takip ediyoruz. Stella daha çok Afroamerikalıların müzik mekanlarında takılıyor ve Teddy Greene (Kelvin Harrison Jr.) ile o şekilde tanışıyor. Dizi de Teddy Greene kurgusal karakterlerden biri. Öyle olmasa çok daha güzel olabilirmiş lakin pek her zaman dinlemediğim bir tür de olsa arkadaşın müzikleri baya iyi. Kendi bestelerini yapıp, bir şekilde ünlü olma derdinde arkadaşımız. Nitekim de sesi ile tarihi Apollo’ya çıkacak kadar yükseliyor. Bu süreçte mafya ile yaşadıkları, plak şirketlerinin mafya ile bağlantıları gibi konulara da teyet geçiyorlar.

Dizinin bir güzel kısmı da introsu. Sadece animasyonu değil Swizz Beatz, Rick Ross, DMX‘in Just in Case şarkısı da baya güzel.

Son olarak da dizinin soundtrack albümünü de paylaşmadan edemeyeceğim. Dediğim gibi pek fazla dinlediğim bir tür olmamasına rağmen baya loopa alıp uzunca dinlemişliğim oldu.

Kendime not: Bu dizinin jeneriğini sonra düşününce jeneriklerle ilgili ikinci bir yazı yazmam gerekiyor.

Tags: , , , , , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

“Yeni Yerli” isimlerle Babylon’da bir araya geliyoruz
Sapan’dan tanıdığımız Vincent Baykal Ada’dan yeni tekli

Yazar

Bize Katıl!