Dönüş Yolunun Vardığı Noktadır “Dredg”

Oradaydık

Ankara’daki sevimsiz ve gri renklere bulanmış olarak geçen 6 ayımdan bahsetmeyi elbette istemiyorum ama oradaki bir takım zorlukların ardından bana nasıl bir dönüş hâyâl ediyorsun deselerdi şımarıkça bir çok şeyi arzuladığımı söylerdim. Söylemedim mi sanıyorsun? Söyledim. Mesela evdekiler aradığında “bana patates püresi yapın!” dedim. Yetmedi üzerine bir de kumlu ve içinde herhangi bir plastik nesne çıkmayan ıspanak da istedim. Hakkımdır dedim! Hakkım değil mi? Odamı çok özledim. “Bırakın dağınık kalsın, disiplinsizlik içerisinde boğulalım” dedim. Bu haklı ve yazmadığım absürd isteklerimin tabi ki müzik kanadında da büyük arzular vardı. Eve ilk adımımı attığımda gidip bas gitar sapı öpmüşlüğüm var. Size yalan söylesem kendimi kandırırım. Neden yalan söyleyeyim? Yaptım! Evet!

Kışladaki ankesörlü telefonlar umudumdu. Evet! Cep telefonu kullanmayanlardandım. İletişimi sadece mektup ve ankesörlü telefondan sağladım. Bir nevi yaşam alanı oluşturma çabası. Sürekli aradım. Oralarda (buralarda) neler oluyor diye sordum. Kısa kısa bilgiler aldım. Dışarıdan içeriye soktuğum müzik dergilerinden güncel meseleleri takip etmeye çalıştım. Kesin dinlemeliyim diye not ettiğim bir sürü grup veya proje ile defterimi doldurdum. Bir Baba Indie adına paylaşacaklarımı da ayrıca not ettim. Sivil hayata geçince zaman konusunda biraz adaptasyon sorunu yaşadığım için henüz notlarıma dönüp bakamadım ama uzun vadede bu notlardan bir şeyler çıkartacağım.

Velhasıl kelam, umudumuz olan ankesörlü telefonlarda aldığım güzel haberlerden biri “dredg geliyor!” idi! Tarih ise 25 Nisan’dı. Tam da ben dönmüşken oradaydı. Daha özel ve güzel ne olabilirdi ki? Dredg başmbaşkaydı. Sevdiğim bir çok grup, müzisyen var ama Dredg başkaydı. Biliyorum benim için geldiler. Öyle de iyi insanlar. Sağolsunlar! Her ne kadar bana arkadaşım aracılığı ile imzalı CD gönderseler de Brazzaville gibi ben oradayken gelmediler buraya. Kırgın mıyım? Asla! İmzalı CD için teşekkürü bizzat edeceğim sevgili David’e!

Konseri merak ediyorsunuz yazacağım ama şunu bilin ki benim hoş geldinim dredg‘dir. Hoş gelmiş bir adamdan ne bekliyorsunuz bilmiyorum ama öyle günlüğüme düştüğüm notlar gibi yazıyorum. Konserden önce bana doğum günü hediyesi olarak bileti almış arkadaşım ile Beşiktaş, Çarşı’da bir şeyler içtik ve sonra Dolmabahçe’den sakin adımlarla konser alanına kadar yürüdük. Uyku problemimi aşamamış olmanın verdiği yorgunluğa rağmen direnmem gereken bir konsere kendimi iyi hazırlamam lazımdı.

Saat 22:00 civarıda grup henüz sahnede değildi. Ortada şapkalı bir adam DJ’e eşlik ediyordu. Eğlenceli bir ağbiydi! Çaldıkları son şarkılardan biri The Mars Volta‘ydı. “Vay be!” diyerek şöyle bir diriltti bizi. Sonra tek tek gelmeye başladı sevgili Dredg üyeleri. Drew, Gavin, Dino, Mark… Önceki konserden beri görmemiştim; doğallıkla! Nasıl da özlemişim. Drew saçlarını biraz kısaltmış, biraz daha ağırlaşmış gibiydi. Önceki konserde synth-bass’ı vardı bu konserde sadece Musicman’ı ile yer aldı. Yoksa var mıydı? Neyse, ben göremedim! Mark, aynıydı. Hiç değişmemiş. Şapkası ve yere sabit vücut, oynak vücut ile kendi içinde karmaşa yaşıyordu. -zıpla be adam!- Dino ise yine o atleti çıkartacağı zamanı bekliyordu. Konseri birlikte izlediğimiz Bir Baba Indie yazarları Cihad, Anıl ve sevgili grup arkadaşım ve ötesinde kardeşim Eren ile kesin bir karar verdik. Dredg konserine kız arkadaş ile gelinmez. Dino tüm karizmamızı ve benliğimize zarar veriyor. Özgüvenimiz yerle bir! Neyse, bunu geçelim! Haha! Gavin ise biraz zayıflamış. Biraz daha fazla gitar kullanmaya başlamış. Zirâ, fark etmedik sanmasın hâlâ şarkılarda detone olmalar, ritmi kaçırmaları falan var. Tabiî kusurluluğu savunan biri olarak bu beni sarstı mı? Hayır! Niyetim gördüğümü, dinlediğimi yazmak.

Gelmeyenler. Merak ediyorsunuz, söyleyeyim. En güzel şarkıların hepsini çaldılar ama yine Yatahaze‘yi çalmadılar. Çalmıyorlar! Sebebini bilmiyoruz. Üzgün ve kırgınız. Diğer yandan ilk konser ile kıyasladığımda katbekat iyilerdi. Geçen konserde ciddi bir sound problemi yaşamışlardı. Konser alanlarındaki ses sistemlerinin ve ses mühendislerinin katkısını anladığımız bir konser oldu. Dredg’in bazı yerlerde aşırı efekt kullanımlarından dolayı seslerin patladığı yerler oldu ama kesinlikle kusursuza yakın geldi sesler. Bu yüzden keyifli bir dinleme içerisinde bulduk kendimizi.

Konser hakkında çok bilgi veremedim sanırım adaptasyon sorunuma verin lütfen! Konser anında epey duygusal anlar yaşayan bir adamdan ne beklenir ki? Affınıza sığınarak yazıyı Bir Baba Indie’nin konserdeki fotoğraf, video paylaşımları ile noktalayalım.

Sen gel Dredg! Biz hep olduğun yerdeyiz!

Dredg – Ode The Sun @ Küçükçiftlik Park / 25.04.2014 from Bir Baba Indie on Vimeo.

 

Tags: ,

İlginizi Çekebilir

VİDEO | WYE OAK – “GLORY”
YENİ | KASABIAN – “EEZ-EH”

Yazar

Bize Katıl!