90’lardan kalma bir şarkı gibi: Serin

HaberİncelemeYerli Sahne

Melih Balta, Cansu Saraç, Meltem Balta ve Emre Ergün’den oluşan Serin, 2015 senesinden beri bir arada olsa da biz kendilerini mart ayı başında İstanbul Blue Night Records projesi kapsamında Sony Music etiketiyle yayınladıkları “İyi Gelir Mi?” single’ı ile ilk defa dinleme şansı bulmuştuk. Tabii zamanında The Climb ile kalbimizi çalan Melih Balta’nın yeni bir grup kurduğunun, yakın zamanda bir albüm yayınlayacaklarının dedikodusu bir süredir ortamlarda dolaşıyordu.

90’ları ve 2000’leri yaşamış çoğu müzik meraklısı gibi benim için de Melih Balta, The Climb başta olmak üzere bugüne kadar dahil olduğu projeler (Neyse, Hücumkedi) sayesinde kredisi yüksek olan, yeni projelerini her zaman ilgiyle inceleyeceğim isimlerden biri. Serin’e ilk etapta pozitif ayrımcılıkla yaklaşmamın başlıca sebebi de Melih Balta’nın projede yer almasıydı; fakat “Tesadüf” EP’sinin beklentilerimi boşa çıkarmayan bir takım çalışması olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

İlk olarak 2 Mart’ta yayınlanan “İyi Gelir Mi?” single’ına kulak kabarttığım halde yakın zamanda yayınlanacak diğer parçaları da dinlemeden Serin hakkında yorum yapmak için erken olduğunu düşündüm. Bizi fazla bekletmeden, 20 Nisan itibarıyla Serin’in 5 parçadan oluşan “Tesadüf” adlı EP’si WBW Records & 25 Yapım etiketiyle dijital platformlardaki yerini aldı. 20 Nisan gecesi Spotify’a düşer düşmez dinlemeye başladığım albümün ilk parçası “Densiz”i sabaha kadar kim bilir kaç defa dinledim, sözlerini ezberledim. Şarkının samimiyeti ve direkt üslubu etkileyiciydi, son dönemde pek sık rastlamadığım bir ifade gücü barındırıyordu. Minimal, yalın, akılda kalıcı, şahsi meselelerden beslenen… Belki de pek çok şarkı yazarının ulaşmak isteyip de elde edemediği bir üslup yakalamış Serin bu parçada. Muhtemelen işin hikmeti en iyi bildiği şeyi en iyi bildiği yolla anlatmasında.

Cansu Saraç (vokal / gitar) ve Meltem Balta‘nın (bas gitar / geri vokal) şarkı yazarlığını üstlendiği grup, düzenlemeleri ise Emre Ergün’ün (davul) katılımıyla hep birlikte gerçekleştiriyor. Albümün prodüktörlüğünü ise yazının bu noktasına kadar bolca ismini andığımız Melih Balta (gitar / geri vokal) üstlenmiş. Albümün davul kayıtları Pür Müzik İstanbul‘da; gitar, vokal ve perküsyon kayıtları ve miksi ise Stüdyo HK’de Aziz Berk Erten tarafından gerçekleştirilmiş. Mastering ise Babajim İstanbul Studios‘dan Güven Ersoysal‘ın imzasını taşıyor. Prodüksiyon anlamında yine son dönemde yayınlanan albümlerde mumla aradığım iki temel özelliği de bileğinin hakkıyla kotarmış Serin. Birincisi albümdeki tüm şarkılar birbirinin aynı tınlamıyor, birbirinden ayrı beş parça dinlediğimizi hissedebiliyoruz. İkincisi de beş parçanın sound anlamında muazzam bir tutarlılığı var. “Densiz” ile yüksek bir başlangıç yapan albümün özenli şarkı sıralaması dinleyiciyi albümün sonuna kadar elinde tutmayı bildiği gibi kapanışta doğru bir biçimde konumlandırılmış “Nefes” ile tempoyu düşürerek azat etmeyi de biliyor.

Melih Balta dışındaki diğer üyelerini Serin ile ilk defa tanıma fırsatı bulduğum grupta Cansu Saraç’ın duygusunu iletebilen, yerinde vurgularıyla yormayan vokaline bir parantez açmadan geçmek istemem. İlk profesyonel projesi olmasına rağmen üstlendiği vokallerin altından kalkmış. Cansu’nun vokallerdeki başarısının da Serin’in yolunu açacak bir faktör olacağını düşünüyorum.

Albümü dinlemeye başladığımda ilk iki şarkı da bana 90’larda sevdiğim Türkçe rock gruplarını anımsatmıştı. Albüme ismini veren, “Tesadüf” adlı üçüncü parçaya geldiğimde şarkının ilk mısrası izlenimimi doğruladı: “90’lardan kalma bir şarkı gibi, tanıdık senin ismin.” Serin şarkıları da 90’ların Türkçe rock parçalarına aşina olanlara tanıdık gelecek tabir-i caizse old school tınlayan hikayeler, kelimeler ve hatta melodilerle dolu. Kafiyeye fazlaca yaslanan şarkı sözleri zaman zaman hakikaten de 90’larda yayınlanmış bir albümü dinlediğiniz hissini uyandırabiliyor. Bu bağlamda günümüzün muzip ve gündelik dilden beslenen şarkı sözleriyle şekillenen popüler ifade biçiminden biraz uzak bulduğum nahif söz yazımı Serin’in alametifarikası diyebilirim. İçimdeki yenilik ve orijinallik arayışını tatmin eden bir albüm olmasa da başka bir özlemi tatmin etmeye muktedir olduğu şüphesiz. İlk gençliğime dair, özlediğim bir üslubu 2018 senesinde yeniden, özenle işlemiş Serin. Şu sıralar 90’lardan kalma bir şarkının tanıdıklığına hasretseniz size de iyi gelebilir.

Tags: , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Palmiyeler Albüm Öncesinde Daha “Derine” İniyor!
Cennet Bahçesi Ücretsiz Halk Festivali Haziran’da!

Yazar

Bize Katıl!