10 Soru 1 Playlist | Harun İzer

10 Soru 1 Playlist

10 Soru 1 Playlist röportaj serisinin ikinci konuğu İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer oldu. Aynı zamanda radyo programcılığı ve DJ’lik ile de iştigal eden Harun İzer, kendi müzik dinleme tarihinden kesitleri bizlerle paylaştı. Anlattığı hikayelerin baş aktörü olan şarkılardan oluşan playlist ise cabası!

Vakti zamanında Walkman’de en çok dinlediğin kaset?

AC/DC – Blow Up Your Video albümü. Aklıma geldiğinde baktım, 1988’de çıkmış, daha ortaokula yeni başlamıştım sanırım. AC/DC’yi ilk dinleyişimdi, albümün her bir şarkısına hasta olduğumu hatırlıyorum. Bir de o zamanlar elimize geçen müzik çok daha az, hem bulamamaktan hem de öğrencilikten. Dolayısıyla hazine değerinde bir albümdü bu benim için. Grubun herhalde en ünlü albümü sayılabilecek Thunderstruck’tan bir önceki albümleridir.

Discman’de en çok dinlediğin CD?

Bunun için aslında birkaç CD saymam daha doğru olur. İlk aklıma gelenler U2 – Achtung Baby, The Cure – Mixed Up ve The Orb – Adventures Beyond The Ultraworld. U2’yu abim getirmişti, çok beğenince ben üstüne oturmuş olmalıyım, bir ara durmadan dinliyordum. The Cure’u bir arkadaşımdan duyup almıştım sanırım, o da ilk gençlik yıllarımızın melankoli bombasıydı, her yerde dinlerdik. The Orb’u biraz daha geç almıştım aslında, ilk çıktığı gibi değildi. Ama hepsi yaklaşık 1990-1991 albümleri. Ah bir de unutmadan, DRI’ın Thrash Zone albümü tabii! Onu da deli gibi dinlerdim, yıl 1989.

Müziklerine tutkun olduğun bir dönem veya coğrafya var mı?

Coğrafya olarak Güney Amerika, 3-4 yıldır Güney Amerika’dan çıkan digital cumbia denilen tarzdaki müziklere sarmam ile başladı bu, sonra özellikle Bandcamp sayesinde o kıtadan neredeyse her tür müziğe yayıldım. Hani Türkiye eski dünyanın kültürel beşiği gibi bir noktada deriz ya hep, Güney Amerika müziği de böyle, çok farklı kültürlerin etkilerini içeriyor. Dönemsel olarak da yine son yıllarda 70’lerde özellikle Kuzey Amerika’daki underground disko müziklerine çok takılmış durumdayım. Bee Gees, Donna Summer, Chic gibi birtakım beylik isimlerin ötesinde, unutulmuş ve gizli kalmış muhteşem güzellikte bir sürü parça var keşfedilmesi gereken. Ayrıca o dönemde henüz bilgisayarlar da olmadığı için işin içinde gerçek müzisyenlik de var!

Plak koleksiyonunun vazgeçilmez parçaları?

Artık çok dinlemesem de, Dead Can Dance – Toward The Within albümü. Grup, 1996 yılında İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olmuştu ve büyük bir heyecanla dinlediğim konser sonrasında almıştım bu plağı. Bir nevi Amerika’nın Kardeş Türküler’i sayılabilir bu ekip, farklı kültür ve coğrafyalardan müzikleri başarıyla harmanlayıp seslendirebiliyorlar. Bunca yıl içerisinde elimde tutup koruduğum bir plak, yani hiçbir plağa karşı aşırı bir bağlılığım yok ama bu benim için yeri biraz daha özel olanlardan. Bunun yanına bir de Bill Evans’ın 1968 yılında ikinci Montreux Caz Festivali’nde verdiği konserin kaydı olan At The Montreux Jazz Festival ve aile yadigarı diyebileceğim Ruhi Su plaklarını da ekleyebilirim.

Sana çocukluğunu hatırlatan bir şarkı?

Jean-Michel Jarre – Magnetic Fields IV. Aslında bu şarkıyı ilk Jarre’dan dinlememiştim, Commodore 64’te bir oyunun yüklenmesi sırasında çalan müziklerden biriydi. Yıllar sonra aslında Jean-Michel Jarre’a ait olduğunu fark ettim. Oyunu da hatırlayamıyordum, şimdi Youtube’tan bakınca buldum. Yie Ar Kung Fu diye ünlü bir dövüş oyunu vardı, onun açılış kısmındaki müzikmiş.

Ne varsa eskilerde mi var yoksa hep yeni keşifler peşinde koşmak mı?

Hep yeni keşifler peşinde koşmak! Eskilerde çok güzel şeyler var ama onları zaten canım çektiğinde, istediğimde tekrar dinliyorum. Ama müzik nereye gidiyor, yeni neler çıkıyor takip etmek benim için vazgeçilmez bir tutku desem yalan olmaz. Bir de dinlerken uçlarda gezinmeyi, dinleyince beni şaşırtacak, afallatacak, garip hissettirecek, hatta sinirlendirecek (!) yeni bir şeyler bulmayı her zaman çok severim.

Aklını başından alan ilk grup/müzisyen?

Sanıyorum Mozaik olmalı. Daha ilkokulda falanım sanırım, ailemle bir akşam tiyatroya gitmiştik, hangi oyundu hatırlamıyorum ama oyunda çalan müzikler Mozaik grubuna aitti. Hatta çıkışta grubun kasetleri satılıyordu ve heyecanla bizimkilere albümü aldırmıştım.

Müzik dinlemek için tercih ettiğin kulaklık?

Sokakta Shure SE 215, evde Beyerdynamic DT 880, DJ kabininde Sennheiser HD25.

Konserde canlı izlemek mi yoksa evinde kayıttan dinlemek mi?

Bu soruyu bana sormadınız herhalde diye düşünüyorum! Tabii ki konserde canlı izlemek. Konser albümlerini de genelde pek sevmem doğrusu.

Her dinlediğinde gözlerinin dolduğu bir şarkı var mı?

Pixies – Here Comes Your Man. Sebebini bilmiyorum ama hep bir kalbimi parçalar, düşününce bile.

*Serinin diğer röportaj ve playlist’lerine göz atmak için buradan buyurun.

Tags: , , ,

İlginizi Çekebilir

Akbank Caz Festivali 17 Ekim’de başlıyor
Zorlu PSM’den 5. yılına özel indirim

Yazar

Bize Katıl!