BBI YERLİ #25 | “EKİN”

BBI Yerli

Adınız (Projenizin veya sizin) ?
Ekin

Müziğe başlama tarihiniz?
Kendi ismimle şarkı yazmaya 2010 yılının sonlarında başladım.

Müzik tarzınız?
Sanırım en cevap vermekte zorlandığım soru bu. Genelde iletişim kurduğum kişilere göre değişiyor. Soruya genel olarak cevap vermekten kaçınıyorum, çok sıkışırsam “Rock” anabaşlığı ile geçiştirip soruyu soran kişi veya kişilerden albümümü ve yaptığım işlerin örneklerini dinlemelerini rica ediyorum. Orkestra ile çalıyorsak Klasik, Alternatif ve Post Rock öğelerini içeren farklı soundları birleştiriyorum, Solo veya eşlikle çalıyorsam Akustik Ambient versiyonlarla çalıyorum.

Sahnede size eşlik eden grup üyeleri kimlerden oluşuyor ve görevleri nelerdir?
Performanslarda Elektrik/Akustik Gitar/Vokal. Besteleme sürecinden profesyonel kayıta veya icraaya kadar olan müziklerin ve sözlerin tamamını gücüm ve bilgim dahilinde ben yazmaya çalışıyorum. Kayıt veya icraa zamanında beraber çalıştığımız müzisyen dostlara göre parçalar şekilleniyor.

Kendinize ait veya dahil olduğunuz başka projeler var mı?
Sözlü müziğin yanı sıra Elektronik altyapılı veya Akustik altyapılı tematik eserlerde üretiyorum. Bunları genelde “Ekin” projesinin içine dahil etmiyorum, ileride kendi oluşturabileceğim veya sonradan dahil olabileceğim projeler için saklıyorum.

Bugüne kadar nerelerde konser verdiniz? Bu mekanlara 5 üzerinden kaç puan verirsiniz?
“Ekin” olarak orkestra ile beraber henüz sahne alma fırsatı bulamadım ama Solo veya bir eşlik ile daha önce bahsettiğim Akustik tarzda performans yaptım.

  • Tunnel Sahne 2.5/5
  • Shaft 4/5

Sahne aldığınız mekanlarda teknik olarak eksik bulduğunuz şeyler nelerdi?
Daha öncesinde başka gruplarla birlikte cover yaptığım dönemlerde pek çok yerde sahne aldım. Eskiden mekanlar ses sistemlerine yatırım yapmak istemezlerdi, bu daha sonra seyirciye dönük ses sistemlerini iyileştirerek sonrada sahne içi sistemi yenileyerek epey düzeltildi (hala daha açıldığı gün kurdukları ses sistemini ısrarla kullanmaya çalışan işletmelerin sayısı da az değil.) Şu an piyasada hizmet veren mekanların en büyük sorunu Akustik düzenleme eksikliği (mekanın ortasından yükselen kolonlar, ses dağılımı ve sahneyi görmeye izin vermeyen mekan düzenlemeleri) ve mekanların ya kendi bünyelerinde kendi sistemlerini ve mekanlarını tanıyan Ses Mühendislerini bulundurmamaları ya da bu sistemle ilgilenen arkadaşların bu konuda yetkin olmaması.

Sahne aldığınız mekanlarda mental olarak eksik bulduğunuz şeyler nelerdir?
Mekanlarda kemikleşmiş ve düzenli olarak sahne alan gruplar haricinde çalan/çıkarılan gruplar genelde ya ödeme alamaz ya da bir şekilde “Hiç nakit satış yapmamışız, yeterince müşteri gelmedi, gelenler içmedi” vb. bahanelerle geçiştirilirler. Tabii bunun yanı sıra mekanların “Siz daha amatörsünüz, gidecek çok yolunuz var, size sahne verdik, imkan verdik ya daha ne istiyorsunuz?” vb. bir tavırla bazen 2 bira ısmarlayarak bazen onun bile ücretinin yarısını alarak çaldırdıkları oluyor. Tabii ki yeni başlayan veya deneyim kazanmak isteyen İsim/Gruplar için bu tür durumlar olağan olsada eğer siz bir hizmet veriyorsanız ve O hizmetiniz üzerinden para kazanılıyorsa sizinde hakkınız ödenmeli diye düşünüyorum. Tabii ki pek çok mekan “bedavaya ve hatta üstüne para verip çalmaya hazır” gruplar bulmaya devam ettiği sürece bu tavırlarını sürdürecek ve bunu meslek olarak yapmak isteyen, buradan hayatını kazanmak isteyen kişileri de baltalamaya devam edecektir. Bizde zaman zaman benzer durumlara boyun eğmek durumunda kalıyoruz.

Kendinizi en yakın bulduğunuz sahne hangisi? Neden?
Bunu hangi mekanda sahne almak isterdiniz olarak yanıtlayayım. Dorock XL, çünkü yeni açılan mekanlar arasında en beğendiklerimden. Ses sistemi ve konser alanı gayet iyi. Orada güzel bir kalabalığın karşısında olmak isterdim.

Projenizi sahneye taşımak için uğraşlarınızdan ve hangi aşamada olduğundan bahseder misiniz?
Orkestral düzende benimle çalacak müzisyen dostlar bulmakta oldukça sıkıntı çektiğim için yakın zamanda tekrar Solo veya eşlikle beraber Akustik performanslara devam etmeyi istiyorum. Altyapıları tekrar düzenleme aşamasındayım, yakın zamanda biter ve başlarım diye umuyorum.

Hedef kitleniz var mı?
Hayır, hiç bu konu üzerinde düşünmedim.

Projenize yönelik kehanette bulunabilir misiniz? Sahne almaya başladıktan sonra nerelere geleceğini tahmin ediyorsunuz?
Türkiye gibi sanat tüketiminin sınırlı olduğu bir ülkede bu şekilde bir kehanette bulunabilmek, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı durumları ve geleceğindeki belirsizlikleri de hesaba katarsak imkansız gibi.

Projeniz bir beste grubuysa ve mekanlar ya da organizatörler sizden cover çalmanızı isterse ne tepki verirsiniz?
Çaldığım bazı şarkılar var. Hangi şarkıları istediklerine, performansın ne kadarını bu yönde istediklerine göre değişir ama muhtemelen böyle bir istekte bulunsalarda tatmin olacaklarını zannetmiyorum çünkü ben cover yaptığım zaman şarkıları kendime çekerek çalıyorum. Genellikle insanlar çaldığım coverları da benim şarkım zannediyor, bu yüzden çalmadan önce başkasına ait olduğunu, grup ismini ve şarkı ismini belirtiyorum. Örnek vermek gerekirse 16 şarkılık bir Setlistte 2 şarkı cover olabiliyor, bunun haricinde performansımın yarısını bu şekilde yapmamı isterlerse yapmam/yapamam, bir başkasının şarkısını düzenleyecek vaktim ve motivasyonum yok. Kendime yakınsa ben zaten çalıyorumdur.

Sahne programınız hazır ise sonraki aşamada mekanlara ulaşmak için hangi yolları izlediniz? Bu uğraşlarınız başarıya ulaştı mı?
“Booking” diye tabir edilen, mekanlarla beraber çalışan insanlara ulaşarak sahne ayarlamaya çalışıyorum.

Kaç adet besteniz var? Bu bestelerin kaç tanesi yarın konser olsa çalınabilir düzeyde?
Yaklaşık 40 kadar var, bunların 20 tanesi formata göre değişkenlik göstererek Akustik/Orkestral halde çalınabilir düzeyde.

Müziğiniz ve sözleriniz tasarımsal olarak neyi ifade ediyor?
Yalnızlık, toplumdan ayrışma, bireysel arayış, aşk, depresyon, kaybedilenlere ağıt, anlık rahatlamalar, kimi zaman hızlı geçirilmiş bir gece, kimi zaman sadece O an akıldan geçenler, kişisel farkındalık, bazen o an içini acıtmış toplumsal bir travma, bazen kaçıp gitme isteği.

Cover çalmaya bakış açınız nedir? Cover hakkında çalıyor olun ya da olmayın bakış açınız nedir?
Müzikalite anlamında daha gelişmiş ülkelerde cover algısı ile bizdeki algı birbirinden çok farklı. Cover denen olguyu iki kısıma ayırabiliriz.
1- Şarkıyı olduğu gibi notası notasına veya kabaca uydurarak aynısını çalmak
2-Şarkıyı grubun/kişinin kendi filtresinden, kendi tarzından tekrar geçirerek tekrar düzenleyerek çalmak.

Bizde genelde 1. olan geçerli (ya da 1.5) ama 2. çok çok nadir. Benim bakış açıma göre cover denildiği zaman olması gereken 2. seçenektir. Bu olgununda, algınında bizde gelişmemiş olmasının yine 2 sebebi var.

1- Dinleyicinin yeniliklere kapalı olması. Şarkıları (grupların kendi şarkıları da olmak üzere) hep birebir aynı şekilde duymak istemesi.
2- Grupların düzenleme konusunda yeterince bilgili olmaması veya 1. sebepten ötürü ticari/popülerite amacı gütmesi.

Dinleyici de, müzisyenler de daha cesur olmalı. Korkmayın Müzik kimseyi öldürmez! En fazla dinlediğinizi beğenmezsiniz.

Kaydettiğiniz single, ep veya albüm var mı? Varsa bu kayıt aşamalarında yaşadıklarından kısaca bahsedebilir misiniz?
Kısaca anlatmak zor ama özetlemeye çalışayım. Elimde olan bestelerden güvendiğim 4 tanesini evde kendi imkanlarımla demo olarak kaydettim. Sonra fikrini danışmak üzere Cenk Erdoğan‘a gittim. Albüm için beraber çalışmaya karar verdik, daha sonra elimdeki diğer bestelerin plot kayıtlarından şarkı seçtik. Post-prodüksiyon diye tabir ettiğimiz kayıt öncesi döneminde şarkılar Cenk Erdoğan tarafından yeniden aranje edildi. Ardından Hayyam Stüdyolarında Bass gitarda Murat Çopur, Davulda Ekin Cengizkan, Elektrik Gitarda Cenk Erdoğan olmak üzere şarkılar kaydedildi. Aldığımız ham kayıtların miksleri bittikten sonra üzerlerine vokal kayıtlarını alarak tamamladık. Son haline geldiğinde Mastering aşaması için Amerikaya MWM stüdyolarına yolladık. Çeşitli dosya alışverişleri ve revizyonlardan sonra albüm tamamlanmış olarak teslim edildi.

Prova ve kayıt stüdyolarında genel olarak karşılaştığınız olumsuz şeyler nelerdir? Prova ve kayıt stüdyolarından beklentileriniz nelerdir?
Kayıt stüdyosunda herşey neredeyse pürüzsüz geçti diyebilirim. Prova stüdyolarında da yine mekansal ve akustik düzenleme problemleri var. Ekipmanlar her ne kadar yeni veya üst düzey olsa bile bütün gün kullanımdan ötürü çabuk yıpranıyorlar veya geç saatte prova yapmak durumunda kalıyorsanız amfilerden, kolonlardan “şişme” diye tabir ettiğimiz ses boğukluğu sıkıntısı yaşayabiliyorsunuz.

Grubunuzla daha önce müzik yarışmalarına katıldınız mı? Genel hatlarıyla müzik yarışmalarına bakış açınız nedir?
Hayır katılmadım. Son zamanlarda popülerleşen müzik/yetenek yarışmalarının hem müziğe hemde belki gelecekteki bu işi yapacak insanlara oldukça zarar verdiğine inanıyorum. Ayrıca son derece gereksiz buluyorum, şimdiye kadar bu yarışmalardan gerçek anlamda fayda sağlayıp müzik yaşantısına devam eden kimseyi de görmedim.

Sırasıyla Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler – Diğer kişi/kişilerden beklentileri nelerdir?

  • Dinleyicilerden yeni işlere, isimlere ve soundlara daha açık ve daha destek çıkar halde olmalarını bekliyorum. Gruplar/İsimler/Janralar üzerinden fanatiklik yapıp eşi, dostu ve müzisyenleri kırmasınlar. Müzik siz istediğiniz sürece, istediğiniz kadar var, tüketebileceğiniz, bitirebileceğiniz bir formda değildir. Beğenebileceğiniz, her sese, her isme sahip olabilmek varken neden sadece belli tarzlara ve O tarzlardan belirli isimlere gömülüp kalasınız ki? 🙂
  • Mekanlarla alakalı konuşmuştuk aslında O yüzden fazla uzatmayayım. İster Amatör olsun ister Profesyonel, birileri üzerinden para kazanıyorsanız haklarını verin. Ayrıca çıkardıkları isimleri “İnsan Ticareti” yapanlar olarak değil müzisyen olarak görsünler. Tabii ki herkesin bir şekilde kendi dinleyicisi vardır (veya belki olacaktır) ama müzisyenin işi sahneye çıkıp performans yapmak, mekanlara müşteri sağlamak değil.
  • Organizatörler hakkında konuşacak kadar tanıdığım organizatör yok.
  • Müzisyen arkadaşlarda dönemsel akımlara kapılıp başkalarının yaptığı işleri kopya etmesinler. Bunu müzisyen olarak değil dinleyici olarak söylüyorum, bende artık sürekli dönüp duran ve birbirinden ayırt edilemez müziklerden ve altmetni olmayan boş sözlerden sıkıldım.
    Eğer aşırı şanslı değilseniz bu ülkede müzisyen olabilmek, bunu mesleğe çevirebilmek için epey uğraşmış, ter dökmüş olmanız lazım. Bu kadar uğraştığınız işinizi “ekmek sound” peşinde “kanlı takip” yaparak küçültmeyin, elinizi biraz taşın altına koyun.

Müzik blogları ve yazarları üzerindeki izlenimleriz nelerdir? Müzik blogları ve yazarlarına olumlu/olumsuz eleştirileriz nelerdir?
Görünürde çok Müzik Blog’u var gibi durmasına rağmen aslında pek azı aktif veya özgün. En çok karşılaştığım olay birbirinden kopyala/yapıştır haberler veya takip ettikleri yabancı kaynak neresi ise o dilden birebir çeviri. Eğer bir haberi, bir incelemeyi kendin bir araya getirdiğin 2 cümle ile kuramayacaksan, senden bir sonraki Müzik Blogundan tek farkın arkaplan resmin ve yazı fontun ise bu işi yapmaman lazım diye düşünüyorum.

Bir de her yerden “Gruplar Bizimle İletişim Kursun” diye ilan edip sonra sana yazılanlara cevap vermeyeceksen (veya veremeyecek kadar meşguldüysen), kısacık bir yazı ile bile olsa geri dönmeyeceksen bunu yapma, kalbimiz kırılıyor, zaten yaptığımız iş yeterince duygusal ve zor.

Olumsuz bulduğunuz yanlarınız nelerdir? Bu olumsuzlukları içeriden/dışarıdan ise çözüm önerileriniz nelerdir?
Çalacak sabit müzisyen dostlardan oluşan bir orkestra olmaması beni hem performans yapmaktan hem de sabit bir “sound” üzerinde müzik yapmaktan alıkoyuyor.

Sizinle konser, albüm veya herhangi bir şey ile ilgili kiminle, nasıl bağlantıya geçilmeli?
Ekin Topaloğlu – fekint@yahoo.com

Sosyal medya hesaplarınız ve e-posta hesabınız nedir?

Son olarak hangi sorunun size sorulmasını isterdiniz?
Şimdi burada size bir şiirimi okumak istiyorum… ATATÜRK! 

Şaka şaka 🙂 Sorular gayet güzel ve keyifliydi, görüşmek üzere.

– – –

Müzik grubunuzla Bir Baba Indie – Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli. 

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

EP | Seretan – “Live In Dreams”
Bir Baba Indie 13. Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri Adayı!

Yazar

Bize Katıl!