ALBÜM | Grimes – “Art Angels”

Sanatçı İncelemeleri

Konuk Yazar: Halil Cengiz Karakuyu

3 yıllık uzun ve beklenti yaratan bir aranın ardından “Grimes” adıyla bilinen Claire Boucher, 4. Albümü Art Angels”ı geçen hafta piyasaya sürdü. Bir önceki Visions ile patlama yaratıp, piyasada Bjork’un yıllardır oturduğu “garip kadın singer/songwriter” tahtına talip olan Grimes’ı seviyorsanız size kötü bir haberimiz var: Yeni albüme herkes şüphe ile yaklaşıyor.

Visions’da sadece “sos” mahiyetinde bulunan pop öğeleri Art Angels’ın üzerine bolca, hatta abartılı biçimde sıkılmış. Önceden yayımladığı “GO” (sea punk harlem shake) ve “Realiti” şarkıları Grimes’ın “hardcore pop” yapacağını çok önceden belli etmiş ve Jay Z’nin Roc Nation firmasıyla anlaşması da bu yolda ilerlediğinin bir kanıtı gibi görülüp, çılgınlar gibi önyargıya yol açmıştı. Kendi sözleriyle “birer deneme” olarak gördüğü ilk 3 albümünde duyduğumuz darkwave ve witch house havaları gözden kaçmasa da, bol nakaratlı ve 2000’ler pop müziğine selam çakan şarkı yapıları albümde baskın olarak bulunuyor. Kendisini meşhur eden vokal düzenlemeleri ve yaratıcı synthesizer ve sequencer kullanımını yine görebilsek de en önemli değişiklikler enstrüman seçimlerinde ortaya çıkıyor. Bu albümde gitar var.

Albümün kayıt sürecinde gitar çalmayı öğrenen Grimes, enstrümandaki mütevazı yeteneklerini sergilemekten kaçınmıyor. Bu albüm yarı yarıya gitardan güç alıyor. Grimes’ı meşhur eden kompleks ve ses çeşitliliği bol ritm anlayışına bir de gitar eklenmiş. Ama bu yetenek gösterisi dinleyici kitlesinin nazarında duvara toslamış gibi görünüyor.

Çıkalı sadece 1 hafta olmuş olsa da -genel olarak müzik dünyasının şüphe ile yaklaştığı- bu albümde iyi ya da kötü olduğuna karar verilemeyen farklı bir şeyler var. Kendisini ayıla bayıla dinleyen (hatta koltuk altlarının rol çaldığı  fotoğraflarına bile sempati ile yaklaşan) ben bile bu şüphe eden insanlar grubuna dahilim. Yeri geliyor nereye gideceği belli olmayan şarkılardan ve Groove’dan mest oluyorum, yeri geliyor Soundcloud’da herhangi bir 16’lığın k-pop denemelerini duyar gibi oluyorum. 10’lı yıların ilk yarısının şüphesiz en iyilerinden biri olarak görülen Visions ayarında albümler ile çıkış yapıp, büyük bir şirketle anlaşıp bir de uzun bir ara verirseniz, bir sonraki albümde kötü yorumlarla karşılaşmak olasıdır. Zamanında aynı mevzu İngiltere’nin hakiki ve lokal rock yıldızları Stone Roses’ın başına gelmiş, ilk albümün çılgın başarısından sonra 5 yıl ara verip “Second Coming”i çıkarınca ellerinde patlayıp grup dağılmıştı. Second Coming’in başarısı ve güzellliği yıllar sonra dinleyiciler tarafından anlaşıldı. Peki Grimes’ı 20 yıl sonra hatırlayacak mıyız?

Hatırlayabiliriz. Albüm önyargılarınızı kırmaya çalıştığınız sürece o kadar da kötü değil; hatta iyi bir dinleyici olursanız sabahtan beri yalamaktan bir hal olduğum Visions’ı göz ardı edip alışabiliyorsunuz bile. Bu alışma süreci sonrasında sevgiye dönüşür mü bilinmez ama Grimes sindirilmesi zor, çok fazla şey şeyi bir arada yapan ve kulakları zorlayan bir sanatçı. Albümün en iddialısı olmasa da eleştirmenler tarafından en sevilen şarkısı SCREAM’den bahsetmek yeterli olur. Bu sefer vokallerde Grimes yerine Soundcloud’dan bulduğu Tayvanlı, hakiki Çinli Aristophanes adında bir kızımız “Mandarin” rap yapıyor. Şarkı derin karanlıklara girince, albümün ayrıca prodüktör koltuğunda da oturan Grimes o meşhur çığlıklarını atmaya başlıyor. Fifa 17 soundtrack’ine girmezse ayıp olacak türden bir şarkı. Her şeyden önce Mandarin. Şarkı üzerine yüz bin şey yazılabilse de bu kadarı yeterli. Dil sınırının müzikte olmadığına güzel bir kanıt zira Allah’ın çincesi bile şarkı iyiyse karizmatik duyuluyor. Bu şarkının sertliği ve cool havalarından yorulursanız bir öncesindeki “California”da tatlılığı bulabilirsiniz. Albüm ve kendi içerisinde şarkılar da zaten tatlı ve acı arasında gidip geliyor.

Art Angels bir haftadan daha uzun süre dinlenilip üzerine karar verilmesi gereken pop, ama bir o kadar da deneysel (!?) bir albüm. İnsanların bu kadar süre beklediği ve en azından saygı duyduğu bir sanatçıyı hemen istediğimiz türde bir şey sunmadı diye çöpe atmamak lazım. Ben de “Roland Juno‘sunu çaldırdığı için albümün sound’u böyle oldu” diye ağlıyorum. Grimes da karşımda k-pop kızları gibi viyaklıyor hatta albüm boyunca söylediklerine dikkat verirseniz satır aralarından bir kaç şey bile çıkarabiliyorsunuz.

Albümün kapanış cümlesi bütün bu eleştirilere cevap veriyor; “If you’re looking for a dream girl, I’ll never be your dream girl”. Bize de ileride ne yapacağını ve hemen aşağıda dinleyebileceğiniz bu albümün nasıl bir hava yaratacağını beklemek düşüyor.

Let’s wait and keep the faith baby.

Tags: , , , ,

İlginizi Çekebilir

YENİ | Ceylan Ertem’den cover albümü: “YUH!”
Nilipek. Albüm Lansman Konseri (11 Kasım 2015)

Yazar

Bize Katıl!