BBI YERLİ #11 | “Alpha Minus”

BBI Yerli

Grubunuzun Adı?
Alpha Minus

Grubunuz doğum tarihi ve doğum yeri?
2015 Berlin/Almanya

Grubunuzun tarzı?
Electronica / Glitch / Coldwave

Grup üyeleri kimlerden oluşuyor ve görevleri nelerdir?
Mert Aslantürk – Synths, sampler, gitar, vokal

Grubunuzu en yakın bulduğunuz sahne hangisi? Neden?
Berlin, Londra ve İstanbul. Şarkılarımı üretirken kullandığım tınıların özellikle Berlin ve Londra’da zaten oluşmuş bir dinleyici kitlesi var. İstanbul ise her zaman yeni tınılara açık bir şehir ve bir yandan yaşanmışlığımız var. 

Grubunuzu sahneye taşımak için uğraşlarınızdan ve hangi aşamada olduğundan bahseder misiniz?
Şu an bitirmiş olduğum şarkıların online tarafta, görselleriyle birlikte yayınlıyorum. An itibariyle Berlin’de yaşıyorum ve burda sahne rekabeti bir hayli yüksek. Dolayısıyla sahneye çıkabilmek için öncesinde kendimi online olarak bir nebze kanıtlayıp sonrasında mekanlara, ajanslara ve festivallere başvurmanın daha yararlı olacağı görüşündeyim.

Grubunuzun hedef kitlesi var mıdır?
Kafası açık, nazik ve iyimser insanların kitlem olmasını çok istiyorum.

Grubunuza yönelik kehanette bulunabilir misiniz? Sahne almaya başladıktan sonra nerelere geleceğini tahmin ediyorsunuz?
Ocak ayına kadar gerçekten müziğimi seven 20 kişiyle tanışmak istiyorum. 1-1.5 yıl içerisinde Berlin sahnesinde adımı duyurabileceğime inanıyorum. 6 sene sonrası için internasyonal festivallerde headliner sıfatıyla görülebilmek ise uzun vaadeli hayalim.

Grubunuz bir beste grubuysa ve mekanlar ya da organizatörler sizden cover çalmanızı isterse ne tepki verirsiniz?
Neden olmasın? Kendi bestelerimi çalmak tabii ki her zaman keyifli fakat cover çalmanın da kendine has bir tadı var. Kendi tınılarımı katıp çaldığım coverları çalmaktan da bestelerimi çalarken olduğu kadar haz alıyorum.

Grubun kaç adet bestesi var? Bu bestelerin kaç tanesi yarın konser olsa çalınabilir düzeyde?
3 adet bestem var fakat an itibariyle sadece 1’ini çalabilirim.

Grubun müziği ve sözleri tasarımsal olarak neyi ifade ediyor?
Müzik tasarımı olarak şarkınınn alt taraflarda dönen dokusunu oluştururken titiz davranmaya çalışıyorum. Hiçbir enstrüman sesi duyamasanızda altlardan gelen konuşmalar, gürültüler daimi olarak dinleyiciye eşlik ediyor. Günlük hayatımda dikkatimi çeken anları mikrofonumla kaydedip ambiyans sesleri toplamak hobilerim arasında. Sesleri bozmayı seviyorum fakat şarkıların iskeletlerini genelde müzik teorisi olarak “doğru” oluşturulmuş melodiler üstüne kuruyorum. Saw ses dalgalarına karşı zaafım var. Kendi inşa ettiğim gürültü kutumdan çıkan sesleri kaydedip sampler aracılığıyla melodik hale getirmeyi seviyorum. Bazı günlük hayat objelerinin seslerini kaydedip, dijital enstrüman haline getirmeyi de seviyorum. Özetle yaptığım şey elektronik müziğin nimetlerini akustik enstrümanlarla süslemek ya da tam tersi. Sözlere çok takılmıyorum. Müzik ve ses tasarımı benim için daha heyecan verici. Vokal kullandığım şarkılarda sözleri genelde tuttuğum günlükten aldığım cümlelerden oluşturuyorum. Daimi farkedilebilir tek hissiyat şarkılarımın hep bir parça karanlık olduğu olabilir.

Grubun Cover çalmaya bakış açısı nedir? Cover hakkında çalıyorsa olsun ya da olmasın bakış açısı nedir?
Cover çalmayı seviyorum. Başka müzisyenlerin nasıl düşündüğünü algılamaya çalışıp, kendi bakış açınla birleştirmek genel anlamda keyifli bir deneyim.

Grubun kaydettiği single, ep veya albüm var mı? Varsa bu kayıt aşamalarında yaşadıklarından kısaca bahsedebilir misiniz?
Geçtiğimiz yaz 1 adet 3 şarkılık EP ve 3 cover şarkı kaydettim. Şarkıların bütün prodüksiyon aşamalarını kendim üstlendim. Sadece mastering kısmı için bir ses mühendisyle çalışmam gerekecek fakat EP yayınlanmam için henüz vakit olduğuna inanıyorum. Şarkıların bir kısmını DBS Music Berlin Funkhaus stüdyolarında kaydettim, geri kalanını ise ev stüdyomda tamamladım. Şarkılarımı kaydederken pek çok müzisyen ve dostumla fikir alışverişinde bulundum. Kritik kararları güvendiğim kulaklara danışarak almaya çalıştım. 3 şarkımda müzisyen arkadaşlarım enstrümanlarıyla eşlik ettiler. Bazı kayıtları internet üzerinden tamamlayabildik çünkü çalıştığım bütün müzisyenler farklı ülkelerde yaşıyordu. Bu zamana kadar daimi müzik gruplarıyla kayıt almaya alıştığım için bu kayıt süreci benim için çok başka bir deneyimdi. Genel anlamda kendimle bolca kavga ettim fakat bittiğinde hissettiğim huzur paha biçilemez.

Grubun prova ve kayıt stüdyolarında genel olarak karşılaştığı olumsuz şeyler nelerdir? Prova ve kayıt stüdyolarından beklentileri nelerdir?
Bütün kayıt ve provalarımı ev stüdyomda aldığım için yaşayabileceğim en büyük olumsuzluk kedimin mikrofonun üstüne işemesi olabiliyor. Benim suçum, kimseye kızamıyorum. Kayıt stüdyolarından genelde tek beklediğim yüksek kalite ekipman ve güleryüz oluyor. Ev ortamı hissiyatı veren prova stüdyolarını seviyorum.

Grubunuzla daha önce müzik yarışmalarına katıldınız mı? Genel hatlarıyla müzik yarışmalarına bakış açınız nedir?
Bu projeyle herhangi bir yarışmaya katılmadım. Geçmişte grubumla Boğaziçi Battle of Bands‘e katılıp finale kalmıştık. Daha öncesinde Fanta‘nın düzenlediği bir yarışmada finale kalmıştık. Yarışmaların müziği değil performansları yarıştırdığını düşünüyorum. Bu tarz yarışmaların galipleri genelde artık profesyonel olmaya bir adım kalmış ya da zaten profesyonel gruplar tarafından kazanılıyor. Bence grupların kendilerini duyurmaları için güzel bir fırsat. Küçükken Roxy‘nin Battle of Band’s ini kazanmayı hayal ettiğimi hatırlıyorum. Böyle şeyler benim gibi bazı müzisyenleri kamçılıyor. Düşündüren tek konu bu yarışmaların ödüllerinin ne kadar gerçekçi olduğudur. Keza Türkiye’de yarışmaları kazanıp veya finale kalıp akabinde tutunamamış çok grup vakası gördüm (bknz örn: kendim). Yarışmaların amaç değil, araç olmasında fayda var diyip noktalıyım.

Grubun (sırasıyla Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler – Diğer) kişi/kişilerden beklentileri nelerdir?

  • Dinleyicilerden beklentim müziğim ve gösterdiğim çabalar hoşlarına gittiği takdirde mail grubuma üye olmaları olabilir. Diyet hap reklamları yollamıyorum ya da garip sitelerle mailleri paylaşmıyorum. Sadece dinleyicilerle iletişimde kalmayı önemsiyorum. Mailleşmek bunun için en güzel yöntem. Ayrıca yapıcı ve genelde gömücü eleştirileri, her zaman dikkate alıyorum.
  • Mekanlardan özel bir beklentim yok fakat sadece müzisyenlere bira karşılığında sahnede çalma sistemi değişse ne güzel olur diye düşünmeden edemiyorum bazen. (Sadece İstanbul’a münasır bir yöntem değil bu arada)
  • Organizatörlere sabır diliyorum.
  • Diğer müzisyenler benimle iletişime geçip çalışmak istediği takdirde kapım her zaman açık. Yeni müzisyenlerle çalışmak her zaman heyecan verici.

Grubun müzik blogları ve yazarları üzerindeki izlenimleri nelerdir? Müzik blogları ve yazarlarına olumlu/olumsuz eleştirileri nelerdir?
Müzik bloglarını seviyorum. Parayla müzisyen reklamı alıp 1 milyon sahte kullanıcısına ulaştırmaya çalışanları değil ama daha derine inmeyi başarabilip, gelen her saçma sapan maili okuyup içlerinde müzik avlayan bloglara saygım sonsuz.

Grubunuzun olumsuz bulduğunuz yanları nelerdir? Bu olumsuzlukları içeriden/dışarıdan ise çözüm önerileriniz nelerdir?
Günlük hayatımda yaşadığım olayların doğrudan bütün iş akışımı etkilemesi olabilir. Genelde tek başıma çalıştığımdan ötürü müzikle alakalı düşüşlerimde yanımda beni motive edecek bir grup arkadaşının bulunmaması bazen tehlikeli olabiliyor. İyi dostlarım sayesinde bu durumu atlatabiliyorum. Geçmişte fazlaca “yıkıcı” eleştiriye maruz kalmış olmak bazen yaptığım yeni şarkılara paranoyak yaklaşmama sebep oluyor. Olumlu geri dönüşler özgüven sorunlarıma bir nebze yardımcı oluyor. Bu oldukça genel bir problem kendime çözüm önerim psikoloğa gitmek olabilir şimdilik akışına bıraktım.

Grubunuzun olumlu bulduğunu yanları nelerdir? Grubunuzun müzik dünyasındaki yeri ilerleyen yıllarda ne olmalı?
Benim için bireyselliğin getirdiği pek çok artı var. Çok çabuk karar alıyorum, çok hızlı aldığım kararları uyguluyorum ve tamamen aklımdan geçeni müziğe dökebiliyorum. Sahnemin ilginç olduğunu düşünüyorum. Müziğin bütün katmanlarının sahnede bir kişi tarafından, canlı çalınarak oluşturulması çok kullanılan bir performans şekli değil. Ayrıca şu anda yeni midi enstrümanımın dizaynı üzerinde çalışıyorum. Görsel tasarımın en az müzik kadar önemli olduğu görüşündeyim. İlerleyen yıllarda müzik dünyasının içinde kalmanın yeterli olacağını düşünüyorum. (hayaller bir yana)

Grubunuzla konser, albüm veya herhangi bir şey ile ilgili kiminle, nasıl bağlantıya geçilmeli?
Mert Aslantürk – alphaminusmusic@gmail.com

Grubunuzun sosyal medya hesapları ve e-posta hesabı nedir?

Son olarak hangi sorunun size sorulmasını isterdiniz?

  • Ne aralıklarla şarkı yayınlıyorum?
    Ocak ayına kadar her ay 1 şarkı yayınlayacağım.
  • Bitti mi?
    Bitti.

– – –

Müzik grubunuzla Bir Baba Indie – Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli. 

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , , , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Mehmet Şenol Yazdı: “Riverside – Love, Fear and the Time Machine”
RÖPORTAJ | Tayfun Polat: “…bağımsız müzik sadece tavırdır”

Yazar

Bize Katıl!