BBI YERLİ #6 | “Dogu Blok”

BBI Yerli

Grubunuzun Adı?
Dogu Blok

Grubunuz doğum tarihi ve doğum yeri?
2012 – Seyranbağları/Ankara

Grubunuzun tarzı?
Lo-fi /noise pop / dream pop

Grup üyeleri kimlerden oluşuyor ve görevleri nelerdir?
Halil Karakuyu – Vokal, Gitar, Klavye, Blok Flüt
Fırat Turgay – Gitar
İhsan Tüzünataç – Davul

Alpo Avşar – Bas Gitar

Grup üyelerinin bireysel veya başka projeleri var mı?
Hayır

Grubunuzla aktif olarak sahne alıyor musunuz?
Hayır

Grubunuzun en yakın bulduğunuz sahne hangisi? Neden?
Grubumuza yakın bulduğumuz bir sahne yok, çünkü Ankara’da sahne diye bir şey yok.

Grubunuzu sahneye taşımak için uğraşlarınızdan ve hangi aşamada olduğundan bahseder misiniz?
Grubu sahneye taşımak gibi bir kaygımız da yok sadece kayıtlarda var olmak daha makul geliyor. Record artists diyebiliriz.

Grubunuzun hedef kitlesi var mıdır?
Gürültü ve ucuz duygusallıktan hoşlanan insanlar.

Grubunuza yönelik kehanette bulunabilir misiniz? Sahne almaya başladıktan sonra nerelere geleceğini tahmin ediyorsunuz?
Bu müzik ile herhangi bir yere gelebileceğimizi düşünmüyoruz. Sahne alırsak sadece tanıdık insanlara çalmaktan korkuyoruz, utanıyoruz. Tanımayan insanların da ellerinde biraları ile boş boş sahneye bakmalarını ya da birbirlerine kur yapmak için yalandan omuz ve kafa sallamalarını istemiyoruz.

Grubunuz bir beste grubuysa ve mekanlar ya da organizatörler sizden cover çalmanızı isterse ne tepki verirsiniz?
“Arctic Monkeys” ve “Beatles” bilmiyoruz. Kabul ederseniz “Suicide” ya da “Spacemen 3” çalabiliriz.

Grubun kaç adet bestesi var? Bu bestelerin kaç tanesi yarın konser olsa çalınabilir düzeyde?
25 şarkı var. 3 tanesini çalabilecek kadar yetenekliyiz

Grubun müziği ve sözleri tasarımsal olarak neyi ifade ediyor?
Gürültüyü seviyoruz. Şarkıların altına drone döşemek hoşumuza gidiyor. Böylece geniş alanlar yakalayabiliyoruz. Davulcumuz fazla yetenekli biri olmadığı için ritm kısımlarını tef, shaker ve akustik gitarla dolduruyoruz. Ritim konusunda Madchester ve dönemin ingiliz gruplarından etkilendik ve onlardan elimizden geldiğince bir şeyler çalmaya uğraşıyoruz. Reverb müziğimizin değişilmez bir parçası. Şarkıları olabilecek en kötü ekipmanlarla ve 0 teknik bilgi ile kaydediyoruz bu yüzden İskender Paydaş’tan ziyade işe gönlünü vermiş biri kaydetmiş gibi daha gerçek oluyor.

Vokalimiz Ian Brown ve David Bowie’den sentezlendi ama Lou Reed ve Morissey gibi söz yazmaya çalışıyor. Sözler geç girilen ergenlikler üzerinden aynı şekilde çiğ ergen duygularını yansıtıyor ama hiçbir şekilde yalan söylemiyoruz, hiçbir şeyi abartmıyoruz. İkinci yeni ile obsesif bir şekilde ilgilenmiyoruz. Akılda kalacak klişe vokal melodileri istiyoruz. Her şarkımızı birbirine benzetmeye çalışıyoruz. Hep aynı şarkıları yazmaya çalışıyoruz.

Grubun Cover çalmaya bakış açısı nedir? Cover hakkında çalıyorsa olsun ya da olmasın bakış açısı nedir?
Alelade bir bar grubu gibi cover yapmaktansa herkes kendi bakışını şarkılara yansıtmalı. Eski Türkçe pop şarkılarının distortion ve hızlı davullar ile çalınması yasaklanmalı, şarkıların aynı düzen ile coverlanması yasaklanmalı, Beatles coverlamak yasaklanmalı, klasik gitar ile Yaşar coverlamak yasaklanmalı.

Grubun kaydettiği single, ep veya albüm var mı? Varsa bu kayıt aşamalarında yaşadıklarından kısaca bahsedebilir misiniz?
Şu an b-side’ları ile yayınlanmış iki single’ımız var (her ne kadar insanlar Ep olarak adlandırdıysa da bunlar single’dı). Bir kaç gün öncede internetten ilk (belki de son) albümümüzü yayınladık.

Albümü evde kaydettik. Şarkıların bazıları daha önce demo halinde hazırdı ve küçük değişiklikler ile kaydedildiler. Bazıları da kayıtlar sırasında yazıldı. Kayıt yapmayı, kayıt yaparken öğrendik. Paramız oldukça yeni enstrüman ve ekipman aldık. Yetmediği yerlerde arkadaşlarımızdan ödünç aldık. (öfkeli kalabalık’a teşekkürler) Gitarımız çok kötü, bas’ımız çok kötü, davulumuz çok kötü, monitörlerimiz orta derece ama çok iyi bir preamp’imiz var ama ruhumuz olduğuna inanıyoruz o yüzden hemen les paul almamıza gerek yok.

Grubun prova ve kayıt stüdyolarında genel olarak karşılaştığı olumsuz şeyler nelerdir? Prova ve kayıt stüdyolarından beklentileri nelerdir?
Provalarımızı her zaman evde yapıyoruz. Ama gördüğümüz kadarıyla stüdyolardaki mikrofonlar ağız kokuyor ve gitarların tellerinde genellikle kurumuş ter ve deri parçaları oluyor. Bir de nedense her yerde Marshall amfi var.

Grubun (sırasıyla Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler – Diğer) kişi/kişilerden beklentileri nelerdir?

Müzik dinlesinler. Birbirlerini takdir etmeyi öğrensiler. Birbirlerini yereceklerse neden yerdiklerini açıklayabilecek kadar kitap okusunlar. Müzik dinlesinler, müziği sevsinler. Biraz daha müzik dinlesinler. Mekan sahipleri de müzik ile uğraşan bu çocukları her gün sahneye çıkarsınlar ve ellerinden geldiğince sömürmeye çalışsınlar ve daha fazla çocuk çıksın ki, daha fazla sömürü ve müzik olsun. Müzisyenler zaten bu yola üç kuruş parayla geçinmeleri gerektiğini bilerek çıkıyorlar. O yüzden “mekan sahipleri, mekan sahipleri” diye ağlamasınlar. İyi müzik yapsınlar, topluca müzik yapsınlar, kendi ortamlarını kursunlar, gitar alacakları parayı biraya vermesinler, kendilerine adam gibi bir iş bulsunlar. Kim sevdiği işi yapıp para kazanır. Bu işi hobi olarak yapsınlar, müzik dinlesinler.

Grubun müzik blogları ve yazarları üzerindeki izlenimleri nelerdir? Müzik blogları ve yazarlarına olumlu/olumsuz eleştirileri nelerdir?
Türkiye’de müzik yazarlığının çok ileride olduğunu düşünmüyoruz. Bu konuda hem müzisyenler hem de yazarlar ile ilgili bir sıkıntı var. Dünya piyasasını şüphesiz yabancı kaynaklardan takip etmek zorunda kalıyoruz. Bir Baba Indie ekibinin seattle, dallas, manchester ve berlin’de muhabirleri olduğunu duyduk ama tüm günlerini eğlenceyle geçiriyorlarmış. Bu yüzden genel olarak gelen veriler yabancı kaynaklardan dolup taşıyor. Ama bu konuda yapacak bir şey yok.

Türkiye piyasasına gelince Blog düzeyinden ziyade daha büyük medya organları goy goy yapmaktan başka bir şeye yaramıyorlar. Müzik dergimiz yok. Babylon ya da bant mag gibi dergilerde orta-üst entelektüel düzeylerini; kimsenin ilgisini çekmeyen konser fotoğrafları, yüzbininci kere yazılmış avantgarde, underground, too deep 4U Belçikalı sanatçılar ve İstanbul’daki goy goy ortamlarından arkadaşları ile tatmin ediyorlar.

Türkiye’nin dört bir yanında müzik yapan insanlar var ama Anadolu’ya kulaklarını kapatmışlar (buradaki Anadolu, köylü romantizmi değil İstanbul dışında kalan yerleri belirtiyor). İnsanlar cazır cuzur ep yayınlıyor ama bunlar hâlâ gidip Müzik Hayvanı‘ndaki “kanka yeni albüm kaydettim yayınlayalım” etiketiyle çıkan grupları yazıyorlar. 35 yaşındaki adamları değil, 23 yaşında kötü gitarlar ile müzik yapan çocukları duymak istiyoruz. Kötü sesleri duymak istiyoruz. Albüm kapağını afilli bir ajansta hazırlayanları değil evde yapanları istiyoruz. Designer lambanın altında Amsterdan’dan gelen sigaraları içenleri değil, mahalle’de gözaltına alınan gençleri duymak istiyoruz.

Bu kadar çok müzik yapan insan varken, inanılmaz bir pazar yaratma potansiyeli varken hâlâ kendilerinin önüne sunulmuş grupları yazanları anlamıyoruz. Plak şirketlerinin demolara geri dönüş yapmamasını anlamıyoruz. Festivallerde Yüzyüzeyken Konuşuruz‘un neden Kurtalan Ekspres gibi dinazorların altında çıktığını ya da Umut Kuzey‘e neden rock ile ilgili bir program yaptırıldığını anlamıyoruz. Gaye Su Akyol‘un neden Beyaz Show‘a konuk olmadığını ya da neden forumlara frikiklerinin düşmediğini anlayamıyoruz.

Bloggerlar gayet iyi gidiyorlar. çünkü onlar bu işten para kazanmıyorlar. Ama daha fazla yazmalılar, daha fazla araştırmalılar. Soundcloud ile evlenmeliler.

Grubunuzla daha önce müzik yarışmalarına katıldınız mı? Genel hatlarıyla müzik yarışmalarına bakış açınız nedir?
Herhangi bir yarışmaya katılmadık. Bu yarışmaların mükemmel olduğunu düşünüyoruz ama neden dvd’leri çıkmıyor? Neden finale kalan grupların prodüktörlüğünü İskender Paydaş yapıyor?

Grubunuzun olumsuz bulduğunuz yanları nelerdir? Bu olumsuzlukları içeriden/dışarıdan ise çözüm önerileriniz nelerdir?
Grubumuzun eskide kalmış, sıkıcı ama Türkiye için yeni bir sound’u var. Baslar çok kötü kaydedildi. Vokal durmadan ağlıyor.

Grubunuzun olumlu bulduğunu yanları nelerdir? Grubunuzun müzik dünyasındaki yeri ilerleyen yıllarda ne olmalı?
İş bulamamaktan, otoerotik uygulamalardan ve islam ile ilgili kavramlardan bahsediyoruz. Dürüst olmak gerekirse 20 yıl sonra kötü bir doktora tezinde “10’lu yıllarda Türkiye’de bağımsız müzik grupları” altında yer bulabileceğimize inanıyoruz. Yoksa zaman içinde kaybolup gideceğiz… Yağmurdaki gözyaşları gibi.

Grubunuzla konser, albüm veya herhangi bir şey ile ilgili kiminle, nasıl bağlantıya geçilmeli?
hckarakuyu@gmail.com

Grubunuzun sosyal medya hesapları ve e-posta hesabı nedir?

Son olarak hangi sorunun size sorulmasını isterdiniz?
Hangi türk gruplarından neden nefret ediyorsunuz?

– – –

Müzik grubunuzla Bir Baba Indie – Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli. 

https://www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Radyo Boğaziçi 17. “Battle of the Bands” başvuruları başladı!
BBI YERLİ #5 | “Neigh Pupil”

Yazar

BBI Yerli: Rana Türkyılmaz & Kırık Pena

Bize Katıl!