ALBÜM | Klaxons – “Love Frequency”

Albüm İncelemeleriİnceleme

İngiliz grup Klaxons üçüncü albümleri Love Frequency‘yi, ikinci albüm Surfing the Void‘den dört sene sonra, 16 Haziran‘da yayınladı. Bu yazıyı yazmadan söylemem gerekir ki, ben Klaxons’u gerçekten seviyorum, hatta geçen Rock’n Coke‘da sahnenin ön sırasında kenarda bir yerde çığlık çığlığa eşlik edip zıplıyordum. O yüzden bu yazıyı yazmak benim için oldukça zor oldu. Öncelikle tarafsız bir uzaklıktan bakamıyordum albüme, ya da kendimi bu yazıyı yazmaya hazır görmüyordum. Tüm bu sebeplerden dolayı biraz fazla kişisel oldu bu yazı, baştan uyarmak isterim.

Hatırlarsınız ki Klaxons 2007 yılında çıkardıkları Myths of the Near Future ile ciddi bir başarı yakalamıştı. Bu albümle ciddi bir tanınırlığa ulaşan grup Mercury Ödülü kazanmış ve “new rave akımının yaratıcıları” gibi ün sahibi olmuşlardı. Bu arada neredeyse albümdeki her şarkıyla çıkabileceği her yerde karşılaştık, BRIT Awards‘da Rihanna‘nın Umbrella‘sına arka plan olan Golden Skans‘den, Justice‘in canlı We Are Your Friends versiyonlarında kullanılan Atlantis to Interzone‘a kadar. Diziler ve talk show programlarında da, kısacası her yerde Klaxons vardı.

Bu kadar başarı ilk albümle gelince ikinci albüm dinleyiciler büyük bir beklenti yaratıyor. Eminim ki müzisyenler için de müthiş bir baskı yaratıyordur. Surfing the Void, bu büyük beklentiden sonra 2010 yılında ünlü kedili kapağı ile yayınlandı. Surfing the Void’in yayınlanma hikayesi karışık, albümün kendisi ise Myths of the Near Future‘dan biraz daha farklı. Ama bir Klaxons dinleyicisi olarak beni memnun etmişti; Echoes‘dan Twin Flames‘e, The Same Space‘e, ben memnundum.

Gelelim bunlardan dört sene sonra yayınlanan üçüncü albüm Love Frequency‘ye. İlk single There is No Other Time olmasına rağmen, benim dinlediğim ilk single Show Me A Miracle oldu. Albümün tamamı ise 16 Haziran’da yayınlandı. Bana göre müzikal olarak önceki iki albümün ortasında bir yerde duran albüm hakkındaki en komik ama doğru yorumu ise Consequence of Sound‘da okudum ve sizlerle de paylaşmak isterim: “Londralı Klaxons için parti henüz bitmiş değil, fakat üçlü artık dans pistinden 2.30 gibi saygıdeğer bir saatte izin isteyerek ayrılıyor.” Gerçekten de Klaxons bizlere Surfing the Void‘den biraz daha fazla dans edebileceğimiz bir albüm verse de Myths of the Near Future‘daki gibi dans ederken kendimizi unutmak da mümkün görünmüyor. Şarkılar Klaxons elinden çıkma ama sanki belli bir amaca yönelik üretilmiş gibi duruyorlar. Hatta biri onlara önceki iki albümün en iyi yanlarını almalarını söylemiş gibi ama bir diğer yandan önceki albümlerdeki samimiyeti almayı unutmuş gibiler.

Bu albümde Erol Alkan, The Chemical Brothers‘dan Tom Rowlands, James Murphy ve Gorgon City ile çalışan Klaxons genellikle olumlu eleştiriler alıyor albümle ilgili ve en çok söylenenler ise albümün güncel müzik trendlerini çok iyi yakaladığı ve dans ettiren bir pop albümü olduğu. Albüm önceki diğer iki albüme kıyasla daha “trendlere uygun” olduğu için belki de sahtelik hissi uyandırıyor. Bilemiyorum ama ben şarkıları birbirinden ayırmakta hala biraz zorlanıyorum. Yine de dediğim gibi, bu yazı tamamen dinleyici duygusallığının elinden çıkma.

Genel olarak albüm kendini baştan sona rahatlıkla dinletiyor, tekrar tekrar da dinletiyor. Dinleyici olarak endişem Myths of the Near Future gibi yıllar sonra dönüp baştan dinlemek isteyip istemeyeceğimiz, ama sanırım bunu da zaman gösterecek. Benim favori şarkılarım Love Frequency, Show Me A Miracle ve girişiyle kalbimi fetheden A New Reality. Albüm bazı anlarında daha bir bildiğimiz Klaxons olup bazı anlarında duruluyor ama genelinde ortalamanın üstünde ve sabahları göremeyecek olsak da yine de dans edecek gibiyiz.

İdil Damla Bingöl

Tags: , , , ,

İlginizi Çekebilir

YENİ | The Mars Volta Hayranlarına: “Antemasque”
BİR BABA INDIE #9 (27.06.2014 @ Açık Radyo)

Yazar

Bize Katıl!