BBI YERLİ #58 | “ASPERGER”

BBI Yerli

Projenizin adı nedir?

Asperger

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

20.11.2015

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

İstanbul

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Zafer Yerlikaya – Gitar/Vokal
Ozan Bodur – Gitar/Arka vokal
Atakan Uymaz – Bas Gitar
Berkan Çalışkan – Davul

Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?

Berkan’la birlikte benim (Zafer) geçmişte birbirimize alışmak adına bilindik grupların şarkılarını cover’ladığımız bir dönem olmuştu. Oradan beraber çalma alışkanlığı edindik epey. Ozan’la tanıştığımdan beri noise rock/shoegaze türünde bir grup kurmaya çalışıyor. Ama kafa yapısıyla uyuşan birini bulamıyor ne yazık ki. Yine de ev kayıtlarından oluşan demo bişeyler yayınlamıştı geçen aylarda, Abstract Sense yazarak keşfedebilir insanlar. Atakan ise adı olmayan bir post-rock grubunda çalıyor. Geçmişte de The Jackpumps isimli bir grupta çalmıştı. Şuan internette sadece “Şahin” isimli parçalarının epik bir klibi var. VE ÇOK GÜZEL. LÜTFEN GERİ DÖNÜN.

Grubunuzun tarzı nedir?

Punk Rock

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Kendi kendimizi başka müzik gruplarına benzetmek istemiyoruz. Ama bir blog’un incelemesinde bazı şarkıları The Clash’e benzetmişlerdi. Bir de Gallerli lokal bir gruba. Onun dışında Spotify’daki ilgililerde çıkan gruplarla benzeşiyoruzdur herhalde.

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Peyote Nevizade, Woodstock, Retro Rock Bar, Redrock, Cosmos, Shaft, Ankara’da Eskiyeni..

 

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksiler: Daha önce de çok defa yazıldığı gibi; mekanların genel olarak insanlara kötü davranması, müzik dinlemeye gelen insanları yürüyen ATM olarak görmeleri, tonmaister’lerin umursamazlığı vb. şeyler. Bilmiyorum yani ben bazen biz mi çok salağız veya dangalağız diye düşünüyorum, haklı yön arıyorum böyle davranmalarında. Ama gerçekten bulamıyorum. Sebepsiz bir kin var herkese karşı. En büyük sorun da buraları okusalar bile işletmelerinde yaprak kımıldamayacak olması. Bu en büyük eksiklik. “Galiba bu yönümüzü düzeltmemiz gerekiyor” demeyecek, özeleştiri yapamayacak tiplerin idare ettiği mekan sayısı çok fazla. Tam tersi olan sayılı mekanlar da var, onları da herkes biliyor zaten. Özellikle “şu müşteriye bir-iki lira takayım da, böyle böyle işte ev/araba alırım” düşüncesinden sadece barların değil, ülkedeki bütün işletmelerin vazgeçmesi lazım. Çok iğrenç bir şey. Mesela daha önce çaldığımız bir konserde etkinlik ücretsiz olmasına karşın kapıda yaşı tutmayan arkadaşlarımızdan para toplanmasına şahit olmuştuk (aksi takdirde mekana sokmayacaklarını söylemişler) ki bu sanırım hayatımız boyunca bir daha rastlayamayacağımız türden bir iğrençlikti.

Artılar: Çok seyrek olsa da, bazı mekanların her açıdan gerçekten işlerini çok iyi yapması.

Sahne aldığınız mekanlarda “teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Artılar: Şuana kadar çaldığımız mekanlardan Peyote ve Shaft’ın ses sistemi ve ışıklandırması çok güzeldi. Ankara’da Eskiyeni’nin de ışıklandırması çok iyiydi, ses konusunda biraz daha yardımcı olsalar çok iyi geçebilirdi o konser.

Eksiler: Kabaca bir bok duyamamak. Uzun yıllardır var olmalarıyla övünen mekanların ses sistemlerindeki çağ dışı yetersizlik, grupların “lan acaba çok mu kötü çalıyoruz” diyerek dağılmasına bile sebebiyet verebilecek derecede vasat. Bunu düzeltelim diyen çalışanları şutlamaları da ayrı bir tuhaf. Bu tip işletmeleri gördükçe Hayat Bilgisi’ndeki Amil bey geliyor aklıma. Bir gün barın içine otopark falan yapabilirler.

Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?

Diğer gruplarla birlikte düzenlediğimiz ve bir çok grubun yer aldığı bar konserlerine festival demeyi seviyoruz. Dolayısıyla isim olarak bakarsak, evet yer aldık. Ama yer aldığımız en kapsamlı festival bu sene Mayıs ayında Burgazada’da gerçekleşen Neucomers etkinliği olacaktı. Bizim de çalacağımız son gün hava iyice bozunca iptal olmuştu. O güne kadar çok iyi geçmişti festival bence. Bu iptal olan gün ileri bir tarihe ertelendi zannedersem.

Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?

Arkadaş çevremiz, tanıdığımız insanlar, hep birlikte çaldığımız grupların üyeleri. Çok iyi zaman geçirdik her konserde. Zaten genelde hep birlikte çaldığımız için birbirimizi dinleyebiliyorduk. Şimdi ise albümden sonra internet üzerinden yeni tanıştığımız insanlar oldu. Şarkıları çok beğendiklerini söylediler, bu da bizi çok mutlu etti. Sanırım konserlere de gelirler. Böyle şeyler gruplara devam edebilme gücü veriyor.

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Konserin ücretli olup olmamasına bağlı oluyor bu durum. Ücretli olsa da zaten pek bir şey aldığımız söylenemez. O gece yola falan gidiyor, harcanıyor bir şekilde. Zaten bira fişi veriyorsa mekan her birimize o gece güzel geçiyor bizim açımızdan. Hem bu işten maddi geri dönüşler almayı beklemiyorduk zaten. Şuana kadar bir şeyler kazanma potansiyelimizin olacağı öyle büyük organizasyonlarda da yer almadık. Maddi olarak tek beklentimiz, eğer şehir dışında çalıyorsak mekanın yol parasını karşılaması.

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste, Uyarlama (cover)

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

Bu sene mart ayında Torbacıdan Gelen Bayram SMS’leri adında bir tekli paylaştık. Temmuz ayında da 6 parçadan oluşan Pestenkerani‘yi her yerden yayınladık. Albüm gecikmelerden ötürü 4 ay sonra çıkınca attığımız teklinin bir tekliliği kalmadı gerçi.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Komplike olmayan, enerjik, melodik olan ve dinlemesi kolay müzikler yapmak hoşumuza gidiyor. İnsanlar şarkıları dinlerken melodinin eğlencesine dalıyorlar ama aslında sözler hayatın sıkıcılığıyla falan alakalı oluyor. Bu tezatlığı seviyoruz.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Güzel şeyler düşünüyoruz.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Bütün gitar kayıtlarını ev ortamında gerçekleştirdik. Onun dışında davul/vokal kayıtları Stüdyo Dodo’da oldu. Herkese tavsiye edebileceğimiz bir yer. Zaten orası da ev ortamı gibi olduğu için aslında tüm kayıtlar o kafa rahatlığında gerçekleşti.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Kayıt sürecinde öyle farklı şeyler başımıza gelmedi. Sıradandı yani. Genelde şarkıların ortaya çıkma aşaması biraz farklı. Şarkıların konusu mantıksız oluyor genelde. Hoşumuza gitmediğinden değil. Bilmiyorum, hani bir şarkı yazılır ve insanlara o konuda farkındalık yaratırsın ya. Beceremiyoruz bunu. Akaryakıt zammıyla ilgili bir şeyler yazamıyoruz mesela, insana çarpan köpeğe falan yazıyoruz. Bi sıkıntı var.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Stüdyo Dodo’dan Ali Akdaş ile.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Prova dışı çalışmalar çok seyrek olsa da birbirimizin evlerinde gerçekleşiyor. Provalar da Stüdyo Dodo’da oluyor. Sanki evin salonunda çalıyormuşuz hissiyatı oluyor bizde hep. Çok seviyoz orayı. Yazları herkes şehirdeyken haftada bir kez (bazen hiç), kışlarıysa iki kez falan bir araya geliyoruz.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Coca-Cola’yı tersten okursanız göreceksiniz; “STÜDYO DODO’DAN BAŞKA GERÇEK YOK”.

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Spotify, Bandcamp ve YouTube üzerinden yayınlıyoruz. SoundCloud hakkında ben de sizin gibi düşünüyorum; “Soundcloud iyi ama çevresi kötü.”

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

Bilemiyorum dinleyen kişi söylemeli bunu bence.

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Kısa vadede yeni parçalar kaydetmeyi ve bir “uzun-çalar” albüm yapmayı istiyoruz. Uzun vadede ise; önümüzdeki sene bu zamanlar yaz festivallerinde çalmak çok iyi olurdu.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

Hiç müzik yarışmasına katılmadık. Bir şeyleri yarıştırma fikri hoş hissettirmiyor.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir çok blog ve websitesi var bizim gibi grupları haber yapan, dinleyen ve bu çok güzel bişey. Dijital yayın çok yeterli bu açıdan ve gayet iyi. Basılı yayınların da böyle olmasını isterdi elbette herkes. Ama mesela dijitalde olduğu kadar gazetelerde de özenilmiş bir iş ortaya çıkar mı emin değilim…

Sırasıyla, Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler ve Diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyici: Güzel müzikler dinlemeye devam edin…
Mekanlar:
Bir şeyler dinlemeye gelen insanlardan aylık kira bedelini çıkartmaya çalışmayın.
Organizatörler:
İzin verin gençler de çalsın. 🙁

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Şuan hepimiz okuyoruz ve düzenli çalıştığımız bir iş yok. Tek günlük işler falan oluyor genelde. Diğer işlerden arta kalan boş zamanı müziğe ayırmaya çalışıyoruz.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

Spotify: https://play.spotify.com/artist/1Dp5eaEjsCbHi8PkiAdPD2
Facebook: https://www.facebook.com/aspergerlive
Bandcamp: https://aspergermusic.bandcamp.com
Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCwGu_aWtYWORgFbvZhdFDHg
Twitter: https://twitter.com/GrupAsperger

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

Facebook sayfasından veya aspergermusic@gmail.com adresinden ulaşabilirler.

Kendinize sormak istediğiniz bir soru var mı? Cevabıyla birlikte paylaşabilir misiniz?

“Pestenkerani” ne demek?
İpe sapa gelmez, değersiz, önemsiz, uydurma, saçma söz.

– – –

Müzik projenizle Bir Baba Indie Yerli projesine katılmak için linkteki yazıyı okumanız yeterli. 

www.birbabaindie.com/?p=7491

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Ağaçkakan’dan Yeni Albüm Öncesi Video Klip: “Lüzumsuz”
DKTT, Canozan ve Deniz Tekin x 3’lü Yeni Şarkıya Klip Geldi: “Belki”

Yazar

Bize Katıl!