ALBÜM | Depeche Mode – “Spirit”

Albüm İncelemeleriİnceleme

DEPECHE MODE – SPIRIT (2017) – (Mute/Sony)

Yeni bir DM albümü çıkagelmiş ve biz yorumlamamışız. Böyle bir terbiyesizlik olamaz! Şaka bir yana DM hiçbir zaman şurada dursun da bir ara bakarız denilebilecek bir ekip olmadı benim için. Her dönem yaptıkları işlerle ilgiyi çekmeyi bilen ve her yeni albüm öncesi dinleyici kitlesinde heyecanı yüksek tutan bir fenomen… Dev bir müzik topluluğu… Kayıtsız kalınamayacak bir marka… Saygı duruşu!

Öncelikle Dave Gahan’ın yaşayan en etkili vokallerden biri olduğu konusunda benimle tartışanla muhabbeti keserim. Martin Gore’un hala çok iyi bir şarkı yazarı ve besteci olduğunu söylemek mümkün. DM’un da kıymeti bu birleşimden gelmekte zaten… Bu etki sürdükçe devam edecekler gibi… Grubun 37. yılında çıkardığı 14. stüdyo albümü Spirit (Mute/Sony). 2000’li yıllardaki ise 5. albümü. Her ne kadar grup altın çağını 80’lerde ve 90’ların ilk yarısında yaşamış olsa da, 2000’li yıllarda değişen-gelişen müzik endüstrisi içerisinde duruşlarını korumaları, üretime devam etmeleri ve verimliliği sürdürmeleri oldukça önemli…

Çıkış tarihi olarak da içerik olarak da zamanın ruhuna uygun bir albüm “Spirit”. Belki de grubun en politik albümü… Albüm dünyanın nereye gittiğine kafa yoran, günümüzün sosyal-politik sorunlarına dokunan, her gün gazetede internette okuduğunuz başlıklara cevap vermek istercesine yazılmış şarkılardan oluşmakta. Bir memnuniyetsizliğin dışa vurumu… Post Brexit – Trump dünyasına bir özeleştiri. Bir meydan okuma. İçinde yaşadığımız dünyadan memnun değil grup. Herkesi şapkasını öne alıp düşünmeye sevk ediyor… İnsan nezaketinin kayboluşuna dem vuruyor. “Geriye gidiyoruz” sloganıyla başlıyor albüm… Bunca olumsuzluk varken insanlık niye bir devrim yaratmıyor sorusuyla payımızı alıyoruz DM’den. Anton Corjbin imzalı Where’s the Revolution gerek videosu gerek agresif sounduyla sizi yakalıyor. Eternal, Poison Heart ve So Much Love üçlemesi albümün duygusallığı yüksek çalışmaları. You Move eski DM soundunu hatırlatan yapısıyla benim single adaylarımdan. The Worst Crime tertemiz soundu ve gitar-synthsizer uyumuyla kendini belli ediyor. Kapanıştaki Fail, Gore’un vokalleri ve etkili sözleriyle “Ey insanlık we’re fucked up, ruhunuz nerede” diyerek noktayı koyuyor. Gerisini siz düşünün.

Albümün prodüktör koltuğunda James Ford oturmakta. Foals, Florence & The Machine ve Arctic Monkeys ile çalışan önemli bir isim. James Ford grubun soundunu canlandırmaktan ziyade görkemli ama dramatik bir hava yaratmayı başarmış gözüküyor. Soundu geliştirmek değil derdi, önemli dokunuşları var. New wave synth-pop’un ustaları yine işlerini doğru yapmış. Bazı şarkılarda elektronik unsurların yersizce uzun kaotik tutulduğu önceki iki albüme (Delta Machine – Sounds of Universe) nazaran daha oturaklı bir albüm bu. Depeche Mode şarkıları öyle şarkılar ki “Shazam” a ihtiyaç duyurmadan her ortamda kendilerini belli ediyor. Son üç albümde İngiliz prodüktör Ben Hillier ile çalışan grup taze bir kan aramış belli ki. Kimi yazarlar Ford’un eski prodüktör Flood’tan öykündüğünü belirtip eleştirmişler. Bence modern ve iyi bir prodüksiyon. Genel olarak değerlendirildiğinde Exciter’la birlikte 2000’li yıllardaki en iyi albümü diyebilirim.

Spirit ciddi ve ağır bir albüm. Bir iki dinleyişte anlaşılır türden değil. Yavaş yavaş özümsenerek dinlenmeli. Rolling Stone “acılı ve kederli bir ağıt” olarak nitelendirmiş albümü. Spirit küresel sorunların korkutuculuğuna işaret ediyor. Ancak bu problemlerden kaçmak için bir ışık yakmıyor. Kalıp mücadele etmemiz konusunda bizi uyarıyor.

Tags: , ,

İlginizi Çekebilir

Radiohead’ten Gizemli Hareketler
Fill The Void Serisinin Dördüncüsü 12-13-14 Mays’ta Eskişehir’de!

Yazar

Bize Katıl!