BBI YERLİ #48 | “SİLÜET”

BBI YerliYerli Sahne


Projenizin adı nedir?

Silüet

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

01.11.2016

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

İstanbul

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Mert Akın – Vokal
Özgür Özgen Fişek – Gitar
Erkmen Esen – Gitar
Furkan Sarıkaya – Bas

Projenizde yer alan müzisyenlerin geçmişte veya devam eden başka projeleri var mı?

Daha önce aynı kemik kadro ile Scars & Stories isimli bir metalcore projemiz vardı. Hatta ilk teklimizi kaydettikten sonra bir de klip çekmiştik.

Ardından müzik zevklerimizde ki değişimler yaptığımız müziğe de yansıdı ve Mert’in gelişi ile Silüet ismini alarak şuan ki tarzımıza evrildik.

Erkmen’in solo olarak erkmenesen.bandcamp.com ve Spotify üzerinden yayınladığı bir elektronik müzik projesi bulunmakta, keza Özgür’ün de yine Spotify üzerinden devam ettirdiği bir indie projesi bulunuyor.
play.spotify.com/album/69pGVuLVN6JAbQ1Zh9mzuS

Grubunuzun tarzı nedir?

Alternative Rock, Rock

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Hands Like Houses, Thrice, The Early November

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Farklı gruplar ile Taksim ve Kadıköy de ki çoğu barda sahne aldık, fakat Silüet olarak henüz çok yeniyiz ve vaktimiz/enerjimizin çoğunluğunu üretmeye ayırmak için sahne şuan ikinci planımızda.

Sahne aldığınız mekanlarda “mental” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler:
Sadece kendi bestelerini çalan grupların, insanların ve mekanların gözüne kaçık gibi gelmesi, akabinde bunun normal bir şey olduğunu anlatmaya çalışmak zorunda kalmanız diyebiliriz.

Artılar:
Çoğu işletmecinin müziği sevmeleri ve kendi işletmesinde sahne alan grubu benimsemesi.

Sahne aldığınız mekanlarda “Teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler:
Gerek mekan akustiği, gerek sahne içi monitörlerinin yeterli konfigüre edilememesi kaynaklı sahne sırasında tamamen ezbere ve kafanın içinde ki metronoma göre çalmak zorunda kalmak kesinlikle.

Artılar:
Aklımıza maalesef yeterli seviyede artı gelmiyor. :/

Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?

Konser tanıtımından anlanan şeye göre çok değişmekte, fakat çoğu zaman kendi afişimizi bile kendimiz tasarlamaktayız. Bu afişleri organizasyona gönderdiğimizde ise mekanın yakınlarında 3-5 noktaya asıp kendi görevlerini bize yıktıklarının bilincinde olmuyorlar maalesef.

Kendi afişinizi tasarlama konusunda fırsat verilmesi artı bir yön olarak da sayılabilir. Çünkü grubunuzun artwork konseptini, tasarımsal imajını sizden iyi bilen kimse olmuyor genellikle.

Genel olarak çok şikayetçi olmayan bir yapımız olmasına rağmen son olarak eklenmesi gereken, tek gecelik bir organizasyonun kalitesi, sahne alan grup sayısıyla ters orantılı olmakta. Grup olarak mümkün olduğu kadar buna dikkat etmeye çalışıyoruz.

Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?

Maalesef henüz katılmadık.

Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?

Yaptığımız müziği, beste çalmamızı, bizi seven kemik bir kitlenin haricinde bizim için “doğru zamanda doğru yerde” olmuş bir kalabalık var. En çok bu kalabalığın tepkileri bizi etkiliyor.

Konser sonraları ise genel olarak :
-“Ya o 2.çaldığınız şarkı kimindi ?”
-“Kendi bestemiz.”
diyaloğu yaşanmakta.

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Biz de sevdiği müziği yapma uğruna komik ücretler ve “siz zaten pek içen tiplere benzemiyorsunuz takılın kafanıza göre barda” gibi yan haklara sahibiz.

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

Daha 4 saat önce resmi olarak yayınlanmış Ara Sıra isimli bir teklimiz bulunmakta. Bu şarkıyı bir tekli serisinin ilk ayağı olarak planladık ve yayınladık. Hali hazırda diğer şarkılarımız için prodüksiyon çalışması devam ediyor.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Zengin ve aynı zamanda dar bir enstrümentalite sergilemeye çalışıyoruz. Müziğimizde piyano, synthesizer ve yaylıların payı büyük fakat bunu vurucu ve anlık yükselen gitar partisyonları ile dengelemeye bayılıyoruz.

İstediğimiz duyguyu yansıtmak için bir çok çeşitlemeye gittiğimiz oluyor ve açıkçası çoğu zaman bir şarkının nereye varacağını biz bile bilmiyoruz. Planladığımızın haricinde kayıt anında “Aa bu müthiş oldu” dediğimiz, anlık ekleme çıkarmalarımız olabiliyor.

Hem müziğimizde hem sözlerimizde ise kesinlikle kendi hayatlarımız üzerinden ilerliyoruz. Bizzat kendinizin yaşadığı bir şeyi şarkıya dökmenin gerektirdiği cesaret ekstra motive sağlıyor.

Ayrıca yalnız adamlarız biz, söz yazmak için konu bulmakta pek zorlandığımız söylenemez.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hiç istemesek de yeterli sayıda şarkımız olana kadar çalmak zorunda kalacağımız için iyi yanından bakmaya çalışıyoruz. Bizim için sahnede cover çalmanın bir geçiş dönemi olmasını istiyoruz.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Kayıtlarımızı Kadıköy BlueNote Müzik‘de Abdulkadir Çığşar ile gerçekleştirmekteyiz.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Hepimizin günlük işleri olduğu için çok fazla Rockstar’lık yaşayabildiğimiz söylenemez. Mümkün olduğu kadar haftalara bölüp “Abi haftaya senin kayıtlar var hazır mısın ?” diyalogları kuruyoruz.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Kayıtlarımız ve düzenlemeler için Abdulkadir Çığşar ile çalıştık, kendisi kadar değerli katkılarına müteşekkiriz.

Mix – Mastering için de Ankara’dan Mehmet Uğur Memiş ile çalıştık.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Provalarımızı Kadıköy BlueNote da almaktayız. Bu aralar sürekli ertelemelere maruz kalsak da haftada 1 prova yapmaya özen gösteriyoruz.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Her ne kadar özetinde bir ticarethane olsa da, özünde sanat üretildiği için biraz daha hassas olması gerektiğini düşünüyoruz.

Ne yaptığınız, ne yapacağınız hakkında en ufak fikirleri olmadan Fast Food restoranı menüsü kıvamında tarifelerini sunup “Tarkan bende, Şebnem bende, Pentagram bende..” geyikleri yapılan çoğu yerin haricinde gerçekten sizi anlayıp sizinle birlikte ilerlemeye çalışan stüdyoların olduğunu görüyoruz. Bu her zaman ekstra şevk ve çalışma isteği getirmekte.

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Youtube, Spotify, iTunes, Apple Music ve Deezer üzerinden yayınlamaktayız. İnsanların ve bizim çoğunluklu kullandığımız servislerde olmayı, SoundCloud – Bandcamp gibi adreslere nazaran tercih etmekteyiz.

SoundCloud ve Bandcamp’i kendi kişisel projelerimiz için kullanmaktayız fakat bu adreslerde özellikle Türkiye için genel dinleyiciye inmek pek kolay olmuyor.

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

İçimizdeki, aklımızdaki ve kalbimizdeki müziği tamamen birebir yansıtmamız ve içimize sinmeyen hiç bir şey olmaması en olumlu yanı diyebiliriz.

Olumsuz olarak ise elimizde olan, olmayan sebeplerden dolayı yaşadığımız gecikmeler kesinlikle.

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Önceki gruplarımızda bir çok plan yaptık, kendimize hedefler belirledik ve bu belirlediğimiz hedeflerin bize çok iyi gelmediğini defalarca tecrübe ettik.

Bu yüzden şuan tek hedefimiz mümkün olduğu kadar çok üretmek. Geçmişten kalan, bir anda çıkan, eski bestelerden düzenlenenler derken çok sayıda bestemizin biriktiğinin farkına vardık. Bu besteleri kağıt üzerinde bırakmayı hiç istemiyoruz.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

Müziğin yarıştırılmasının tatsız olduğunu ve bu yarışmaların şanslı gruplara bir sıçrama tahtası olabileceği ihtimali dışında bir katkılarının olmadığını düşünüyoruz.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Son yıllarda bir müzisyeni, albümü veya tekliyi değerlendirme, popüler kılma gücünün müzik konusunda bilgisi olan müzik basınından “daha fazla takipçisi olan” fenomen ve ne için ünlü olduğu bilinmeyen ünlü kişilere kaydığı bir gerçekti. Fakat artık kötü günler geçiyor gibi.

“Yerli gruplara destek olalım” Bu söz artık “eğitim şart” gibi bir kalıba evrilmekte, Bir Baba Indie gibi bunu gerçekten içi dolu şekilde yapan platformların artması dileğindeyiz.

Sırasıyla, Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler ve Diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyicilerin aslında ne kadar acımasız olabileceğini, ve genel kitlenin bazen sadece şarkınızın ilk 30 saniyesini dikkate aldığını, tüketiciden üretici kısmına geçtiğinizde farkediyorsunuz. Bunun değişmesini beklemek her ne kadar bir ütopya olsa da, keşke değişse diyoruz.

Ülkenin yaşadığı dönem dolayısıyla sahne yapan mekan sayısı 2 elin değil 1 elin parmaklarından az kaldı, hala direnen ve direnecek olanlara sonsuz teşekkürler.

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Aslında hepimiz öğrenciyiz fakat spesifik olarak;

Özgür; BlueNote Music de çalışmakta. Yine müzikle iç içe bir bölüm okuduğu için hayatı müzikle dolu.

Furkan; yine sahne ve sanat ile ilgili okuyor. Mert içimizde en çok sanat dalıyla ilgilenen kişi olarak dans ve tiyatro ile de ilgileniyor.

Erkmen; içimizde ki en ilginç kişi bu konuda. Çocukluğundan beri yazılımla ilgileniyordu ve şuan özel bir şirkette Yazılım Uzmanı olarak çalışmakta.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

facebook.com/siluetmusic
instagram.com/siluetmusic
http://spotfy.com/siluet
https://www.youtube.com/channel/Siluet

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

Facebook sayfamız üzerinden doğrudan bizimle iletişime geçebilirler, son derece aktif kullanmaktayız. 

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

BİR BABA INDIE MIX | “Şubat 2017”
NOVO AMOR – “Hadi Bana Kuzeyi Anlat Biraz!”

Yazar

BBI Yerli: Rana Türkyılmaz & Kırık Pena

Bize Katıl!