BBI YERLİ #47 | “Hedonistic Noise”

BBI Yerli


Projenizin adı nedir?

Hedonistic Noise

Projenizin başlangıç tarihi nedir?

01.04.2016

Hangi şehirde yaşıyorsunuz?

İstanbul

Projenizde yer alan müzisyenler ve diğer katkı sağlayanlar kimler?

Orçun Özdemir – Elektro Gitar & Vokal
Emre Terzioğlu – Bas Gitar
Doğa Gürkan – Davul

Grubunuzun tarzı nedir?

Punk, Grunge

Projenize benzer müzik grupları/müzisyenler?

Benzer mi bilinmez ama bazı ilham aldıklarımız: Minor Threat, Nirvana, GG Allin… 

Bugüne kadar nerelerde sahne aldınız?

Peyote, Woodstock, Shaft, Retro, Ixir.

Sahne aldığınız mekanlarda “MENTAL” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler:
– Sanatsal anlayıştan uzak, ticari esnaf kafasında olunulması.
– Ses teknisyenlerinin amatör müzisyenleri ezerek tatmin olmaya çalışması.
– Yaş sınırı konusunda kesin ifadede bulunulmayıp yaşı küçük olanlar için “Para verirsen geçer, vermezsen geçemezsin.” tavrı takınılması.
– Sınırlı sayıda bulunan kaliteli mekanlardan cevap dahi alamamak. Uygun şekilde reddedilmek kabulümüz ama düzgün bir dille ve şekille başvurmamıza rağmen yok sayılmak istemiyoruz.
– Para verilmeyen yerlerde bunun yanı sıra bira fişi konusunda da cimrilik yapılması. (Fişle 50’lik içemezsin sadece 33’lük.)
– Ses teknisyeninin geriden vokal yapmaya çalışması. (Bunu da yaşadık.)

Artılar:
– Ses teknisyeninin özel olarak ilgilenerek gruba özgün sesi sağlayabilmesi ve konser sırasında işini ciddiyetle yapabilmesi. (Peyote, Karga)
– Sahne başvurularına zamanında geri dönüş yapılması.

Eksiklerin hepsi yaşayarak deneyimlediğimiz şeyler. Maalesef çoğu mekanda karşımıza bu tarz eksiklikler çıkarken çok az mekan gerçekten yukardaki artılara sahip.

Sahne aldığınız mekanlarda “Teknik” olarak eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdi?

Eksikler:
– Ekipman ve ses sistemindeki yetersizlik.
– Sahnenin ortasında kolon bulunmasından dolayı rahat pogo, moshpit yapılamaması.
– Organizatör, ses teknisyeni ve barmen arasındaki uyumsuzluk. (Organizatörle anlaşılan saatin ses teknisyeni tarafından farklı bilinmesi, anlaşılan kişi başı bira sayısının barmen tarafından verilmemesi vs.)

Artılar:
– Ses sisteminin düzenli bakımının yapılması ve ses kalitesinin yeterli olması.
– Sahnede seyirciyi engelleyecek bir şey olmaması.
– İçecek fişinin 33’lük birayla sınırlı kalmaması.

Organizasyonlara ilişkin eksik veya doğru bulduğunuz şeyler nelerdir?

Altkültür ortamında yapılan organizasyonlar gönüllülük esasıyla ve ticari kaygı gütmeden yapıldığı için bu tarz organizasyonlar genel olarak samimi bir havada geçiyor ve pek sorun çıkmıyor. Çıkan ufak tefek sorunlar genellikle mekan odaklı oluyor. Bazı organizasyonlarda ise farklı gruplara, seslere yer vermek yerine sürekli aynı grupların yer almasını eksiklik olarak görüyoruz.

Daha önce festivallerde yer aldınız mı? Bu deneyimlerinizi kısaca anlatır mısınız?

Peyote’de yapılan 7 grubun çaldığı Wargasm Fest’te yer aldık. Güzel bir ortam ve samimi bir seyirci kitlesi vardı. Peyote her zamanki gibi grupları iyi ağırladı. Festivale önceden Wargasm Collective’e ulaşarak başvurduk, gayet güzel geçti.

Konserlerinize gelen dinleyici kitleniz “genel olarak” kimlerden oluşuyor? Kitlenizin konserlerden sonraki tepkilerini genellikle neler oluyor?

Dinleyici kitlemiz şimdilik arkadaş çevremiz ve benzer müzikleri yapan diğer müzisyenler arkadaşlarımızdan oluşuyor. Küçük bir kitle olduğu için arkadaş buluşmasıyla ortak bile sayılabilir. Halı saha maçı yapmak ya da “Bugün hangi kafede buluşsak?” muhabbeti yapmak yerine “Bugün nerde konser versek?” diyoruz, güzel güzel kaynaşıp, sevişiyoruz. Tepkiler de gelen kitleye göre değişiyor, bazıları kaçarken bazen beklemediğimiz insanlar beğenebiliyor.

Sahne aldığınız yerlerden bir ücret alıyor musunuz? Aldığınız ücrete ek olarak size sağlanan yan haklar nelerdir?

Maalesef çoğunda ücret alamıyoruz. İnsanlar rahatça gelip dinlesin diye biletsiz yapıyoruz. Mekanlar da elini cebine atmak yerine sattığınız biletten bile pay kesmeye çalışabiliyor. Bu açıdan yerel müzik sahnesinde kazanılan paralar bazen gitar teli bile almaya yetmeyebiliyor.

Kayıtlarda veya sahnede kendi eserlerinizi mi yoksa uyarlama (cover) eserleri mi seslendiriyorsunuz?

Beste.

Yayınlanmış “albüm”, “kısa çalar”, “tekli”leriniz var mı?

2016’nın Nisan ayının başında kurulduk. Girdiğimiz ilk provadan albümün çıkmadan önceki son provasına kadar deli gibi sadece beste çaldık. Bir an önce ortaya bir şey koyup az da olsa ses uyandırabilmek için 27 Mayıs 2016‘da 11 parçalık prova kayıtlarından oluşan “Masturbation” isimli bir demo albümünü internet üzerinden yayınladık. Pek bir etki olmadı, kayıtlar kirli olduğu için fazla sayıda insanın alışık olmadığı için gerçekten dinlemediğini düşünsek de kirli ve sert bir şeyler oraya koymak istemiştik, bunu başardığımızı düşünüyoruz.

Projenizde yer alan eserler “tasarım” olarak neyi ifade ediyor?

Müziğimizde genel olarak sade, basit ve sert olmaya çalışıyoruz. Kısa sözler ve tekrarlayan ritimlerle bir şeyler anlatıp içimizden geldiği kadar bağırıp çağırıyoruz.

Uyarlama (cover) eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

En başından beri uyarlama eser yapmaya karşıyız. Üçümüzde zamanında farklı farklı gruplarda fazlasıyla uyarlama çaldık ve artık sıkıldık. Hatta kişisel olarak ben (Orçun) artık uyarlama çalmaktan kusma seviyesine gelmiştim. Bolca Nirvana, Joy Division, Pearl Jam çaldığım bir zaman vardı artık her seferinde o grubun vokalistini taklit etmek zorundaymışım gibi hissediyordum, kendi özgün tarzımı ortaya koyamamaktan çok şikayetçiydim en sonunda üçümüzde %100 beste odaklı buluşarak bu grubu kurduk. Tek uyarlama parçamız Kilink’ten “OC” idi fakat onu da Shaft’ta çok kötü bir çalıştan sonra bir daha asla çalmayarak tarihin tozlu sayfalarına gömdük.

Yayınlanmış veya yayınlamaya hazır kayıtlarınızı nerelerde gerçekleştirdiniz?

Stüdyo DODO.

Kayıt öncesi ve kayıt deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Mümkün olduğunca özensiz ve mühendislik lisans eğitimimizin arasında hızlıca kayıt yapıp paylaşıyoruz. Çünkü defalarca dinleyip mükemmeliyetçilik kasamayacak kadar malız. Kendimizi “ağbi nolacak yauğv zaten pank çal gitsin hem böle daa güzel bah bah” diyerek kurtarmaya çalışıyoruz.

Miks ve mastering için kimlerle çalışıyorsunuz?

Demo albümümüzde miks ve mastering olmadığı için pek bir tecrübemiz yok fakat diğer müzisyen arkadaşlarımız kayıt alıp memnun kaldığı için Stüdyo DODO‘daki Ali Akdaş‘ı önerebiliriz. No Land’in son albümünü de kendisi mikslemişti, gayet güzel.

Provalarınız için kendinize ait bir çalışma ortamınız var mı? Çalışmalarınızı ne kadar sıklıkla sürdürüyorsunuz?

Provalarımız için maalesef kendimize ait bir çalışma ortamımız yok, stüdyoya gitmek zorundayız genel olarak haftada 2 saat, bazı haftalar 1 saat çalıyoruz.

Prova ve kayıt stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Birçoğu web sitesinde “düzenli bakım yapmaktayız” dese de yapmaz, çoğunda akustik olmadığı için kendi sesinizi duyamazsınız. Deneme yanılma yaparak zor da olsa iyi bir stüdyo seçebilmek yine de mümkün.

Eserlerinizi hangi platformlarda yayınlıyorsunuz? Bu platformların eksileri ve artıları nelerdir?

Bandcamp: Her açıdan çok iyi hatta en iyisi ama ülkemiz sağ olsun PayPal’ı kapatarak dış mihrakları engellemeseydi de hobi olarak engelleseydi daha iyi olabilirdi.
SoundCloud: İyi ama çevresi kötü.
YouTube: Müzik odaklı olmasa da kliplerin keşfedilmesi için yararlı.

Projenize ilişkin “olumlu” ve “olumsuz” bulduğunu şeyler nelerdir?

Olumlu: İstediğimiz gibi bağırıp çağırıp istediğimiz sözleri söyleyebiliyoruz. Tamamen özgür gitar melodileri yazarak istediğimiz gibi çalabiliyoruz.
Olumsuz: Çok kafa şişiriyor.

Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Kısa vadeli: Albüm kayıtlarını istediğimiz gibi bitirerek ortaya güzel müzikler koyabilmek.
Uzun vadeli:
Kalıcı sanat eserleri bırakmak, gelip geçici sıradan bir grup olarak kalmamak.

Müzik yarışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız bir müzik yarışması ve elde ettiğiniz bir derece var mı?

Radyo Boğaziçi’nin hazırladığı Battle of the Bands’e başvurmuştuk fakat seçilmemiştik. Gruplara kendini gösterme fırsatı verenler özgür olanlarını destekliyoruz, “O Ses Türkiye” ayarındakileri kınıyoruz.

Müzik basını (dijital ve basılı) hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yerel müziğe verilen belli bir destek var fakat bu destek 1-2 grup arasında dönmemeli, yeni kurulan bütün gruplara aynı fırsatlar tanınmalı. Kibarca atılan mesajlara da geri dönüşler olmalı diye düşünüyoruz. Büyük bir heyecanla mesajlar atıp geri dönüş almamak hoş değil.

Sırasıyla, Dinleyici – Mekanlar – Organizatörler – Müzisyenler ve Diğer kişi/kişilerden beklentileriniz nelerdir?

Dinleyiciler: Konserlere gelsinler.
Mekanlar:
Ticari, minibüsçü, esnaf kafasından çıkarak sanatsal açıdan vizyon edinsinler.
Organizatörler:
Etik değerleri ön planda tutarak para kazanmak yerine çeşitliliğe yönelsinler farklı gruplara ve seslere yer versinler.
Müzisyenler:
Beste yapsınlar.
Ozan Bodur:
Ayazağa’da yaşamasın.
Toprak Işık:
Fazla takılmasın, kalbine zararlı.

Müzik dışında aktif olarak devam ettirdiğiniz mesleğiniz var mı? Devam eden rutin hayatınız ve müzik hayatınız arasındaki dengeyi kısaca anlatabilir misiniz?

Gruptaki iki kişi (Emre ve Ben) mühendislik okuyor. Ben (Orçun) İTÜ’de Bilgisayar Mühendisliği okuyorum, Emre ise YTÜ’de İnşaat Mühendisliği. Haliyle derslerimiz ağır oluyor ve uğraş istiyor dönem dönem hayattan soğuyarak zombiye dönüşebiliyoruz. Doğa ise en son Bilgi Üniversitesi’nde hazırlığı geçmeye uğraşıyordu, büyük ihtimalle geçmiştir.

Projenize ait sosyal medya hesapları nelerdir?

facebook.com/hedonisticnoise

hedonisticnoise.bandcamp.com

twitter.com/hedonisticnoise

youtube.com/channel/UCh1M-OmzGsc4EhflDQFDRTw

Dinleyiciler, mekanlar veya organizatörler size nerelerden ulaşabilir ve kiminle iletişime geçebilir?

Facebook’tan bize yazabilirler veya hedonisticnoise@gmail.com‘a e-posta atarlarsa geri dönüş yapabiliriz.

Kendinize sormak istediğiniz bir soru var mı? Cevabıyla birlikte paylaşabilir misiniz?

İsminiz nasıl okunuyor?

Hi-dınistik Noyz

Tags: , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Luke Elliot 9 Şubat’ta Salon İKSV’de
Gevende yeni albümünden ilk single geldi: “Vertigo”

Yazar

Bize Katıl!