Çavdar Tarlasından Son Çıkış

Gönül İşi

Çocukken geceleri yıldızlara dokunabildiğim, esrarengiz hikayeler dinlediğim, uyurken doğanın sesinin her hücreme nüfuz ettiği bi yer vardı. Bir yıldız -en parlak yıldız- vardı bi de. Yıldızla aramda geçen tüm diyaloglar, çıkmazlar, özlemler… Çocuk aklı merakı “orda bi yerde işte”

Üzerinden belki on beş kim bilir belki on sekiz sene geçti. Geçen gece anlattım şimdi yazıyorum. “O orda bi yerde işte” çıkmazı artık çocuk olmadığınızda da kendini öteleyemiyor imiş.  Sahi zaman geçtikçe insan ya büyüyor ya da sadece zaman geçiyor.

Size de olur mu böyle? Hani küçüksünüzdür yine ve geçen gece yaşanmıştır her şey. Dün unutmuşsunuzdur kütüphanede, ciltle kaplanan okul kitabını. Ondan önceki gün kartopu savaşı yapıp, yokuştan kaymışsınızdır kahkahalarla. Bu sabah okula gitmemek için hasta numaraları yapılmıştır sonra. Bazen oluyor. Bazen olduğunu hayal ediyor insan. Çocuklukta imgeleriyle yanı başımızda. “İmgesi kadar güzel değil gerçek.” Sırf bu yüzden belki de büyüyünce çocukluğa geri dönme hayali, çocukken büyümeye can atma hevesi. Küçükken dokunduğum yıldızlar geliyor gözlerimin önüne. Fakat şimdi loş bi masa lambasının altında; uykusuzluktan kızaran gözler, c__data_users_defapps_appdata_internetexplorer_temp_saved-images_tumblr_m8dxbvzpsu1qb068ko1_1280beklemekten soğuyan bi fincan kahve, arkada çalan Young Hunting. Şimdi düşünüyorum da bu dönüşümden pek de memnun değilim. Oysa saçları kısa kumral kızı düşünüyorum. Olur bazen öyle. Sahi bazı anlara dönmeyi çok istiyor insan. Bazen de Central Park’taki esmer çocuğun hayaline özeniyor: “Hep büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta –yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim…”

Büyümek ve çocuk kalmak… Hepimizde belki aynı psikozlar. Bazen unutuyoruz yada imgeler silikleşiyor. Büyüyünce böyle mi oluyor? Yani anın farkındasınızdır ama bir türlü olmaz. Hep bir şeyler noksan yahut tutuk. Bilmiyor bazen insan. İnsan bazen bilmemeli de. Bugün bana çocukluğumdaki anların çiviyle kazındığını hatırlatan şarkı,kimbilir bu yazının sonunda çocukluğunuzun bi anını anımsatır. Size anlatıyorum çünkü anlatınca fena özlüyor insan. Mağlubiyetler uzak yollara öteleniyor.

Şimdi çavdar tarlası çıkmazını gösteriyor pusula. Yıldızlar da çocukları…

Tags: , ,

İlginizi Çekebilir

Müzik Tarzları ve Ön Yargı
Etkinlik Habercisi: İKSV Caz ile Gece Gezmesi

Yazar

BBI Yerli: Rana Türkyılmaz & Kırık Pena

Bize Katıl!