Festival İçinde Festival Sziget 2016

Oradaydık

Bu yıl Sziget’i farklı bir heyecanla bekliyordum. Heyecanımın sebebi ilk olarak, beşinci kez gidecek olmamdı. Festival maceram Türkiye’de h2000 ve Rock’n Coke ile başlamıştı. O zamanlar bu iki festival, tarihlerini açıkladıktan sonra sabırsız bir bekleyiş içerisine girerdim. Sonra yıllar geçti ve aynı heyecanı Sziget için yaşamaya başladım. Sziget’e ilk olarak 2012’de gittim. O yıl yirminci yıllarıydı ve daha da ötesi yirmi yıl sonra tekrar bir araya gelen The Stone Roses sahne alacaktı. Hayatım boyunca unutamayacağım bir festival deneyimi yaşadım. Mesela The Stone Roses şarkılarını hiç tanımadığım bir grup insanla sarmaş dolaş hep bir ağızdan söylemiştik. Yıllar geçmesine rağmen hala her The Stone Roses dinleyişimde o anları hatırlarım ve gözlerim dolar. O yıl Sziget’in katılımcı yaş ortalaması 30-40 yaş üzeriydi ve Szitizen pasaportları olmadan gerçekleşen son festivaldi.

4 yıl boyunca The Stone Roses dışında kimleri görmedim ki? Robbie Williams, Blur, Nick Cave and the Bad Seeds, Kasabian, Manic Street Preachers, Placebo, Korn, Queens of the Stone Age, Franz Ferdinand, Interpol, The Killers, Biffy Clyro, Skunk Anansie, Editors, Two Door Cinema Club, Hurts, The Subways, Mando Diao, The Vaccines, Paolo Nutini, The Ting Tings, The Horrors, Caro Emerald, Noah and the Whale, Katy B, Agnes Obel, Emiliana Torrini, Triggerfinger, Everything Everything, Dry the River, Mika, Empire of the Sun, Woodkid, Tame Impala, Balthazar, Parov Stelar Band, Blink-182, Bastille, Brody Dalle, Fink, Imagine Dragons, Jake Bugg, Lily Allen, The 1975, The Kooks, Tom Odell, Alt-J, Ellie Goulding, Foals, Gogol Bordello, Marina and the Diamonds, Paloma Faith, Selah Sue, The Maccabees ve çok daha fazlası…

Bu yıl Muse ve Rihanna gibi büyük isimler vardı. Ancak beni en çok heyecanlandıran Ceza’nın headliner olarak Avrupa Sahnesi’nde (Europe Stage) sahne almasıydı. Bu Sziget’te bir ilk oldu ve bizi gururlandırdı. Ceza enerji dolu ve harika bir performans sergiledi. Ayrıca performans öncesi BalconyTV için röportaj yapma fırsatımız oldu. Röportaj videosunu ve Ceza’nın Sziget performansından görüntüler izlemek için tıklayın.

Muse’u izlemeyi tercih etmedim. Çünkü geçtiğimiz yıl Rock Werchter‘de en önden izlemiş ve sonrasında da Lollapalooza Berlin‘de görmüştüm. Aynı şekilde Rihanna’yı da izlemedim. Aynı saatlerde Dünya Sahnesi’nde (World Stage) Buika vardı. Festival katılımcıları Rihanna’yı tercih ettiği için Dünya Sahnesi (World Stage) çok sakin ve güzeldi. Ayrıca Buika’yı tercih edenlerin yaş ortalaması 30-40 yaş üzeriydi. Buika’nın harika sesiyle çok güzel bir akşam yaşadık. Dünya Sahnesi’nde izlediğim bir diğer isim de Rupa and the April Fishes oldu. Bu yıl en çok eğlendiğim ve kurtlarımı döktüğüm performans ise Manu Chao‘nun performansı oldu. En coştuğum performans da Kaiser Chiefs‘in performansı oldu. Jake Bugg‘ı ikinci kez yine Sziget’te görme fırsatı buldum ve yine “Broken” şarkısında duygulandım ve ağladım.

Sziget 2016’da Ceza dışında beni en çok Noel Gallagher’s High Flying Birds heyecanlandırıyordu. Noel Gallagher’ı geçtiğimiz yıl Rock Werchter’de izlemiştim. O kadar unutulmaz anlar yaşamıştım ki, bu yıl tekrar görmek istedim. Noel Gallagher bu sefer çok farklıydı. İlk üç şarkı boyunca seyirci ile hiç iletişim kurmadı. Daha sonra biraz açıldı, ama Rock Werchter’de gördüğüm Noel Gallagher’dan eser yoktu. Performansı da aynı değildi. Bunun sebebi Rock Werchter ve Sziget kitlesinin çok farklı olması bence, ki zaten Rock Werchter için ‘favori festivalim’ demişti. Bu yazdığım Noel Gallagher’ın performansının kötü olduğu anlamına gelmiyor. Sadece ruh hali olarak aynı değildi. Sziget performansında hissettiğim “Bitse de gitsek. Zaten seyirci de Sia‘yı bekliyor ve ruhsuz.” havasıydı ve çok mutsuzdu. Gerçekten de seyirci çok ruhsuzdu. Geçtiğimiz yıl Lollapalooza Berlin’de Muse için bekleyen kitle Belle and Sebastian sahnedeyken de gayet katılımcıydı, ki sahneye bile çıktılar ve dans ettiler. Aynı şekilde yine geçtiğimiz yıl Rock Werchter’de Muse için bekleyen kitle Kasabian sahnedeyken de çok keyif alıyorlardı. Bu biraz kültür ile alakalı diyebilirim. Tüm bu yaşanılanlara rağmen Noel Gallagher, performansının sonlarına doğru “Wonderwall” ve “Don’t Look Back in Anger” şarkılarıyla biz Oasis fanlarını çıldırttı. Noel Gallagher’ı izlerken iki yıldır aynı şeyi hissediyorum ve istiyorum, artık Oasis birleşsin!

4 yıl boyunca benim için Sziget’in olmazsa olmazı yeni isimler keşfetmekti. Bu yıl da dört tane harika isim keşfettim. Bu isimler Tiwayo, Avec, I Ministri ve Salmo. Hepsi birbirinden harika performanslar sergilediler. Bu yıl Sziget’in Avrupa Sahnesi (Europe Stage) bir showcase festival programı gibi güzel isimlerle doldurulmuştu. Aslında bunu diğer sahneler için de söyleyebilirim. Her sahne kendi başına bir festival. Kısacası festival içinde festival demek en doğrusu.

Geçmiş yıllara baktığım zaman bu yıl benim için çok farklı geçti. Mesela A38 sahnesine hiç girmeden festivali tamamladım. Ayrıca müzik olarak toplamda sadece on performans izledim. Peki, yedi gün boyunca ne yaptım? Altı sirk gösterisi, iki dans gösterisi izledim. Geri kalan zamanımı da Beach, ArtZone, Ability Park, NGO Island ve Sport Zone’da geçirdim. Çoğu yıllardır yaptığım şeylerdi ve hep Sziget’in sadece müzik festivali olmadığını söylerdim, ama sirk gösterilerini hiç müzik sahnelerine tercih etmemiştim. Oldukça değişik ve harika bir deneyim oldu benim için. Ayrıca Luminarium‘a da girmedim, ki beş yıl içerisinde ikinci kez oluyor bu.

Sziget’e bu yıl yaklaşık beş yüz bin (yarım milyon) kişi katıldı, ki bu bir Sziget rekoru. 100 farklı ülkeden katılım olurken, Türkiye’den bin kişinin üzerinde katılımcı vardı. Türkiye’den katılımcıların çokluğu Sziget yetkililerini de çok şaşırttı ve bu şaşkınlıklarını ve mutluluklarını basın toplantısında da belirttiler. Sziget’e katıldığım ilk yıldan beri Türkiye’den katılımcı sayısı her geçen yıl artış gösterdi. Umarım gelecek yıllar daha da artar. Ölmeden önce yapılacaklar listesine Sziget’e gitmeyi mutlaka ekleyin derim.

Bir Sziget daha bitti ve bu sefer bittiği için çok üzüldüm. En son bu duyguyu 2012’de yaşamıştım (The Stone Roses’ı gördüğüm içindi). Döndükten sonra uzun bir zaman ağlamıştım. 2013, 2014 ve 2015 o kadar sarsıcı olmadı. Sziget sonraları boşluğa düşüyor ve gelecek yılı bekliyordum. Bu yıl yaşadığım her an çok güzeldi, ki buna hava koşulları dahil. 2013, 2014 ve özellikle 2015 inanılmaz sıcaktı. Hatta geçtiğimiz yıl 40 ve üzeri dereceleri görmüştük. 2012 yılını ve bu yılı ayrı, güzel ve özel kılan ayrıca hava koşulları da olabilir.

Sziget gelecek yıl 9-16 Ağustos tarihleri arasında yirmi beşinci kez düzenlenecek. Şimdiden Sziget 2017 için plan, program yapmaya başlamanızı tavsiye ederim. Daha erken diye düşünmeyin, Avrupa festivalleri için aylar önce plan yapmak gerekiyor.

Gökhan Yenileyen

Tags: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Midlake “The Trials of Van Occupanther” Albümünü Yeniden Piyasaya Sürüyor!
No Land’in İlk Albümü İçin Geri Sayım Başladı!

Yazar

Bize Katıl!