Geçmişten gelen yeni albüm: Wye Oak – “Tween”

Albüm İncelemeleriİnceleme

Baltimore’lu grup Wye Oak geçen hafta “sürpriz” bir albüm yayınladı. Adı Tween. Böyle şak diye, habersiz, single’sız bir şekilde çıkınca albümler seviniyorum. Mehmet Tez‘in konuyla ilgi yazısında belirttiği gibi, albüm bölük pörçük dinlenmemiş, bütünlüğü promosyon amaçlarına kurban gitmemiş oluyor.

Tween’in önceden reklamını yapmak zaten pek mantıklı olmazmış, çünkü Tween yeni bir albüm sayılmaz. Albümün basın açıklamasında şarkıların üçüncü ve dördüncü albüm arasında oluşan, ancak dördüncü albüm Shriek‘in konseptine uymadıkları için dışarıda kalan şarkılar oldukları belirtiliyor. Bu durum albüme karşılaştırmalı bir bakış açısını ilginç hale getiriyor. Tween hem eski hem de yeni olarak görülebilecek bir albüm. Adından da anlaşılacağı gibi, arada bir durum oluşturuyor.

O zaman önce bir geçmişe dönelim. Jenn Wasner ve Andy Stack‘den oluşan grup bir süre garage sounduna sahip gitar müziği yaptıktan sonra daha orijinal bir sound yaratıp Civilian‘ı oluşturdular ve alternatif müzik alemlerinde tanınır oldular. Müzik yine gitar ağırlıklıydı, ancak bana göre Whttp://static.stereogum.com/uploads/2016/06/wye-oak-tween.jpgye Oak’un en kuvvetli tarafı olan incelikli motifler ilk bu albümde kendini gösteriyordu. Takip eden Shriek’de ise ritmik ve dinamik yapı başarılı oluşturulmuştu, özellikle Tower ve Glory çok iyi groovelara sahipti.

İki albüm arasında olması nedeniyle “Tween”‘i “Civilian” ve “Shriek”‘le kıyaslayıp hangi albüme daha yakın olduğunu bulayım dedim ilk başta, ama pek bir sonuca varamayacağımı fark ettim. Çünkü “Tween” iki albümden de çok farklı. Öyle ki “Tween” acaba Wye Oak’un gelecekteki soundu böyle mi olacak diye düşündürüyor. Ayrıca, toplama bir albüm olmasına rağmen grubun diğer albümleriyle boy ölçüşebilecek de bir albüm “Tween”.

İlk parça Out Of Nowhere  bir intro niteliğinde ve albümün geneline hakim olan atmosferik soundu yoğun bir şekilde bünyesinde barındırıyor. Takip eden If You Should See ve No Dreaming‘de Cocteau Twins etkileri duymak oldukça sevindirici. Özellikle “No Dreaming” Wye Oak’un hemşehrisi Beach House‘un son albümlerinde bulamadığım en iyi Beach House şarkılarına benziyor. Tam Wye Oak bu sefer efekti bol bir shoegaze/dreampop albümü yapmış derken, Too Right albümü sert ve karanlık bir noktaya çekiyor. Better (For Esther)‘da basit bir gitar melodisi kozmik bir soloya evriliyor, Trigger Finger‘da uzaktan gelen vokallere eşlik eden gitar tonları ise “Civilian”‘ı hatırlatıyor. On Luxury‘deki bas ve vokalin etkileşimi ise bence albümün en güzel olayı. Nakarattaki vokal, kıtadaki bass melodisini devam ettiriyor gibi. Watching the Waiting folk esintili ve albümün beni en  endişelendiren şarkısı. Son yıllarda popüler olan folk-revival grupları üzerimde öyle kötü etki yarattı ki, yakınından geçildiği anda huzursuzlanmaya başlıyorum. Aman Wye Oak bu şarkının devamını getirmesin.

Yazının başında Tween’in diğer Wye Oak albümleriyle yarışır başarıda olduğunu belirtmiştim. Bu Tween için olumlu iken, diğer albümler için olumsuz bir anlama sahip. Bu yazıyı yazmaya hazırlanırken Wye Oak’un iyi müzisyenlik ve fikirlere rağmen niye gerekli ilgiyi görmediğini düşünüyordum; albümleri bu yazı daha dikkatli dinlerken sorumun cevabını buldum. Diğer dinleyiciler için de sebep bu mudur bilmem ama ben Wye Oak albümlerinin bütünlük problemi olduğunu düşünüyorum. Burada bütünlükten kastım şarkıların stilistik olarak birbirlerine yakınlığından ziyade, albümün anlatımsal tarafı. Herhangi bir süreç, iniş-çıkış, bir “kahramanın yolculuğu” durumu eksik. Hal böyle olunca duygusal olarak istenen etki yaratılamıyor, albüm dinleyicide iz bırakmıyor. Wye Oak albümleri, detaylardaki inceliği çok beğendiğiniz, ama bir bütün olarak uzaktan baktığınızda üzerinizde etki yaratmayan resimler gibi.

Bu eleştirim özel durumundan ötürü “Tween” için geçerli olmasa da, kesinlikle inanıyorum ki, Wye Oak “o albümü” yaptığı zaman gerçekten büyük bir grup olacak.

Tags: , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Ekin Fil`den yeni albüm: “Being Near”
Ve modern dünya, esnek insanı yarattı: Güney Marlen’den “Şişelere Mektuplar”

Yazar

Bize Katıl!