Dibine Kadar Festival Babylon Soungarden 2016!

Oradaydık

Bu yıl 6.’sı Babylon Kilyos’ta gerçekleşen bir Babylon Soundgarden Festival’ini daha geride bıraktık. Katılımcılar için yağmur, fırtına, soğuk hava endişesiyle başlayan festival, sağanak yağmurun yerini tertemiz ve güzel bir havaya bırakmasıyla birlikte eğlence tam gaz başlamış oldu!

Babylon Kilyos’a kendi aracımızla birlikte gayet rahat bir şekilde gelip, aracımızı da çok zorlanmadan* bir yere park ederek (Tabii bu arada, görevli arkadaşların, aracı bıraktığımız yol kenarındaki tüm araçların bir bir çekileceğini söylemesiyle ufaktan tırsmadık değil! Neyse ki sıkıntı olmadı asdfghjk) Shuttle’larla ulaşım sağlamaya çalışan bazı katılımcılarda sorun yaşayanlar da olmamış değil tabii. Neyse, saat 17.00 gibi girdiğimiz festival alanında herkes mutlu, her şey keyifli gözüküyordu. 1 saat kadar “festival alanında ne var ne yok, bira standı ve kardeşi tuvaletler nerede, hangi sahnede kimler çalıyor” konulu bir keşif gezisinde bulunduktan sonra klasik bir festival sorunsalı olan bira ve tuvalet kuyruğu bekleşmeceleri arasında sahne sahne koşturmacalar başladı.

Radyo Babylon Sahnesi‘nde festivalin ilk kulak verip, izlediğimiz ismi Kutay Soyocak ve Taner Yücel’in yanına, davulda gruba eşlik eden Can Kalyoncu’nun da eklenmesiyle oluşan Jakuzi sahnedeydi. Kutay Soyocak’ın, Peygamber Vitesi’nin haricinde başlattığı Jakuzi ile birlikte özellikle festival kitlesiyle çok rahat ve güzel bir şekilde kucaklaşabilecek bir proje ortaya çıkardığını söyleyebiliriz. Umarız açık hava festivalleri başta olmak üzere bu tarz organizasyonlarda bol bol konser verirler! Sonrasında festival alanında dolanıp, biraz daha vakit geçirdikten sonra basın alanında temel ihtiyaç molası eşliğinde, telefonlarımızı şarj ederek uzaktan gelen Lara Di Lara’nın müziğine kulak verdik. Hemen akabinde 19.30 gibi yine Radyo Babylon Sahnesi’nde yer alan, kendileriyle festival öncesinde röportaj da yapmış olduğumuz İngiliz Indietronica dörtlüsü Is Tropical’ı izlemek üzere sahneye doğru yol aldık. Öncelikle grubun festivaller için çok doğru bir seçim olduğunu söylemek lazım. Parçalardaki ritmik öğeler, vokal ablamız Kirstie Fleck’in müthiş sahne duruşuyla birleşince tadından yenmeyen bir performans haline geliyor. Is Tropical ile ufak ufak festival havasına girip, salınmaya başladığımız anlarda ise hemen ardından sahne alan Büyük Ev Ablukada’nın ses getiren projesi Fırtınayt ile birlikte ortamda gerçek bir “fırtına” etkisi baş göstermeye başladı! BEA’nın ilk kez dinlediğimiz bu yeni, evrilmiş halini biz ve izleyen herkes gerçekten çok sevmiş! Albüm kaydından ziyade sahnede etkisini çok daha fazla gösteren Fırtınayt ile BEA çok canlar yakıp, dans pistlerinde bir çok insanı telef edecek gibi duruyor! BEA ardından hızla Milky Chance için Doritos Sahnesi’ne doğru yol alan bizler, eğlenmek için oraya gelmiş olan kitleye çok da uygun olmayan birkaç parça sonrasında çalan ritmik Milky Chance parçalarına kendimizi bırakmış ve her dakika daha da büyüyen bir halka oluşturmak suretiyle alanda dans ederken bulduk. Konser sonrasında, insanlar akın akın Türkiye’de enterasan bir şekilde “ceketlerini assalar” sold-out olacak bir grup haline gelmiş olan Oscar and the Wolf izlemek için tekrardan Radyo Babylon Sahnesi’ne doğru çoktan yol almışlardı bile. Ancak biz, bir anda ortaya çıkan trompetli, saksafonlu marş haline gelmiş parçaları çalan pop-up grubun melodileriyle birlikte yarım saate yakın alandan ayrıl(a)mayarak Oscar and the Wolf’un sahnesine yaklaşma şansı dahi bulamamış olduk. O andan sonra kalabalığın bizi içine almadığı konser alanında birkaç şarkıya uzaktan eşlik ederek gecenin sonlarını Red Bull Music Academy Sahnesi’ndeki melodilere eşlik edip, muhabbet ederek yaşadık. Sanırım o an performans sergileyen Jacques Greene‘miş. Kumsaldaki muhabbetimize melodi ve ritm katarak daha da güzelleştirdiği için kendisine teşekkürü bir borç biliriz! 🙂

Son olarak; Babylon Kilyos çok keyifli bir yer. Dolayısıyla deniz, kum, güneş, müzik ile birleşince festival ortamı da gayet keyifli oluyor. Tabii ki her festival sonrasında olduğu gibi “bu kadar insan içeri alınır mı ya?”, “bira ve tuvalet kuyruğunda 3 saat bekledim abi”, “bu nası festival yea” şeklinde “rezaletler silsilesi” yaratılıp, mutsuz olmak istedikten sonra bunu rahatlıkla başarabilirsiniz. Ancak mutlu olmayı da arada denemek gerek! 😉

Festivalden görüntüler ve daha fazla video için: instagram.com/birbabaindie

Special Thanks To: Festivalin festival gibi geçmesini sağladıkları için Tuğçe ve Ulutan’a, özellikle de gece sonundaki tüm açlığımıza ilaç olan Doritos’a da ayrıca çok çok tişikkirlir! 😛

Tags: , , , , , , , , , , , ,

İlginizi Çekebilir

Tight Aggressive ve Peyote sunar: Byzantion Fest #5 Burgazada’da!
Ciermento Ferforte’den ilk albüm geldi: “Ne De Güzel Gidiyorduk…”

Yazar

Bize Katıl!